16. Bölüm

13.Bölüm

Gizemliyazardemir01
gizemliyazardemir0

 

 

Haftaya okullar açılacağı için bir araya gelerek yemek düzenleyecektik. Gülizar teyzegili de davet etsekte siz gençler arasında eğlenin demişlerdi. Çiftik evinde buluşup bir günü birlikte geçireceğiz inşaAllah. Azad ağabey, Gül yenge, Arda, Hazar, Esma, Eda eğer Seda'nın annesi de izin verirse o da gelecek hep birlikte vakit geçirecektik inşaAllah.

 

 

"Kızım iyi misin?" Düşüncelere dalıp gitmiştim. Gülizar teyzenin seslenmesiyle ona döndüm.

 

 

"İyiyim Gülizar teyze, bir şey mi oldu?"

 

 

"Yok kızım dalmış gibiydin de o yüzden sordum."

 

 

"Evet dalmışım, bir de kardeşlerimi özledim."

 

 

"Yarın görüşeceksiniz inşaAllah kızım, üzme kendini." Başımı sallayarak onayladım. En çokta annemi özlüyordum. İstanbul'da okumak benim tercihimdi, babam karışmamış gidebileceğimi söylemişti. Nerdeyse dört yıldır İstanbul'da okuyor yıllarımın yarısı orada geçiyordu sadece tatiller de geldiğim memleketimde hep kardeşlerime özlem duyuyorum. Şimdi de tekrar onlardan ayrılacak olmak ister istemez üzüyordu beni. Asaf'la gidecek olmak ise hem heyecanlandırıyor hem de neler yaşayacağımızı bilmemek tedirgin ediyordu. Diğer yandan ise içimde Asaf'a sonsuz bir güven vardı. Beni sevdiğini her hareketiyle, her sözüyle belli eden bir adama güven duymam ise kaçınılmaz.

 

 

Telefonum çalınca kimin aradığına baktım. Asaf'tı, her boş olduğu vakit beni arıyordu sormuş ve onayını almıştm. Gülümseyerek aramayı cevapladım.

 

 

"Alo, selamün aleyküm güzelim." Yüzümdeki tebessümle cevap verdim.

 

 

"Aleyküm selam Asaf nasılsın?"

 

 

"Sesini duydum iyi oldum yavrum. Sen nasılsın?"

 

 

"Bende iyiyim elhamdülillah. Her şey yolunda değil mi?"

 

 

"Evet güzelim merak etme. İşlerim bitti birazdan çıkacağım inşaAllah. Haber vermek için aradım."

 

 

"Tamam o zaman görüşürüz inşaAllah."

 

 

"Tamam güzelim Allah'a emanet ol."

 

 

"Sende." Telefonu kapattıktan sonra Gülizar teyzeyle göz göze geldik. Benim yüzümdeki tebessümden onda da vardı. Konuşurken yanımda olduğunu unutmuştum. Ve bu durum utanmama sebep oldu.

 

 

"Allah muhabbetinizi bozmasın kızım hep böyle mutlu olun inşaAllah."

 

 

"Amin Gülizar teyze, sağ ol. Ben odama çıkabilir miyim izninle?"

 

 

"Tabii kızım." Yerimden kalkarak salondan çıktım. Merdivenleri çıktıktan sonra odama girdim. Asaf birazdan geleceğini söylemişti o yüzden üzerimi değiştirdim. Hazır olduktan sonra odada dağınık bir yer var mı diye kontrol ettim. Sabah toparlamıştım ama yine de kontrol etme gereği duydum. Her şey yerli yerinde olduğu ve birazdan Asaf geleceği için aşağı indim. Avluda onu beklerken yerimde duramıyordum. Neden böyle oldum ki?

 

 

​​​​​​Ellerimi kızardığını hissettiğim yanaklarıma koydum. Heyecanlanmıştım galiba.

 

 

Onu ilk kez karşılamıyorsun Ada, kendine gel! Dedikten sonra ellerimi indirdim ve beklemeye devam ettim. Saate baktığımda gelmesi gerekiyordu artık ama kapı hâlâ açılmadı. Her neyse diyerek tekrar yürümeye başladım.

 

 

Ya beni görünce onu beklediğimi düşünürse, vazgeçtim ya gideyim en iyisi.

 

 

Zaten bekliyorsun! İç sesim haklıydı. Bekliyorum ama... Af, kararsızlığım beni yakacak bir gün!

 

 

Onu beklediğimi düşünmesi iyiydi aslında yani çok mutlu olur. Etrafıma baktım birileri var mı diye onlarında böyle düşünmesini istemem. Neyse ki kimse yok.

 

 

Neden böyle düşünüyorum ki? Asaf benim eşim ve beni çok seviyor onu beklediğimi göstererek, mutlu olmasını sağlayabilirim. Yani en azından bunu yapabilirim onun için. Şu anki özel durumumdan dolayı ani ruh değişimleri yaşıyordum.

 

 

Bu durumu yok saymaya çalışarak Asaf'ı beklemeye devam ettim.

 

 

Az sonra açılan kapıdan içeri girdi. Beni görünce olduğu yerde duraksadıktan sonra gülümseyerek yanıma geldi ve sarıldı. Aniden sarsılmasını beklemiyordum, şoku atlattıktan sonra kollarımı beline sardım.

 

 

İyi ki beklemişim onu, özlediğimi hissettim. Başını boynuma koyunca anın tadını çıkardım. Çok güzel hissediyorum şu an.

 

 

Asaf geri çekilince bende ayrıldım ama mesafemiz açılmamıştı. Ellerimi tutarak gözlerimizi birleştirdi. Gözleri parlıyor, yüzünden ne kadar mutlu olduğu anlaşılıyordu. Gel de sevme bu adamı.

 

 

"Hoş geldin."

 

 

"O kadar hoş buldum ki anlatamam Ada'm. Seni çok özledim." Saatler olmuştu görmeyeli ama bende çok özlemiştim.

 

 

"Bende özledim." Gözleri büyüdü söylediğimle. Benden bunu duymayı beklemiyordu, açıkçası bende beklemiyordum direkt söyleyebileceğimi.

 

 

"Ne dedin sen?"

 

 

"Asaf duydun işte. Yorulmuşsundur hadi üzerini değiştirip yemeğe kadar dinlen."

 

 

"Sende beni mi özledin?" Sadece özledim dediğimi duydu sanırım. Biraz yaklaştıktan sonra "Bende seni özledim Asaf." deyip yanağından öptüm.

 

 

Kapının önünde olduğumuzu idrak edince hemen uzaklaştım. Hâlâ kimse yoktu etrafta. Gül'de Azad ağabey'i karşılamaya gelirdi ama onlar bu vakitte gelmiyordu o yüzden odasındaydı. Allah'tan biri görmedi bizi o halde çok utanırdım yoksa.

 

 

​​​​​​Asaf ise öylece duruyordu.

 

 

"Ömer," diyerek koluna dokundum. Asaf demeyince kendine geldi. Yukarıyı işaret ettim. Biraz daha burada durursak biri görecekti.

 

 

Elimden tuttuktan sonra "Sende geliyorsun." diyerek bir şey söylememe izin vermeden peşinden sürükledi.

 

 

Odaya girdikten sonra kapıyı kapattı. Elimi bırakmadan odanın ortasında dikilmeye başladık. Ben bir şey demesini bekliyordum ama hiçbir şey söylemedi.

 

 

Sonra da elimi bırakıp banyoya gitti. Kapıyı kapatmadan elini yüzünü yıkayıp kuruladıktan sonra tekrar yanıma geldi.

 

 

"Güzelim ben aşağıda doğru duydum değil mi, sende beni özlediğini söyledin?"

 

 

"Bilerek mi yapıyorsun Ömer benim duygularım yok mu? Özleyemez miyim yani? Ben sana değer verdiğimi, senin beni sevdiğin gibi sevmeye çabaladığımı söyledim. Bunu da hem sözlerimle hem de hareketlerimle sana göstermek istiyorum. Hep böyle yapacaksan söylemem bir daha merak etme." Cevap vermesine izin vermeden odadan çıkmak istedim ama bileğimden tutarak durdurdu. Yaklaştıktan sonra kollarını belime sararak başını omzuma koydu.

 

 

Bir şey söylemeden bekledim.

 

 

"Özür dilerim güzelim, sadece sende öyle söyleyince şaşırdım ben. Sen bir şey yapmasan da gözlerinden anlarım ne hissettiğini hiçbir şey için kendini zorunda hissetme. Görüyorum çabalarını ve inan beni çok mutlu ediyorsun, teşekkür ederim. Birde söylemem dedin ya geri al o sözünü çünkü ben seni görmediğim zaman hep özleyeceğim ve söyleyeceğim sende öyle yap tamam mı?" Gülerek geri çekildim ve yüz yüze geldik. Hemen kendini affettirmeyi başarmıştı. Gerçi ben biraz abartmış olabilirim ama o da öyle yapmasaydı canım!

 

 

"Affedildim mi?" Bu adam bu kadar tatlı olmayı nasıl başarıyor ya?

 

 

"Affedilecek bir durum yok Asaf bende abarttım. Özür dilerim."

 

 

"Sen neden özür diliyorsun ki güzelim? Abartmadın, haklıydın."

 

 

"Tamam o zaman bende söyleyeceğim merak etme." Neden bahsettiğimi anladı. İkimizde tebessüm etmeye başladık.

 

 

"Sarılabilir miyim? Doyamadım da." Kıkırdayarak başımı salladım. Bir adım attıktan sonra aramızdaki mesafeyi kapatarak sıkıca sarıldı. Aynı şekilde karşılık verdim.

 

 

Bir dakikaya yakın sarılı kaldıktan sonra ayrıldık. Asaf alnımdan öptü. Bende gülümseyerek yanağından öptüm.

 

 

"Ben aşağı iniyorum annene de selam vermedin zaten ayıp oldu. Hazırlanıp gel olur mu ya da yorgunsan dinlen." Yine sadece bakıyordu.

 

 

"Asaf, hadi."

 

 

"Bir şartla gitmene izin veririm."

 

 

"Neymiş o?"

 

 

"Anneme benim geldiğimi söyledikten sonra odamıza geri geleceksin. Anlaştık mı?"

 

 

"Olmaz, ayıp oldu zaten Asaf."

 

 

"Güzelim ayıp falan olmadı. Annem anlar seni, bir şey demez merak etme. Hatta benim geldiğimi söyleyince o gönderir yanıma."

 

 

"Göreceğiz Asaf Bey, ben gidiyorum."

 

 

"Göreceğiz Ada Hanım, bekliyorum." İkimizde güldükten sonra ben odadan çıktım.

 

 

Salona girdiğimde Gülizar teyze ve Gül kahve içerek sohbet ediyorlardı. Asaf'ın geldiğini nasıl söyleyeceğimi bilmediğim için bende yanlarına oturdum.

 

 

"Asaf gelmedi mi kızım?" Gülizar teyzenin sorusuyla ona döndüm.

 

 

"Geldi Gülizar teyze, odaya çıktı."

 

 

"Sen niye buradasın o zaman kızım kocanın yanına çık."

 

 

"Aslında yanından geliyorum. Bende size söyleyecektim." Gül gülerek cevap verdi bana.

 

 

"Elifcim alışsan iyi edersin, annem beni de Azad gelince yanına gönderir her zaman. Babamla da kendi ilgilenir."

 

 

"Evet kızım bu bizim görevimiz değil mi sonuçta? Eşlerimizi eve gelince güler yüzümüzle karşılayıp, sıkıntılarını gidermeliyiz. Onlar da dışarıda yaşadıkları olumsuz durumları bize yansıtmadan aynı şekilde karşılık vermeli. Şükürler olsun oğullarımı böyle yetiştirdiğimi düşünüyorum."

 

 

"Emin olabilirsin anne, senin evlilik ile ilgili tavsiyelerin sayesinde Azad'la ne zaman aramda sorun çıkacak olsa atlatıyoruz bunu. Allah senden razı olsun. Yaşadığımız kültürde erkek çocuklarını eşine yardımcı olacak şekilde yetiştirmek zor gerçekten." Söylediklerinde haklılardı.

 

 

Asaf benim onu karşıladığımı görünce çok mutlu olmuştu ve ne sıkıntı yaşamış olsa da bana belli etmiyor. Gülizar teyzenin yetiştirdiği belli. Ondan öğreneceğim çok şey var evlilik konusunda.

 

 

Ben bir şey söylemeyince Gülizar teyze bana baktı.

 

 

"Hadi kızım Ömer'in yanına git." dedi.

 

 

"Tamam Gülizar teyze." İkiside gülümseyince aynı şekilde karşılık verdim.

 

 

Odanın önüne gelince kapıyı tıklattım. Asaf belki müsait değildir diye.

 

 

İçeriden gel deyince kapıyı açıp odaya girdim. Asaf yatakta oturmuş kapıya bakıyordu.

 

 

"Odamıza girerken neden kapıyı çalıyorsun Ada?"

 

 

"Belki müsait değilsindir diye düşündüm."

 

 

"Bir daha böyle yapma lütfen. Aramızda müsait olmayacak bir durum yok."

 

 

"Tamam." Başka bir şey söylemeden pencerenin önündeki koltuğa oturdum. Ben düşünceli davranıp kapıyı çalıyorum ama o bana kızıyor.

 

 

​​​​​​Yataktan gelen seslerle Asaf'ın kalktığını anladım ama o tarafa bakmadım. Sonra da yanıma oturdu zaten. Ben yine ona bakmazken, görüş alanıma girerek kendini gösterdi.

 

 

"Küs müyüz?"

 

 

"Yo, neden küs olalım ki?" Basbayağı trip atıyordum. Bozmaya da niyetim yok.

 

 

"Neden yüzüme bakmıyorsun o zaman?"

 

 

"Bakıyorum ya!"

 

 

"Ben önüne gelmesem bakmıyordun güzelim." İltifatlarına kanmak yok Ada!

 

 

"Bu arada haklıymışsın Gülizar teyze beni yanına gönderdi." Konuyu değiştirmeye çalışıyordum.

 

 

"Tahmin ettim. Onu boşver de şimdi bana neden trip attığını söyle." Yalandan güldüm.

 

 

"Trip falan atmıyorum."

 

 

"Öyle olsun bakalım. Ben karımın gönlünü almasını bilirim nasılsa."

 

 

"Nasıl yapacaksın onu?"

 

 

"Hani trip atmıyordun." Sırıttı.

 

 

"Yakalandım galiba." Bende onun gibi gülümsedim. Başımı ellerime indirdim.

 

 

"Galiba," eliyle çenemden tutarak kaldırdıktan sonra gözlerime baktı.

 

 

"Sana kızmadım güzelim istesem de yapamam zaten. Sadece ikimize ait olan odanın kapısını çalman hoşuma gitmedi. Biliyorum alışmaya çalışıyorsun. Buna kapıyı çalmadan başlayabilirsin."

 

 

"Sana da iki dakika küs kalınmıyor Ömer."

 

 

"İki dakika değil bir saniye bile küsmek yok sevgilim." Başımı salladım.

 

 

"Bu arada fark etmedim sanma bana sinirlenince Ömer diyorsun." Bende fark etmiştim.

 

 

"Ömer ismini sevmiyor musun? Bence güzel bir isim."

 

 

"Seviyorum ama sadece senin Asaf demen beni mutlu ediyor."

 

 

"Anladım Asaf."

 

 

"Şöyle tatlı konuşma, sonra yerim görürsün." Sesli gülerken, gülüşümü izledi.

 

 

"Sen insan mı yiyorsun? Korkmalıyım galiba." Gülüşü sönerken yutkunma sesini duydum. Kahkaham tebessüme döndü.

 

 

"Sadece seni yerim güzelim." Şu an Asaf'ın etki alanından çıkmam ikimiz için de iyi olacaktı. Kaçmak yerine sarılarak göz temasımızı kestim.

 

 

"Bensiz ne yapacaksın sonra?" Kollarını omzuma sardıktan sonra cevap verdi.

 

 

"Sensiz olamam ki o yüzden unutalım yeme işini."

 

 

"İşime gelir." Yine güldükten sonra o şekilde kaldık.

(...)

 

 

Herkes eve gelmiş akşam yemeği yiyorduk. Bu evde her öğün ailece yeniyordu. Öğle yemeği hariç erkekler işte olduğu için. En önemlisi ise aile sıcaklığı var. Bizim annem vefat ettikten sonra kaybettiğimiz sıcaklık. Geçmişi düşünmek yine beni üzdü. Annemsiz geçmişi düşünmek...

 

 

​​​​​​Elimin üzerinde hissettiğim sıcaklıkla Asaf'a döndüm.

 

 

"İyi misin sevgilim? Yemeğine dokunmadın." Gülümseyerek elini sıktım.

 

 

"İyiyim, yerim şimdi."

 

 

"O tabak bitecek." dediğinde gülerek tamam dedim. Sonra herkes kendi arasındaki sohbetlerle yemeğe devam etti.

 

 

"Yarın çiftlik evinde mi kalacaksınız oğlum?" Babasının sorusuna Asaf cevap verdi.

 

 

"Evet baba, yeterince oda var zaten hem herkese değişiklik olur."

 

 

"Tamam." dedikten sonra Asaf'ta başını sallayarak önüne döndü.

 

 

Güzel bir yemekten sonra çay, kahve faslından sonra erken kalkacağımız için herkes odalarına gitti.

 

 

Odaya girdikten sonra kapıyı kapattık. Ben direkt banyoya geçip şalımı ve boneyi çıkardım. Saçlarımı açtıktan sonra taradım. Kıyafet almak için elbise dolabının yanına gittim.

 

 

Asaf'la göz göze gelince onun burada olduğunu unuttuğumu fark ettim. Yine yutkunarak telefonunu cebinden çıkardı.

 

 

Pijamalarımı aldıktan sonra banyoya girip kapıyı kapattım. Hızlıca üzerimi değiştirip odaya döndüm. Benden sonra Asaf'ta üzerini değiştirdi.

 

 

Yatsı ezanı okunana kadar sohbet etmeye karar verdik. Uzun zamandır merak ettiğim soruyu sordum.

 

 

"Asaf."

 

 

"Efendim güzelim."

 

 

"Şimdi biz başka evde yaşayacağız ya, Gül de bu evin gelini o ayrı evde yaşamak istemedi mi?"

 

 

"Hayır kendi kararlarıyla konakta yaşamak istediler. Şöyle ki Gül'ün anne babası o küçükken trafik kazasında vefat etti. Amcasının evinde büyüdü Gül. Buralarda herkes birbirini tanır bilirsin zaten. Annem ve babam kendi kızı gibi gördüler her zaman tabii benim nezdimde de kardeşim gibiydi Azad'la da aynı okula gidiyorlardı. Sonra da Azad Gül'le evlenmek istediğini söyledi. Bizde bunu duyunca sevindik sonra da evlendiler. Anlayacağınız Gül anne babamı kendi anne babası gibi gördü ve konakta yaşamaya karar verdiler." Gül'ün anne babasının vefat ettiğini bilmiyordum. Çok üzüldüm onun adına en iyi ben anlarım.

 

 

"Allah rahmet eylesin. Siz çok iyi insanlarsınız Asaf. Bugün yemekte de eskiden ailemde olan sıcaklığı hissettim."

 

 

"Amin. Sende çok iyisin güzelim. Kendini yalnız hissetme olur mu?"

 

 

"Tamam. Peki sen neden konakta yaşamak yerine başka ev yaptırdın." Merak ettiğim diğer soruyu da sordum.

 

 

"Ben zaten işlerden dolayı çoğunlukla evde değilim. Seni gördükten sonra da evleneceğimi hissettiğim kadın sendin. Yani evli olduğunu düşünmeden önce. O yüzden o evi yaptırdım. Senin içinde daha rahat olacak. Öyle düşünerek yaptırdım. Sadece odamızda saçlarını açık görmemek için de diyebilirim."

 

 

"Gerçekten böyle düşünerek mi yaptın?"

 

 

"Evet güzelim."

 

 

"Teşekkür ederim Asaf." Bir erkeğe göre fazla ince düşünen bir adamla evliyim.

 

 

Yatsı ezanına kadar sohbet ettik, Asaf namazını kıldıktan sonra da uyuduk.

(...)

 

 

"Her şey hazır mı? Bir eksiğiniz yok değil mi?" Asaf'ın sorusuyla herkes son kontrollerini yaparak hazır olduklarını söyledi.

 

 

Dün Esma ve Eda'yı da aramış haber vermiştim. Seda'nın annesi izin vermediği için gelmeyecekti maalesef. Çiftlikte kalacağımız için izin vermediğini söylemiş. İzin vermemesine şaşırmadım. Gitmeden önce mutlaka kardeşimi görecektim.

 

 

Herkes arabalara yerleşti. Asaf'la ben kızları da alacaktık. Azad ağabey, Gül ve Arda da diğer arabaya bindi. Hazar kendi arabasıyla gelecek. Gülizar teyzeyle vedalaştık ve yola çıktık.

 

 

Bizim konağın önünde araba durunca Eda'yı arayıp geldiğimizi söyledim. Hemen geliyoruz dedikten sonra kapattık.

 

 

Çok geçmeden avlunun kapısı açıldı. Kızlar gelince sıkıca sarıldık. Asaf'a da selam verdiler sonra tekrar arabaya bindik.

 

 

Yolculuk benim kızlarla sohbetim ve Asaf'ın arada katılmasıyla geçti. Sonunda çiftlik evine geldik. Diğerleri bizden önce gelmişti.

 

 

Arabadan inip çantalarımızı aldık. Asaf benim çantamı da alınca gülümsedim.

 

 

"Oo enişte karına kıyamıyorsun galiba." Esma'nın söylediğiyle utandım. Kolunu sıksam da bana mısın demiyor.

 

 

"Kıyamıyorum tabii." Beni yanına çektikten sonra kolunun altına aldı. Öyle yürümeye başladık.

 

 

"Asaf ne yapıyorsun?"

 

 

"Bir şey yapmıyorum güzelim." Benim gibi kısık sesle konuştuktan sonra kızlara döndü.

 

 

"Çalışanlar alsın çantanızı."

 

 

"Yok enişte sağ ol. Biz taşırız." Esma itiraz edince Asaf'ta ısrar etmedi. Eda'm gülen gözlerle bize bakıyordu. Bende ona gülümsedim.

 

 

"Sonunda geldiniz, önce herkes odalara yerleşsin sonra da mangal yaparız." Hazar konuşunca Asaf'ın kolunun altından çıkmak istedim ama izin vermedi.

 

 

Biz gelmeden çalışanlar gerekli malzemeleri almışlar mangalı hazırlamıştı.

 

 

"Biz odamızda kalıyoruz gençler. Azad'la Gül, Hazar'la Arda, Esma'yla da Eda kalır. Odalar hazırlandı zaten."

 

 

"Tamam ağabey birazdan görüşürüz." İlk giden Azad ağabey ve Gül oldu.

 

 

"Hazar siz de her zaman kaldığınız odaya geçin. Diğer oda da sizin kızlar."

 

 

"Ben kızlara odalarını göstereyim Asaf."

 

 

"Tamam güzelim. Çabuk gel ama sonra bol bol vakit geçireceksiniz zaten." Kulağıma fısıldayınca yanaklarımın kızardığını hissettim. Başımı sallayabildim sadece.

 

 

Kızların önüne geçerek odalarına gittim. Beni takip ettiler.

 

 

Odanın kapısını açtıktan sonra içeri girdik. Kızlar çantasını yatağa bıraktıktan sonra tekrar sarıldım.

 

 

"Ablam iyisin değil mi? Seni çok özledim."

 

 

"İyiyim Eda'm merak etme. Bende seni çok özledim. Asıl sen nasılsın, o kadın bir şey yapmıyor değil mi?"

 

 

"İyiyim abla. O zaten oğlunda kalıyor birkaç gündür."

 

 

"Ada'm evde olsa da bir şey yapamaz ben varım Eda'nın yanında."

 

 

"Biliyorum canım Allah razı olsun." Esma'yla da sarıldım.

 

 

"Amin, cümlemizden. Eda senin kardeşin olduğu kadar benimde kardeşim." Eda'yı da aramıza alıp üçümüz sarıldık.

 

 

"Sizi çok özledim canlarım." Gözlerim doldu. Ayrılınca Esma gözlerimin dolduğunu görünce konuştu.

 

 

"Ada ağlayacak mısın canım, kötü bir şey mi var yoksa? Enişteyle mi ilgili dersini verebilirim istersen?" Esma'nın dedikleriyle güldüm, zaten beni güldürmek için yapmıştı.

 

 

"Esma ya özel günümdeyim o yüzden bir de sizi görünce."

 

 

"He anladım eniştenin senden çekeceği var o zaman." İkiside gülünce ters ters baktım hemen kaçtılar.

 

 

"Ama abla haklıyız. Ruh halinin ne olacağı belli olmuyor. Yıllarca biz çektik birazda eniştemiz çeksin."

 

 

"Aferin kız Eda." El çakışınca daha da sinirlendim.

 

 

"Kızlar yalan söylediniz değil mi? Siz beni özlemediniz o yüzden böyle davranıyorsunuz. Ben gidiyorum." Kapıyı açtığımda beni durdurdular.

 

 

"Özlemez olur muyuz hiç abla şaka yapıyoruz sadece."

 

 

"Evet Adacım özledik ama sen şimdiden kocanı özlemiş gibisin hemen gitmek istediğine göre." Resmen benimle dalga geçiyor bu kız.

 

 

"Esma elime düşersin bir gün."

 

 

"Aynen canım, başımı yakmaya niyetim yok."

 

 

"Göreceğiz, biraz dinlenin sonra aşağıda buluşuruz."

 

 

"Tamam abla seni seviyorum."

 

 

"Canım kardeşim bende seni seviyorum." Yanaklarından öptüm Eda'nın. Esma hâlâ imalı baksa da ona da öpücük atıp odadan çıktım.

 

 

En üst kattaki odamıza girince Asaf'ı göremedim.

 

 

"Asaf nerdesin?"

 

 

"Banyodayım güzelim, geliyorum." Banyodan çıkınca yanıma geldi.

 

 

"Sonunda geldin, biraz daha gelmeseydin ben geliyordum."

 

 

"Kızlarla sohbet ettik biraz."

 

 

"Tamam güzelim, aşağı inelim mi?"

 

 

"Olur." El ele tutuşarak odadan çıktık. Mutfağa girdiğimizde çalışanlar işlerini bırakıp bize baktılar.

 

 

"Her şey hazır Hacer abla?" Asaf'ın sorusuyla Hacer abla olduğunu anladığım kadın cevap verdi.

 

 

"Hazırdır Ağa'm."

 

 

"Tamam masayı hazırlamaya başlayabilirsiniz, kolay gelsin."

 

 

"Tamam Ağa'm. Sağ olasın."

 

 

Salona dönerek herkesin inmesini bekledik. Herkes salona gelince koltuklara oturdular.

 

 

"Ne iyi ettikte geldik Ömer, bize de değişiklik oldu." Hazar'ın sözleriyle Ömer başını salladı.

 

 

"Evet."

 

 

"Abla burada atlar var mı?" Eda atları çok sever, sormasına şaşırmadım.

 

 

"Var canım, bakmaya gideriz."

 

 

"Ay abla hemen gitsek."

 

 

Asaf'a baktığımda başını salladı.

 

 

"Hadi kızlar gidelim o zaman."

 

 

"Dikkat edin."

 

 

"Tamam Asaf."

 

 

Kızlarda aynı anda "Tamam enişte." dediler. Gül de kalkınca hep birlikte evden çıktık.

 

 

Dışarıdaki korumalardan biri bize eşlik etti. Çiftliğe varınca atlara bakan adam yanımıza geldi.

 

 

"Hoş gelmişsiniz hanımım."

 

 

"Hoş bulduk Rıza amca atlara bakacağız biz." Gül konuşunca gülümseyerek ona baktım. Biz geldiğimizde hiçbir çalışan olmadığı için tanımıyordum.

 

 

Atların olduğu yere gidip atları sevdik. Eda çok mutlu olmuştu. Atları sevdikten sonra tekrar gelip binmeye karar verdik eve geri döndük.

 

 

Bölüm Sonu...

(...)

 

 

Selamün aleyküm herkese...

 

 

Yeni bölümümüz geldi ❤️

 

 

İnşaAllah beğenmişsinizdir...

 

 

Yazım yanlışım varsa affola...

 

 

Nasıl buldunuz bölümü?

 

 

En sevdiğiniz sahne 👉🏻

 

 

Bölümü hangi emojilerle anlatırdınız 👉🏻

 

 

Ömer Asaf?

 

 

Elif Ada?

 

 

Gelecek bölümün şarkısı medyada.

 

 

Bölümler haftada bir olarak gelecek inşaAllah, eskisi gibi...

 

 

​​​​​​OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN...

 

 

SATIR ARALARI BOŞ KALMASIN!!!

 

 

SİZİ SEVİYORUM 💙...

 

 

Beni buradan ve Instagramdan takip etmeyi unutmayın.

 

 

Instagram: gizemli_yazardemir0

 

 

Dualarınıza beni de katmayı unutmayın🤲🏻

 

 

Selam ve dua ile...

 

 

 

Hepinizi Allah'a emanet ediyorum❤️🌼...

 

 

 

Gizemliyazardemir0

Bölüm : 19.12.2024 19:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...