@gizemliyazar3406
|
Yavaş yavaş gözlerimi açmaya başladım dün çok erken uyumama rağmen hala yorgun olduğumu hissedebiliyordum evet evet hissediyorum size de öyle olmuyor mu yataktan çıkmadan yorgun olduğunuzun hissi birazcık daha tavanda bakışmaya başladım tavanim farklıydi bu beni üzmüş olsa da bugün benim hayatımın ilk günüydü hiç tanımadığım bir şehirde hiç tanımadığım insanlar ... Düşününce garip geliyor ama belki buraya da alışacağım sokakları tanıyacağım, Mardin'den gidince arkamdan bıraktığım insanlar için gözyaşı dökeceğim ben inanıyorum Mardin hayatımı iyi ya da kötü yönden etkileyecek böyle bir hissiyat var içimde ama bir yandan garip olan şey de sanki yıllardır bu topraklarda yaşamışım daha ilk günden hata daha yatağımdan çıkmadan neden böyle hissediyorum Bir süreliğini İzmir'e gitmişim gibi bir his var yani anlayacağınız benim kafam falan baya karışık opps İzmir diyince aklıma annemler geldi yataktan kalkıp telefonumu aradım ama bulamadım hay aksi şeytan nereye gitti bu telefon sonra aklıma geldi gece çantamdan hiç çıkarmadığim aklıma geldi salona gidip çantamı aldım içimden telefon çıkardım çağrı'dan iki, annemden üç, babam ve buse'den de mesajlar vardı mesajları es geçip direkt annemi aradım annem hastanede olduğu için çok uzun konuşamadık muhtemelen Çağrı'da deneme çözüyordur Çağrı ile çok rahatsız etmek istemediğim için gece uyuya kaldığımı dair kısa bir mesaj atıp iyi olduğuma dair bilgi verdim. Buse'yi aramak geldi aklımdan ama saat daha 10 olduğu için ve öğle arası olmadığı için Buse'yi aramak istemedim aramama ilaki döner ama hastanedeki sorumlularından fırça yemesini istemem minişimin ,evet bu gün tek başımayim acaba ne yapsam dışarı çıkıp gezsem mi alışveriş mi yapsam ya da evde film mi izlesem diye düşünürken midem açlık sinyalleri verip guruldamaya başladı ah şu canım midem ses vermesi aç olduğum aklıma gelmeyecek o zaman önce gidip kendime tatlı bir kahvaltı hazırlayayım mutfağa doğru yöneldim buzdolabımı açtım ve tahmin edin bakalım kim daha yeni Mardin'e taşındığı için buzdolabında yiyeceğe dair hiçbir şey yok tabii ki de benim aslında bir yandan da bir şey olmaması işime gelmiş oldu hızlıca hazırlanır Mardin'de kahvaltı yapabileceğim bir yere gider kahvaltı mı yaparım sonrasında görev yapacağım okula giderim birkaç evrak belge teslim etmem lazım sonrasında da güzelce bir alışveriş yaparım Şimdi tekrardan odama geçtim ah sabah sabah ne kadar çok odam , salon ve mutfak arasında mekik dokudum Bir de bana spor yapmazsın derler ah tabii ki kim diyor bunu Çağrı beyefendileri diyor. Şimdi dolabımın karşısında ne giyebilirim diye düşünüyorum. Babamın Mardin'de bir tık giydilerine dikkat et demesi de hala beynimin bir yerinde çınlıyor o yüzden birazcık daha rahat ve aşırı açık olmayacak bir kombin bulup giyip gitmem gerekiyor sonunda kombinimi seçebildimm beyaz plaza pantolon ve üzerine mavi gömlek yeterince güzel olmuştum aynadan kendime bakınca bu kararı aldım. Saçlarım da yukarıdan sık olmayacak bir şekilde at kuyruğu yapıp biraz da makyaj yaptım her ne kadar sade makyaj sevsem de dudaklarımı ön plana çıkarmayı sevdiğim için koyu bir toprak tonu ruj sürdüm ben ruj kadınıyım sen seversin sevmezsin beni ilgilendirmez ben ruj sürerim severim bayılırım son olarak kombinin tamamlandıktan sonra aynen karşısında kendime baktım maşallah çok güzel kızım annemi bundan dolayı tebrik etmeyi aklımın bir kenarana yazdım ve Midyat sokaklarına çıkmak için kapıdan dışarı adımımı attım. Allah'ım umarım her şey çok güzel olur lütfen her şey çok güzel olsun aminnn namaz kılmayı falan tam bilmesem de her zaman Allah'a güvenir ve bir işimin rast gitmesi için ona dua ederim neyse sonunda dışarıya çıkabildim içimden yürümek geldi ama daha o kadar bu sokakları bilmediğim için taksi çağırıp bindim Ecem: merhaba efendim Taksici: merhaba hanım kızım seni nereye götüreyim Ecem: amca kusura bakma ben buraları çok iyi tanımıyorum beni böyle iyi kahvaltı yapabileceğim bir yere götürsen olur mu? Taksici: olur kızım olur götürürüm çok iyi bildiğin bir yer var hep turistler oraya gider sen de mi turistsin zaten benziyorsun yabancılara Taksici amcaya tebessüm edip sorusuna cevap verdim Ecem: Yok amca ben turist değilim buraya öğretmen olarak atandım izmirliyim dedim Taksici: hoş gelmişsin muallim hanım Ecem; hoşbulduk amcam Yaklaşık olarak amca ile 10/15 dakika sohbetimizin sonunda taksi durmuştu amcanın yoğun ısrarlarına rağmen taksi ücretini ödeyebilmiştim amca Çok sempatik çok tatlı biriydi umarım tanıyacağım tüm insanlar öyle olur şöyle düşün Ecem iyi başlangıç her zaman olmasa da iyi son demektir ve ben bugün iyi bir başlangıç yaptım amcanın beni getirdiği mekanın önünde durup mekana baktım mekan aşırı otantik taşlı bir mekanda içerisi çok kalabalık değildi anladığım kadarıyla Mardin'de daha çok evde yemek kültürü var bu çıkarımda sadece gördüğüm tek kafeden çıkardın ya helal sana Ecem kafeye girip cam kenarı bir masaya oturdum garson gelip siparişimi aldı kafenin içine göz gezdirirken tek başına oturan sadece benim olduğum fark ettim Buse burada olsaydı Buse ile oturur kafedeki tüm insanların yüz hatlarına,oturuşlarına, giyim tarzlarına bakıp hayatları ile ilgili çıkarım yapmaya çalışırdık. Sakın yanlış anlaşılmasın burada dediğimiz giyim tarzı zengin fakir değil de daha çok sinirli birisi mi, mutlu birisi mi ,sakin birisimi gibi çıkarımlar olurdu kafenin içine göz gezdirirken dikkatimi çeken biri oldu sert yüz hatlarına sahip baştan sona siyah giyinişli her an birini öldürecekmiş gibi bakan adam ...neyse daha fazla bakmayayım adama dönüp bana ne diye bakıyorsun derse orda korkudan ağlarım evet maalesef ki bir de bende böyle bir durum var biri bana sesini yükseltse gözlerim dolmaya başlıyor kendimi tutamayıp ağlıyorum ağlamam da şiddetlenince astım krizim tetiklenir maalesef ki astım hastasıyım ben ama neyse ki çok ağır değil ben bunları düşünürken fark etmeden korkutucu adama bakıyormuşum ve Allah kahretsin o da bana bakıyormuş neyse sakin ol Ecem seni öldürmeyecek tamam dur ve sessiz bir şekilde önüne dön hızlıca kafamı başka yöne çevirdim iyi ki yavaş dedik Ecem iyi ki tam kendime söylemeye başlamıştım ki garson siparişlerimi getirdi şu an aklımda ne korkutucu adam vardı ne de başka bir şey yiyecekler çok güzel görünüyordu ben mi çok mu açım yoksa bunlar mı cok güzel bilmiyorum ama hızlıca yemeklere saldırmaya başladım o kadar hızlı yedim ki beni dışarıdan birileri izlese kıtlıktan çıktığımı falan sanabilirlerdi ama kimin umurunda öncelik karnım doyurmaktı ve sonunda elhamdülillah bismillah çok şükür yarabbim karnım doydu artık kafamı kaldırıp etrafa baktığım zaman korkutucu adam yoktu orda benimde artık kalkıp okula gitmem gerektiği için hesabı ödeyip mekandan ayrıldım taksiye bindim diğer taksi serüvenime kıyasla daha sessiz bir yolculuk oldu sonunda okulun önünde durmuştum Taksim ücretini ödeyip taksiden indim okula girip müdürünün odasına girdim müdüre bazı evraklarımı verdim doldurması gereken belgelerimi doldurdum birazcık okulun içinde dolaştım okul büyük güzel bir okuldu zaten lise olduğu için geniş bir alana sahipti okulun içini de iyice gezdim okuldan çıkmadan okul müdürüne buralara yakın bir kırtasiye olup olmadığını da sordum müdür de buraya 2 sokak aşağıda yakın bir kırtasiye olduğunu söyledi telefondan navigasyonu açıp yürümeyi tercih ettim kulağıma kulaklığımı taktım yürüdüğüm yerlere iyice odaklanarak kırtasiyeye geldim kırtasiyenin içinden lise matematik test kitapları birkaç kalem silgi ve ihtiyacım olan diğer kırtasiye malzemelerini alıp çıktım bugün çok yorulmuştum ama gidip ev için alışveriş yapmam lazımdı yine taksi çağırıp beni çarşıya birakmasini söyledim taksici beni çarşıya bıraktıktan sonra ev için gerekli olan yiyecek içeceklerin hepsini aldım bu defa taksiye binmek yerine yürüme Fikri ağır bastı yürüme Fikri ağır basarken düşünemediğim bir şey ellerimdeki ağır eşyalardı ona rağmen yürümeye başladım hem eve çok uzak değildim ama hem havanın sıcaklığından hem de elimdeki eşyalardan dolayı çok fazla yorulmuştum eşyaları biraz kenara bırakıp dinlenmeyi tercih ettim o sırada önümde siyah bir araba durdu biraz tedirgin oldum ama neyse ki etrafımda dükkanlar falan vardı Ecem: buyrun efendim Arabacı: kızım yardım edeyim mi gideceğin yere kadar ellinde ki eşyalar çok ağır'a benziyor Amca bana çok sempatik gelmişti her ne kadar da yanlış olsa da onun arabasına binmek istedim ve tabiki bindim zaten eve çok mesafe olmadığı için amcayla çok sohbet edecek vaktimiz yoktu sadece amcanın adının Veli olduğunu ve burada büyük Bir ağanın şoför olduğunu öğrendim amca beni eve bıraktı eve bıraktığı için amcaya teşekkür ettim o kadar ısrar etmeme rağmen eve gelip bir çay ya da kahve içmedi ki içimde bir yandanda iyiki girmemiş her ne kadar da bana yardım etmiş olsa da neyin nesi olduğunu bilmiyorum amca beni bıraktıktan sonra evime girdim üzerimi değiştirdim aldığım eşyaları her ne kadar yorgun olsam da dolaba yerleştirmem gerektiği için hepsini tek tek dolaba yerleştirdim sonra bir duşa girdim televizyon açıp biraz film izlemeye karar verdim Televizyon izlerken uyuya kalmışım uyandığımda saat gecenin 10'uydu annemler beni aramıştı annemlere arayıp onlara konuştum biraz acıktığım için gidip mutfakta Nutellamı ekmeğime sürüp yedim bunu tamamen üşengeç olduğum için değil gece gece yemek yemek istemediğim için yaptım ekmeğimi yedikten sonra gidip uyumaya karar verdim yatağıma girdim birazcık sosyal medya hesaplarımda dolaştım ve sonradan tekrardan uyuyakaldım l. Bir hafta boyunca evimin düzenine Mardin'e alışmam ve uyumamla geçmişti Mardin'e alışmam derken sakın mardin'i gezdiğimi falan düşünmeyin sadece camdan Mardin sokaklarını izlemiştim ve neyse ki sonunda bugün pazar günü yarın benim için çok büyük bir gün okulumun ilk günü herkesin hayalleri idealleri vardır ve ben yarın idealim olan öğretmenlik mesleğine kavuşuyorum içimde o kadar büyük bir sevinç var ki anlatmak için alfabedeki tüm harfleri lisanımda ki tüm kelimeleri kullansam da kifayetsiz kalacak yarın benim günüm şimdi erkenden uyumam gerekiyor ama önce annemle babamı arayıp konuşmam lazım telefonu alıp annemi aradım annem de çok uzun konuşamadım çünkü hem bugün onun hem de babamın nöbeti vardı Çağrıyı da bu zamanlarda çok rahatsız etmek istemiyorum sınavını az kaldı ve Çağrı ne kadar belli etmese de bu sınav onun için çok önemli Ailem asla Çağrı'ya anne ve babasının yokluğunu göstermedi ben onu abim gibi benimsedim ama yine de Çağrı hep annemle babama karşı bir mahcubiyet içerisinde büyüdü ve galiba Çağrı o yüzden annemle babamın izinden giderek onlar gibi doktor oldu Bunu sadece annemle babama karşı vefa borcunu ödemek istediğinden çok fazlasıyla eminim ve o yüzden Çağrı'nın bu sınavı çok önemsediğini de biliyorum o benim aksime çok başarılı ve çok hırslı biriydi Buse'yle kaç gündür konuşamamıştik onu arayıp konuşmak istiyorum ama Buse zaten hastanede çok yoruluyor eve gelir gelmez de uyuyor.Ve galiba benimde uyumam gerekiyor sonuç olarak yarın benimde ilk iş günüm Uyumadan kombinimi hazırlamak çok mantıklı geldiği için hızlıca kombinimi seçtim Evet sonunda yatağıma geçtim yarın için çok büyük heyecanlı gözlerimi şöyle bir sorun vardı ki ben bu kadar heyecanlı nasıl uyuyacaktım yatakta bir sağa bir sola Bir sağa bir sola döndüm olmadı uyuyamadım telefonumu elime aldım birazcık sosyal medyada dolaştım yok yine uyuyamadım en iyi seçenek yeni telefonu bırakıp yarınla ilgili hayaller kurmaktı gözümü kapattım İlk günüm böyle geçecek şöyle geçecek diye hayaller kurdum Sabah alarm sesinin 50. çalışından sonra uyandım tamam 50'yi birazcık abartmış olabilirim ama yaklaşık 38 defa çaldı çünkü benim birazcık uykum ağır olabilir yatakta 3 dakika boyunca tavanı izleyip hayatı sorguladıktan sonra hızlıca yatağından çıktım banyoya girdim rutin işlerimi hallettim gelip üzerime giyindim neyse ki geceden kombinimi hazırlamıştım makyajıma sade tutmak istedim saçımı da salık yaptım kahvaltı yapmama gerek yoktu çünkü ben bu saatte kahvaltı yapamam o yüzden hızlıca taksi çağırıp taksiyi beklemeye başladım bu okula gitme gelme işi için en kısa sürede bir pratik çözüm bulmam lazım her gün taksi çağırıp gidip gelemem ve Mardin o kadar sıcak ki yürümem de imkansız Aşağı inip tam taksiyi bekleyecekken taksi gelmişti taksiye bindim ama taksiye binerken o kadar heyecanlıydım ki ilkokul 1 sınıfa başlamış bir çocuk heyecanı gibi ya da üniversiteye daha yeni kayıt yapmış öğrenci heyecanı sarmıştı beni cıvıl cıvıl yeni bir gün cıvıl cıvıl yeni öğrenciler hatta ilk öğrenciler Ve ben yine bunları düşünürken okula gelmiştik taksi ücretini ödedim taksiden indim bugün okulun ilk günü olduğu için öğrenciler İstiklal marşı okuyacaklardı o yüzden hepsi sıraya girmişti ben de diğer öğretmenlerin yanına giderek sıraya girdim İstiklal marşı'mızı okuyup sınıfımıza girdik İlk dersim 11-b sınıfındaydı Öğretmenler odasındaydım öğretmenler ile kısa bir sohbet edip öğretmenler zilini çalmasıyla da sınıfıma 11-b'ye doğru yürüdüm sakın Ecem sakın çok heyecanlandığını belli etme öğrencileri yoksa başına tepene yoksa tepene çıkarlar sınıfın kapısının kulpun tuttuğum zaman gözümde 1. sınıfa gidip ben öğretmen olacağım diye Ecem canlandı Sonra aklıma ortaokula geçip ben öğretmen olacağım diye ecem canlandı sonra lise üniversite Belki kiminiz için öğretmenlik o kadar mı Kutsal bir meslek değilken benim tüm çocukluğumdu ve şimdi de tüm çocukluğumu gerçekleştirmem gerçekleştirmem için önümde tek bir engel var o da kapı kulpu şu an onu aşağı indireceğim ve ben o sınıfa 11-b'nin öğretmeni olarak gireceğim Ve sonunda sınıfa girdim öğrencinin hepsi cıvıl cıvıldı ya da ben öyle sanıyorum tabii ki şaka cıvıl cıvılar Ecem: günaydın çocuklar evet hepiniz yerinizde oturun bakalım Öğrenciler: günaydın öğretmenim Ecem: çocuklar ben yeni matematik öğretmeniniz Ecem izmirliyim ve bu yıl matematik dersini benimle birlikte işleyeceksiniz umarım hepimiz için çok güzel bir yıl olur şimdi hepiniz hazırsanız biraz sizi tanıyalım Öğrenciler : olur öğretmenim Ecem: şimdi herkes sırayla ismini ve ilerdeki hayali olan mesleği söylesin Sonrasında öğrenciler kendilerine tanıtmaya başladı şu hepimizin aklına girmiş kazınmış baban ne iş yapıyor sorusunu asla öğrencilerime sormayacağım baban ne iş yapıyor sorusu bana göre dolaylı yoldan sınıfsal bir farkındalık oluşturmak için sorulmuş bir sorudur. Ecem: şimdi herkes sırayla ismini ve ilerdeki hayali olan mesleği söylesin Sonrasında öğrenciler kendilerine tanıtmaya başladı şu hepimizin aklına girmiş kazınmış baban ne iş yapıyor sorusunu asla öğrencilerime sormayacağım baban ne iş yapıyor sorusu bana göre dolaylı yoldan sınıfsal bir farkındalık oluşturmak için sorulmuş bir sorudur.Öğrenciler kendilerini tanıtırken derse başladığımdan beri sessiz olan kız öğrencime Sıra gelmişti Ecem: evt canım sıra bende Öğrenci: Evin benim adım en büyük hayalim savcı olmak öğretmenim savcı olup suçluyu suçsuzu, haklıyı haksızı ortaya çıkaracağım öğretmenim Ecem: AA ne güzel canım benim umarım bir gün savcı Evin olarak karşıma çıkarsın Biz Evin ile bu konuşmayı yaparken Evin'in yanında oturan kız öğrencim gülmeye başladı gülmesini Çok takmayıp sıra sende dedim Öğrenci: benim adım Rojbin muhasebeci olmak istiyorum öğretmenim Ecem; parasal konularda o zaman iyisindir Rojbin: evet öğretmenim iyiyim Rojbin de kendisini tanıtmasıyla 25 kişilik mevcuda sahip olan sınıfımda herkesle tanışmış oldu herkese tanıtışmanın bedeli olarak ilk derse ders işleyemeden zil çaldı neyse ki ilk ders ders işlenmez diye yazılı olmayan bir kuralımız var Tenefüste birazcık sınıfta oturmak istedim öğretmenler odasına gitmektense sınıfta gözlemlediğim kadarıyla genel olarak aktif bir sınıf vardı herkes herkeste sosyalleşmekteydi tek bir kişi Evin yerinde oturmuş sadece sınıf arkadaşlarını izliyordu Evin'e karşı içimde garip bir his vardı hani tüm öğrencilerimi seveceğim ama Evin'i ayrı bir sevgi bağı besleyeceğimi düşünüyorum İkinci ders zili çalmış öğrenciler yavaş yavaş sınıfa girmeye başladı beni gören sessizce yerine oturmaya başlıyor.Ama ben öğretmenler zilli çalana kadar onlarla sohbet ettim Öğretmenler zilli çalınca da gıcık matematikçi moduma girdim öğrencilerin seviyelerini ölçmek için daha tahtaya basit sorular sormaya başladım ki matematik seviyelerini ölçmem ve dersi nasıl işleyeceğime karar verecektim Tahtaya 7 tane soru yazdım Ecem: hadi bakalım çocuklar şimdi önce soruları yazın sonra çözmeye başlayayın Öğrenciler soruları yazmaya başlarken bende hepsinin yüzünü incelemeye başladım hepsinin yüzünü ezberime işlemek istiyorum Bunlar benim öğrencilerim hepsinin hayalleri idaelleri var ve bende onlarin hep arkalarında olucam Birden kapının sertçe açılmasıyla irkildim hata deyim yerindeyse yerimden sıçradım sınıfa uzun boylu omuzları geniş siyah takım giyen bir adam girdi Ecem: beyfendi bu şekilde sınıfa giremezsiniz lütfen çıkar mısınız ? Adam: kusura bakmayasın hoca hanım ben bacımı alıp gidecem Ecem: beyfendi kardeşinizi gelip yangından mal kaçırır gibi alamazsınız şuan derste çıkar mısınız Adam: Evin kalk hadi bakalım çabuk Evin: ta-tamam abi Ecem: Evin hiç bir yere gelmiyor Adam beni takmayıp Evi'nin eşyalarını toplayıp Evini sınıftan çıkardı ben ne yapacağımı ne edeceğimi bilmeden sınıfta kala kaldım.Sonra birden aklıma dank etti müdür beyin odasına gidip durumu müdüre anlatım Anlatmamla hayal kırıklığına uğramam bii oldu ben tüm eğitimcileri idealist eğitimci sanarken müdürün sizde kalan öğrencilerle derse devam edin hocam demesiyle şoka girmiştim elimden yapacak hiçbir şey gelmediği için sınıfa girdim ve öğrencilere Evin'in ailesine sormak aklıma geldi Ecem: arkadaşlar az önce gelen adamı tanıyan var mı aranızda ya da Evin'in ailesinin kim olduğunu bilen var mı ? Rojbin: öğretmenim ben tanıyorum Evin bizim evin temizlikçisinin kızı ve temizlikçisi İçten içe Rojbin'in üsten üste konuşmasına sinir olmuştum ama yinede sessiz kalmayı tercih ettim. Ecem: Rojbin ders çıkışı bu mevzuyu konuşalım şimdi herkes soruları çözmeye başlasın bakalım. Öğrencilerin bir çoğu soruları çözmüş bu da matematik seviyelerinin çok kötü olmadığının kanıtiydi Teneffüs zilinin çalmasıyla Rojbin'i yanima alıp bahçede Evin ile ilgile konuştuk duyduklarım beni çok sartı Evin'in abisi bir kızla evlenmek istiyor kızın ailesi de karşılık olarak Evin'i de kendi oğullarına istiyorlarmış bu durum kötü değilmiş gibi daha kötüsü de Evin'in evleneceği adam zaten evli ve 5 kız çocuğuna sahip biriymiş Evin'le de erkek çocuk doğursun diye evlencekmiş Bu nasıl bir düşünce Allah'ım ben ne yapacağım bu nasıl bir durum bir insan nasıl kardeşine bunu yapar. Rojbin'e çıkışta beni beklemesini ve beni de onlara götürmesini rica ettim Ben onlara gidince ne yapacaktım ki kızı verin diye bağıracak mıyım ben bilmiyorum tek bildiğim ben Evin'i kurban etmem edemem edersem minik Ecem asla beni affetmez bende kendimi edemem son dersin 5 dakikası geçmek bilmiyordu şuan ders bitsin diye dakika sayan öğrenciler gibiyim neyse ki son ders zilli çaldı öğrenciler iyi akşamlar diyip sınıftan çıktım .Sınıftan çıkıp okul kapısında Rojbin'i bekledim ki neyse çok beklemedim Rojbin'le sohbet ede ede eve yürümeye başladık şunu fark ettim Rojbin'nin Evin'e karşı büyük bir kini var şuan buna kafa yormayı bırakıp eve gidince napacağımı düşünmem lazımdı ama ne yapacağım hiç bilmiyorum .Büyük bir Konak tarzı bir yerin önünde durduk bence bu konak tarzı değil direk dizilerde, filmlerde gördüğümüz konaklardandı acaba bu evde kaç oda var Ecem yine iç sesin saçmalıyor sus ve Evin'i kurtmak için düşün diyerek kendimi ikaz edip Rojbin'nin beni içeri davet etmeyesiyle eve girdim Gün içerisinde eve girince bağırıp çağırmak fikrini çok düşünmüştüm ama buraya girince bunun çokta mantıklı bir fikir olmadığına karar verdim. Rojbin beni içeriye davet etti birlikte merdiven çıktık büyük bir odanın önüne geldik kapıyı açıp içeri girdik içeride 5 yada 6 kadın vardı. Yaşli teyze: Rojbin ev kiye? Rojbin : daye ev mamosteyê min e Kadın rojbin'e ne dedi Rojbin ona ne dedi bilmiyorum ama bunun üzerine Orda ki herkes benle tanıştı konuştuk aslında hepsi sevecen insanlardı Şuan aklım o kadar Evin'de ki isimlerinin hepsini duyduktan sonra unutuyorum ya da belki bir çoğu Kürtçe kökenli olduğu için aklımdan çıkıyor direk,Onlara buraya neden geldiğimi açıkladım Daye:(Rojbin'nin annesi) bu işe kendilerinin müdahale edemeyeceğini aşağı inip onlarla konuşmam gerektiğini söyledi Rojbin ve Rojbin'nin yengesi diye kendini tanıtan kadın benimle birlikte aşağı indiler .Allah'ım ne kadar çok oda kapı var ben bu konakta kaybolabilirim acaba odalarını karıştırmıyorlar mı ? Buraya Öğretmen kimliğimle geldiğim ve olay biraz da ciddi bir olay olduğu için bu saçma soruyu sormamaya karar verdim.Mutfağa geldiğim zaman canım o kadar yakan bir şey oldu ki bir an o ağrıdan nefes almayı bile unutabilirdim üzerinde okul forması olması gereken Evin'in üzerinde taktığı mutfak önlüğü yüzündeki morluklarla soğan doğradığını görmek... İçimden bir sürü şey söylemek bağırmak geliyor ama ağzımın içini sanki camla doldurmuşlarda ağzımı açınca ağrıyacak gibi sadece sessizce Evin'e bakıyordum oda bana bakıyor ama çekinerek bakıyordu şuan konuşup sen çekinme onların çekinmesi lazım diye Evin'e sarılıp ağlamak istiyorum ama güçlü olmam lazım Neyse ki bu sessizliği Rojbin bozmuş oldu Rojbin: Seher teyze bu benle Evin'in öğretmeni bugün Mustafa Evin'i sınıftan öyle götürünce öğretmen de Evin'i görmek istedi Seher: hoşgeldiniz öğretmen hanım Ecem: ben şey ııı hoş- hoşbuldum be-ben E-Evin için geldim. Evin'in o yüzünun halinden sonra konuşmayı bile beceremiyordum ben bu gün kendimi çok çaresiz hissetim biraz kendime gelip tam konuşacakken bu gün Evin'i gelip okuldan alan adını Mustafa olduğunu öğrendim adam Mustafa mutfağa girdi Ecem: gel buraya çık dışarı Mustafa: napiyon bacım çek git Ecem : çık dışarı Mustafa mutfaktan dışarı çıktı orda ki kimseyi takmayıp Mustafa o kadar sert bir tokat attım ben bile kendimden bunu beklemiyordum ben birine tokat attım Mustafa: sen napiyorsun lan Mustafa eli tam baba kaldırılıp tokat ataceken birini elini tutmasıyla Mustafa'nın kaldırdığı elli hava kaldı Mustafa'nın elini tutan adamı sanki hatırlıyorum ama nerden ha -hatırladım ben bu adamı kafede görmüştüm korkutucu olan adam Mustafa'nın elini tutmuş beni korumuştu. Mustafa: Şervan ağam Şervan ağa: noluyor burda Bir bana bir Mustafa arasında gözleri mekik dokuyordu. Ecem: be- ben öğretmenim Evin'nin Şervan: terasa geçin öğretmen hanım orda konuşalım. Ecem: tabi Şervan: Mustafa sende Mustafa : tamam ağam Ben Mustafa Ve Şervan ağa yukarı doğru çıktık. |
0% |