18. Bölüm

14.Bölüm

Gizemliyazardemir01
gizemliyazardemir0

Yazarın anlatımı ile-

Atları görmeye giden kızları bekleyen erkekler kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Azad ve Arda ağabeylerinin mutlu olduğunu gördükçe onun adına seviniyorlar bir yandan ise kardeşlerinin yaptığını kendilerine yediremiyorlardı.

Nur evin en küçüğü, neşesi, göz bebeğiydi her zaman. Ağabeyleri üzerine titredi. Ama bir hatasıyla hayatlarını mahvetmişti. Bir gün onu affedebilirler miydi... Bilmiyorlardı. Belki düşünmek için erkendi. Yaşananları sindirmeleri gerekti.

"Taze damat, bakıyorum da gözün yollarda kaldı. Merak etme birazdan gelir karın." Ömer Asaf gözlerini kapıdan ayırarak dalga geçen arkadaşına baktı.

"Evet kardeşim gözüm yollarda kaldı, bir diyeceğin mi var?" Herkes Ömer Asaf'ın hemen kabul etmesiyle şaşırsada gülmeyi ihmal etmediler.

"Yok, ne diyeyim."

"Bir gün senide böyle görürüz. O zaman beni anlarsın." Hazar nerde der gibi elini salladı.

"Kısmet bu işler oğlum." Derken aklına Esma'nın gelmesi normal miydi, bilmiyordu ama hemen aklından attı bu düşünceyi.

"İstiyorsun yani?" Azad'ın sorusuyla ona baktı Hazar.

"Evlenmeyi isterim tabii, nasibim olduğunu düşündüğüm kız karşıma çıkarsa evlenirim Allah'ın izniyle." Kim evlenmek, yuva kurmak istemezdi ki?

"İnşaAllah kardeşim." Hazar amin dedi.

"Valla ben evlenmek istemiyorum. Bekarlık sultanlık ne de olsa." Arda'nın istememesine kimse şaşırmadı.

"Sevdiğin kişiyi bulunca ne diyeceksin bakalım Arda. O zaman yanıma gelip abi ben evlenmek istiyorum, dersin ama." Ömer Asaf söylediklerinin yaşanacağından emindi.

"Ona da o zaman bakarız ağabey." Arda'nın vurdumduymazlığı yine güldürdü onları.

Sonunda cam kapıdan görünen kızlarla Asaf hemen ayaklandı. Kapıyı onlar için açarken karısının arkadan geliyor olmasını fırsat bilip dışarı çıktı. Diğerleri içeri girince 'biz geliyoruz' deyip Elif Ada'nın kolundan tutarak arka tarafa götürdü. Neden bilmiyordu ama yine özlemişti karısını. Biraz yalnız kalmak istedi.

Evdekiler Asaf'ın bu haline güldüler. Gerçekten ayrı kalmaya dayanamadığına emin oldular. Esma ise kısacık ayrılıktan sonra bile böyle yapan eniştesinin kesinlikle bu gece Ada'nın onlarla kalmasına izin vermeyeceğine emin oldu. Bir yolunu bulup kaç gündür sadece telefonla konuştuğu arkadaşıyla bu gece yan yana olmalıydı. Evlilik böyle bir şeyse istemiyordu evlenmek falan, ki istemiyor zaten.

Eda ise sevinmişti bu duruma. Ablasına değer veren bir adam vardı hayatında daha ne ister ki? Ablası mutluysa o daha çok mutlu olurdu.

"Asaf ne yapıyorsun ya?! Rezil olduk çocuklara!" Ömer Asaf karısının sızlanmalarına takılmadan sarılıp özlediği kokuyu içine çekti. Neden bu kadar özlediğine anlam veremiyordu. Acaba, yeni evli oldukları için mi diye düşünse de hemen attı bu düşünceyi kafasından. Yıllar geçse de bitmezdi bu kadına duyduğu özlem...

Elif Ada birden sarılan adamla ne olduğunu anlamasa da karşılık verdi hemen. Bu kadar kısa vakitte özlemiş miydi yoksa? Yok ya o kadar da değildir, diye düşündü. Ama o kadardı işte.

"Rezil falan olmadık güzelim. Boş ver onları. Ben seni özledim o yüzden." Gerçekten o kadarmış!

Elif Ada yüzündeki şaşkınlığı gizlemeden geri çekilen adama baktı.

"Sen ciddisin. On beş dakika bile olmamıştır belki Asaf."

"Sensiz bir saniye geçse bile özlüyorum ben, yapacak bir şey yok."

"Asaf bir şey soracağım."

"Sor güzelim."

"Erkekler genelde bu kadar romantik olmaz. Sen neden böylesin?" Elif Ada söyleyip söylememek arasında kalsa da ağzından çıkmıştı bir kere.

Ömer Asaf cümledeki erkekler sözüne takılsa da karısının cinsiyet olandan bahsettiğini bildiği için diğerine geçti. Yani Ada rahatsız mıydı romantiklikten? Aslında romantik olmak için ekstra bir çaba sarf etmiyordu. Ada'ya bakınca kalbinden dökülenler diline vuruyordu.

"Şikayetci misin?"

"Hayır, değilim ama ne bileyim hiç yaşamadığım şeyler olunca garibime gidiyor sadece."

"Alışsan iyi edersin o zaman karıcığım. Senin tabirinle romantik bir kocan var." Güldü Elif Ada. Nitekim kocası romantik değil diye yakınan birçok kadın vardı.

"Tamam, inşaAllah ilerde vazgeçmezsin bu huyundan. Alıştırıyorsun sonuçta." Dudakları kıvrıldı Ömer Asaf'ın. Demek hoşuna gidiyordu istese de vazgeçmezdi bunu duyduktan sonra.

"Vazgeçmem güzelim aklın kalmasın." Usulca başını salladıktan sonra hasret giderdikleri için eve geri döndüler. Elif Ada imalı bakışlara maruz kalacağını bildiği için utanıyordu. Ömer Asaf'ın ise umrunda değildi.

Eve geçince Elif Ada kızları salonda göremeyince mutfakta olduklarını tahmin edip oraya yöneldi. Ömer Asaf'ta erkeklerin yanına geçti. Ona sırıtarak bakan kardeşleri ve arkadaşına bakıp ne var, dercesine göz kırptı. Onlarda cevabını alınca gülerek önlerine döndüler.

Diğer yandan Esma sonunda gelen arkadaşını utandırmaktan geri durmadı tabii ki, ne de olsa görevi bilmişti.

"Oo gelin hanım kocan bırakabilmiş bakıyorum da. Ne o on beş dakikalık yokluğuna da mı dayanamadı? Ah ah böyle olacağını bilsem evlendirir miydim seni!" Esma'nın dizlerine vurarak ağıt yakması kalmıştı sadece. Gözlerini büyüterek baktılar genç kıza.

"Esma neler diyorsun arkadaşım. Abartma lütfen." Gözleriyle devam etmemesi için uyardı Elif Ada. Esma devam ederdi ama Gül'ün yanında daha fazla utandırmak istemedi arkadaşını, sonraya sakladı.

Esma'nın sözünü dinlemesiyle gülümsedi Elif Ada. Mutfakta hazırlıklara yardım etmeye gelmişti kızlar. Yapacak pek bir şey olmayınca da sohbet ederek Elif Ada'yı bekliyorlardı.

Salona gidince erkekleri de sofraya çağırıp oturdular. Ömer Asaf'ın yanına Elif Ada, onun yanına da Esma ve Eda oturdu. Karşıda ise Azad, Gül, Hazar ve Arda yan yana oturdu. Böylece Esma ve Hazar karşı karşıya oturmuş oldular. Bu durum Esma'nın hoşuna gitmedi. Karakol olayından sonra Hazar'ı görmek istemiyordu. Yaşadıkları aklına geliyor ve daha çok sinirleniyordu. Bir de Hazar'ın komiser olduğunu öğrenmişti. Çok tatsız bir olaydı onun için.

Hazar ise baklava yerken gördüğü kızın şimdi de karşısında yemek yemesini izleyecekti. Bakalım yemekleri baklava kadar iştahla yiyecek miydi? Yoksa baklavaya özel miydi, o iştahlı halleri. Yine de Esma'yı rahatsız etmemek için fazla bakmayacaktı.

Bismillahirrahmanirrahim diyerek yemeye başladılar. Her şey çok lezzetli olmuştu. Akşama doğru mangal yapacakları için karınlarını yeteri kadar doyurdular.

Keyifli geçen yemekten sonra sofrayı topladılar. Ömer Asaf'ın telefonu çaldı, şirketten aradıklarını görünce dışarı çıkıp konuştu. Evdekiler ise kızların yoğun çabalarıyla at binmeye gitmeye karar verdiler. Şimdi ise Asaf'ın telefon konuşmasının bitmesini bekliyorlardı.

Esma eniştesi gelene kadar arkadaşıyla bu gece onlarla kalma konusunu konuşmak için odalarına götürdü Elif Ada ve Eda'yı. Azad ve Gül de odalarına gidince salonda Hazar ve Arda kaldı.

Esma kolundan tuttuğu Ada'yı odadaki yatağın üzerine oturtup Eda'ya kapıyı kapatmasını söyleyerek yavru köpek bakışlarını attı. Ada'yı ikna edebilirse eniştesinden izin almasını isteyecekti.

Elif Ada arkadaşının bir şey isteyeceğini anlamıştı. Bu bakışlardan başka anlam çıkaramazdı zaten. Yine ne isteyecekti bu deli arkadaşı acaba?

"Söyle Esma'm ne istiyorsun?"

"Esma abla, ablam hemen anladı bir şey isteyeceğini." deyip güldü.

"Anlarım tabi ablam. Esma Hanım bu bakışları atıyorsa bir isteği vardır." Eda'ya katılarak güldü Elif Ada da.

"Aman, hemen de anlayın zaten. Neyse Ada sen beni dinle." Ada başını sallayınca heyecanla konuşmaya başladı.

"Bu gece eski günlerdeki gibi kız gecesi yapalım mı?" Neden bunun için izin istediğini anlamadı Elif Ada.

"Yaparız tabii ki. Neden bunun için izin alıyorsun ki?"

"Ah saf arkadaşım, eniştem izin verir mi gece bizimle uyumuna. Ben vermez diye düşünüyorum o yüzden sen izin alacaksın." Elif Ada teselli eder gibi elini sıvazlayan arkadaşının elleri arasından elini çekip Esma'nın koluna vurdu hafifçe. Neler diyordu bu kız?

"Esma Asaf neden izin vermesin Allah aşkına? Dert ettiğin şeye bak!" Elif Ada kocasının izin vereceğini düşünüyordu. Bilmiyor ki Asaf'ın ondan ayrı uyuyamayacağını.

"Ada bugün seni on beş dakika görmedi diye ne hallere düştü adam. İzin vereceğini nasıl düşünürsün? Valla ben eminim izin vermez. O yüzden sen ne yapıp edip izin alacaksın." Eda da Esma ablasını onayladı.

Elif Ada Asaf'ın hallerini düşününce izin vermeyeceğine kanaat getirdi kızlar gibi.

"Ben nasıl izin alacağım o zaman?"

"Ada kocan o senin orasını da sen hallet." Elif Ada bir kez daha vurdu arkadaşına. Ne biçim konuşuyordu bu kız?

"Ne dedim ki ben?" Masumca arkadaşına baktı. Bir şey dememişti ona göre.

"Allah aşkına sus Esma! Bir de ne dedim diyor ya! Neyse ben konuşacağım Asaf'la. Hadi çıkalım artık." Esma konuşacak olmasının sevinciyle ellerini çırptı çocuk gibi. İnanıyordu ki arkadaşı izin alacaktı.

Arkalı önlü odadan çıkıp salona ilerlediler. Herkes tamam olunca evden çıkıp atların oraya yürüdüler. Ömer Asaf telefon konuşması bitince salonda olmayan karısının nerede olduğunu sormuş, kızlarla odaya gittiğini duyunca beklemişti gelmesini. Şimdi ise diğerleri önden gidiyor Ada'yla ikisi de arkadan birlikte yürüyorlardı.

Ömer Asaf daha fazla dayanamayıp karısını kolunun altına çekti. Çok uzak yürüyorlardı canım! Elif Ada da kolunu beline sardı kocasının. Aynı zamanda dudakları yukarı kıvrılmıştı. Yan yana olmalarına rağmen temas etmeden duramayan adamdan nasıl bu geceyi kızlarla geçirmek istediğini söyleyip izin alacaktı ki? Bir şekilde yolunu bulacaktı artık. Ama şimdi değil.

Sonunda atların olduğu yere vardılar. Rıza amca'yla selamlaştıktan sonra, herkes binmek istediği atı seçip, ilk önce kızların sonra da erkeklerin binmesine karar verdiler.

Hazar Esma'nın binmek istediği atı görünce, çiftlikteki en hırçın at olduğunu fark etti. Bu hırçın kız kendi gibi hırçın atı seçmişti.

"Esma dikkat ette at seni düşürmesin." Hem uyarmak hem de takılmak istedi Hazar.

"Neden düşürsün ki?" Esma neden böyle söylediğini merak etti. Hem o çok iyi at binerdi. Tabii karşısındaki adamın bundan haberi yoktu.

"Senin gibi hırçın bir at çünkü, o yüzden diyorum." Esma ona hırçın diyen adama tersçe baktı. Ne dediğini zannediyordu bu adam?!

​​​​​Hazar ise gitgide yüzü değişen ve ters ters bakan kızla emeline ulaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyordu.

"N-ne diyorsun sen be!" Esma istemsizce kekeledi. Çok sinirlenmişti çünkü.

"İşte bundan bahsediyorum." diyerek işaret parmağıyla kızın yüzünü gösterdi.

"Bak laflarına dikkat, yoksa seni de benzetirim o serseriye!"

"Ya tabii sen anca kendine zarar verirsin!" İkili yaşadıkları olaydan dolayı tartışırken diğerleri neden bahsettiklerini bilmeden onları izliyordu.

"Sana ne ya! Seni ne ilgilendirir kendime zarar verip vermediğim?"

"Doğru beni ilgilendirmez! Ne yaparsan yap!"

"Yapıyorum zaten!"

"İyi!" Tartışmaları bitince diğerlerini hatırladılar. Şaşkınca tartışmalarını izliyorlardı.

Esma onlara bir şey söylemeden hırçın atla birlikte dışarı çıktı. Ada bugün ne olduğunu öğrenecekti o yüzden şu an sinirli arkadaşına bir sormayacak ama yanında olacaktı. Asaf'a söyledikten sonra giden arkadaşının arkasından gitt. Ömer Asaf'ta Hazar'ın yanına gidip ne olduğunu öğrenecekti.

Esma öfkesinden hiçbir şey kaybetmeden kendi kendine konuşuyordu. Ada ise arkadaşının bu haline şaşırmadı. Ne zaman sinirlense kendi kendine konuşurdu zaten Esma.

"Esma sakin ol canım." Ada arkadaşını sakinleştirmek için koluna dokundu.

"Nasıl sakin olabilirim Ada?! Bana neler dedi içerde ya! Kim ki o bana karışıyor?" Öfkesinde gram azalma olmayan arkadaşı gibi bağırarak konuştu. Yoksa kendine gelmeyecekti bu kız.

"Tamam anladık bir şeyin değil sadece seni uyarmak istedi." Daha sakin sesiyle devam etti.

"Önceden ne yaşandı aranızda bilmiyorum ama bu kadar yükselmene gerek yok Esma. Şimdi sakin oluyorsun tamam mı?" Ada'nın sözleri tokat gibi yüzüne çarpınca sakin kalmaya çalıştı.

"Bu konuyu sonra konuşacağız zaten." İtiraz etmem için dudaklarını aralasa da vazgeçti. Anlatmadan bırakmazdı Ada.

Sonrasında Esma at binmek istediğini söyleyip bu hırçın atı da sakinleştirdi. At binmekte iyi olduğu için, Ada arkadaşı adına endişelenmedi ama dikkatli olmasını söyledi.

Diğer yandan Ömer Asaf Hazar'dan öğrenmeye çalışıyordu. Ama ağzından laf alamadı. İllaki anlatır diyerek sakinleştirdi Hazar'ı.

Hazar ise ​​​​​​hırçın kızın sözlerine takıldı. Haklı olması ise cabası. Doğru söylüyordu, o kim ki ona karışıyordu! Oysa sadece dikkatli olması ve kendine zarar vermemesi konusunda uyarmıştı. Belli ki hata etti. Ne hali varsa görsün!

Diğer yandan Ömer Asaf Hazar'dan öğrenmeye çalışıyordu. Ama ağzından laf alamadı. İllaki anlatır diyerek sakinleştirdi Hazar'ı.

 

 

Hazar ise hırçın kızın sözlerine takıldı. Haklı olması ise cabası. Doğru söylüyordu, o kim ki ona karışıyordu! Oysa sadece dikkatli olması ve kendine zarar vermemesi konusunda uyarmıştı. Belli ki hata etti. Ne hali varsa görsün!

 

 

Esma atın üstünde ne kadar iyi sürdüğünü gösterir gibiydi. Ada ve Eda hariç diğerleri kızın hakimiyeti elinde tutmasına şaşkınca bakıyordu. Hazar endişelenecek bir şey olmadığını görünce rahatladı. Yine boş vermekten geri kalmıyordu maalesef.

 

 

Eda da Esma gibi atın üzerine bindi Esma'yla birlikte çitlerin içinde tur attılar. İkiside bu konuda iyiydi. Gül korktuğu için Azad'la binecekti, o yüzden bekliyordu. Biraz sonra Elif Ada da katıldı kızlara. Ömer Asaf daha önce birlikte at bindiği karısının tek başına da iyi olduğunu görünce gülümsedi. Şaşırmamıştı doğrusu, sonuçta karısının on parmağında on marifet var.

Kızlar atlardan inince sıra diğerlerine geldi. Azad'la Gül buraya her gelmelerinde bindikleri ata bindiler. Diğerleri de aynı şekilde binince az önce olduğu gibi çitlerin içinde tur attılar.

Ömer Asaf, Ada'ya birlikte binebileceklerini söylemişti ama Ada kabul etmedi. O da diretmedi.

Elif Ada hayran hayran kocasının at üzerindeki karizmasını izledi. Birlikte bindiklerinde de çok güzel hissetmişti ama tek başına görmekte güzel ve değişik hissettirdi. Acaba seviyor muydu bu adamı?

Onlarda atlarından inince eve geri döndüler. Öğle ezanı okunduğu için herkes odasına çekildi. Elif Ada Asaf'ın namaz kılışını izleyecekti yine. Bunun heyecanıyla odaya çıktı. Banyoya abdest almaya giden kocası için seccadesini serdi. Asaf banyodan çıkınca Ada'nın yaptığıyla tebessüm ederek namaza başladı.

Elif Ada Asaf'ı rahatsız etmemek için arkasında kalan koltuğa oturup, elini yanağına yaslayarak hayran olduğu manzarayı seyretti. Rabbinin huzurunda olan adam onun helaliydi. Hayatında bundan daha değerli bir şey olabilir miydi ki? Yavaş yavaş kalbinin ısındığı, sevmeye başladığı adamla hayırlı bir ömrü olsun diye dua etti.

Ömer Asaf namazını bitirip tesbihini çekti. Duasını ettikten sonra karısının nerede olduğunu görmek için etrafına baktı. Ama kesinlikle elini yanağına yaslamış ona bakarken görmeyi beklemiyordu. Elif Ada ne ara namazı bitirip ona baktığını anlamadığı adamla göz göze gelince kalakaldı.

Ömer Asaf seccadesini kaldırarak kendine gelen karısının yanına ilerledi. Başının üzerinden öptükten sonra seccadeyi elbise dolabına koydu.

Odada başka işleri olmadığı için el ele tutuşarak aşağı indiler.

(...)

Vakit akşamüstü olurken herkes etlerin hazır olmasını bekliyordu. Erkekler mangal başındayken kızlar sofranın hazırlanmasına yardımcı olmuştu. Şimdi ise aralarında sohbet ediyorlardı.

Sonunda hazır olan etlerle erkekler de masaya gelip oturdular. Oturma dizilimi yine aynı olacakken Esma Eda'yla yerini değiştirip Hazar'la karşı karşıya oturmaktan kurtuldu. Hâlâ kızgındı zira. Hazar Esma'nın yerini değiştirmesine kaşlarını çatarak baktı. Gerçekten bu kadar rahatsız mı oluyordu ondan? O zaman istediğini yapıp uzak duracaktı.

Hazar ve Esma'nın gerginliği dışında güzel geçen bir yemek oldu. Ateş başında oturarak sohbet etmeye başladılar. Ömer Asaf Ada'yı kolunun altına çekti. Ondan uzak kalmaya tahammülü yoktu. Diğerleri bu duruma gülümseyerek tepki verdi.

Biraz sonra Arda yanlarından kalkıp eve gitti. Geldiğinde ise elinde gitar vardı. Diğerleri ne istediğini anlamıştı ama Elif Ada, Esma ve Eda kimin gitar çalacağını bilmiyordu.

Arda eski yerine oturup gitarı çalmak için bacaklarının üzerine koyarak ayarlamalarını yaptı. Sonra ise gözleri ağabeyini buldu.

"Ağabey eski günlerdeki gibi ben çalıyorum sende söylüyorsun." diyerek kabul etmesi için içinden dua etti.

Ömer Asaf Ağa olmasının yanında kardeşleriyle hep iyi geçinmiş onların bir dediğini iki etmeyerek yanlarında olmuştu. Ağa sıfatından önce ağabey, kardeş ve oğul sıfatıları gelir her zaman. Birde sıfatı eklenmişti, seve seve kabul ettiği sıfat.

Diğerlerinin de ısrarlarıyla karısının gözlerine bakarak şarkıyı söylemeye başladı.

"Olmuyor böyle
Günüm gecem bir çile
Yağmurun sesine senden bahsedeyim." Elif Ada şarkının ne olduğunu anlayınca gözleri doldu. Aklına sırtındaki izler geldi. Unutmamış ve yanında olduğunu histtirmek için bu şarkıyı seçmişti.

Arda şarkının ritmine göre gitarını ayarladı.

"Sen canımı en çok yakansın
En kıymetli zamansın
Güzelsin ya elbet, eminim sen banasın." İkiside birbirinden gözlerini ayırmıyordu, diğerleri ise mutlulukla onları izliyordu.

"Dur yanıma öyle yanaşma
Doğru söylemem inanma
Severim seni yine elbet
Sen buna aldanma." Şarkının nakarat kısmı gelince gözünden bir yaş aktı.

"Gel yaralarını ben sarayım
Ömrümü ömrüne katayım
Bir gün gülersek eğer yoluna güller katayım." Asaf gözyaşlarını sildi. Ağlamaması içinde ikaz etti gözleriyle. Şarkının kalanını da etrafındakileri unutarak sadece Ada'ya bakıp söyledi.

O yara izlerini unutmayıp, aynı acıları kalbinde hissediyordu adam.
Kadın ise anlatmaktan başka çaresi olmadığını biliyordu.

Bölüm Sonu...

(...)

Selamün aleyküm herkese...

Yeni bölümümüz geldi ❤️

 

Umarım beğenmişsinizdir...

 

Yazım yanlışım varsa affola...

 

Bazı nedenlerden dolayı erken atamadım kusura bakmayın lütfen. ☺️

 

Gelelim bölüme, nasıl buldunuz?

 

En sevdiğiniz sahne 👉🏻

 

Bölümü hangi emojilerle anlatırdınız 👉🏻

 

Ömer Asaf?

Elif Ada?

Hazar?

Esma?

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN...

 

SATIR ARALARI BOŞ KALMASIN!!!

 

SİZİ SEVİYORUM 💙...

 

Beni buradan ve Instagramdan takip etmeyi unutmayın lütfen...

Instagram: gizemli_yazardemir0

 

 

Hepinizi Allah'a emanet ediyorum❤️🌼...

 

 

 

Gizemliyazardemir0

Bölüm : 28.12.2024 17:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...