@gizemliyazarr
|
Gözlerimden istemsizce düşen göz yaşlarımı engelleyemedim...
Olduğum yerde kalakalmış,böyle bir şeyin nasıl olduğunu düşünüyordum.Caner 3 ay önce ehliyet almasına rağmen gayet iyi bir sürücüydü...
Gece gece nereye gidiyordu ki bu çocuk? Ya ona bir şey olduysa...
Bunu düşününce kalbim yerinden çıkıcak gibi oluyordu,ne olursa olsun o benim çok yakın bir arkadaşımdı...
Kendimi sakinleştirip masamın üzerinde duran sudan bir yudum aldım sonrada telefonu tekrar elime alıp biraz önce beni arayan numarayı aradım:
~Ayça:"Merhaba az önce beni Caner için aramıştınız şuan durumu nasıl iyi mi?"
~Hastane görevlisi:"Lütfen panik yapmayın Caner Bey şuan gayet iyi sadece kolunu kırmış ve bir kaç çiziği var onun dışında durumu çok iyi"
O an ne kadar rahatladığımı size anlatamam...
~Hastane görevlisi:Hastanemizin ismi ******
Hastanenin ismini de öğrendikten sonra hemen telefonu kapattım ve annemlerin uyuduğu odaya daldım...
"Anne anne hemen kalkın hasteneye gitmeliyiz,çabuk." Diye bağırmaya başladım. Annem biraz ürkerek gözlerini açtı ve korkarak:"Noldu kızım,ne hastanesi?" Dedi.Babamda kalkmış annem ile aynı şekilde yüzümü korkuyla inceliyordu...
Annem ve babam Caner'in ailesiyle çok yakın arkadaşlardı bu yüzden Caner'i yakından tanıyorlardı hatta Caner'in ailesi kısa süreliğine yurt dışına gittiği için Caner'in bazı işleriyle annemler ilgileniyordu...
Bu yüzden ailemin Caner için çok endişeleneceğini biliyordum...
Annem öylece durduğumu görünce beni sarsıp:"Söylesene kızım,ne oldu?"Dedi.Sesimin titreyerek çıkmasını umursamadan:"Anne Caner trafik kazası geçirmiş ve şuan onun yanına gitmeliyiz..." Dedim.Benim bunu dememin ardından annem de babam da endişeyle yataktan kalkıp:"Ne diyorsun sen Ayça? Şuan durumu nasıl? Hangi hastanede?" Diye sorular sordular onları sakinleştirip Caner'in gayet iyi olduğunu söyledim,daha sonra da annemler ile hastaneye gitmek için hazırlanmaya başladım... YARIM SAAT SONRA: Ablam ile erkek kardeşim evde kalmıştı.Annem,babam ve ben de Caner'i görmek için hastaneye gelmiştik. Biz hastaneye gelirken ben de ablamın telefonundan bizimkileri arayıp durumu anlatmıştım hepsi o kadar korkmuştu ki anlatamam...
Sonunda hastaneye girmiş annemler ile Caner'in yattığı odanın başında bekliyorduk şuan doktorlar içeriye girmemize izin vermiyordu... Biz endişeyle doktorlardan haber beklerken Okan ile Can yanımıza geldi ikiside çok korkmuş görünüyordu... Dakikalar birbirini kovalıyordu bizde korkuyla doktorların bizi odaya almalarını bekliyorduk...
Okan beklemekten sıkılıp içeriye girmek için bildiğin doktorlara yalvardı,en son Okan'ın bu ısrarları sonuç buldu ve bizi içeriye aldılar.
Odaya girdiğimde Caner'in çizikler ile dolu yüzüyle ve kırık koluyla karşı karşıya kaldım.Çok halsiz görünüyordu fakat bizi görünce gülümsemeye başladı...
Annem ve babam bu gülüşe karşılık vermeyip Caner'e söz sayıyorlardı Caner özür diliyor kendini affettirmeye çalışıyordu,en azından sadece kolunu kırarak kurtulmuştu ya başka bir şey olsaydı...
Annem Caner'e söz saymayı bırakıp Caner'in ailesini aramış, onları durumdan haberdar ediyordu normal olarak Caner'in ailesi o kadar korkmuştu ki hatta dönüş bileti alacaklardı ama annem onları rahatlatıp durdurdu...
Tabii ben de bu süre zarfında Caner'e olan sinirimden kurtulmuş onu güldürmek için saçma şeyler anlatıyordum,Okan Caner'in üzerine gülüyordu,Can ise Caner'in bu dikkatsizliğine kızıyordu...
Caner'in bu şehirde pek akrabası yoktu,genel olarak hepsi yurt dışındaydı bu yüzden şuan hastanede Caner'in kardeşi dışında hiç bir akrabası yoktu. Caner'in kardeşi de 16 yaşında bir kız çocuğuydu kendisini çok seviyordum ismi Aylindi,gerçekten saygılı ve çok güzel bir kızdı.Tabii oda bizim gibi abisi için çok korkmuştu...
Hepimiz Caner'in iyi olduğuna emin olduktan sonra annem:"Hadi çocuklar siz eve gidin biz Hakan ile burada kalacağız." Dedi.Daha sonra babam Hakan:"Okan,sen arabanın anahtarını al Aylin ve Ayça'yı bizim eve bırak,Canıda kendi evine." Dedi.Ama Okan pişkin pişkin:"Hakan amca ayıptır söylemesi ama benim arabam var onları eve bırakıp yanınıza gelirim." Dedi.Babam ise gözlerini korkuyla açarak:"Yok,oğlum senin gelemene gerek yok sende git evine." Dedi. O an gülmemek için kendimi zor tuttum,Okan biraz fazla konuşuyordu babam da buna katlanamıyordu bu yüzden onun tekrar hastaneye gelmesini istemiyordu...
Caner ile vedalaştıktan sonra hastaneden çıktık,bugün o kadar şey yaşamıştım ki sinir krizi geçirmemek için kendimi zor tutuyordum neyse en azından Caner'e bişe olmamıştı...
Okan arbanın koltuğuna oturdu ve önce bizim eve doğru arabasını sürmeye başladı tam biz yola devam ederken ablamın telefonu çalmaya başladı arayan Ecrindi...
Hızla telefonu açıp:"Noldu,Ecrin?" Dedim.Ve Okan tam o an arabayı durdurup:"Ecrin mi?" Dedi.Can gülmeye başladı ben de gülümseyip başımla Okan'ın sorusunu onayladım.Okan hoparlöre almam için yalvarıyordu ben de en son onu kıramayıp horaparlöre aldım ve Ecrin konuşmaya başladı:"Ayça iyimisiniz? Ben hastaneye gelemedim kusura bakmayın gerçekten çok merak ettim." Dedi ona bir sorun olmadığını anlattıktan sonra telefonu kapattım.Okanda arabayı sürmeye başladı ama ters yöne...
Can:"Oğlum nereye sürüyorsun?" Dedi.Bu çocuk yine ne yapıyordu ya? Okan Can'ın sorusuna :"Ecrin'in evine gidiyoruz." Diyerek cevap verdi. Ben de öfkelenerek :"Niye Okan niye?" dedim.Okan nazik bir şekilde:"Yani şimdi kız korkmuştur yanına gidelim hiç bir şey olmadığını anlatalım." Dedi. Can ise sinirle:"Oğlum delirtme beni anlattı ya Ayça neler olduğunu." Dedi. Okan da masumca:"Ama anlamamıştır belki." Dedi.Ayy bunlar delirtecek beni...
Sinirli bir şekilde Okan'a bakıp:" Okan bizi eve bırak sonra ne yapıyorsan yap." Dedim. Okan ise endişeyle:"Yok sizsiz gidemem ayıp olur." Dedi Can ile ben aynı anda "OKANN" Diye bağırınca Okan mecburen tekrar arabayı bizim eve soğru sürmeye başladı...
Ben de arabada Aylin'in moralini yerine getirebilmek için onunla konuşup onu rahatlatmaya çalışıyordum,bu şekilde zaman geçti ve sonunda bizim eve geldik. ... Okan Aylin ile beni bizim eve bıraktıktan sonra Can'ı da evine bırakmak için arabasını sürdü,ben de Aylin'in kolundan tutup bizim evin kapısını çaldım...
Kapıyı ablam açtı sonra da korkuyla Aylin ile beni inceleyip neler olduğunu sormaya başladı.
Ablama her şeyi anlattıktan sonra oturma odasındaki koltuğa uzandım gerçekten bugün benim için çok saçma ve yorucu bir gündü...
Erkek kardeşim Selim odaya girdiğinde gözü Aylin'e kaydı. Aylinin de gözü Selim'e...
İkiside aynı anda:"Selim" "Aylin" dedi.Bu ikisi birbirini tanıyorlardı ama birbirlerini görünce neden bu kadar şaşırdılar ki? Aylin:"Selim sen niye de-" dediği an Selim Aylin'in ağzını eliyle kapatıp:"Ben de iyiyim Aylincim çok teşekkürler." Dedi.Ve ben o an Selim'in gerçekten bir şeyler karıştırdığına emin oldum...
Ablam Aylin'e bakıp:"Cümleni tamamla istersen güzelim." Dedi.Aylin ise Selim'e bakıp ablama:"Yok aslında bir şey söylemeyecektim." Diye cevap verdi. Ablam yine Aylin'e dikkatlice baktıktan sonra Aylin'e :"Aylincim siz Selim ile aynı sınıfa gidiyorsunuz değil mi?" Diye soru sordu.Aylin gülümseyerek bunu onayladı. Sonra ablam büyük bir heyecanla:"O zaman bu Selim'in neler karıştırdığını biliyorsundur değil mi?" Dedi.Aylin ise başını iki yana sallayıp:"Hayır hiç bir şey bilmiyorum,Selim ile aramız çok iyi değil" Dedi. Yalan söylediği o kadar belliydi ki, ben bu çocuğun sırrını çözmeden ölemem...
Selim bir şeyler geveleyip konuyu kapattı ama ablam ile benim için konu kapanmış sayılmazdı. ... Annemleri görüntülü arayıp her şeyin iyi olduğunu öğrendikten sonra ablam Aylin'in uyuması için oturma odasına battaniye falan getirdi ve ona güzel bir yatak hazırladı,biz de tek tek odalarımıza geçip uyuduk gerçekten bu günün bitmesi inanılmaz güzeldi... "SABAH SAAT 12:00" Uyanmak benim için zor olsada sonunda uyanmıştım nomalde bugün basketbol kursum vardı fakat kursa gitmeyecektim onun yerine kahvaltı yapıp Caner'i görmeye hastaneye gidecektim...
Mutfağa gittiğimde ablam masayı kurmuş, Aylin ile Selim de kahvaltı yapmaya başlamışlardı bile. Ben de olar gibi oturup bir şeyler atıştırmaya başladım... Aklımda deli sorular vardı, acaba bugün başıma neler gelecekti? ... Kahvaltımı bitirdikten sonra hazırlanmak için odama geçtim üzerime siyah boğazlı kazağımı altımada mavi pantolonumu geçirip saçımı tepeden topuz yaptım...
Hazırlıklarımı bitirmiş bir şekilde aynada kendime bakıyordum tam o sırada evin kapısı çaldı ben de hızla odamdan çıkıp kapıyı açmaya gittim ki Koray ile karşı karşıya kaldım... KORAY/AYÇA KONUŞMA: Koray:Selam,neden basketbol kursuna gelmedin?
Ayça:Sen niye buraya geldin?
Koray:Sevgiliyiz ya hani.
O an aklıma Koray ile sahte sevgililiğim geldi ve yine kalbim olması gerekenden hızlı atmaya başladı...
Koray:Dilini yuttun galiba ama sorun değil ben işaret dilide biliyorum.
Ayça:Çok komik oluyorsun bazen.
Koray:Evet bunu biliyorum ama sen bilmediğim kısma gel, niye kursa gelmedin?
Ayça:Hastaneye gideceğim çünkü
Koray:Yine mi dövdüler seni yeter ama.
Ayça:KORAY!
Koray:Bir ara gelde sana dövüşmeyi falan öğretiyim böyle olmaz.
Ayça:Kendim için gitmeyeceğim Koray.
Koray:Kimin için gideceksin peki?
Aklıma Koray ile Caner'in kavgalı olduğu geldi bu yüzden duraksadım fakat sonra konuşmaya devam ettim:
Ayça:Caner dün trafik kazası geçirmiş annemlerde onun yanında ben de şimdi Caner'in kardeşiyle Caner'i ziyaret etmeye gideceğim.
Koray'ın sinirlendiği yüzünden belli oluyordu fakat bunu belli etmeden bana bakıp konuşmaya başladı:
Koray:3 günlük sevgilim olduğun için Caner ile görüşmeni istemem ama insaf işte... Gelin ben götüriyim sizi bu şekilde Caner ile görüşebilirsin.
Ayça:Yok canım insafına gerek yok, ben istediğim zaman istediğim kişiyle görüşmeye gidebilirim.
Koray'ın hastaneye gelip Caner ile kavga etmesini istemiyordum... Koray:Gayette gerek var.Çabuk gelin, kapının önünde bekliyorum sizi hemen gelin yoksa beklemem giderim.
Ayça:Ayy sen bizi beklemeyip gidersen ne yaparız biz Koray...
Aslında Koray'ın gelmesini istemiyordum ama huyum kurusun onu reddedemedim...
Hemen Aylin'i çağırıp ablara veda ettim sonra da Aylinle, Koray'ın arabasına doğru yürümeye başladık. ... Koray arabasında oturmuş bizi bekliyordu ona bakıp:"Biraz nazik olup arabanın kapısını mı açsaydın?" Dedim, oda koluma bakıp:"Kapıyı açabilecek bir kolun varken neden uğraşiyim?" Dedi.Oflayarak Aylin ile arka koltuğa oturdum.Bu sefer yanıma ablamın telefonunu almadığım için Koray'a bakıp "Telefonunu verirmisin arkadaşlarımı arayacağım." Dedim o da yüzüme bakıp:"Telefonun yokmu?" Diye sordu ben de:"Hayır o telefonu kullanamam." Dedim Koraysa :"Üzgunüm prenses ama telefonumu sana veremem."Dedi. Egolu pislik işte, iki dakika kullansam ölürsün değil mi?..
Koray'a Trip atar gibi yüzümü cama çevirdim o da beni görüp gülmeye başladı...
Sinirli bir şekilde ona bakıp:"Niye gülüyorsun?" Dedim. Koray gıcıklığını koruyarak cevap vermedi.Bir insanı sinirletmekte bir numaraydı kendisi... ... Sonunda hastaneye geldiğimizde Koray arabadan indi ve benim koltuğuma yaklaştı sonra da koltuğumun kapısını açtı bir an mutlu olup koltuktan inecektim ki Koray kapıyı yüzüme kapattı ve:"Tam kapını açmaya karar vermişken aklıma kapıyı açabileceğin bir kolun olduğu geldi." Dedi. O kadar sinirlenmiştim ki Egolu pislik işte ne beklersin bundan...
Koray'ı görmezden gelip Aylin'in kolundan tutum ve ilerlemeye başladım. Koray da bizim peşimizden geliyordu...
Caner'in odasının kapısına geldiğimizde durdum ve Koray'a bakıp:"Sakın içeride kavga falan çıkarma ve annemlere bir şey anlatma." Dedim ama o beni duymamazlıktan geliyordu...
Odanın kapısını açtığımda Caner'i ayakta gördüm galiba hastaneden çıkıyordu anneme bakıp:"Anne çıkıyormusunuz?" Diye sordum.Annem ise başıyla onaylayıp:"Evet şimdi Caneri de alıp bizim eve gidiyoruz ailesi gelene kadar Caner bizimle kalıcak." Dedi...
Annem bu cümleyi kurduktan sonra arkamı dönüp Koray ile göz göze geldim...
Yine zaman durmaya nabzım ise hızlanmaya başladı.
|
0% |