@gizemliyazardemir0
|
Poyraz Ali yaşamayı bildiği ve sevdiği hislerle Yüsra'nın gözlerine bakarken, Yüsra orada ne gördüğünü bilmeden tuhaf şeyler hissediyordu. Sanki kalbine bir şeyler oluyor ve karnında kasılmalar vardı. Bunları neye yoracağını bilmeden az önce yaşadığı tatsız durumdan ötürü olduğunu savunuyordu beyni fakat kalp öyle olmadığını bilmesine rağmen bir şey yapamıyordu.
Genç adam sevdiğine bakarken sadece onu görüyordu ve hâlâ nasıl bir özlemle yandığını anlamyamıyordu. Saçlarını okşamayı, kokusunu içine çekmeyi çok istiyordu şu an. Yüsra kapandıktan sonra saçlarını görmediği kızın saç rengini merak ediyordu. Acaba değişmiş miydi? Hırçın dalgalarla kızı sinir eden saçlar aynı mıydı? Yine simsiyah geceden çaldığı renkte mi yoksa açılmış mıydı saç rengi? Ya da beline kadar uzanıp kızı daraltıyor muydu görmek isteyip göremediği, dokunmak isteyip dokunamadığı saçlar?
İkiside birbirinin gözlerinin girdabında kalmıştı. Tek başlarına çıkamayacakları ise kesindi.
Zeynep birden ortadan kaybolan ağabeyi ve misafir genci merak etmişti. Yüsra zaten mutfakta bulaşıkları hallediyordu. Sonra gelen dış kapı sesiyle içerdekilerden müsaade isteyerek o da bahçeye çıktı.
Ağabeyi ve Yüsra öylece birbirine bakıyordu. Ne olduğunu çözemedi. Yılmaz denen genç ise ortalıkta görünmüyordu. Ağabeyinin ve Yüsra'nın yanına gitti.
"Ağabey, Yüsra ne yapıyorsunuz burda? Yılmaz bey de yok." Yüsra ve Poyraz Ali irkilerek ne zaman geldiğini bilmedikleri kıza baktılar. Ne ara gelmişti?
Poyraz Ali boğazını temizleyerek kardeşine cevap verdi.
"O şahıs bir daha gelmeyecek buraya Zeynep!" Zeynep ağabeyinin neden böyle söylediğini anlamamıştı. Ne olmuştu ki?
"Neden, noldu abi? Yüsra sen mutfakta değil miydin?" Yüsra'nın da ne ara çıktığını anlamamıştı.
"Ben sana her şeyi anlatacağım Zeynep abla. Şimdi içeri girelim, Sevda teyzem meraklanmıştır." Zeynep tamam dedikten sonra hep birlikte eve girdiler. Kalkmaya hazırlanan misafirler Yılmaz'ın nerede olduğunu merak ediyorlardı. Lavaboya demişti ama hâlâ gelmemişti.
Fatıma'nın annesi yeğeninin nerede olduğunu bilip bilmediklerini sordu Poyraz Ali'ye.
"İşi çıkmış bende onu söyleyecektim size. Kalkıyorsunuz galiba iyi akşamlar." demiş ve odasına gitmişti. Daha fazla o insanlarla muhattap olmak istemiyordu. Belki suçları yoktu ama onlarla gelmişti o şahıs.
Sevda hanım oğlunun nezaketsiz davranışı karşısında mahcup olmuştu.
"Onun kusuruna bakmayın lütfen." demiş ve kızlarla birlikte misafirleri uğurlamışlardı. Fatıma çocukluğundaki gibi onu hâlâ sevmeyen adamla hayal kırıklığıyla gitmişti ve Yüsra'nın yine Ali'nin evinde olması onu sinirlendirmişti.
Sevda hanım oğlunun neden böyle davrandığını ve birden ortadan kaybolama nedenlerini kızlara sormuştu. Zeynep ve Yüsra bilmediklerini söylemiş ve izin isteyerek Zeynep'in odasına gitmişlerdi.
Zeynep Yüsra'yı kolundan tutarak yatağına oturttu ve kendisi için çalışma masasının önündeki sandalyeyi çekerek oturdu.
"Anlat Yüsra dinliyorum." Yüsra kendini sorgu altındaki bir suçlu gibi hissetti. Zeynep ablası bu kadar ciddi olmak zorunda mıydı canım!
Baştan sona Yılmaz'ın ne yaptığını, sonra Ali'nin onu kurtardığını ve dövdüğünü anlattı.
"Vay şerefsiz! Yüzüne bakan da adam sanar. Ama abim iyi yapmış. Keşke bende olsaydım da yüzüne tükürseydim." Kötü söz söylemeyi sevmeyen Zeynep'in bile ağzını bozmuştu duydukları. Hak edene hakettiği söylenmeliydi nitekim.
Sonra dalgın duran kardeşi gibi gördüğü kıza baktı. Onu unutmuş saydırıyordu.
"Sen iyi misin kuzum. Sana bir şey yapmadı değil mi?" Yüsra hem onu hem de Ali'yi düşünüyordu. Zeynep'in seslenmesiyle kendine geldi.
"İyiyim abla merak etme. Odama gidebilir miyim? Çok uykum varda." Zeynep Yüsra'nın iyi olduğuna emin olduktan sonra gidebilirsin dedi.
Yüsra kendini odasına attı. Dışarıda ne olmuştu öyle? Sonra Ali'nin eli geldi aklına çok kötü görünüyordu. Saracağını söylemiş ama sarmamıştı. Bu kendini kötü hissetmesine sebep oldu. Ne yapacaktı şimdi? Odasına gidemeyeceğine göre acaba mesaj mı atsam diye düşündü ama sonra bu fikirden vazgeçti.
Yatsı namazını kılamadığı için odadan çıktı ve abdest almak için banyoya gitti. Ali'nin de çıkmasını ve elini sarmayı unutmadığını söylemek istiyordu ama onun kapısında hareket yoktu.
Odaya girdi ve namazını kıldı. Bir süre sonra yine odasından çıktı ve Ali çıkar umuduyla salonda oturdu. Sevda teyzesi çok yorulduğu için uyumaya gitmişti. Zeynep ise odasındaydı. Şu an beklediği kişi ise görünmüyordu ortalıkta.
Kaç saattir salonda volta attığını bilmiyordu. Zeynep ablasının odasının ışığı kapatılmış belli ki uyuyordu. Fakat Ali çıkmamıştı odasından. Belki de çoktan uyumuştu.
Daha fazla beklemenin manası olmadığı için odasına gidip uyumaya karar verdi. Ali'nin kaldığı odanın önünden geçerken beklediği olmuş ve kapı açılmıştı. Fakat çok sonra.
Belki Ali onu beklediğini bilmiyordu ama yarayı saracağını söylemişti. En azından ortalıkta olabilirdi değil mi?
Poyraz Ali odasına girdikten sonra Yüsra gibi namaz kılmadığını hatırlamış ve odasından çıkıp abdest almıştı fakat Yüsra'yla karşılaşmamıştı. Namazını kıldıktan sonra ise o soysuzun yaptıklarını düşünüyor ve deliriyordu. Ya geç kalsaydım ya ona bir şey yapsaydı fikri beynini yiyordu. Ama şükürler olsun ki yetişmişti. Sonra elindeki kızarıklığa bakmış ve Yüsra'nın onu beklediğini bilmeden söylediklerini hatırlamıştı. Sevdiği yarasını saracağını söylemişti değil mi? Onun kalbinde ne gibi hasarlar bıraktığını bilmeden.
Kalbinin sesi ve kurduğu hayaller sayesinde uyuyamamış ve hava almak için dışarı çıkmıştı. Fakat Yüsra'yı görmeyi beklemiyordu.
"Yüsra ne yapıyorsun?" dedi bu saate kadar neden uyumadığını merak ediyordu.
Genç kız seni bekliyordum ama gelmedin dememek için dilini ısırdı.
"Uyku tutmadı o yüzden hava alayım dedim. Sen neden uyumadın." Yalan değildi onun yüzünden uyku tutamamıştı.
"Bende aynı." İkisi yine sessizce birbirine bakıyordu.
"Elin nasıl oldu?" Yüsra dayanamamış ve sormuştu zaten onun için beklemişti bu sate kadar ama beyefendi gelmemişti zahmet edip.
Poyraz Ali elini göstererek "Sanırım sarılması gerekiyor." dedi muzip bir tavırla bu fırsatı kaçıramazdı. Yüsra da oyunu devam ettirdi.
"Merhem sürdün mü ki?" Eğer çıkmış olsaydı sarılmış olurdu.
"Hemen sürüyorum bekle lütfen." Koşarak ecza dolabına gitti ve elinde krem kutusuyla geri döndü. Yüsra şaşkınca ne ara gidip geldiğini anlamadığı adama baktı.
Poyraz Ali merhemi eline sürdükten sonra sarması için Yüsra'ya ama sargı bezi getirmemişti.
"Nasıl saracağım Ali? Bekle." dedi ve bu sefer kendisi gitti. Elinde sargı beziyle dönünce ikiside heyecanla bekliyordu.
Yüsra daha fazla beklemeden Ali'nin eline dokunmadan yarayı sardı.
"Teşekkür ederim tatlı baş belası."
Yüsra gülümseyerek bakan adama aynı şekilde karşılık verdi.
"Rica ederim geçmiş olsun." Sanki gözlerine bakarken dünya durmuş gibi hissediyorlar. Neyin ne olduğunu unutuyorlardı.
Bir süre sonra Yüsra kendine geldi. Sürekli bu durumda kalarak yanlış yapıyorlardı. Yüsra'nın aklı başına gelmişti.
"Hayırlı geceler." Arkasını döndü ve odasına gitti. Bunun vicdan azabını çekecekti şimdi.
Poyraz Ali birden ne olduğunu anlamadan arkasından hayırlı geceler dedi ve elindeki sargıya bakarak odasına gitti.
Yüsra kendini kötü hissediyordu bir süre Ali'den uzak durmaya karar verdi. Hoş aynı evde nasıl olacaksa?
Uykusuda gelmiyordu. Poyraz Ali'nin kütüphanesininden bir tane kitap alarak onu okudu. Böylece aklı dağılır ve uykusu gelirdi belki.
Elindeki kitaba yoğunlaşamasa da uykusu gelmişti. Kitabı komodinin üzerine bıraktı ve gözlerini kapattı.
Poyraz Ali ise elindeki sargıya bakarak uykuya dalmıştı.
Sabah olduğunda ezanın sesiyle değil Zeynep'in sesiyle uyandı Yüsra. Şiddetli bir baş ağrısı vardı.
"Yüsra iyi misin canım? Odanın ışığı yanmayınca namaza kalkamadığını düşündüm." Yüsra elini başına koyarak yatakta doğruldu. Başı çok ağrıyordu.
"Dün uyuyamadım o yüzden kalkamadım. Geçmedi değil mi?"
"Yok yok geçmedi kılabilirsin."
"Tamam Zeynep abla teşekkür ederim."
"Önemli değil bitanem. Başın mı ağrıyor?" Zeynep Yüsra'nın başını tutmasından ve yüz ifadesinden bir sorun olduğunu anlamıştı.
"Evet Zeynep abla, dün geç yatınca baş ağrısı tuttu demek ki. Ağrı kesici içerim geçer inşAllah."
"Tamam canım dikkat et." Yüsra onu onayladıktan sonra Zeynep odadan çıktı.
Yüsra başını tutarak yataktan kalktı ve banyoya gidip abdestini aldı. Başı çatlıyordu resmen. Namazını kılmadan önce mutfağa gitti ve ağrı kesici içti.
Namazını baş ağrısı ile kıldıktan sonra ağrısının geçmesi için dua etti ve tekrar uyudu.
Herkes kahvaltı için sofraya oturmuştu ama Yüsra yoktu. Poyraz Ali ne olduğunu bilmediği için annesine sordu.
"Anne Yüsra nerde neden gelmedi kahvaltıya?" Sevda hanım da bilmediği için Zeynep cevap verdi.
"Sabah başı ağrıyordu abi o yüzden uyanamadı galiba. Ben biraz sonra bakarım." Poyraz Ali endişelendi.
"Nasıl, ilaç içmiş mi? Bir hastaneye gidelim." Sevda hanım ve Zeynep Poyraz Ali'nin tepkisine şaşırmışlardı.
Yerinden kalkan Poyraz Ali'yi annesi eliyle durdurdu.
"Oğlum dur ben birazdan bakarım. Uyusun geçer, geçmezse hastaneye gideriz."
Poyraz Ali hoşnutsuzca 'tamam anne' dedi. Neden geç saatlere kadar uyumamıştı bu kız? Oysa Yüsra onu beklemişti o saate kadar. Ama bunu bilmiyordu Poyraz Ali.
Poyraz Ali düşünceler içinde, Yüsra'nın iyileşmesi için dualar ederek kahvaltısını yaptı. Pek bir şey yediği söylenemezdi zaten, çay içmişti sadece.
Zeynep ve Sevda hanım Poyraz'ın halinden şüphelenmiş fakat üstünde durmamışlardı.
Poyraz Ali mutfaktan çıktıktan sonra sıkıntıyla salonda volta atıyordu. Annesine ya da Zeynep'e Yüsra'yı kontrol etmelerini söylememek için kendini zor tutuyordu.
Hâlâ uyanmamıştı. Merak ediyordu onu. Sonunda annesinin odaya girmesiyle endişeyle beklemeye başladı. Bir baş ağrısı için bu kadar endişelenmesi onu korkutuyordu.
Sevda hanım Yüsra'nın odasına girdi ardından kapıyı kapattı. Yatağında uyuyan kızın başucunda durdu ve saçlarını okşadı.
"Yüsra, hadi kalk kızım." Yüsra biraz daha ona seslenilmesinden sonra gözlerini açtı.
"Sevda teyze?"
"Nasıl oldun kızım? Başın hâlâ ağrıyor mu?" Yüsra yatağında doğruldu. Baş ağrısı biraz geçmişti ama hâlâ sarsıntısı vardı.
"Çok ağrımıyor, daha iyiyim şu an."
"O zaman hazırlan gel canım. Kahvaltı yaptıktan sonra bir ilaç daha içersin hiç ağrı kalmaz." Yüsra başını salladı ve tamam dedi. Sevda hanım odadan çıkınca üzerini giyindi ve şalını yaptı. Gözlüğünü takmadı çünkü başı tekrar ağrıyabilir.
Odadan çıkınca banyoda işlerini halletti ve mutfağa gitti. Herkes mutfaktaydı. Poyraz Ali endişeyle ona bakıyor iyi olup olmadığını sormak istiyordu. Annesi söylemişti ama onun ağzından duymak istiyordu.
"Nasıl oldun kuzum?" Zeynep yorgun olduğu her halinden belli olan kızın yerine oturmasına yardım etti.
"İyiyim Zeynep abla merak etmeyin." Zeynep üstelemeden tamam dedi. İyiyim diyorsa iyidir.
Poyraz Ali ise daha iyi olması için dua ediyordu. Her ne kadar onada sormak istese de çekiniyordu. Yüsra onun yüzüne bile bakmamıştı. Sanki orada yoktu Poyraz Ali.
Odadan çıktı ve kaldığı odaya gitti. Neden böyle davranıyordu tatlı baş belası ona. Bilmeden yanlış bir şey mi yapmıştı. Ama dün akşam gayet iyiydi. Elini de sarmıştı.
Yüsra kahvaltısını yaptıktan sonra ilaç içerek odasına gidip dinlenmek istediğini söylemişti. Kendini çok kötü hissediyordu. Ali'den uzak durma kararına onu görmezden gelerek başlamıştı.
Boş yere kimseyi üzmek istemiyordu kendide dahil buna. Zaten birkaç gün sonra ailesi gelecek ve bu evde kalmayacaktı.
2 Gün Sonra
2 gün boyunca Ali'den kaçarak geçirdim zamanımı. Aynı evin içinde saklambaç oynuyorduk resmen. Ben saklanıyorum o da beni bulmaya çalışıyordu. Yüzünden düşen bin parçaydı ve bu Sevda teyzemi de üzüyordu.
Fakat vazgeçmemişti benimle konuşma çabasından. Hiç bilmediğim duygular esir almıştı beni buraya geldiğimden bu yana. Belki bana her şeyi anlatacaktı ama buna cesaretim yoktu işte. Korkuyorum.
Odamda oturmuş yine düşüncelere dalmıştım. Kapım tıklatılınca gel diyerek içeri davet ettim.
Zeynep ablam kapıdan başını uzattıktan sonra tamamen odaya girdi ve yanıma geldi.
"Müsait misin canım?"
"Gel abla müsaitim." Zeynep ablamda da bir şeyler vardı. Belli etmemeye çalışsa da ben anlamıştım. Dün Yiğit ağabey akşam yemeğine gelmişti. Ve Zeynep ablamın eli ayağına dolanmıştı. Şimdi sormaya karar verdim isterse anlatırdı.
"Ee ne yapıyorsun yine tek başına Yüsra? Benim tanıdığım uçarı kız nereye gitti?" Bir bilsem Zeynep abla bende bana ne oluyor bilmiyorum ki.
"Yazacağım hikayeyi düşünüyorum aslında. Kafama takıldı bir konu da bulamadım henüz." Bir de bu vardı. Aşk konulu bir hikaye yazmak.
"Konu ne?"
"Aşk."
"Sen bulursun bir şeyler canım sana güveniyorum ben." Burdan yürüyerek Zeynep ablama sorabilirdim.
"Zeynep abla sen ne düşünüyorsun aşk konusunda?" Meraklı gözlerle tepkilerini izledim. İlk önce bir şey demedi sonra kendini toparlayıp konuşmaya başladı.
"Aşk, güzel bir şey. Yani öyledir herhalde." Gözleri dalmıştı. Sonra birden bana döndü ve ellerimi tuttu.
"Yüsra sana bir şey söyleyeceğim ama kimseye söylemeyeceksin. Söz mü?" dedi heyecanla.
"Ne söyleyeceğine bağlı," ters ters bakınca "Tamam söz." dedim uzatmadan. Ne söyleyeceğini tahmin ediyorum ama onun söylemesini bekledim.
"Ben şey," kekeleyerek konuşamıyordu.
"Evet abla sen ney?" Onu konuşmaya teşvik ettim yoksa konuşacak gibi değildi.
"Ben Yiğit'i seviyorum."
"NE?!!" Şaşkınlığımdan bağırarak tepki vermiştim.
"Ne bağırıyorsun Yüsra. Bir duyan olacak." Kısık sesiyle konuştu ve ağzımı kapattı. Başımı bağırmayacağım anlamında sallayarak elini çekmesini istedim.
Elini çekince kısık sesimle şaşkınlığımı belli ettim.
"Zeynep abla nasıl, ne zaman oldu bu?"
"Bilmiyorum birden oldu her şey ama o beni kardeşi olarak görüyor. Aşk bazen acı verici de olabiliyor Yüsra." Gözleri dolmuştu üzüldüğü belli oluyordu. Gözünden akan bir damla yaşı sildim.
"Ya Zeynep abla ağlama lütfen. Her şey olacağına varır. Belki Yiğit ağabey de seni sever."
"Üzülmemek elde değil ki Yüsra. Dayanamıyorum artık. Eğer sana da söylemeseydim kendimi daha kötü hissedecektim."
"İyi ki söyledin Zeynep abla her zaman yanındayım ben senin." Sarılarak ağlamasını içini dökmesini söyledim. Bazen ağlamak iyi gelir.
"Teşekkür ederim Yüsra iyi ki geldin."
Tahminimde yanılmamıştım. Zeynep ablamın üzülmesini hiç istemiyorum onun için dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden maalesef.
O gün kollarımda rahatlayana kadar ağladı Zeynep ablam. (...)
Bahçede oturmuş başımı gökyüzüne kaldırarak düşünceler denizine dalmıştım yine.
Adım sesleri duyuyordum ama duruşumu bozmadım. Biraz sonra gelen kişi konuştu.
"Saklambaç bitti galiba baş belası." Ondan kaçtığımı elbette anlayacaktı, anlamaması saçma olurdu zaten.
Gözlerimi açtım ve ona baktım. Çökmüş bir surat ifadesi vardı. Bu beni daha fazla üzdü. Ne söyleyeceğimi bilemeyerek birbirimize bakıyorduk.
"Saklambaç oynamıyorduk ki." Başını önüne eğdi ve sahte olduğu belli olan bir gülümseme oluştu dudaklarında.
"Gerçekten mi Yüsra? Bence basbayağı benden köşe bucak kaçıyorsun."
"Sen yanlış anlamışsın. Ailemi özledim o yüzden dalgınım biraz." Onları özledim gerçekten.
Karşımdaki sandalyeyi çekti ve oturdu.
"Bence artık bazı gerçeklerin ortaya çıkma vakti geldi." Her ne kadar kaçmak istesem de yerimden kıpırdamadım. Konuşacağı zaman telefonu çaldı. Cebinden telefonunu çıkararak arayana baktı. Yüzü ciddileşti ve telefonu cevaplayarak yerinden kalktı.
"Efendim komutanım?" demişti arayanın komutanı olduğunu anladım.
Yaptığımın yanlış olduğunu bile bile arkasından gittim ve konuşmasını dinledim.
"Emredersiniz komutanım. İlk uçakla geliyorum." Konuşma bitmişti demekki. Arkasını döndüğünde beni gördü.
"Yüsra." Beni görmeyi beklemiyordu.
"Kötü bir şey yoktur inşAllah?"
"Yok merak etme. Sadece görev çıktı, bugün gidiyorum." Görev çıktı, bugün gidiyorum. Çok az kalmıştı.
Başımı salladım. Bir şey söylemeden gidecektim adımı seslenerek beni durdurdu. Ona dönecek cesaretim olmadığı için olduğum yerde bekledim.
"Yüsra, akşam beni dinler misin lütfen. Sana söyleyeceklerim var."
"Tamam." Dedikten sonra eve girdim.
Bölüm Sonu... (...)
Selamün aleyküm herkese...
Yeni bölüm geldi...
Yazım yanlışım varsa affola...
Umarım beğenmişsinizdir...
Nasıl ilerliyor sizce?
Bundan sonra ne olacak?
Zeynep Yiğit'e olan aşkını itiraf etti. Bekliyor muydunuz? Tahmin edenler olmuştu ama...
Yüsra'nın Ali'den kaçması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Peki Poyraz Ali ne konuşacak sizce?
Beğeniyor musunuz??
Diğer bölüm Aslan Timini de göreceğiz inşAllah...
OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN...
SATIR ARALARI BOŞ KALMASIN!!!
DİPNOT:Bölümler haftada bir gelecektir. Eğer tamamlarsam erkende gelebilir.
Sizi seviyorum💙...
Beni takip etmeyi unutmayın...
Görüşürüz inşAllah💖...
Hepinizi Allah'a emanet ediyorum❤️ 🌼...
Gizemliyazardemir0 |
0% |