@gizemliyazarr
|
Hayal kırıklığına yakın bir duygu ile bir Koray'a birde Dilaraya bakıyordum.Gördüklerim karşısında hayretler içinde kalmıştım...
Daha ben bile Koray'ın evini yeni öğrenmişken Dilara elini kolunu sallayarak gecenin on birinde Koray'ın evine geliyordu...
Sevilmiyordum belki bunu kabullenmek zordu ama sevilmiyordum.Herkes arkamdan iş çeviriyordu, kimsenin umrunda değildim.Güçsüzdüm,yalnızdım ve herkese güvenecek kadarda aptaldım.Bazen üst üste o kadar şey yaşarsın ki artık ağlamak için akıtacak göz yaşın kalmaz işte ben de tam şuan o anı yaşıyordum...
Bir açıklama beklemelimiydim bilmiyorum ama bu evde bir kaç dakika daha durursam zaten berbat halde olan mentalim daha fazla dayanamazdı...
Açıklama yapmadan ve açıklama beklemeden hızla kapının köşesine koyduğum çantayı koluma takarak evden çıkmayı hedefledim, gözlerim şimdiden dolmaya başlamıştı bunu belli etmek istemiyordum...
Fakat istediğim gibi hızla evden çıkamadım çünkü Koray arkamdan kolumu tutarak beni durdurdu.Tam önümde duran Dilara ise suç üstü yakalanmış olmanın bilinciyle hiç bir şey söylemiyor, hareket dahi etmiyordu...
İkisiylede göz teması kurmamaya dikkat ederek yere bakıyordum ve o an Koray daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı:
Koray:Ayça ne düşündün bilmiyorum ama benim bu kızla hiç bir alakam yok,tanımıyorum bile.
Ayça:Tanımıyorsun ha? Ben bile senin evini yeni öğrenmişken en yakın arkadaşımın elini kolunu sallayarak senin evine gelmesine ne diyorsun peki?
Koray:Arkadaş mısınız?
Ayça:Evet Koray,sen benimle sevgiliyken beni aldattığın kız benim en yakın arkadaşım.
Koray:Ne aldatması ne diyorsun Ayça?
Ayça:Sende haklısın biz gerçekten sevgili değiliz bana açıklama yapma gereksinimi duymamaman normal.
Koray:Ayça saçmalıyorsun, bunu arkadaşım dediğin kıza sorsana ben tanımıyorum diyorum anlıyor musun? TANIMIYORUM.
Dilara:A-ayça özür dilerim ben senin burada olabileceğini tahmin edemedim.
Ayça:Delireceğim ne yani ben Koray'ın yanında yokken onu ziyaret etmen normal mi?
Dilara:Ayça özür dilerim.
Koray hızla Dilara'nın kolunu tutarak: Koray: Doğruları anlat neden burdasın? Seni tanımadığımı Ayçaya söyle yoksa istemediğin şeyler olabilir.
Korkuyla Dilaraya baktım. Koray'ın bu saçmalıkta bir parmağı olmaması için dua ediyordum...
Dilara:Ben özür dilerim.
Ayça:Söyle, Koray'ın seninle bir alakası var mı?
Koray:Ayça neden bana güvenmiyorsun? Aramızda bir şey yok diyorum anlamıyor musun? tanımıyorum ben bu kızı.
Dilara:Ayça, ben sana daha fazla yalan söylemek istemiyorum.
Dilara:Koray ile biz birbirimizi seviyoruz.
Artık yutkunmakta bile güçlük çekiyordum... Koray sinirle Dilarayı tutup duvara yapıştırdı sonrada:
Koray: Doğruları söyle beni delirtme! Kızım senin varlığından bile haberim yoktu ne sevgisi?
Dilara:Koray artık gerçekleri söylemenin vakti geldi lütfe-
Koray:Kes sesini. Elinde bir kanıt yokken olmayan aklınla bana iftira mı atacaksın?
Dilara:Koray bunu saklamak Ayçaya daha fazla zarar verir. Lütfen gerçekleri söyleyelim artık. Ayça telefonumu al ve galerimde ki ilk fotoğrafa bak.
Hızla Dilara'nın telefonunu cebinden çıkarıp galerisine girdim.Son fotoğrafa dikkatle baktığımda ise bankta oturup birbirine sarılan Dilarayı ve Koray'ı gördüm...
Ayça:Dilara sen benim en yakın arkadaşımdın.
Dilara:Ayça özür dilerim ben çok özür dilerim.
Koray:Ayça, lütfen inanma yalan söylüyor.Ben bu pislikle resim falan çekilmedim.
Koray'ı umursamadan ağlamaklı çıkan sesimle konuşmaya devam ettim:
Ayça:Dilara ben seni çok seviyordum,biz yakın arkadaştık. Hani hep benim yanımda olacaktın?
Ayça:Neden yaptınız bunu bana ha? Zevk mi alıyorsunuz, neden ben ya neden?
Ayça:Bir birinizi seviyorduysanız neden benim duygularımla oynayıp arkamdan iş çevirdiniz?
Koray:Ayça inanma yalvarırım inanma.Yalan söylüyor.
Göz yaşlarımı daha fazla tutamayarak ağlamaya başladım. Sonrada hızla arkamda duran Dilara'ya doğru dönerek yüzüne sertçe tokat atım daha sonra da hızla evden çıktım...
Kalbim acıyordu çok acıyordu. O an bir şey öğrendim sevginin de keskin bir bıçağı vardı...
Koray arkamdan bağırıyor,Dilara ise saçma özürlerini dile getiriyordu. Koray'ın arkamdan geldiğini fark edince daha da hızlanmaya başladım. Nereye gittiğimi nereye gitmem gerektiğini bilmiyordum sadece yorgundum çok yorgundum...
Koray'ın yalanlarını dinlemememek için koşuyordum öylesine sokaklara giriyor,hızla hareket ediyordum... 30 DAKİKA SONRA: Artık Koray'ın beni bulması imkansızdı,ben bile şuan nerede olduğumu bilmiyordum. Saat gece on bir buçuktu bu yüzden sokaklar ıssızdı. Eskiden olsa böyle yerlerden korkup insan arardım fakat şimdi öyle değildi artık insanlardan korkup sessiz bir yer arıyordum...
Telefonum ısrarla çalıyordu.Koray beni yaklaşık elli kere aramıştı, umursamadan telefonu sessize aldım sonra da yürümeye devam ettim. Yanımda para falan hiç bir şey yoktu umrumdada değildi zaten...
Biraz daha ilerlediğimde bağırışların geldiği ve yerde içki şişeleri olan bir mekana rastladım. Baya gürültülüydü buradan hızla uzaklaşmak istiyordum ki arkamda bana "Ayça" Diye seslenen birisini duydum.
Ses tanıdık olduğu için arkamı dönerek bana seslenen kişiye baktım ve beklenmedik bir manzarayla karşılaştım. Caner?
Caner'in bu saatte sarhoş insanlarla dolu bir mekanda yüzü gözü kan içinde ne işi vardı? O kadar kötü görünüyordu ki içmiş olduğu belliydi ama hâlâ bilincinin yerinde olduğu kesindi. Korkarak konuşmaya başladım:
Ayça:Senin bu halin ne Caner, delirdin mi sen?
Caner:Aynı şeyi ben sana soruyorum senin bu saatte burada ne işin var? Asıl sen delirmiş olmalısın, ya biri sana zarar verseydi?
Ayça:Hah,bana diyene bak yüzün gözün kan içinde hâlâ bana laf yetiştiriyorsun,komik.
Caner bu cümleme cevap vermeden gözlerime odaklandı, sonrada sessiz bir tonla konuşmaya başladı:
Caner:Sen ağlıyor musun?
Caner'in bu sorusunun ardından hızla gözlerimi silip:
Ayça:Hayır niye ağlicak mışım?
Caner:Bana bak kim ağlattı seni? Söyle ben de onu ağlatiyim.
Ayça: Bu halinle mi?
Caner:Nolmuş halime?
Gülümseyerek Caner'in kanayan kaşına dokundum ve kanı Caner'e gösterdim.
Caner:Hee, o bişe değil ya.
Caner'in bu cümlesinden sonra onu taklit ederek konuşmaya devam ettim: Ayça:Kim dövdü seni Canercim? Söyle bende onu döviyim.
Caner:Dalga geçip konuyu kapatma gözlerin kıpkırmızı niye ağlıyorsun. O Koray bozuntusu mu bir şey yaptı?
Ayça:Asıl sen cevap ver, niye Serenciğinin yanında değilsin?
Caner:Sen benim soruma cevap ver, ben de senin.
Pes edip Caner'e olanları anlatıcakken hafif rüzgar estiği için az da olsa titredim bunu fark eden Caner ise endişeyle konuşmaya başladı:
Caner:Üşüyor musun?
Ayça:Hayır.
Caner yalanımı duymamazlıktan gelip hızla sweetini çıkarıp benim üzerime geçirdi ve bu soğukta beyaz tişörtüyle kaldı...
Ayça:Şimdide sen üşüceksin hem dayakda yemişsin.
Caner:Önemli değil. Hadi gel buradan uzaklaşıp öyle konuşalım sonrada seni evine bırakiyim.
Ahh,evime gidebilirdim ama orda tek başıma kalamazdım galiba korkuyordum...
Yinede bunu belli etmeden Caner'i takip etmeye başladım. Doğruyu söylemek gerekirse Caner'in şuan neden Seren'in yanında olmadığını ve neden dayak yediğini merak ediyordum...
Caner:Evet, seni dinliyorum neden tek başına buralarda geziyorsun hatta neden ağlıyorsun.
Bu sorunun ardından Caner'e olanları anlatmaya başladım hatta peşimdeki psikopat katilden bile bahsedecek seviyeye geldim ki zorlada olsa kendimi durdurdum.Onu şuan kimseye anlatmak istemiyordum.
Caner:Sen ciddi misin? Dilara öyle bir kız değil.
Ayça:Al yine aynısı yapıyorsun bir kerede beni haklı bulsan şaşarım.
Caner:Sana haksızsın demedim. Sadece Dilara'nın böyle bir şey yapmasına şaşırdım.
Ayça:Peki Seren olayı? Benim haklı olamama rağmen Seren'i savundun?
Bunu hatırlamam Caner'e sinirlenmeme neden olsada belli etmeden onun cevabını bekledim.
Caner:O konuya gelirsek özür dilerim. Orada ne yapacağımı bilemedim sinirliydim. Ama Seren'i uyardım bir daha sana kötü davranmaz merak etme.
Ayça:Kırıldım ama.
Caner:Ben de.
Ayça:Ne?
Caner: Ha, o önemli değil. Tekrar özür dilerim, emin ol bir daha böyle bir şey olmayacak yaptığım şeyin tam bir aptallık olduğunu biliyorum. Kendimde değildim, bak eminim özür hiç bir şeyi telafi etmez ama yinede beni affetmeni istiyorum. Ben sana değer veriyorum Ayça emin ol.
Caner'in bu cümleleri beni rahatlattığı için ona gülümseyerek karşılık verdim.
Caner:Diğer konuya yani Dilara ile Koray ilişkisine gelirsek kabullenmek istemesemde Koray'ın bir suçu olmadığını düşünüyorum.
Ayça:Ne?
Caner:Bak Ayça eğer Koray Dilara'yı gerçekten sevseydi itiraf ederdi. Onu sevse senin kırılıp kırılmaman umrunda olmazdı.
Ayça:Peki fotoğraf ve Dilara'nın Koray'ın evini bilmesine ne diyorsun?
Caner: Fotoğraf gerçek değilde sahte olabilir yapması zor değil. Ev bulma konusuna gelirsek ben de Koray'ın evini biliyordum bunu öğrenmek gayet basit.
Ayça: Nasıl yani?
Caner: Basketbol kursunda hepimizin adresleri yazıyor Dilara orayı biraz kurcalayıp öğrenebilir zor bir şey değil,ya da onu takip edip evini bulmuş olabilir. Koray'ı sevdiği içinde yalan söylemiştir.
Ayça:Caner neden bunu yapıyorsun?
Caner:Neyi?
Ayça: Koray'ı sevmiyorsun. Ama onun haklı olduğunu söylüyorsun.
Caner: Korayı sevmiyorum, o bir şeyler karıştırıyor onada eminim ama seni seviyorum bu yüzden de üzülmeni istemiyorum.
Ayça:Caner sen iyi birisin.
Caner:Koray'ı çok seviyorsun değil mi?
Buna cevap vermeyip sessizliğe gömüldüm. Kendimi garip hissediyordum Caner'inde dediği gibi Koray suçsuz olabilirdi...
Caner:Hadi bakalım bu kadar oyalanmak yeter kal seni evine bırakiyim.
Ayça:Sende konuş bakiyim Caner Bey.
Caner:Neyle ilgili konuşiyim Ayça Hanım?
Ayça:Neden Seren'in yanında değilsin ve neden dayak yedin.
Caner:Sence Seren'in evinde kalmam ne kadar doğru olur? Kızı tanımıyorum bile. Hem bana garip bir şekilde yakın davranıyor onu üzmek istemem,dayak konusuna gelirsek ben dayak yemem kendi isteğimle dövdürdüm kendimi.
Ayça:Neden Caner delimisin?
Caner:Deliyim galiba?
Ayça:Şu haline bak her yerin kanlar içinde. Bana bak yoksa sen birinden hoşlanıp aşk acısı mı çekiyorsun?
Caner:Güzel tesbit.
Ayça:Ne? Cidden mi?
Caner:Hadi ama ben üşüyorum seni eve bırakıp ben de eve gideceğim farkındaysan yarın okul var.
Ayça:HEYY, kaçma kim olduğunu söyle.
Caner beni dinlemeden kalkıp yürümeye başladı ben de mecburen kalkmış onu takip ediyordum...
Yürürken Caner aniden bir motorsikletin önünde durdu ve:
Caner: Maalesef arabam çalışır durumda değil bununla idare edeceğiz napalım? Hem bence motorsiklet daha havalı ve güzel.
Ayça:Bir o kadarda korkunç.
Caner:Hmm birileri korkuyor sanki.
Ayça:Birazcık.
Caner:Korkulacak bir şey yok. Al sen bu kaskı tak,eğer çok korkarsanda bana sarıl,yani yanlış anlama korkarsan diye.
Ayça:Saçmalama niye yanlış anliyim zaten sarılıcam bir de söylüyor.
İkimizde gülerek motosiklete bindik acayip korkuyordum ürkütücü görünüyordu...
Caner'e her ne kadar sana sarılacağım desende onu rahatsız etmek istemiyordum. Bu yüzden kendimi tutmaya çalıştım fakat o kadar hızlıydı ki istemeden hafifçe onu tuttum...
Ayça:Biraz yavaş ya! Korkuyorum inadına mı yapıyorsun?
Beni duymadığı veya duymamazlığa verdiği için hızla gitmeye devam ediyordu.Ay delireceğim... 30 DAKİKA SONRA: Sonunda eve geldiğimizden hemen motorsikletten indim. Bu deneyim hoşuma gitmemişti gerçekten korkunçtu özelliklede motorsiklet hızlı gidiyorsa...
Caner:Evet,hadi evine git bakiyim, sütünü içmeyide unutma.
Ayça:Çok komiksin sen ya!
Caner:Bu arada annelerin evde olmadığını biliyorum. Korkmazsın değil mi?
Korakarım,hatta uyumiyacağım...
Ayça:Hayır canım bebek miyim ben? Tabi kide korkmam.Teşekkür ederim.
Caner:İyi o zaman kendine dikkat et. Sakın ağlama eminim Koray suçsuz,Dilarayıda kafana takma biliyorum zor ama seni umursamayan birini sende umursama,güzelce uyu dinlen yarın okulda görüşürüz. Bir şey olursa da beni ara.
Bunları söyledikten sonra Caner bana numarasını verdi bende hızla telefonuma kaydettim sonrada:
Ayça:Her şey için teşekkür ederim Caner, iyi ki varsın.
Bu cümlemden sonra Caner'e hafifçe sarılıp ona veda ettim.
Tam eve doğru ilerlerken birden aklıma gelen düşünceler yüzünden hızla arkamı dönüp Caner'i sözlerimle durdurdum:
Ayça:Caner lütfen eve git başka bir yerlere gitme, kendinede dikkat et.
Caner:Tamam.
Caner'in morali bozuktu ve bunu görmek canımı acıtıyordu, onun bana yardım edip benim ona yardım edememem can acıtıcıydı...
Ayça:Caner sen iyi değilsin,bir şey mi oldu lütfen anlat.
Caner:Hayır hayır takma kafana ben gayet iyiyim, sadece yorgunum o kadar.
Ayça:Peki şimdi nereye gideceksin?
Caner cevap vermeyip yere bakmayı tercih etti...
Ayça:Bana söz ver.
Caner:Ne sözü?
Ayça:Direk eve gideceksin,başka yerlere gitmek yok.
Caner:İyi tamam söz,hadi git eve hasta olacaksın.
Bu söz, beni tatmin etmesede başımla onu onayladım. Sonrada eve doğru ilerleyip kapıyı açtım.Aslında çok korkuyordum, tek başıma burda kalmam güvenli değildi ama başka çaremde yoktu...
Hızla evdeki tüm odaları kontrol edip,kendimi güvenceye aldım,yani ben öyle sandım...
Şimdide telefonumu elime alıp Koray'ın bana attığı onlarca mesajı okumaya başlayacaktım.Caner'in dedikleri kulağa mantıklı geliyordu, Koray suçsuz olabilirdi...
Telefonu açıp mesajmaşlara girdiğim an evin içerisinde yüksek bir sesle melodi duymaya başladım.Korkunç olmasada insanı gerebilecek bir melodiydi,evde biri varmıydı yoksa bu ses üst kattan mı geliyordu bilmiyordum ama çok tedirgin olmuştum,bu evde tek başıma bir gece geçirirsem piskolojim alt üst olurdu bu yüzden içinde ki eşyaları çıkarmadığım çantamı tekrar koluma takarak apar topar evden ayrıdıldım... Şimdi nereye gidecektim? |
0% |