Yeni Üyelik
1.
Bölüm

22 Eylül

@gizemkebi7

Merhabaaa

Öncelikle biblebuild 💙🖤enayisi olduğumu söylemek isterim .

Şimdi Build'im (Gün ışığım💙 ) 22 Eylül de Tayland'da bir etkinlik yapıcak dedim ki bir manifest yapayım ve daha etkili olsun herkes manifest yapsın diye buraya yazdım .

Çaktırmayın hikaye yazmaya bahane arıyorum 🤭🤭

YANİ KISACASI BU KİTAP BİBLEBUİLD MANİFEST VE HAYALİ HİKAYE KİTABIDIR İSTEKLERE AÇIĞIM

Umarım beğenirsiniz 💚💚

 

22 Eylül

 

"Herkesi affettim ama o gün o bankta otururken hissettiğim şeyi unutamıyorum "

.

.

.

"Yani pek boş vaktiniz bulunmuyor Bay Jakapan "

 

Menajerim bayan Bunmi elindeki tableti son kez kontrol edip bana dönmüştü .

 

"Yarım saatim dahi yok mu ?"

 

Bir umut sorduğum soruma menajerim baş sallamış ve eklemişti

 

"Elimden geleni yaptım ama gerçekten çok yoğun bir programınız var , işiniz her ne ise onu yarına erteleyemezmisiniz ? "

 

"Denerim"

 

Moralim bozuk bir şekilde uçağın camından bulutları izlemeye başladım . Tayland'a gidiyorduk ilk önce bir fan buluşmasına katılıcatım , sonra alısveriş merkezinde düzenlenen marka etkinliğine (buraları tam bilemiyorum yanlış ta olabilir) sonra ise konser vericektim . Sonraki gün tekrar bir fan buluşması ve verilen hediyeleri açtığım bir video çekmem gerekicekti .

 

Aslında bu etkinlikleri seviyordum beni seven insanlarla buluşup onların hayatlarında yer edinmek hoştu ama gitmem gereken bir yer vardı ve biz uçaktan iner inmez işe koyulucaktık .

 

"Gelmicek biliyorsun değil mi ?"

 

Yan koltuğumda oturan arkadaşım Jim menajerimin duymaması için fısıldayarak canımı sıkmaya başlamıştı . Ona uyarıcı bir bakış atmam bile onu susturmaya yetmemiş ti .

 

"Her Tayland'a gittiğinde oraya gidiyorsun ama gelmiyor , Bayan Bunmi öğrenirse ne yapıcaksın ? "

 

Bayan Bunmi'yi kontrol edip bizimle ilgilenmediğini anlayınca Jim'e döndüm .

 

"Eğer söylemezsen öğrenmez "

 

"Sadece senin için endişeleniyorum boşuna umutlanıyorsun"

 

"Endişelenme iyi olucam "

 

Jim e güven verircesine gülümsedikten sonra tekrardan cama döndüm . Eğer boş vakit bulabilirsem bu gün her zamanki buluşma yerine gidicektim . Orası benim için özeldi daha doğrusu Bible ve benim için özeldi . Tayland'a her geldiğimde oraya giderdim , ama o hiç gelmezdi .

 

Hostesin inişe geçtiğimizle ilgili anonsuyla kendime gelmiş ve dolan gözlerimi ovuşturmuştum .

 

***********************************

 

Fan buluşmasından ve marka etkinliğinden sonra konser alanında oluşan teknik bir sorundan dolayı konser 2 saat ertelenmişti bende fırsattan istifade edip arabamla buluşma yerine gidiyordum , yani gidiyorduk .

 

Bayan Bunmi ve sevgili arkadaşım Jim tek başıma hiç bir yere gidemeyeceğimi söylemiş benim ısrarlarım sonucunda ise Jim peşime takılmıştı . Jim'e arabada kalmasını söyleyip gökyüzünü izlediğimiz tahta banka oturdum ve her seferde yaptığım gibi bankın köşesine dönüp çakım ile küçük bölgeye bu günün tarihini kazıma'ya başladım. (biliyorum hoş değil ama yapıyorlar )

 

İşim bitmiş karşıya doğru bakarken arabamın kapısı açılıp kapanmıştı . Jim yanıma gelip bankın boş kısmına oturmuştu.

 

"Bui"

 

"Biliyorum " dedim devam etmesini engelleyerek "Biliyorum gelmeyecek . Hiç bir zaman gelmicek , bu gün de gelmiyeceğini biliyordum zaten "

 

"Peki neden ? "

 

"Buraya gelmek iyi hissettiriyor . Bizim aşkımız burada başlamıştı .

 

flashback

 

""Biben gözlerimi ne zaman açıcaksın ?"

Bible sabahın dördünde beni zorla uyandırmıştı arabaya biner binmez ise bana bir sürprizi olduğunu söyleyip gözlerimi bağlamıştı .Merakla sorduğum soruma sadece gülmüştü . Dudaklarımı büzüp bir soru daha sordum

 

"Hadi ama, hem nereye gidiyoruz ki ?"

Arabanın durmasıyla gözümün kapalı olduğunu unutup etrafıma bakmaya çalıştım .

 

Bible kapımı açıp kolumdan tutarak araban çıkmama yardım etmişti

"Biben umarım beni sabahın dördünde uyandırmana değer "

 

"Merak etme çok seveceksin "

Bible omuzlarım'dan tutarak beni bir bank'a oturtmuş'tu , gözlerimde'ki bandı çıkartması ile mükemmel manzara ile gözlerimi kocaman açtım .

 

"Vay canına bu "

 

Lafımı tamamlayamayıp bible'a döndüm

"Biraz bekle " dedi ve hayranlık'tan açılan ağzımı kapattı .

 

Bible arabadan aldığı battaniyeyi omuzlarıma sarıp yanımdaki boşluğa oturdu , battaniyenin ucundan tutup Bible'ı yanıma çağırdım .

"Gelsene hava serin "

 

"Bana yaklaşmaya mı çalışıyorsun ?" Gözlerini kısarak sorduğu soruya ben de gözlerimi kıstım ve burnumu kırıştırdım .

 

"Saçmalama istersen " bible beni takmayıp bana yaklaşarak battaniyeyi omzuna sardı ben de fırsatı değerlendirip başımı omzuna koydum

 

"Sadece rahat bir yer arıyordum " dedim dalga geçerek .

 

Muhteşem manzara eşliğinde güneşin doğuşunu izlemiştik . Havanın ısınmasıyla battaniyeyi üzerimden attım

 

"Ee beğendin mi süprizi'mi ?"

" Bayıldım " dedim neşeyle "Buraya bayıldım bence hep gelmeliyiz "

"Büyük ihtimalle yapamayız yoğun çalışıyoruz biliyorsun "

İstemsizce dudaklarımı büzmem ile tekrar konuştu

 

"Büzme dudaklarını " tek eliyle yanaklarıma baskı uygulayıp dudaklarımı daha fazla büzdü bu halime gülüp yüzümü rahat bıraktı.

Aklıma gelen fikirle kafamı kaldırdım

"O zaman ayda bir kere gelelim ? her ay bu tarihte ne dersin " halime gülüp cevap verdi

 

"Tamam , bakma öyle " dedi ve cebinden siyah bıçağını çıkardı

 

" O zaman bu anı kayıt edelim " bankın bir köşesine bu günün tarihini yazıp bir süre daha oturduk ve eve dönmeye karar verip arabaya bindik . Evime geldiğimizde onu içeri davet etsem de gelmemiş işi olduğunu söylemişti , arabadan inmeden önce ona döndüm "teşekkür ederim biben gerçekten geçirdiğim en güzel sabah tı seninle vakit geçirmek gerçekten çok güzel "

"Ah bunu diğerleri duymasın " ensesini kaşıyıp tebessüm etti "seninle vakit geçirme te güzel huzurlu hissettiriyorsun "

 

Bunun nasıl bir anlama geldiğini sonra düşünmeye karar verip kapıyı açacak iken dönüp bible ın çenesinde tutup yanağına bir öpücük kondurdum .

"Görüşürüz bible " arabadan inip kapının önünde arabaya dönüp el salladım . Bible ise bir eli yanağında diğer eliyle el sallayıp arabayı çalıştırdı . Arabanın uzaklaşması ile evime girdim .

 

***************

 

"Beğendin mi ? Kendim yaptım "

Elimdeki yarısı yenmiş sandiviçim den son bir ısırık almadan önce Bible'a sordum . Yine aynı yerdeydik , çekimlerimiz olduğu için güneşin doğuşunu izleyememiş ama gün batımına yetişmiştik .

"Emin misin ? Çünkü bayağı güzel olmuş"

Benimle uğraşmaya çalışmasına göz devirip başımı batan güneşe çevirdim .

"Çok mucizevi gözüküyor "

Derin bir iç çektiğini duydum "Kesinlikle" dedi derin bir sesle

"İnsanı büyülüyor biben sanki-"

"Sanki bu dünyaya ait değilmiş gibi "

Lafımı bölmesiyle dudaklarımı büzüp burnumu kırıştırdım

 

"Ne ?" Sözlerinin saçmalığı ile Bible'a döndüm "Güneş zaten dünyaya ait değil ki , Güneş evrenindir "

 

Gözleri ben konuşurken bir süre yüzümde dolaşmış en son gözlerimde durmuştu

 

"Haklısın"

 

Tuhaf atmosferi bozmak için elimi uzattım "bıçağı verir misin ?"

 

Sırtımı ona dönüp geçen ay kazıdığımız yerin altına bu günün tarihini kazıma ya başladım

 

"Sen iyi misin ? Tuhaf davranıyorsun "

 

"Galiba iyiyim " kafamı çevirip ona baktım dalgın bir şekilde ortaya çıkan yıldızlara bakıyordu

 

"Bana her şeyi anlatabilirsin bible seni yargılamam "

 

Cevap vermemesini fırsat bilip tekrar konuştum

 

" Biliyorum bu gün biraz yorucuydu ve ben seni buraya sürükledim eğer istersen-

 

"Senden hoşlanıyorum "

 

Öylece dönüp kalmıştım ne dediğinin farkında mıydı ? , acaba yorgunluktan dolayı halisunasyon mu görüyordum. Tabikide , ama neden her şey bu kadar gerçek gibiydi . Bank'ın pütürlü yüzeyi , elimdeki bıçağın tenime yayılan soğukluğu , yüzüme doğru esen hafif ılık rüzgar ve kulaklarıma dolan çekingen sesi .

 

"Build ? " Her şey gerçekti ama nasıl olur ?

 

"Lütfen bir şey söyle "

 

Derin bir nefes alıp ona döndüm .

 

"Sonunda söyledin "

 

benim itirafım ile umutsuz yüzü şaşkınlıkla parladı .

 

"Ne? "

 

Yerimden kalkıp önünde durdum

"Bunu bana neden daha önce söylemedin ne zamandır söylemeni bekliyordum ama o kadar çekingensin ki . Bana bir adım at diye yapmadığım kalmadı ve sen şimdi benden hoşlandığını söylüyorsun , ama buna hiç hazır değilim . Şu halime bir bak "

 

Üstümdeki açık mavi hoodie'nin ucundan tutarak ona gösterdim .

 

"Şu üstümün haline bak neden daha güzel olduğum bir gün söylemedin ki ?"

Saçma sapan konuşuyor aynı zamanda da ellerimi sağa sola sallıyor'dum Bible benim saçmalığıma daha fazla dayanamayıp ayağa kalktı ve omuzlarım'dan tutup beni kendine

çekti .

 

"Build , sen ne diyorsun?"

 

"Ben" omuzları mı düşürüp istemsizce dudağımı büzdüm "Bilmiyorum . Benimle uzun zamandı flört ediyormuş gibisin ama aynı zamanda arkadaş gibisin , ne yapmaya çalıştığını anlayamadım ve kafam karıştı . Şimdi benden hoşlandığını söylüyorsun . Ben nasıl tepki vericeği'mi bilmiyorum"

 

Bible yüzünde ufak bir sırıtışla omzumdaki ellerini belime indirdi ve beni kendine çekti . Birbirine çarpan bedenlerimiz ile nefesim kesildi

 

"Bible , napıyorsun ?"

 

Sağ elini yanağıma götürüp ben'imin olduğu yeri okşamaya başladı . (Ölürüm ben o ben'e )

 

"Kafası karışan tek kişi sen değilsin "

 

Sesi bir anda o kadar derinleşmiş ti ki kalbim iki kat hızlanmış'tı , alınlarımızı birleştirip gözlerimin içine bakmaya devam etti .

 

"Kafamı o kadar çok karıştırıyorsun ki mantığı'mı yitiriyorum "

 

Ona bu kadar yakın olmak o kadar tehlikeliydi ki kontrolumü her an kaybedebilir'dim .Kuruyan dudaklarımı istemsizce dilimle ıslatıp yutkunmam ile gözleri dudaklarıma kaydı, yanağımda ki eli yavaşça çenem'e gitti ve baş parmağı ile alt dudağımı okşamaya başladı .

 

"Seni sadece benim görebileceğim bir yere koymak istiyorum ama bu pek mümkün değil. Dedim ya konu sen olunca mantığı'mı kaybediyorum . "

 

Titrek bir nefes aldım "Yani ? "

 

"Galiba sana aşık oluyorum ."

 

Hoşuma giden itirafı ile dudaklarım yukarıya doğru kıvrılmıştı , gülümsememi gören Bible gülümsemesini büyütüp burnunu burnuma sürtmüş beni kendine daha çok bastırmıştı . Kollarım omuzlarına sarılırken derin bir nefes aldım .

 

"Öpücek misin artık ? " Soruma küçük bir kahkaha atıp benden uzaklaştı .

 

Hadi ama çok yaklaşmıştım .

 

"Peki sen "

"Ne ?"

"Sen bana karşı ne hissediyorsun ? "

 

Sorusuna karşılık omzuna vurup kaşlarımı çattım

 

"Sence yeterince belli değil mi ?"

 

"Olsun ben senden duymak istiyorum "

 

Derin bir nefes alıp gözlerinin içine baktım

 

"Seni çok seviyorum ,o kadar çok seviyorum ki sanki insan üstü bir varlıkmış'sın da insanlığa bir hediye olarak gönderilmiş'sin gibi geliyor. Sadece benim olamaz mısın ? Seni paylaşmak istemiyorum "

 

Yanaklarımdan tutup alt dudağımı dudakları arasına aldı , ona karşılık verirken karnım'da kelebekler kıpır kıpır kıpırdandılar . Ah keşke o sandiviçi yemeseydim acaba ağzım kokuyormuydu . Düşüncelerimi susturan dudaklarıma baskı yapan dili ve çenemdeki parmağı ile dudaklarımı araladım .

 

Ben nefessiz kalana kadar öpüşmeye devam ettik , geri çekilmeden dudaklarıma son bir öpücük kondurdu ve kafasını boynuma gömdü .

 

"Seni seviyorum Biben "

 

"Ben de seni seviyorum gün ışığım "

 

***********************************

 

Nefessiz kalana kadar o bankın üstünde ağlamıştım , Jim ise sırtımı sıvazlamış benim sakinleşmemi beklemişti .

 

"Beni bırakmayacağını söylemişti ,demek ki beni gerçekten sevmiyor'muş "

 

Gözyaşlarımı silip yerimden kalktım

 

"Haklıydın Jim buraya gelmemeliydim "

 

Elimdeki mavi çakıyı bankın üstüne koydum

 

"Bir daha buraya asla gelmicem "

 

Arabaya binip konserime giderken o bankı ve güzel anıları arkamda bıraktım .

 

Devam edicek..

 

Şey aslında

tek part olucaktı ama fazla sabırsızım 🤭🤭

Gerçi ben okunsa da okunmasada 2. Partı buraya atarım orası ayrı .

Umarım beğenirsiniz

 

 

Loading...
0%