Yeni Üyelik
19.
Bölüm

Sen Seçeceksin!

@gizemliyazarr

Elimde çantam ile yolun ortasında, yapayanlız bir şekilde nereye gitmem gerektiğini düşünüyordum.Hava gittikçe soğuyordu ve muhtemelen biraz sonra yağmur yağardı...

 

O kadar kötü hissediyordum ki, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum aslında Ecringile veya Betülgile gidebilirdim fakat Dilara'nın sırtımdan bıçaklama olayından sonra onlara bile güvenemiyordum...

 

Koray'ı arayabilirdim ama onunla kavga edip sonra da aramam komik olurdu bu yüzden şuan arayabileceğim en mantıklı kişi Canerdi. Onu rahatsız etmek istemiyordum fakat bu durumda başka seçeneğim yoktu. Hemen telefonumu çantamdan çıkarıp Caner'in numarasını tıklayıp onu aradım...

 

AYÇA//CANER TELEFON KONUŞMASI:

Caner:Alo, Ayça bir şey mi oldu, iyi misin?

 

Ayça:Hayır,önemli bir şey olmadı ama bugün sizde kalabilir miyim?

 

Caner:Ne?

 

Ayça:Caner yanlış anlama kötü bir niyetim yok sadece evden garip sesler geliyordu. Bende biraz tırstım bu durumda arayabileceğim en mantıklı kişi sendin ama istemezsen sorun değil.

 

Caner:Saçmalama Ayça, yanlış anlamadım tabikide. Bekle 10 dakikaya orda olurum. Sakın bir yere kaybolma ve korkma hatta istersen telefon açık kalsın.

 

Ayça:Gerek yok o kadar korkmuyorum. Seni dışarda bekliyorum, acale etmene gerek yok.

...

Bu cümlemin ardından telefonu kapattım. Yağmur yağmaya başlamıştı bile, yakında sırıl sıklam olurdum...

 

Kaldırımın köşesine oturmuş Caner'i bekliyordum. Bu süre zarfında da yaşadıklarımı sindirmeye çalıştım fakat başaramadım. En yakın arkadaşımın yaptıklarına inanamıyordum, hayır Koray'ı seviyor olabilir ama sırf Koraydan ayrılmam için yalan söylemesi...

 

Bunu istesemse affedemezdim basit bir şey değildi. Güvenim o kadar sarsılmıştı ki artık biriyle konuşurken 2 kez düşünecektim, maalesef...

 

Ben yağmurda ıslanmaya devam ederken hemen yanımda ses duymaya başladım bunun ardından başımı kaldırıp sesin geldiği tarafa baktım ve beklenmedik bir şeyle karşılaştım. Duyduğum ses Koray'ın arabasının sesiydi...

 

Ayağa kalkıp oradan uzaklaşacaktım fakat Koray benden hızlı davranıp arabasından indi ve beni durdurdu. Ona bakmamaya çalışıyordum çünkü onunla göz teması kurarsam ne demem gerektiğini,nasıl tepki vermem gerektiğini düşünemezdim...

 

Ben yere bakmaya devam ederken Koray beklemediğim bir hızla hırkasını çıkararak başıma tuttu. Islanmamı engellemeye çalışıyordu...

 

Biz değil yağmur sesleri konuşuyordu...

 

Sessiz geçen bir kaç dakikanın sonunda Koray ayakta durmayı bırakıp yanıma oturdu muhtemelen oda şuan benim gibi ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu...

 

Şuan Dilara'nın yanında değilde benim yanımda olması zaten her şeyi acıklıyordu ona karşı acımasızca davranmıştım...

 

Kendimi hazır hissedince Koray'a doğru döndüm, Ondan özür dileyecektim...

 

Korayda ona doğru döndüğümü hissedip bana doğru döndü. Tam sessizliği bozup konuşacakken Yan taraftan gelen motosiklet sesi ikimizinde dikkatini bozdu...

 

Bunun ardından Koray'a bakmayı bırakıp sesin geldiği yöne döndüm ve motorsikletinden inen Caner'le karşılaştım.Ah, hayır hayır şimdi ne yapacaktım...

 

Bir yanımda Koray bir yanımda Caner sanki evren ikisinden birini seçmemi bekliyor gibiydi. Koray, Caner'i görünce ayağa kalktı bunun ardından ikisi nefretle birbirlerine bakmaya başladı. İkisi tam olarak zıt insanlardı fiziksel görünüşleri bile...

 

Koray siyah saçlı,siyah gözlüydü. Caner ise Koray'ın tam zıttı sarı saçlı mavi gözlüydü...

 

Biri simsiyah biri rengarenk...

 

Yağmur üçümüzüde sırılsıklam ediyordu.Bir kaç dakika sonra ikiside birbirine bakmayı bırakıp bana bakmaya başladı.Sanki birini seçersem diğeriyle artık

konuşmazmışım gibi geliyordu. O yüzden kolay kolay seçim yapamazdım...

 

Koray, her zaman ki gibi sessizliği bozan ilk kişi oldu ve tekrar Caner'e bakarak konuşmaya başladı:

 

Koray:Senin bu saatte Ayça'nın evinin önünde ne işin var?

 

Ah,Olamaz Caner'i buraya ben çağırmıştım...

 

Koray bunu öğrenirse yanlış anlayabilirdi. Sonuçta onun evinden kaçıp Caner'in evinde kalmak istemem çok yanlıştı ama bunu düşünememişdim...

 

Koray, Caner'e yaklaşıp onu sertçe itledi sonrada konuşmaya devam etti:

 

Koray:Bana cevap ver neden buradasın?

 

Caner:Buraya Ayça yalnız kalıp korktuğu için geldim. Başka bir niyetim yoktu.

 

Koray:Ne?

 

Koray aniden gözlerini bana çevirdi. Muhtemelen şuan ona ihanet ettiğimi düşünüyordu...

 

Koray: Ayça,Caner'i buraya sen mi çağırdın?

 

Ayça:Koray, kötü bir niyetim yoktu.

 

Koray:Sen benim evimden benimle doğru düzgün konuşmayıp kaçtın, sonrada gidip Caner'e mi sığındın?

 

Ayça:Koray öyle değil.

 

Koray:Ayça ben Dilara'yı tanımıyorum dedim. Buna rağmen bana inanmadın. Yapmadığım bir şeyin sonucunda suçlu çıktım. Sana,suçsuz olmama rağmen kendimi affettirmek için geldim ama sen gece on ikide Caner Beyle buluşuyormuşsun.

 

Ellerim titriyordu Koray haklıydı. Böyle bir şey yapmamalıydım. Şuan suçsuz olmama rağmen suçlu duruma düşmüştüm.

 

Koray:İyi, size beraber güzel geceler.

 

Ayça: Koray lütfen gitme, yanlış anladın.

 

Koray:Kızım ben senin için ne kadar endişelendim biliyor musun? Bana inanmadın ve benim bana güvenmeyen biriyle işim olmaz. Özelliklede benim evimden çıkıp başka bir erkeğin evine giden birisiyle hiç işim olmaz.

 

Ayça:Koray özür dilerim. Gerçekten özür dilerim,lütfen gitme.

 

Koray:Bitti Ayça,hani diyordun ya sahte sevgiliyiz. Haklıymışsın benim senin gözün de bir değerim yokmuş. Merak etme bir daha karşına çıkmam.

 

Gözlerimden yaşlar akıyordu. Hata yapmıştım,çok büyük bir hata yapmıştım...

 

Ayça:Koray, lütfen gitme nolur.

 

Koray bu yalvarışlarımı dinlemeden benimle olan göz temasını kesti sonrada üzerimden hırkasını alarak yürümeye başladı.

 

Daha fazla kendimi tutamayıp yere yığıldım. Ne yapmıştım? Koray'ın güvenini sarsıp her şeyi mahvetmiştim...

 

Koray tam arabasının kapısını açacakken bir anda mahallenin tüm ışıkları kapandı ve az önce evimin içinde duyduğum melodiyi duymaya başladım. Hayır hayır kendini "Gökyüzü" diye nitelendiren kişi şuan buradaydı.Her şey mahvolmamış gibi birde onunla uğraşacaktım...

 

Caner ne olduğunu anlamamıştı ama Koray şuan peşimdeki pisikopat katilin burada olduğunu anlamış olmalı ki bağırmaya başladı:

 

Koray:Ayça sakin ol ben burdayım,Korkma.

 

Kendimi iğrenç hissediyordum bana bu kadar değer veren birini nasıl üzmüştüm?

 

Şuan Koray her şeye rağmen beni korumaya çalışıyordu...

 

Bir kaç dakika sonra üzerimde kollar hissettim korkarak geri çekilecekken:

 

Koray:Ayça, korkma benim. Şuan yanındayım sana kimse zarar veremez.

 

Koray bu cümleyi kurduktan sonra "Pat" Diye bir ses geldi. Hayır olamaz muhtemelen Caner yere düşmüştü. Sonra Koray da bir anda üzerimden düştü, ne oluyordu?

 

Koray'a ve Caner'e ne olduğunu anlamaya çalışırken birisi ağzıma bir bez dayadı ve ben de onlar gibi bayıldım...

"SAATLER SONRA"

Gözlerimi açtığımda kendimi duvarları yıpranmış ve içinde sadece sandalye,kamera ve hoparlör bulunan bir odada buldum.Yıpranmış duvara baktığımda "GÖKYÜZÜ İLE YERYÜZÜ" Yazısıyla karşılaştım.Peşimde ki pisikopat Koray'ı ve Caner'i bayıltıp beni kaçırmıştı...

 

Hâlâ kendimi garip hissediyordum, şuan başıma gelebilecek hiç bir şey umrumda değildi. Aklımda ki tek şey her şeye rağmen Koray'ın beni korumaya çalışmasıydı...

 

Ben bunları düşünüp ağlarken odayı biraz daha inceledim üzerimde battaniye vardı ve ellerim,ayaklarım bağlı değildi. Bu kişinin amacı neydi?..

 

Bir anda yukarıda duran hoparlörden ses gelmeye başladı:

"SELAM YERYÜZÜM, NASILSIN?"

 

Ne olacağını umursamadan sertçe küfür ettim. Kafayı yemek üzereydim. Bu sesin kime ait olduğunu aslında bulurdum fakat adam veya kadın her kimse sesini değiştirmişti. Yani kendisi konuşuyordu ama benim kulağıma gelen ses dijital bir sesti...

 

Sinirle bağırmaya başladım:

 

"NE İSTİYORSUN BENDEN?"

Hoparlörden sinir bozucu bir kahkaha geldi daha sonra da:

"SENİ İSTİYORUM YERYÜZÜM,SENİ ÖLDÜRMEK İSTİYORUM AMA ÖNCE SANA ACI ÇEKTİRECEĞİM."

 

Şuan beni izlediğini bildiğim için korktuğumu belli etmemeliydim ama bunu başarabileceğimi düşünmüyordum...

 

Ben cevap vermeyince karşıda ki ses tekrar konuşmayı eline aldı:

"YAVAŞ YAVAŞ SANA HAYATINDA Kİ GERÇEKLERİ GÖSTERECEĞİM. SONRA DA SEN, BANA SENİ ÖLDÜRMEM İÇİN YALVARACAKSIN."

 

Hayatımda ne gibi gerçekler olabilirdi ki? Bunları ona sormak istiyordum ama tekrar sessiz kalmayı tercih ettim.

 

Dakikalar geçti fakat o, konuşmaya devam etmedi bende daha fazla dayanamayarak:

 

"KORAY İLE CANER'E BİR ŞEY YAPTIN MI?" Diye sordum.

 

Cevap gelmeyince korkmaya başladım. Ya onlara zarar verdiyse?Ben Korkuyla cevap beklerken sonunda kendini "Gökyüzü" Diye tanıtan kişi konuşmaya başladı:

 

"KORAY VE CANER... BEN DE ONLAR GİBİ ERKEĞİM AMA İKİSİNDEN BÜYÜK BİR FARKIM VAR. ONLARDAN ÇOK GÜÇLÜYÜM İSTESEM ŞUAN İKİSİNİDE YOK EDEBİLİRİM."

 

Ses dijital olsada beni çok korkutuyordu...

 

Demek peşimde ki pisikopat kişi, erkekti. Hemen tanıdığım çoğu erkeği gözümün önüne getirdim fakat hiç bir şüpheli bulamadım...

 

Daha sonra soruma karşılık alamadığımı fark ederek sorumu tekrarladım:

 

"KORAY İLE CANER'E ZARAR VERDİN Mİ?"

 

Karşıda ki ses bu sefer beni bekletmeyerek konuşmaya başladı:

 

"HAYIR VERMEDİM AMA İKİSİNDEN BİRİNİ ÖLDÜRECEĞİM VE BUNU SEN SEÇECEKSİN."

 

Bu cümlenin ardından kokuyla kameraya bakmaya başladım. Kalbim bu sefer Koray'ın yanında olduğum için değil korktuğu için hızlı atıyordu...

 

İkisinden birini öldüreceğim ne demek? Gerçekten böyle bir şey yapabilir miydi? Hayır hayır benim yüzümden onlara zarar veremezdi...

 

Bu düşüncemin ardından hızla konuşmaya başladım:

 

"SENİN DERDİN BENİMLE, ANLIYOR MUSUN? ONLARA ZARAR VEREMEZSİN." Dedim daha sonra karşıda ki ses:

 

"SEN BANA AİTSİN ONLARA DEĞİL. BENDEN BAŞKASINI SEVEMEZSİN AMA SEN ONLARI SEVDİN... BU YÜZDEN İKİSİNDEN BİRİ ÖLECEK." Dedi.

 

Kafayı yemek üzereydim. Daha yüzünü bile görmediğim kişi bana aitsin diyordu...

Sonra bir anda odanın ışıkları kesildi ve karşıda ki ses:

 

"BU GÜNLÜK BU KADAR YETER. İYİ UYKULAR YERYÜZÜM." Dedi. Sonrasını hatırlamıyorum muhtemelen beni tekrar bayıltmıştı...

SABAH SAAT 07:00:

Gözlerimi açtığımda kendimi sınıfımda,sıramda yatarken buldum. Beni okula getirmişti...

 

Okul çantam,defterlerim buradaydı üzerime baktığımda hâlâ dün ki kıyafetlerimleydim. En azından beni ellememişti...

 

Çantamı açıp okul kıyafetlerimi çıkartacakken dün ki konuşmaları hatırlamaya başladım...

 

"İKİSİNDEN BİRİNİ ÖLDÜRECEĞİM VE BUNU SEN SEÇECEKSİN" Bu söz yavaş yavaş beni ele geçiriyordu...

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%