@gizemlikiz
|
(Birkaç dakika sonra) Ares: “Nerede kaldın? Bir an önce gitmemiz gerek. Hem elindekiler ne?” Emma: “Merhem ve birkaç parça eşya.” Ares: “Bir yerine bir şey mi oldu?” Emma: “Şu an değil, daha sonra anlatırım. Hem yola çıkmamız gerek diyordun.” Ares: “Senden daha önemli değil. Anlat, dinliyorum.” Emma: “Orada işkence gördüm ve sırtım yara içinde. Bu yüzden gölete girmek istemedim, çünkü çok yorgundum ve sen beni zorla sokunca enfeksiyon kaptı.” Ares, bir anda kendini suçlu hissetti. Onu zorlamamalıydı. Ares: “Ben… Bilmiyordum. Çok özür dilerim, kraliçem.” Emma: “Sorun değil. Büyükannem merhemi sürdü ve sardı. Sadece düzenli olarak sabah ve akşam sürmemi istedi.” Ares: “Oraya gidince hallederiz. Herkes atlarına! Sen de atını al, bir an önce saraya dönelim. Çok yoruldum.” (Üç saat sonra) Sonunda saraya vardık. Karşımda çok görkemli bir saray vardı. Bütün halk bizi selamlıyordu. Sarayın girişine adım attığımda büyük bir bahçe ve geniş bir avlu gördüm. Yanıma Ares yaklaştı. Ares: “Bu sadece bir başlangıç, kraliçem. Sana daha neler yaşatacağım.” Ne demek istediğini anladım ve kaşlarımı çattım. Birbirimizi yeni tanıyorduk ve bu kadar geniş davranması beni rahatsız etti. Emma: “Bu kadar hızlı gitme, bence atın şaha kalkar.” Ares: “Ben seni zaten tanıyorum, sen de birkaç gün içinde beni tanırsın, kraliçem.” İlk fark ettiğim şey, bana karşı çok nazik olmasıydı. Bu, hoşuma gidiyordu ama diğer izlenimim, istediği şeyi elde edene kadar pes etmeyeceği yönündeydi. Ares: “Kraliçem, inmeyi düşünüyor musunuz? Bizi bekliyorlar.” Emma: “Tabii, iniyorum ama seni biraz bekletmem gerekecek.” Emma: “Askerler, ahır nerede?” Asker: “Efendim, siz zahmet etmeyin, biz götürürüz.” Emma: “Atımı kendim koyacağım. Nerede dedim?” Asker: “İleride, sağda efendim.” Pegasus’u ahıra götürürken herkes şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Kimsenin Pegasus’a dokunmasına izin vermezdim. Onu bulduğumda her yeri kan içindeydi. Ahıra vardığımda boş ve büyük bir ahır buldum. Pegasus’un yavrusu neredeyse 5 aylık olmuştu ve annesine boyca yaklaşmıştı, ama onları ayıramazdım. Ares: “Neden bu kadar inatçısın?” Arkamı bile dönmedim. Emma: “Atımın kimseye dokunmasına izin vermem.” Ares: “Nedenini öğrenebilir miyim, kraliçem?” Emma: “Pegasus’un biri ona dokunduğunda huysuzlaşıyor. Yani, askerlerinden biri dokunursa, ben senden bilirim.” Ares ellerini kaldırdı, teslimiyet göstererek. Ares: “Tamam, kraliçem. Açıklayıcı oldu. Ama bu bağınızı bir ara ayrıntılı dinlemek isterim.” Emma: “Belki bir gün anlatırım. Ama şimdi değil. Şimdi atımın bakımını yapmam gerekiyor.” Ares: “Yardım etmemi ister misin? Hem bana alışmış olur, kraliçem.” Emma: “Bana sürekli ‘kraliçem’ deyip durma. Yanımızda kimse yok. İsmimle hitap et, böyle daha iyi olur.” Ares: “Tamam, kraliçem.” Ares: “Ah, yine söyledim…” Emma: “Sen gerçekten çok gıcık bir kocasın.” Ares: “Dur, dur. Sen ‘koca’ mı dedin? Yani, kabul ediyorsun kocan olduğumu?” Emma: “Maalesef.” Ares: “Öyle mi?” Yavaş yavaş üstüme yürümeye başladı. Kadınlık içgüdüsüyle geri geri gitmeye başladım. En sonunda sırtım ahırın duvarına çarptı. Ares: “Sana bir şey itiraf edebilir miyim?” Emma: “Ne gibi bir itiraf?” Ares: “Çok güzelsin. İnsan dokunmaya kıyamaz. Özellikle saçların... O kırmızı saçların, onlara kıyamıyorum. Seni ilk o bahçede gördüğümde vuruldum.” Kalbim bir anda hızla atmaya başladı. Bu bir aşk itirafıydı ve bana ilk kez birisi aşkını itiraf ediyordu. Yavaş yavaş saçlarımı okşamaya başladı. Yüzünü yüzüme sürterek kokumu içine çekti. Ares: “Sana âşık oldum. Hem de deli divane oldum. İlerde intikam almak isteyeceğini biliyorum ama unutma, ben hep yanında olacağım. Seni asla bırakmayacağım.” Emma: “Peki, beni neden satın aldın? O sarayı darmadağın ettin, canımı yakmama neden izin verdin? Söylesene Ares, o işkenceyi çekerken neredeydin? Annemi öldürenin abim olduğunu söylerken neredeydin?” Bir anda başım dönmeye başladı, gözüm karardı. O an Ares beni kucakladı. Ares: “Özür dilerim. Yanında olamadım, seni koruyamadım…” Son söylediklerini duyamadım. O anda acılarım katlanmıştı ve fark ettim ki, ilk defa acımı birisiyle paylaşıyordum. |
0% |