Yeni Üyelik
14.
Bölüm

11.Bölüm

@gizemliyazardemir0

"Ada sabah namazını kılacağız kalk hadi."

"Güzelim hadi uyan." Yavaş yavaş bilincim açılırken yanağımdan öpülmesiyle gözlerimi açtım. Asaf dirseğinin üzerinde bana bakıyordu ve birden beni ona bakarken görünce öyle kalmıştı.

"Doğruyu söyle uyanmıştın değil mi?" dedi hafif tebessüm ederek. Bende gülümsedim.

"Hayır yeni uyandım." Yüzünü yüzüme yaklaştırırken "Ben tam uyanamadım galiba." dedi. Neden böyle dediğini anlamadım ama sormaya da dilim varmıyordu. Çünkü çok yakındık. Öylece yüzüne bakarken burnumun ucundan öptü. Sonra da başını boynuma götürerek kokulu bir öpücük bıraktı. İstemsizce gözlerim kapanmıştı. Başını çektikten sonra saçlarımıda öptüğünü hissettim. Nefesini yüzümde hissederken gözlerimi açarak gözlerine baktım. O ise dudaklarıma bakıyordu. Dayanamıyormuş gibi gözlerini kapatıp açtı ve gözlerime baktı benim gibi.

"Kalkalım sevgilim." dedi kendini zor tutuyormuş gibi bir hali vardı. Bir cesaretle yanağından öptüm. Sonra da yataktan kalktım. Çünkü o kalkacak gibi durmuyordu. Kalkalım demişti ama bir harekette bulunmadığı için yanağından öperek onu şaşırtmış ve yataktan kalkarak banyoya girmiştim.

"Ah Ada bana ne yaptığını bir bilsen." Kendi kendine arkamdan söyleniyordu ama ben duymuştum. Ve bir şey yaptığımı düşünmüyorum, o beni öpmüştü bende öptüm bu kadar.

Aynadan yüzüme baktıktan sonra abdestimi aldım. Şu an içerde ne yapıyordu bilmiyorum ama banyoda işim bittiği için çıktım.

Asaf yatakta oturmuş bana bakıyordu. Yani kapıya bakıyor olmalıydı ki ben çıkınca göz göze geldik. Gülümseyerek baktıktan sonra elbise dolabına ilerledim. Gerçekten bana ne olduğunu da bilmiyordum. Asaf'ın yanında kendimi değişik hissediyor ve gülümserken buluyordum nedensizce. Bu duyguların anlamı neydi bilmiyorum fakat onun yanındayken huzur ve güven içerisinde olduğumu hissettiriyordu. Adım seslerinden sonra düşüncelerimden kurtuldum ve elbise dolabından namaz elbisemi ve başörtümü aldım.

Asaf'ta banyoya girerek kapıyı kapatmıştı. Namaz elbisemi giydikten sonra saçlarımı ensemde topuz yaptım bileğimden tokamı alacaktım ama yoktu. Acaba komodine mi koydum diye oraya baktım orda da yoktu. Bir elim saçımda diğeriyle tokayı arıyordum.

"Allah Allah nereye gitti bu şimdi?" Her zaman yatmadan önce saçlarımı açar ve tokayıda bileğime takardım. Ama şimdi bulamıyorum.

Elimi saçımdan çektim ve başka toka almak için elbise dolabına baktım. Çekmecelere bakarken Asaf banyodan çıkmıştı. Ben hâlâ çekmeceleri karıştırıyordum toka bulmak için.

"Ne oldu yavrum ne arıyorsun?" Bıkmışlıkla Asaf'a döndüm. Bir şeyi arayınca ortaya çıkmazdı zaten.

"Tokamı bulamıyorum Asaf saçlarım açık kaldı." Cümlemi bitirince Asaf'ın bileğinde olan siyah şeyle boşuna aradığımı anladım. Çünkü tokam bizzat kocamın bileğindeydi.

Asaf'ta benim gibi koluna baktı. Suçlu çocuklar gibi bileğini arkasına sakladıktan sonra gördüğümü anlayınca elini arkasından çekti ve tokaya dokundu.

"Şey yere düşmüşte kaybolmasın diye bileğime taktım." dedi ama verecek gibi durmuyordu. Elini ensesine götürerek gülümsedi.

"İyi yapmışsın, şimdi alabilir miyim?" Almak için birkaç adım yaklaştım o da uzaklaştı ve "Hayır." dedi.

"Yani benim oldu artık sen başka toka al." İçimden bir ses tokanın yere düşmediğini söylüyordu. Ve başka toka bulamamıştım o yüzden ona ihtiyacım vardı.

"Asaf verir misin lütfen başka toka bulamadığım için onu istiyorum. Sen benim tokamı ne yapacaksın Allah aşkına." Bileğinden çıkararak bana uzattı. Almak için elimi uzattığımda geri çekti.

"Ben sana erkenden yenisini alırım. Şimdi başka olmadığı için veriyorum, geri alacağım. Söz mü?" Çocuk gibi davranıyordu. Ve bu halleri aşırı tatlı gelmişti gözüme.

"Söz, şimdi alabilir miyim tokamı. Bak vakit geçecek." Tamam diyerek tokayı verdi.

Saçlarımı topladıktan sonra arkama baktım beni izliyordu Asaf. Utanmıştım, her an gözleri üzerimdeydi. Daha fazla ona bakmadan şalımı yaptım. Namaz vakti geçecekti böyle devam ederse.

Seccadeleri de serdikten sonra Asaf'a baktım. Ne olduğunu anlayarak seccadesine geçti. Namazımızı huzurla kılmıştık. Asaf'la geçirdiğim her dakika gözümde değerleniyordu. Allah'a şükrettim nasibime Asaf'ı yazdığı için. Aynı zamanda benim kalbimide ona ısındırması için dua ettim. O bana sevgiyle yaklaşırken benim duygusuzca durmam yanlıştı. Belki de çoktan onu sevmeye başlamışımdır.

Sabah namazından sonra Kur'an-ı Kerim okumak istemiştim ama nerede olduğunu bilmediğim için Asaf'a sormaya karar verdim.

Tesbihini çekmiş seccadesini kaldırıyordu. Bende seccademi kaldırdıktan sonra aynı anda ayağa kalktık.

"Asaf Kur'an-ı Kerim nerede?" diye sordum.

"Bekle güzelim, getiriyorum." dedikten sonra alnımdan öperek odadan çıktı. Ben Kur'an'ın nerede olduğunu sorduğum zaman yüzü aydınlanmıştı sanki. O heyecanla da seccadesini yatağın üzerine koymuştu. Gülümseyerek onunkiyle benimkinide aldım ve dolaba koydum.

Yatağı toplayıp toplamama konusunda kararsız kaldım, gelince belki uyurdu. O yüzden toplamadım. ​​​​​

Karnından yukarıda tuttuğu Kur'an-ı Kerim'le odaya girdi. Eline çok yakışmıştı Allah'ın kelamı yazılı olan kitap. Gözlerim dolarken akmasınlar diye tuttum. Asaf'ın gözlerine baktığımda benden farkı olmadığını gördüm.

Yanıma gedlikten sonra anlımdan öptü ve bir koluyla beni göğsüne çekti. Diğer elinde Kur'an-ı Kerim vardı. Kollarımı beline sardıktan sonra ağlamaya başladım. Hissettiğim manevi huzurdan dolayı ağlıyordum.

Asaf tişörtüne değen ıslaklıkla ağladığımı anlamış olmalı ki beni geri çekerek yüzüme baktı. Kur'an-ı Kerim'i masaya bırakıp tekrar sarıldık.

"Neden ağlıyorsun orman gözlü sevdiğim?" diye sordu sesindeki şefkatle. Biraz daha göğsünde ağladıktan sonra ayrıldık. Yüzüm eğik durduğu için çenemden tutarak kaldırdı ve gözlerine bakmamı sağladı.

"Sadece senin gibi bir eşe sahip olduğum için ağlıyorum, yani mutluluktan. Ben bu yaşıma kadar salih bir eşim olsun diye dua ettim. Birlikte ibadetlerimizi yerine getirelim, Kur'an-ı Kerim okuyalım istedim. Şimdi de sen Kur'an'la gelince duygulandım. Teşekkür ederim." Gözyaşlarımı silerek gülümsedi.

"Asıl ben teşekkür ederim eşim olduğun için. Allah'a ne kadar şükretsem azdır. Ben senin harama bakmadan helalini beklediğine eminim. Bende senin nasibim olduğunu bilmeden seni bekledim. Ve sen şimdi beni sevmemene rağmen kendini benden saklamıyor aksine sevmeye çalışıyorsun. Teşekkür ederim güzelim, seni çok seviyorum." Biraz daha sarıldıktan sonra "Hadi artık ağlama Kur'an-ı Kerim okuyalım." Başımı sallayarak onayladım.

"Bir elimi yüzümü yıkayayım, geliyorum."

"Tamam güzelim."

Banyoya girdikten sonra abdestimi de tazeledim. Çıktığımda Asaf yatağı toplamıştı. Biraz sonra odadan çıktı. Geri geldiğinde elinde rahle vardı. Rahleyi yere koyduktan sonra oturdu.

"Hadi güzelim Kur'an-ı Kerim'i getir ve otur." dedi. Yaptıklarını izlerken gözlerimden kalp çıkıyordu resmen. Böyle bir evliliği hayal etmiştim ve gerçekleşiyordu. Nasıl başlamış olursa olsun.

Birlikte Kur'an-ı Kerim okuduktan sonra kahvaltımızı yapmıştık. Her şey beklemediğim kadar güzel gidiyordu. Şükürler olsun. Ve ben aslında hissetmekten korktuğum duyguların güzelliği karşısında şaşırıyordum.

Sevilmek çok güzel bir duyguymuş. Babamdan görmediğim sevgiyi Asaf bana veriyordu. Babasından sevgi görmemiş kızlar korkardı sevmekten, bende öyleydim. Sevilmeyi tadınca anlamıştım nasıl bir şey olduğunu ve aslında korkulacak değil güven veren bir duygu olduğunu.

Düşüncerimden telefon zil sesiyle irkilerek sıyrıldım. Asaf bana bakarak "İyi misin canım, telefon çaldı sadece." Başımı sallayarak onayladım.

"İyiyim dalmışım birden irkildim."

​​​​​Telefonu açarak kulağına götürdü.

"Aleyküm selam annecim. Biz iyiyiz orda durumlar nasıl?" Asaf'ın konuşmasıyla Gülizar teyzenin aradığını anladım.

Karşıyı dinledikten sonra telefonu hoparlöre aldı.

"Elif kızım nasılsın?" Diye sordu her zamanki cana yakınlığı ile.

"Elhamdülillah, iyiyim Gülizar teyze sen nasılsın, evdekiler nasıl?" diye sordum bende aynı şekilde.

"Hamd olsun kızım herkes iyi. Ben sizi bugün akşam yemeğine davet etmek için aramıştım."

​​​​​​Asaf'a bakarak onay bekledim. Benim için sıkıntı yoktu ama onunda ne düşündüğü önemliydi. Neden baktığımı anlayınca gözleriyle onayladı beni.

"Olur Gülizar teyze geliriz inşaAllah."

"Tamam kızım bekliyorum. Ha unutmadan yanına kıyafette al Elif burada kalırsınız, biliyorsun düğünden sonra gelini görmeye gelecekler."

"Tamam Gülizar teyze, alırım."

"Tamam kızım, Allah'a emanet olun."

"Sende Gülizar teyze."

"Sende annecim." Asaf'la aynı anda veda edince Gülizar teyze gülmüştü. Sonra da kapattık telefonu.

​​​​​​Asaf'la yan yana koltukta oturuyorduk. Ve beni yanından bir saniye bile ayırmak istemiyor gibi bir hali vardı. Temas bağımlısı gibi davranıyordu. Ne yalan söyleyeyim benim de hoşuma gitmiyor değildi. Yavaş yavaş beni de kendine benzetiyor.

Elini arkamdan uzatarak omzumdaki saçlarımla oynuyordu. Bu arada dediği gibi kahvaltı yapmadan önce dışarı çıkmış ve dağ evinde olmamıza rağmen çok kısa bir sürede yeni tokalar alıp dönmüştü eve. Nereden bulduğunu sorunca yakında bir dükkan olduğunu ve oradan aldığını söylemişti. Şimdi ise bileğindeki tokamla çok mutlu görünüyordu.

Bu haline gülümseyerek yerimden kalkmak için harekette bulundum ama Asaf durdurdu.

"Nereye güzelim?"

"Kek yapacağım, eli boş gitmek olmaz."

"Boşuna yorma kendini, annem böyle şeylere takılmaz."

"Olsun, dediğim gibi eli boş gitmek olmaz."

"Tamam o halde, şimdiden ellerine sağlık." Elimi tutarak öptü.

"Teşekkür ederim." Dedikten sonra kalktım. Asaf'ta benimle birlikte kalkınca "Sen nereye?" diye sordum.

"Karım nereye ben oraya."

"Asaf ya."

"Sana tam olarak yardım edemeyebilirim fakat kek çırpıcın olabilirim. Uyar mı hanımefendi?" Referans verir gibi elini uzatarak biraz eğildi.

"Uyar beyefendi." Dedikten sonra elinin üzerine nazikçe elimi koydum. Gülümseyerek elimi öptükten sonra mutfağa gittik.

Mutfağa girince saçlarım açık olduğu için Asaf kolundaki tokamla acıtmadan saçlarımı toplamıştı. Sonra da saçlarıma öpücük kondurdu. Babam saçlarımı ne okşamıştı ne de toplamama yardım etmişti. Şimdi Asaf bunları yapınca kendimi şanslı hissediyorum. Ve yine şükürler ediyorum.

"Teşekkür ederim kocacığım." diyerek yanağından öpmüş ve onu şaşırtmıştım bir kere daha.

Daha fazla oyalanmadan kek için gerekli malzemeleri ben söyledim ve Asaf buzdolabından tezgaha çıkardı. Bu arada bende keki koyacağım kabı çıkardım.

Güzel bir iş birliği ile keki fırına pişmeye bıraktık. Ondan öncesinde Asaf rahat durmamış ve burnumdan başlayarak yüzümün her yerini un yapmıştı resmen. Bende onun yüzünü yapmıştım ama benimki kadar olmamıştı çünkü boyu benden uzun olduğu için başını kolaylıkla kaçırıyor.

​​​​​​Önlüğü çözdükten sonra Asaf'a baktım.

"Keke bakarsın değil mi? Ben bir duş alayım." Asaf yutkunduktan sonra başını salladı.

"Bakarım yavrum, senden sonra da ben girerim üstüm başım mahvoldu zaten."

"Senin mi benim mi Asaf? Yardım ederim dediğinde anlamalıydım rahat durmayacağını."

"Fena mı birlikte ilk kekimizi yapmış olduk." Bende onun gibi gülümsedim.

"Değil, güzeldi aksine. O zaman ben gidiyorum." diyerek mutfaktan çıktım.

Yatak odasına girince aynadan yüzüme baktım. Çoğu yer unla kaplıydı ve yüzümde Asaf'la olduğum her an, artık görmeye alıştığım gülümseme vardı.

Kıyafetlerimi seçtikten sonra yatağın üzerine bırakarak banyoya girdim. Kısa bir duştan sonra banyodan bornozla çıktım. Asaf'ın gelmeyeceğini düşündüğüm için rahat davranıyordum.

Kapı tıklatılınca bornozun ipini geri bağladım.

"Ada müsait misin? Kek oldu galiba." Kapının ardından Asaf'ın sesi gelince paniklemeyi bıraktım ve duvardaki saate baktım. Birkaç dakika daha pişmesi gerekiyordu.

"Üzerimi giyinip geliyorum Asaf. Kek biraz daha duracak."

"Tamam güzelim." Dedikten hemen sonra değilde tahmini bir dakika sonra adım sesleri geldi ve Asaf'ın gittiğini anladım. Kapı kilitli değildi, eğer çalmamış olsaydı beni bu şekilde görecekti. Bir kez daha minnettar oldum Asaf'a. Ben istemeden bir şey yapmıyor, düğünden önceki dediği sözün arkasında duruyordu.

Üzerimi giyindikten sonra saçlarım ıslak olduğu için başıma havlu dolayarak aşağı indim. Asaf mutfakta fırının başında bekliyordu.

"Geldim." diyerek önünden geçtim ve fırının düğmesini kapattıktan sonra fırının kapağını açtım. Kek çok güzel kokuyordu, görüntüsüde aynı şekilde güzeldi.

Asaf yanımda durarak bana dik dik bakıyordu.

"Ne oldu, neden öyle bakıyorsun?" diye sordum.

"Saçlarını kurutmayı düşünüyor musun?" Mesele anlaşılmıştı.

"Evet, keke bakmak için aceleyle geldim. Kurutacağım yani." Şimdi gülmeye başlamıştı.

"Güzel, ben duş almaya gidiyorum. Çıktığımda saçların kurutulmuş olacak ona göre."

"Tamam, sıhhatler olsun."

"Sana da güzelim." Alnımdan öperek mutfaktan çıktı.

Keki soğuması için Ada tezgahın üzerine bıraktım. Soğuduktan sonra sosu döküp saklama kabına koyacaktım. Mutfaktan çıkıp yatak odasına gittim. Banyodan su sesi geliyordu. Asaf çıkmadan saçlarımı kurutup odadan çıkmayı planlıyordum.

Hızlıca saçlarımı kurutup odadan çıktım. Kek soğumuştu, sosunu dökerek saklama kabına koydum. Bir dilim de tadına bakalım diye tabağa ayırdım.

Asaf mutfağa geldi.

"Saçlar kurutulmuş aferin benim karıma." Gülerek saçlarımdan öperek beni kolunun altına aldı. Onun saçı ıslaktı ama.

"Sizinki neden kurutulmadı Ömer Bey?" dedim mümkün olduğu kadar kollarımı göğüsümde birleştirerek.

"Unutmuşum hayatım. Hem bu güzel kekin kokusu evi yaymışken bekleyemezdim." Bir çatal alarak kekten bir parça aldı ve bana uzattı.

"Kendim yiyebilirim Asaf."

"Biliyorum ama ben yedirmek istiyorum." Güldüm ve ağzımı açtım. Kek nefis olmuştu acaba Asaf beğenecek mi?

"Yüzünden anladığım kadarıyla çok lezzetli olmuş." Başımı sallayarak onayladım. Benim yediğim çatalla bir parça daha aldı ve bu sefer kendisi yedi. Benim çatalımla yemişti.

"Asaf ne yapıyorsun? Başka çatalla neden yemedin?" Yani ben başkasının çatalıyla yiyemezdim Asaf ise gözümün önünde benim çatalımla yemişti.

"Ne olmuş karımın çatalıyla yemişsem. Alışsan iyi edersin orman göz senin benim ayrıtı yok bundan sonra. Ben senden iğrenmiyorum ki." Böyle bir şey yapmasını beklemiyordum ama. Beni daha ne kadar şaşırtacak acaba?

"Beğendin mi bari?" diye sordum.

"Çok güzel olmuş. Ellerine sağlık bitanem. Ama bir dilim bana yetmez söyleyeyim." Sırıtarak baktı.

"Gidince de yersin bununla idare et şimdilik."

"Orda kocana ayırırsın inşaAllah."

"Ayırırım merak etme. Şimdi bırakta çanta hazırlayayım."

"Tamam, ben birazdan gelirim yanına."

"Bu arada senin bir şeye ihtiyacın var mı? Orada da eşyaların var diye sormadım ama ihtiyacın varsa koyarım çantaya."

"Bildiğim kadarıyla yok. Olursa söylerim."

"Tamam." Yatak odasına giderek küçük bir çanta çıkardım elbise dolabından. Kıyafet alırken fark etmiştim çantayı.

Gerekli eşyalarımı yerleştirdim. Asaf odaya girdi.

"Bitti mi işin canım?"

"Evet." Tamam diyerek saçlarını kuruttu. O bunu yaparken bende onu izlemiştim. Kendime gelerek odadan çıktım.

(...) 

Akşam olmuş ve Asaf'la hazırlanmıştık gitmek için. Dağ evi konağa uzak olduğu için biraz erken hazırlandık yoksa geç kalabilirdik.

Asaf kapının önünde durmuş beni izliyordu. Bende şalımın son dokunuşlarını yapıyordum.

"Asaf neden öyle bakıyorsun?" Dayanamadan sordum.

"Nasıl bakıyorum?"

"Ne bileyim değişik bakıyorsun."

"Güzelliğine daldım karıcım o yüzdendir. Sen niye bu kadar güzel oldun ya!" Mızıkçılık yapan çocuklar gibiydi.

"Teşekkür ederim ama sen güzel görüyorsun beni."

"Seni başka nasıl görebilirim ki? Bence gitmeyelim, seni sadece ben göreyim. Olmaz mı?"

"Olmaz canım. Hadi benim işim bitti, çıkalım." Ben canım demiştim değil mi? Aman neyse o da bana diyor. Ki hoşuna gitmiş gibi gülüyordu.

"Sen ne dersen o." Elimden tutarak odadan çıktık.

Keki de alınca, küçük çantamla, evin kapısını kilitleyip arabaya bindik. Asaf yine elimden tutarak arabayı kullandı.

Bazen sohbet ederek bazen de şarkı dinleyerek konağa ulaştık. Konağın önünde araba durunca Asaf çantayı bende kek kabını aldım. Yoldayken Gülizar teyzeyi arayıp haber vermiştik.

Korumalar bizi görünce kapıyı açtılar.

"Hoş geldiniz Ağa'm." Koruma konuşunca ben baş selamı verdim.

"Hoş bulduk Mehmet var mı bir sıkıntı?" diye sordu.

"Yoktur Ağa'm."

"Tamam, kolay gelsin." Korumalar sağol deyince bizde içeri geçtik. Herkes avluda bizi bekliyordu.

Asaf elimi tutunca çekmek istedim ama daha sıkı tuttu. Ailesinin yanında beni utandırıyordu. Bana bakıp gülümseyince bende zoraki gülümsedim.

Bütün aile avluda durmuş bizi bekliyordu. Gülizar teyze ellerimizi görünce daha fazla gülümsedi.

Yardımcı kızlardan biri elimdeki kabı alarak mutfağa gitmişti. Sırasıyla Gülizar teyzenin elini öptüm sonra sarıldık. Asaf'ın babasının da elini öpünce Gül'le sarıldım. Herkes hoş geldiniz diyordu. Güler yüzümle bende karşılık verdim. Aynı şekilde Asaf'ta arkamdan ailesine sarılıyordu.

Asaf'ın erkek kardeşlerine baş selamı verdim. Onlar da hoş geldin yenge demişti.

Sarılma faslı bitince avludaki divanlara oturduk. Herkes hâl hatır soruyordu. Bende cevap veriyordum. Çok sıcak davranıyorlar kendimi yabancı hissetmemi engelliyorlardı. Akşam ezanı okununca namaz kılmak için müsaade istedim. Ama hangi odaya gideceğimi bilmediğim için Asaf'ta gelmişti. Zaten o da kılacaktı.

En üst kattaki odada abdest alıp namazımızı kıldık. Asaf'ın odasıymış. Oda da nerdeyse her şey siyahtı.

Namaz kıldıktan sonra aşağı indik. Sofra kurulmuştu. Zaten tabaklar hazırdı yemekleri getirmişlerdi. Hoş sohbetle yemekler yendikten sonra sıra tatlıya gelmişti.

Ben servis etmek istediğim için mutfakta Gül'le birlikte hazırladık. Asaf'a biraz fazla koymuştum. İnşaAllah fark etmezler. Gül'ün de yardımıyla tabakları herkese dağıttık.

Kendime de alarak Asaf'ın yanına geçtim. Göz kırparak tabağına döndü. Bende güldüm ve kekimi yedim.

"Elif bunu nasıl yaptın? Çok güzel olmuş gerçekten, ellerine sağlık. Tarifi istiyorum tamam mı?"

"Afiyet olsun, veririm tabii." Herkes aynı şekilde çok beğenmiş ve eline sağlık demişti. Asaf'ta masanın altından elimi tutarak okşuyordu.

Sofranın toparlanmasına yardım ettikten sonra yatsı namazı için odamıza gitmiştik. Tekrar avluya indiğimizde çay içip Gülizar teyzegilin kalkasıyla herkes sırasıyla odasına gidiyordu.

Bende çok yorulmuştum. O yüzden uyumak istiyorum. Asaf'a bakımca zaten bana baktığını gördüm. Kısık sesle kalkalım mı dedim.

Kardeşlerine söylerek ayağa kalktık.

"Hayırlı geceler." diyerek odamıza gittik. Odaya girmeden Asaf "Güzelim benim ufak bir işim var sen gir geliyorum." diyerek alnımdan öperek gitti. Arkasından güldüm ve odaya girdim.

Çok uykum olsa da onu bekleycektim o yüzden şalımı çıkarıp koltukta oturdum.

Çok geçmeden bilincim kapandı ama uyku gibi değildi.

Bölüm Sonu...

(...)

Selamün aleyküm herkese...

Yeni bölüm geldi...

Umarım beğenmişsinizdir...

Yazım yanlışım varsa affola...

Nasıl buldunuz bölümü?

Elif Ada'ya ne oldu sonda?

Ömer Asaf?

Benim çok tatlı bulduğum bir bölümdü. Siz beğendiniz mi?

Bölümü hangi emojilerle anlatırdınız 👉🏻

En sevdiğiniz sahne 👉🏻

Medyadaki şarkıyı mutlaka dinleyin. Göksel: Uzaktan. Bu şarkı hikayedeki bir çiftimiz için yazılmış resmen yani spoiler içerir. 😂 Ama bir süre bilmeyeceksiniz.

Bu arada yeni bölüm ne zaman gelecek diye sorabilirsiniz. Sizin beklediğinizi bilmek daha hızlı yazmamı sağlıyor. Motive ediyorsunuz yani ☺️🤭

Okuyan gözlerinize sağlık. Seviliyorsunuz💙...

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN...

SATIR ARALARI BOŞ KALMASIN!!!

 

Hepinizi Allah'a emanet ediyorum❤️ 🌼...

 

Instagram: gizemli_yazardemir0

 

 

Gizemliyazardemir0

 

 

Loading...
0%