Yeni Üyelik
10.
Bölüm

Dövüş taktikleri

@gizemliyazarr

Koray'a baktıktan sonra tekrar annemlere doğru döndüm ki Caner'in gözlerinin bir beni bir de Koray'ı yokladığını fark ettim...

 

Annemler de Koray'ı tanımadığı için Koray'a bakıp:"Sen Caner'in arkadaşımısın oğlum?" Diye sordular. Ama Koray cevap vermiyor,annem ile babamı dikkatle inceliyordu bir sorun olduğunu düşünerek Koray'ı elimle dürttüm sonra kendine gelip şapşalca gülümsemeye başladı...

 

Bu saçma tepkilere anlam veremeyen annem biraz önce sorduğu soruyu tekrarladı.Caner de Koray'a odaklanmış nasıl bir açıklanma yapacağını merakla bekliyordu,sonunda Koray Bey kendine gelip konuşmaya başladı:"Hayır, Caner'in arkadaşı değil kızınızın sevgilisiyim."Dedi. Bir dakika ne dedi?..

 

Çüş oğlum yavaş gel! Yaa ben bu çocuğa kapının önünde bir şey anlatma demedim mi? Şimdi nasıl bir açıklama yapacağım acaba?

 

Ama kalbim sen hep hızlı atarsan ben ne yaparım? Biraz yardımcı ol lütfen...

 

Daha önce asla bu tarz vakalarla annemlerin karşısına gelmemiştim.Ablam da ben de sevgili yapan, buluşan hatta eve getiren kızlardan değildik bu yüzden annem şuan şaşkınlıkla Koray ile bana bakıyordu.Daha doğrusu tek bizi inceleyen annem değildi.Caner ile Babam da hayretle bizi inceliyordu,kimsenin böyle bir şey beklemediğine yemin edebilirim...

 

Sonra Caner dayanamayıp konuşmaya başladı :"Ayça,saçmalama daha yeni tanıştığın birisiyle mi?"Dedi. Ona karşılık vermeden Koray'a baktım o da benim konuşmamı bekler gibiydi...

 

Ben de Koray'ın bu yüz ifadesini gördükten sonra olacakları umursamadan konuşmaya başladım:"Evet,bunu size benim söylemem gerekirdi ama bildiğiniz gibi ben biraz utangaçım bu yüzden bunu Koraydan duydunuz ama o haklı biz Koray'la sevgiliyiz..."Bunları söylerken utangaçlık krizine gimiştim,yani bir zahmette giriyim...

 

Kimsenin konuşmaması yavaş yavaş beni korkutmaya başlarken annem sözü eline aldı ve :"Ayça, bu tarz şeyleri önce bizimle konuşman konusunda seni ne kadar uyarsak da bizi dinlemedin ama şuan sana kızmıyorum yavaş yavaş neler olacağını göreceğiz." Dedi. Bu kadar iyi bir tepki beklemiyordum, tabii daha önce bu tarz bir şeyle annemlerin karşısına gelseydim çok sinirlenirlerdi ama 1 ay sonra 18 yaşıma gireceğim için bazı şeyleri bana bırakmışlardı...

 

Annemin konuşması bittikten sonra babam da bir şeyler söylemeye başladı:"Şuanlık bu ani ilişkiye karışmıyorum ama..." Diyip Koray'a baktı sonra da tamamlanmamış cümlesini tamamladı:"Kızımı üzersen fena bozuşuruz."...

Ah baba bu egolu çocuk varya...

 

Bu tepkiler beni çok rahatlatsada Koray ile sadece 3 gün sevgili olacaktım peki sonrasında annemlere ne diyecektim...

 

Bunları sonra düşünmeye karar verdim ve tekrar arkama dönüp Koray'a odaklandım.O da biraz bekleyip az önce babamın ona kurduğu cümleye karşılık vermeye başladı:"Merak etmeyin ben kızınızın her istediğini tek tek yerine getireceğim onu üzmem." Dedi ve gülmeye başladı.Pis yalancı bir kapıyı aç dedik onu yapmadın bir de her istediğimi yapacakmış...

 

Caner'in tepkisi ise beklediğim gibi değildi.Bayağı sinirliydi Koray'a onu öldürmek istercesine bakışlar attı sonra bana bakıp:"Bu çocuk seni tehtit etti değil mi?" Diye sordu...

 

Yani bir nevi tehtitdi ama tam tehtid de değildi olaylar bayağı karışıktı...

 

Tabii bunları Caner'e söyleyecek değildim.Caner bu cümleyi kurduktan sonra benden cevap beklemeye başladı.annemler de normal olarak Caner'in bu cümlesine anlam veremememiş Caner gibi ne diyeceğimi bekliyorlardı...

 

Geriye bir adım atarak tam Koray'ın hizasına geldim sonra da:"Hayır tabiki de tehdit falan yok, ben onu gerçekten seviyorum o da beni." Dedim.Yanii tam öyle olmasada...

 

Koray bu cümlemin ardından kolunu benim omzuma attı...

 

Kızarma Ayça kızarma bu çok normal bir şey sakin...

 

Daha sonra da Koray:"Evet ben Ayça'yı çok seviyorum o da beni burda bir gariplik yok neden onu tehtid edecekmişim?Ben öyle birisi değilim asla Ayça'nın istemediği bir şeyi tehtitle yaptırmam." Dedi ve hafifçe omzumu sıktı...

 

Ayakta yürüyen yalan makinesi bir de o kadar güzel yalanlar söylüyor ki biraz daha uğraşsa ben bile inanacağım...

 

Annemler başıyla onayladı ve bu konu burada kapandı...

 

Ama hâlâ Caner Koray'dan gözlerini çekmemişti, onu bu kadar sinirlendiren neydi ki?..

Yarım saat sonra:

Caner'in tüm kontrolleri yapıldıktan sonra hastaneden çıktık Caner'in durumu gayet iyiydi sadece kolu kırıktı bir de bir kaç çiziği vardı o kadar...

 

Bizim arabaya doğru yürürken Koray arkadan kolumu tuttu ve :"Bugün Ayça'yı ben alıyorum,izninizle." Dedi.

 

Ne yapıyordu bu çocuk yine? Annemler izin vermez diye düşündüğüm için sorun etmedim ama Babam beklemediğim bir şekilde:"İyi kabul, ama saat geç olmadan gelin, Koray sen de eve gitme Ayça'yı eve bırakınca bize gel bir şeyler konuşacağız." Dedi. Caner sessizce sert bir küfür etti hemen onun önünde olduğum için bunu duydum, annem ile babam burda olmasa Koray'a saldıracağından emindim ama ne olursa olsun Caner'in davranışları yanlıştı ben onun çok yakın bir arkadaşıydım Koray'ı sevmesede en azından bana saygı duymalıydı.

 

Ben bunları düşünürken Babam arabasını sürdü bile...

 

Bir dakika şimdi ben Koray ile yanlız kalmıştım değil mi?..

 

Utangaçlığımı belli etmeden ona doğru döndüm ve:"Yalancısın sen yalancı neymiş istediklerimi yapacakmışsın." Diyerek ona sataştım.Şey bu şuan ne alaka demeyin konuşmasaydım utangaçlıktan ölürdüm...

 

Koray gülerek "Evet yaparım tabii ne istiyorsun bakiyim."Dedi Alayla. Bir de dalga geçiyor egolu pislik...

 

Koray bir anda kolumu tuttu ve :"Neyse canım, her istediğin de yapılmaz.Zaten sana kalsa beni atlıkarıncaya bindirirsin." Dedi. İstemsizce gülerken Koray tarafından sürükleniyordum...

 

Koray'ın arabasının önüne geldiğimizde Koray kolumu bıraktı ve :"Hadi bin gidiyoruz." Dedi şuan nereye gittiğimizi umursamadan:"Kapımı sen açarsan neden olmasın?" Dedim. İnat değil mi? Bir kerede o benim dediğimi yapsın.

 

Koray yüzüme bakıp güldü sonra da:"İyi tamam gelme, zaten telefonun yok kimseyi arayamazsın,ee benimle geleceğin için yanında paran da yok belliki. Burda otur sabaha kadar ya da yürüyerek eve git ama muhtemelen yolu da bilmiyorsundur." Dedi. Ben de bu cümleden sonra öylece kalakaldım,ya ne olurdu ki şu kapıyı açsaydın ölür müydün ha? Dediklerin de haklı olduğu için öfleyerek de olsa kapıyı kendim açıp ön koltuğa oturdum...

...

Arabanın içinde aramızda uzun ve gerilimli bir konuşma başladı:

Koray:Aa Ayça benimle mi geliyorsun?Ben de gelmem dersin diye düşünüp arabanın kapısını açıcaktım tüh!

 

Ayça:KORAY!

 

Koray:Efendim güzelim?

 

Ayça:Güzelim?

 

Koray:(Gülerek) Niye sana böyle şeyler diyince kızarıyorsun? Dalga geçiyorum.

 

Ayça:Hiçte bile.

 

Ben utangaç biriyim Koray Bey kızarmam gayet normal!

...

Ayça:Nereye götürüyorsun beni? Ben buraları hiç bilmiyorum.

 

Koray bir anda arabanın kapısını kilitledi,Ne yapıyor bu?

 

Koray:Artık gerçekleri öğrenmelisin.

 

Ayça:Ne gerçeği?

 

Koray:Ben aslında organ mafyasının oğluyum ve sen sıradaki kurbanımsın.

 

Ayça:Off Koray saçmalamayı kes.

 

Koray:Herkese güvenmemelisin.

 

Ayça:Yaa Koray komik değilsin bak ben sevmem böyle şakaları.Aç kapıyı.

 

Böyle bir şey olmayacağını bilsemde korkmuştum...

 

Ayça:Ya Koray konuş ya, nereye sürüyorsun? Korkutma beni.

 

Pislik Koray bir anda kapıların kilidini tekrar açtı ve kahkaha atmaya başladı.İt herif bir de dalga geçiyor ya...

 

Koray:Hemen de inanıyorsun ya? Hem cidden biz seninle daha yeni tanıştık bana niye bu kadar güveniyorsun.

 

Bu soruya verebileceğim bir cevabım yoktu bu yüzden sessizliğe gömüldüm...

 

Koray:Tamam tamam saf şey korkma,organ mafyası değilim ben.

 

Ayça:Bak Koray gebertirim seni!

...

Ayça:Tamam organ mafyası değilsin o zaman nereye götürüyorsun beni?

 

Koray:Seni benim mekana götürüyorum.

 

Ayça:Senin mekan neresi Koray?

 

Koray:İnsanları canice öldürdüğüm bir yer.

 

Ayça:YA KORAY!!! KOMİK DEĞİL.

 

Koray bir anda arabayı durdurdu.Nereye geldiğimizi anlamaya çalışıyordum fakat nafile...

 

Koray arabadan indikten sonra ben de hızla onun arkasından indim sonra Koray yüzüne hüzünlü bir ifade getirerek:"Ah ah sen de iyi kızdın, ölmeden önce bir şey istermisin?" Dedi. Hâlâ dalga geçiyor ya sinirli bir şekilde onun kafasına vurmaya çalıştım ama boyum yetmiyordu ki,rezillik komasına girmeme saniyeler kalmıştı...

 

Her zaman yaptığı gibi güldü ve ona vurabilmem için eğildi...

 

:"KORAY DELİRMEK ÜZEREYİM!!" Diye bağırdım.

 

En son Koray ne kadar sinirlenmiş olduğumu fark edince konuşmayı bırakarak kolumu tuttu ve beni "Benim mekanım" Diye nitelendirdiği yere doğru sürükledi...

 

Oraya geldikten sonra buranın bir dövüş yeri olduğunu anladım.Burada dövüşmek için büyük bir alan vardı...

 

Ben burayı dikkatle incelerken Koray:"Sana dövüşmeyi öğreteceğim korkak kız." Dedi. Aslında az da olsa buradan bayağı korkmuştum ama bir sorun olmadığını farkedince tekrar rahatladım...

Ve Koray ile aramızda tekrar uzun bir konuşma başladı:

Ayça:Ya ben dövüşte az da olsa iyiyimdir gerek yok.

Yeni bir yalan...

Koray:Yaaa, az çok bir şey biliyorsan bana bildiklerini göstersene.

 

Elimi yumruk yaptım ve Koray'a gösterdim o da şaşkınca yüzüme bakarak konuşmaya devam etti.

 

Koray:Vavv sen bayağı iyisin dememi mi bekliyorsun Ayça? Bir zahmet yumruk yap yani.

 

Ayça:Ne yapmamı istiyorsun?

 

Koray:Beni yere düşertmeye çalış.

 

Ayça:Çok kolay.

Kesin öyledir canım.

 

Koray:Eee

 

Ayça:Bekle bi, odaklanmaya çalışıyorum

 

Koray'ı nasıl yere düşürebilirdim ki ya?Odun gibiydi yinede şansımı demek için ayağımla Koray'ın ayağına tekme attım...

...

 

Koray:Ayağım kırıldı ya ne yapıyorsun?

 

Ayça:Dalga geçme nasıl düşeriyim seni! Bide kolaymış gibi davranıyorsun...

 

Koray ayağıma çok minik bir haraketle vurdu canım acımasada yere düştüm sonra da yerde oturur bir konuma geçerek:

 

Ayça:Anladık dövüşebiliyorsun hava atmada anlat!

...

Koray bir kaç hamle gösteriyordu bana fakat ben ona odaklanmaktan haraketlerden hiç bir şey anlamıyordum... En son pes edip konuşmaya başladım:

 

Ayça:Koray ben sana aylık para versem sen de benim korumam olur musun?

 

Koray:Yok ya!

 

Ayça:Birde her istediğimi yapacakmışsın yalancı.

 

Koray:Beni parayla satın alamazsın korkak kız.

 

Ayça:İyi o zaman parasız korumam ol.

 

Bu cümlemin ardından Koray gülmeye başladı...

 

Koray:Sana onca şey anlattım biraz dikkatli dinleseydin bana ihtiyacın kalmazdı.

 

Ayça:Sen nereden öğrendin ki bunları.

 

Koray:Neden sordun?

 

Ayça:Merak ettim bayağı iyisin dövüş konusunda.

 

Koray:Yani öyle olmak zorundaydı.

 

Ayça:Nasıl yani?

 

Koray:Şimdi sen bunları düşünmede sana öğrettiğim şeyleri benim üzerimde dene.

 

Ayça:Hiç biri aklımda kalmadı ki...

 

Koray:Bir saattir boşuna mı kendimi yoruyorum?

 

Ayça:Galiba.

 

Koray:Neyse bari bana bir yumruk at etkisini ölçiyim.

 

Ayça:Sonra da ölüp başıma bela ol.

 

Koray:Keşke yumruğun o kadar kuvvetli olsa.

 

Ayça:İyi o zaman sonra ağlamak yok.

...

Koray benim ona yumruk atmamı bekliyordu onu şaşırtmak için tüm gücümü kullanarak karnına sert bir yumruk attım.Ama Koray beklemediğim bir şekilde hızla karnını tutup yere oturdu yine şaka yaptığını düşündüm ama gayet ciddi duruyordu sonra karnından elini çekip yere uzandı...

 

Ayça:Koray şaka yapıyorsan seni ben öldürürüm.

Koray sessiz kalınca korkuyla yerde yatan bedenine yaklaştım

Ayça:KORAY!!

Hala sessiz durduğu için elimle Koray'ı dürterken ona çok yakın olduğumu farkedip geri çekilecektim ki gözlerini açtı...

 

Aramızda oluşan kısa göz temasını keserek ayağıya kalktım. Yine kızardığıma emindim ama sorun etmedim çünkü bu artık benim için normalleşmişti...

 

Ayça:Niye kandırıyorsun beni komik mi?

 

Koray:Kandırmadım ki.Gerçekten canım acıdı.

 

Ayça:Cidden mi?

 

Koray parmaklarını birleştirip arada biraz boşluk bıraktı ve:

 

Koray:Yani, birazcık,minnacık,küçücük acıdı.

 

Ayça:Sağol ya motivasyonumu artırdın.

 

Koray:Neyse canım üzülme ben sana 3 günde dövüşmeyi öğretirim.

 

Koray'ın üç gün demesi dikkatimi çekmişti demek ki sahte ilişkimizden sonra benimle görüşmeyecekti...

 

Ayça:Her neyse artık eve gidelim yoruldum.

 

Koray:Yoruldun mu? Bir şey bile yapmadın.

 

Ayça:Ben oturunca bile yorulan insanım sen ne diyorsun?

 

Koray saati kontrol etti sonra tekrar bana bakıp:

 

Koray:Şuan beşi on geçiyor saat bayağı erken ama yorulduysan seni eve bırakiyim.

 

Ayça:Seninde bize gelmen lazım.

 

Koray:Evet biliyorum ama seni eve bırakıp bir yere gitmem lazım.

 

Ayça:İyi o zaman nereye gitmen gerekiyorsa git ama sonra kesinlikle gel.

 

Koray:Gelmezsem.

 

Ayça:Sen bana saçma bir teklif yaptın bende bunu kabul ettim sen de benim isteklerimi yerine getirmelisin.

 

Koray:Hay hay.

 

Ayça:Gelicek misin?

 

Koray:Düşünürüm.

 

Ayça:KORAY!!!

...

 

Sonunda Koray'ın "Mekanım" dediği yerden çıktık ve bizim eve doğru yol aldık...

 

Yolda pek konuşmadık zaten o kadar uzun bir yol değildi... Bizim evin önüne geldiğimizde Koray sessizliği bozarak konuşmaya başladı:

 

Koray:Görüşürüz!

 

Ayça:Gelmeyi unutma.

 

Koray:Umarım.

 

Tam konuşup Koray'a laf yetiştiricekken arabasını sürmeye başladı acaba nereye gidiyordu?..

 

Olduğum yerde beklemeyi bırakıp bizim binaya girdim ve evin kapısını çaldım...

 

Tabii her zaman ki gibi kapıyı ablam açmıştı ama bu sefer benim konuşmama izin vermeden:"Ayça acilen yardım et bana, annemler evde değil Caner burada ve Caner'i görmek için bir kız gelmiş..." Dedi. Buna anlam veremeyerek:"Eee abla nolmuş?" Dedim.O da endişeyle gözlerini kocaman açarak:"Ayy kız deli galiba başa çıkamıyorum sinirlerimi bozdu Caner de kızı doğru düzgün tanımıyor, kısaca kız Caner'i rehin altına aldı yardım et." Dedi.

 

Bu kızın Seren olmaması için dua ederek salona girdim fakat duam kabul olmadı ve Seren'in yüzüyle karşı karşıya kaldım...

 

Bu pisikopatın burda ne işi vardı?..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%