Yeni Üyelik
11.
Bölüm

1.0 Görüşmeyelim

@gizemmgurbuzz

Ertesi Gün


Ezgi öyle yorulmuştu ki uçaktan inişi altı eve varışta mecburen otobüs kullandığından dokuz olmuştu. Genç kız Zeynep ve Özlem ile girdiği telefon trafiğinden arada annesi ile babasını oyalamak için uğraş verdiğinden bitkin düşmüştü. Eve gelip güçlükle yemek yiyerek sofra toplaması ardından da uyuyuvermişti. Alarm çaldığında yastık altından telefonu çıkarıp saate baktı ardından tepede biriken bildirimlere. Hiçbirşey ile ilgilenmediği sayılı günlerdendi. Genç kız Wattsaptan kardeşinin Zeynebin ve Özlemin yazdığını gördüğünde Tolgayı es geçip Zeynebe tıkladı.


Çok korktum Ezgi. Ne oldu ? Çaktılar mı birşey? Bunun bir hesabı olmak zorunda o ne öyle pavyon bilmem ne. Vuruladabilirdi. Daha kötüsü de olabilirdi! Dayım bundan haberdar olmak zorunda o kadar söyleyeyim.


😩 ölmüşüm yorgunluktan yattım hemen. Olacak zaten!


Genç kız geri dönüp Özlemden gelene tıkladı.


O ne kızım neden hikaye attın. Annen görürse ne olacak. Sil onu çabuk! Ya gördüyse!


Genç kız "ne hikayesi" diye söylenerek uygulamaya girip tepede durana baktı. Dün çektikleri fotoğrafları gördüğünde ise başını birkaç defa yastığa vurarak inledi. Videoyu birkaç akraba arkadaşları da görmüştü. Ezgi Pikachuunun videoyu gördüğünü listeden fark ettiğinde ise nefesini tutarak hızla doğruldu.


"Kahretsin unuttum! "


Ezgi mesajlara girdiğinde tepede fotoğrafsız yuvarlağı ve adamın en son ne yaptığını sorduğunu okumuş oşduğunu anımsadığında ne dese bilemedi. Telaşeden her yeri herşeyi unutmuştu.


Eve döndüm. Herşey yolunda nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum


Mesaj iletilmedi.


Genç kız gözlerini kısarak adamın profiline tıkladı bu defa lakin öyle bir profil de göremedi. Ezgi bir süre etrafına boş gözler ile bakarak yeniden hikayrsine girdi. Tolganın salak arkadaşı Özgür ile yan yana oturduğu fotoğrafa, videoda oğlanın kolunu omzuna atarak o yemek yerken yanağını sıkmaya çalışmasına arkalarındaki siyah duvar ve loş ışığa baktıktan sonra önce görenler kısmında Cihanın profilinin silik bir şekilde okunuşuna baktı ardından hikayeyi silip telefonu elinden bıraktı. Engellemiş miydi onu? Başka bir yere mi gittiğini düşünmüştü. Genç kız adamın başka yere keyif çatmaya gitmek için para istediğini düşünmüş olabileceğini aklına getirdiğinde ise hemen Wattpadden mesajlara girdi lakin oradan da yazamadı. Bu kez adamın yorumlarına ulaşmaya çalıştı. Ezgi profilin boş isimde de bir çizgi olduğunu gördüğü vakit telefonu elinden atıp sakinleşebilmek adına yüzünü sıvazladı. Nasıl bir konuma gelmişti dahası kim bilir hakkında ne düşünmüştü. Genç kız bir müddet sinir bozukluğu ile ağladıktan sonra saatin sekizi geçtiğinin farkına vardığında ayak sürüyerek kalktı. Şu dakika ne işe gitmek istiyordu ne başka birşey lakin aldıklarını ödeyebilmek için bu ayı tamamlamak zorundaydı.


---

Birkaç gün sonra.


"Hadi lan! " Berk arkadına yaslanıp elini ağzına kapattı. Cihanın anlattıkları ona hikaye gibi gelmişti.


" Sen varya salaksın! " Mete dayanamayarak güldü. "Gittin iki gün tanıdığın. Pardın tanımadığın kıza birde para yatırdın ha! "


Cihan telefonuna gelen İnstagtam arkadaşlık isteğini başını iki yana sallayarak bakıp boş hesabı engellemesi ardından arkadaşlarına döndü. Son bir haftadır günde en az üç istek alıyordu ve kimden olduğuna adı kadar emindi.


"Mevzuu para değil. Oldu ki bilmediğim bir yerde kötü bir yemek yedim" Genç adam omuz silkti. "Olay benim salaklığım"


"Hah şunu bileydin. Oğlum srn ne diye konuşmaya devam ettin kızla. " Berk hala inanamıyordu.


"Rahat bırakırmı bir kere Cihan Kırcalının numarasını bulmuş" Mete kaşlarını kaldırdı.


"Öyle değil" Genç adam yüzününü sıvazlayarak rahat bırakmayanın kendisi olduğunu düşündü. Hala nasıl konuşmaya devam ettiklerini aklı almıyordu.


"Şantaj mı yaptı. Bana bak bahsettiğin deli yetmiş değil dimi ya da euro, dolar? " Berk gülmeye devam etti.


"Şantaj? " Cihan güldü. "Yedi yedi. Sadece yedi. "


"Kız, uzak mesafe ilişkisi için harçlık istemiş işte yedi. E on olaydı bari. "


Cihan rakamın saçmalığına kafa sallayarak yanaklarını kemirdi.


"Bırak şimdi yedi on ne ise ne! Niye söylemiyorsun oğlum sen bize kızla konuştuğunu. İş boka sarınca anlatıyorsun" Betk dilini şaklattı.


"Abi siz her konuştuğunuz kişiyi anlatıyor musunuz? Ne yapacağız birine selam verdiğimizde ortada rakı mezesi mi yapacağız. Anlatmam gereken birşey değildi. Dostane birkaç muhabbet. " Genç adam kaş çattı. Diğer türlü olsaydı da yalnızca takılsalardı da hiçbir kadın hakkında abuk subuk muhabbet etmezdi ki bunu ne Mete ne Berk yapardı. Genç adam Meteye göz ucuyla baktı. Adam aldatılmış bunu öğrenmiş tek bir kelime dahi etmemişti.


"Ne ise ne. Almışsındır ağzının payını. Bir daha da iki gün tanıdığın insana hesap mesap vermeye kalkmazsın. Engelle her yerden ulaşamasın. Numaranı değiştir. "


Cihan yüzünü sıvazladı. "Numara falan yok" Dedi. "Kız değiştirdi o numarayı çoktan. "


"Hem seni polise veriyor. Hem engelleyip üzerine numarasını da değiştiriyor hem nasıl yolmayı başarıyor? " Berk Meteye baktı. "Aklım almadı. Nereden konuştun sen Ezgi İlter ile? "


Genç adam sandalyesini denize doğru döndürüp içeceğini ve metenin önündeki dalı alarak boğazın akıntısına baktı. Yüzünü kızartarak " tt-pad" Dediğinde önce boğazını temizledi ardından fırtına öncesi sessizliğe odaklandı.


"Ne pad? " Mete anlamsız bir mimik yaptı.


"Bir çeşit yazma platformu. " Berk dudaklarını kemirdi.


"Bilmediğin birşey var mı? "


"Dizi-Film senaristleri bahsettiği yerde dolanıyor. Güzel öyküler var biri daha yeni vizyona girdi de... Onuduymadım. " Genç adam uygulamaya girip kızın adını arattı ardından profile baktı. "Amma çok... Ne bu? Tarihi kurgu... Mafya beklemiştim bu kadar şeyden sonra. "


Cihan Berkin söylediğini normal karşılaması üzerine yan gözle başının tepesindeki gözlükleri indirip tprofile bakışını izledi. "Her ne ise... Tesadüfen telefondan istediği belgeleri atarken kapaklara rastladım. Üzerine de Sanemi uygulamada gezerken gördüğümde merak edip baktım. " Cihan okuduğu ilk dört hikayeden bahsetmedi. "Kapandı gitti. Sildim uygulamayı falan da. "


Berk kaşlarını kaldırarak uygulamayı kapatıp diğerlerine döndü. "Ben bunun filmini yaparım ama yetmiş bin eurocuk borç lazım"


"Siktir git! "


"Ben sana yedi yüz vereyim " Melisi" Çek. Baya tutar. " Mete sırıttı.


Cihan berkin dikkatinin Mete ve melise kayması üzerine elinde tuttuğu telefonu evirip çevirerek yanaklarındaki havayı üfledi.


---

Bir hafta sonra


"Bu sıralar yazamayacağım için üzgünüm ortalık karışık. Kısa zaman sonra toparlanıp geri döneceğim "


Şu bir gerçekti ki Ezgi oldukça zor bir dönemden geçmekteydi. Yaşadığı şey yetmemiş gibi Zeynebin kardeşi yani küçük kuzenleri telefonu karıştırmış bacak kadar boyuyla Tolganın yaptığını gidip dayısına yetiştirmişti. Haliyle yengesi annesine konuyu açmış evde kızılca kıyamet kopmuştu. Babasını bu denli öfkeli gördüğü nadir zamanlardandı. Genç kız ortalığı yatıştırabilmek için çok çaba sarfetmişti. Aptal kardeşinin bir buçuk senesi vardı lakin bir yere kadar başarmıştı çünkü kısa sürede teyzesi amcası da olaya karışmış herkes babasını farklı şekilde doldurmuştu. Sonuç olarak babaannesinin


"Git oğlum evladının yanında otur. Bir buçuk yıl. Emeklisin hem gözünün önünde olur. Oğlan çocuğu bu" Diyerek uzun uzadıya bir nutuk çekmesi üzerine Ev ahalisi Ankaraya taşınma kararı almıştı. Ezgi gitmek istemiyordu. Burada be yapacaktı onu da bilmiyordu. Kalmak için bir bahaneye ihtiyacı vardı ve hafta sonu için çoktan işten de çıkışını vermişti. Bu kısa süre zarfında bir iş bulmak imkansızdı. Babası da orada iş bulabileceğini söylemiş hatta isterse onu bir kursa yazdırıp bu seneyi kpss ye hazırlanarak geçirebileceğinden bahsetmişti. Genç kız her zamanki gibi sessizce oradan oraya sürüklenmeye razı geliyordu. Sonuç olarak bir sonraki hafta gideceklerdi. Birde eniştesinin geçen sene vefat eden annesinin evine. Cüzzi bir miktar kira ile orada kalabilecekleri teklifi halasından gelmişti. Bir sene için buradaki eşyaları taşımayı gereksiz görmüşlerdi ki mantıklıydı. Genç kız yatan maaşından ödemesi gerekeni arkadaşına ve kuzenine yatırmış başına bela açan onu rezil rüsfa eden yedi bin ile ne yapacağını düşünmekteydi. Defalarca hesap açmış Cihana ulaşmaya çalışmıştı. Şu parayı iletmesi ardından teşekkür edip zaten umursamayacaktı. Hatta şehir değiştirmek sırf bu yüzden bile harikaydı çünkü Kanlıcadan geçemez olmuştu. Adamın genel hesabından da mesaj atmıştı lakin kim bilir günde kaç mesaj gidiyordu. Nereden görsündü. Yine de ne olursa olsun o borç ödenecekti. Ezgi işten vardiyası beşte bittiğinden çıkıp bankaya uğrayarak önce para çekti ardından kırtadiyeden büyük bir zarf alıp posta ile göndermeye karar verdi. O kadar parayı kargolamak korkunçtu. Genç evde zarfı hazırlayıp adresten emin olmak için çabaladı bir müddet. Kırk numara demişti. Pekala oldukça yakındı. Genç kız sinir bozukluğu ile karmakarışık odasına toplanan valizlerine bakması ardından kenardaki renkli a4 kağıtları gördüğünde içlerinden bir tane çekip en azından kendini açıklayabileceğini de umdu.


---


Ertesi sabah işe giderken kargo kapısından içeri girdiğinde zarfı şirketin ambalajı ile paketlemesi ardından üzerine isim ve adres yazdıktan sonra duraksadı. Son dönemde kargoların içinin açılması da patlaması da ulaşmaması da çokça duyulmuştu. Ezgi ise bu meblağayı bir daha ne zaman bulabileceğini bilmiyordu. Bu şekilde yollamaya güvenemediğinden çıkıp bir cesaret minibüse atlayarak bizzat bırakmaya karar verdi. Alt tarafı kargo diyecekti ve uzatacaktı. Nerede olduğundan da emin olacaktı.


"Müsait bir yerde" Genç kız oldukça alçak çıkan sesi ile duran minibüsten inip eli ayağı titrer vaziyette paketi sıkarak koca garaj kapısının yanındaki kırmızı tuğlalar arasında duran giriş kapısına üzetindeki numaraya tepesinden eğilen kameraya baktıktan sonra aynı titreklikle zili çaldı. Bir müddet bekledikten sonra bahçeye açılan kapı güvenlik olduğunu tahmin ettiği bir adam tarafından açıldığında ise paketi uzattı. "Cihan Kırcalı adına kargonuz var. Özel teslim Cihan beyin haberi var. Eline ulaştı-"


Ezgi adamın paketi alıp kapıyı yüzüne çarpması üzerine "tığından emin olun..." diye mırıldanarak arkasını döndü. Yapacağını yapmıştı genç kız. Daha ne olacaktı?


---

3 gün sonra


"Ağabey? Kargo! Benim siparişimi neden getirmiyorlar! Of! "


"Ne kargosu Sanem? " Cihan elindeki bardağı tezgaha bırakıp kardeşine baktı.


"Ne bileyim kitap mı başka birşey mi? Evrağa benziyor içi de kalın. Orhan abi geleceğinden haberin olduğunu söyledi. Vermek için seni beklemiş. Üç gün evvel gelmiş"


"Odaya bıraksana" Cihan kafa salladı. Uzun uzadıya deste deste kağıt okuyacak hali yoktu.


"Emredersin! " Sanem kaş çattı.


"Hadi Sanem! Yukarı çıkacaksın zaten atıver odaya! "


"İyi! " Genç kız yüzünü buruşturarak boynundaki kalın askıyı çekeleyip merdivenlere yöneldi.


"Bu iyice şımardı."


"Öğretmenleri ne diye iptal ettin Cihan! Sanemin frekans tutturduğu tüm öğretmenlerin günleri dolmuş! Nereden bulacağız şimdi! "


"Çalışan her türlü çalışır gitsin dersaneye" Cihan köşedeki oturma grubunda kahve içen annesine döndü.


"Yeterince çalışıyor. Hem okul hem dersane istemiyor. Başarılı olamadı biliyorsun öğretmenlet netlerini yükseltmesinde yardımcı oldu. "


"Berke sorarım onlara gelen bir iki öğretmen varmış" Genç adam işini bitirdiğinde dahası fırından çıkan poğaçalardan ikisini yanarak da olsa yürütüp Esra ablaya göz kırptığında keyifle odasına çıktı. Cihan sanemin gerçektende odanın ortasına attığı kargoyu gördüğünde önce hayretle güldü ardından söylenerek paketi alıp içinde evrak olma ihtimaline karşın ufak bant keskisiyle dikkatle açtı. Kahverengi zarfı çıkarıp evirip çevirmesi ardından masaya oturarak göz ucuyla içine baktı. Genç adam içindeki iki deste parayı gördüğünde boğazına takılan poğaçayı gelen öksürük nöbetiyle çıkartmaya çabalayarak hızlıca su içti.


İki deste bantlanmış ince banknot onlarla beraber çıkan sarı ikiye katlanmış bir kağıt... Gençadam büyüttüğü gözleri ile parayı kenara itekleyerek kağıdı açtı.


Piikachuu'ya


Verdiğin tepkiye hak veriyorum ne diyeyim... Yaptığım şey oldukça saçmaydı. Kimse duymasın diye çabalarken tüm sülalenin duyması da bir başka trajikomedi. Statü farkı işte böyle birşey.


Yine de herşey için çok teşekkür ederim o an için hayat kurtarıcıydı. Sanırım evinin kapısını aşındırarak yaptığım bu taciz girişimi ile ödeşmiş olduk.


Görüşmemek dileğiyle...

Yazar...


Genç adam elininbtersiyle ağzını silip hayret dolu bir ses çıkararak zarfı evirip çevirdi.


"Hayat mı kurtardı? Rica ediyorum Görüşmeyelim Ezgi İlter... "


"Abi? " Sanem kapıyı tıklatıp aralıktan kafasını uzattı.


"Ne? " Cihan irkildi.


" Sevdiğim bir kitabın filmi vizyonda gitmek istiyorum. Bilet alacağım gidelim mi? "


"Senin arkadaşın yok mu? "


"Hepsi sevgilisiyle gidiyor. Gelmeyeceksen söyle acil birini bulayım"


"Saçma sapan konuşma! "


"Ne o surat? Çok mu şaşırdın? Tipin için seninle gitmek istiyorum. Bayıldığımdan değil? "


" Neyim ben oyuncak mı? " Cihan kaş çattı. "Bankamıyım... Para babası mı? ”


"Gibi... "


"Yürü git başımdan! "


"İyi bende başkasıyla giderim"


"Sanem! "


" Tamam o zaman önümüzdeki hafta sonu kimseye söz verme! "


"Git kendini boğ Sanem ben yapmadan! Senin bir ağabeyin daha yok mu"


" Ne yapayım Amerikada filmin vizyonu yok" Sanem ağabeyinin kalemi fırlatması üzerine odadan kaçtı.


"Oh ne ala memleket... İşiniz görülene kadar... Kadın milleti canavardan betersiniz! "


---


Nasıl gidiyor fikir beyan edebilecek biri var mı?

Vpn yasağı ile birlikte hepten giremez olduk diğer uygulamaya takipçilerim benden bölüm bekleyenler orada kaldı ve instada yok. Hiçbir yerden ulaşamayacağım 😞


Loading...
0%