Yeni Üyelik
23.
Bölüm

2.2 Şaşkın

@gizemmgurbuzz

2 gün sonra

Sanem annesi ardından arabadan inerek yemek yiyecekleri restorana doğru ağır adımlar ile yürümeye koyuldu. Şaşırmış mıydı hayır... Pdr okumak isteyen biri olarak bazı konulara hakimdi ve kendindeki belirtiler de gözle görülürdü. Genç kız konuyu dillendirmekte çekinmişti çünkü annesinin sınav telaşesi onu germiş, böyle bir konu ile hayal kırıklığı oluşturmak istememişti. Çoğunluğun sandığının aksine iki ağabeyi de çok iyi netler ile okullarına girmişti. Kimse araya tanıdık sokmamıştı. Sanem gölgelerinde kalmaktan korkuyor olsa da kendisinin de farkındaydı. Hoş sınava dilden girebilir ve bebekliğinden beri yabancı uyruklu bakıcılarından ikinci dili olarak öğrendiği ingilizceden yüksek netler çıkarabilirdi hatta o puan ile malum üniversitelere girebikirdi lakin çok ilgisi yoktu ve olmak istediği şey de dil üzerine değildi. Arkasından " bende yabancı dadılar ile büyüsem kazanırdım " Laflarının da söylenmesini istemiyordu. Annesi çok göze batmayacak bir masaya doğru yönelip oturduğunda genç kız iç geçirerek çıkartmadığı gözlüklerine baktı. Muhtemelen fazla duygusaldı bu kadar insan içinde ağlamak da ona göre değildi. Sanem tek omzunu çekip bırakarak telefonuna mönü karekodunu okutup incelemeye koyuldu.

"Makarna partisi? ” Hülya hanım yaşafığı şoku atlatmak için biraz zamana ihtiyaç duyuyordu. Dahası suçluluk duygusu içindeydi. Ezgi öğretmenin tespitine biraz bozulmuş lakin içi içini kemirdiğinden derhal aile pisikoloğundan randevu almıştı. İki oğulun dahası iki varisin ağırlığından sonra kızını bir parça şımartmak istediği doğruydu bu yüzden sıkılganlığı ve hareketliliğini rahatlığa biraz da ergenliğe bağlamıştı. Sanem kendi halinde sessiz denilebilecek bir çocuk olmuştu. Neşesini kolay kaybedenlerden de değildi. Kadın gözlükleri altında buğulanan bakışlarını birkaç kez kırpıp ellerini ovaladı. Bugün diyete ara vermekde sakınca görmüyorum. Bol yağlı bir pesto mutluluk verici olabilir. Sen ne istersin? "

"Olur. Yeterki makarna olsun" Genç kız telefonu bıraktı. "Konuşmak istediğini biliyorum. Şu an Pedagojik ebeveyn olmaya çalıştığının da farkındayım. Sanki sizin zamanınızda pedagoji vardı... Bu kadar kasılma anne."

"Seni dikkate almadım ve şimdi sınava üç ay kala-"

"Pisikolog çok ileri düzeyde olmadığını söyledi. "

"Olabileceğini de belirtti. "

"Tedaviye başlayacağım. Yarından itibaren." Sanem kafa salladı. "Sorun olmayacak. Şimdiden bir rahatladım ki anlatamam. "

"Sınavi bir yıl daha erteleyebiliriz annecim. "

"Pardon neden biz erteleyeceğiz? Yoksa sende mi gireceksin. O zaman sen ertele ben bir daha aynı stresi çekemem şekerim"

"Neden bu kadar üzerine düştüğümü biliyorsun dimi Sanem? " Hülya hanım gözlüklerini çıkarıp doğrudan kızına baktı.

"Biliyorum... Oku ayaklarının üzerinde dur falan... " Sanem omuz silkti.

Kadın dudaklarını düzleştirerek çenesini kapalı tutmaya çalıştı. "Bu ihtiyaç meselesi değil."

"Onuda biliyorum ve kesinlikle katılıyorum anne. Sorun yok. Önemli olan tedaviyle birlikte herşeyin daha iyi olabileceği bence. Sınava gireceğim. Evde çalışarak!"

"Oktay bey bu konuda uzman eğitimciler tanıdığını söyledi numaralarını aldım eve döndüğümüzde arayıp görüşeceğim"

"Uzman eğitimci ile çoktan görüştün... " Sanem kaşlarını kaldırdı. "Ezgi hoca ile çalışmak istiyorum tabi kızı doğduğuna pişman etmediysen"

"Çok daha tecrübeli-"

"Eminim çok tecrübeli doktoralı yan dallı üst dallı, dallı budaklılar vardır. Ben, beni bu noktaya getiren kişi ile denemekten yanayım. Efecana da küstüm. "

Hülya hanım ağır ağır kafa sallayarak keyfi oldukça yerinde görünen kızına baktı. "Pekala. Döndüğümüzde konuşup ayarlayacağım. Fakat Tarih ve coğrafya için de görüşme yapmamız gerekiyor.

" Matematik hocamı seviyorum" Sanem burnunu kırıştırdı. "Parfümü dışında... "

"Çok ayıp! ”

" Onu sıkıyor oluşu ayıp! "

"Cihanlık yapma Sanem... "

"Oha! O kadar da manyak değilim"

"Sanem! "

---

Ezgi dolabından yanına alabileceği daha resmi iş görüşmesi için uygun olan giysileri ayıklamaya çalışırken gözü bildirim gelen telefona kaydığında yarım bir nefes çekerek başını uzattı. Kahve içmeleri ardından Cihan eve gidip gitmediğini sormuş burada yapacaklarından bahsetmişler ve ikiside sessizleşmişti. Ezgi ailenin içinde huzursuzluk çıkartmış olabileceinden çekiniyordu. Birde kitaplardan ilişki tercihlerine kayan muhabbet ardından yazmayada da çekinmişti. Gelenin normal bir bildirim olduğunu gördüğünde telefon bildirimleri ile kırcalının ne alakası olduğunu sorgulamaya çalışarak omuz silkip işine geri döndü genç kız. Son iki günde kuzeni ve arkadaşıyla keyifli vakit geçirmişti ve hala tamamını anlatmaya hazır olmasa bile en azından o eve gittiğinden, kızlarına ahdh teşisi koyduğundan ve cihan kırcalı ile yüz yüze görüştüğünden bahsetmişti. Genç kız yalnızca bu gizlilik olayı yüzünden bile onunla samimi olmanın uygunsuzluğunun farkındaydı fakat ne yapsındı? Adam ile taciz suçlaması yüzünden tanıştığını söylese birileri illaki çok güvendiği başka birine söyler ve çığ gibi büyürdü. Ezgi abuk bir konu yüzünden türkiye gündemine oturmak istemiyordu ve karşısındaki üç büyük adamın gerçekten sinirlendiklerinde ona ve çevresine yapabileceklerinden de korkmuştu ve zaten de olay bir yanlış anlaşılmaydı. Cihan da tacizci sapık olmaktan çok uzak bir kişilikti. Ezgi oflayıp puflayarak nereden bildiğini sorgularken kasvetli dolabından ayrılıp telefonu alarak mutfağa ilerledi.

"Bir kahve yapıver Ezgi içelim" Mahir bey salondan bağırdı.

"Tamam"

Genç kız kahveleri yapıp salona götürmesi ardından mavi chesterlara otururken sırıtıp koltuğun koluna bir şaplak attı. "Sizin yüzünüzden başıma gelmeyen kalmadı. "

"Beş kardeşi hakettiler" Mahir bey kızına eliyle beşi gösterirken elbet zorla alıp başına yıktığı taksitten bahsetmekteydi.

"Merak etme baba döndüğümüzde bir ay biryere girip derhal kapatacağım "

"Sorumluluğunu almanı beklemiyorum dersem yalan olur . Alırken nasıl anlaştıysak aynı sözün devamını bekliyorum. " Adam kahveden bir yudum alıp mahçup görünen kızına baktı. "Sıkışık olmasak ve on tane bu koltuktan alabilecek olsak da beklerdim. " Dedi. Çocuklarının sorumluluk sahibi olmasını canı gönülden istiyordu. Ki öylelerdi de. "Şu yalı işi olsaydı sana iyi olurdu. İyi de fiyat koymuşlar."

"Aptal cesareti benimki baba. Bu da tecrübesizliğimin göstergesi. Benden küçük velet bile çenesini tutmayı başarmış"

"Kim çenesini tutmuş" Mahir bey kızına baktı.

"Önceki öğretmeni... " Ezgi dudaklarını kemirdi. "Neyse ne işte... "

"Mesleğinde idealist olmak istemek kötü bir karar değil. Sen Türkiye Cumhuriyetine evlat yetiştirmek için okudun. İşini hakkıyla yapamayan yağcılardan ol istemem. Şu Kpss olaydı Ezgi. Çalışmaya başladın mı? "

"Ben çalışacağım da atama yok ki baba. Şimdi öğretmen olmak çok zor. Mesleğimize saygı da kalmadı. "

"Ne demişler eşeğini sağlam kazığa bağla. Çıkaramazsan ağla. Sen çalış gereken puanı al olmazsa ne yapalım deriz... Şu an hayıflanman benim için birşey ifade etmiyor Ezgi hocam"

"Tam kıl öğretmen gibi konuştun" Ezgi yüzünü buruşturdu.

"İşine gelmiyor... Azıcık rahatsız olsan hemen kaçacak delik arıyorsun. Zora gelmeden olmaz bu işler... "

"Baba... " Ezgi gözlerini kısarak duvardaki tablolara doğru baktı. Aynıtesbiti cihan da yapmıştı. Duymakda hoşuna gitmiyordu. Arka planda babası nutuk çekmeye devam ederken annesinin komşularından gelmesi ve araya eksikler listesi sıralamaya koyulmasıyla Ayaklandı. "Ben alırım"

"Kaçıyor bak"

"Yo kaçmıyorum. Haklısın... Bubir sorun"

"Hah şöyle. Kabul etmek başarmanın ilk adımıdır. Matematik problemi gibi formül-"

"Yok o konuya girmeyelim. " Ezgi hızla odadan çıkıp fortmantodaki paltoyu üzerine geçirdi.

"Ezgi! Telefon kızım"

"Geldim... " Genç kız iç geçirerek babasının uzattığı kartı ardından ekranda bilinmeyen numaranın yazdığı telefonu alıp kaçabilmek adına açark kulağına götürdü. "Alo? ”

" Ezgi hanımla mı görüşüyorum? "

Genç kız karşıdan gelen tok bayan sesine karşın kafa salladı "Evet buyurun"

"Ezgi hanım ben Sanemin annesiyim geçen gün görüşmüştük"

Ezgi irice açtığı gözleri ile yarım yamalak giydiği ayakkabışarına baktı. "Evet Hülya hanım" Dedi çekingen bir tavır ile. Bu bir dava süreci miydi bilemedi genç kız.

"Ezgi hanım telefonda bu tarz şeyleri görüşmekten hoşlanmıyorum. Fakat vakit kaubetmeyi de uygun bulmuyorum. Sanem sizinle çalışmaktan çok memnun olacak. "

"Çalışmak? Anlamadım? " Genç kız ayakkabıları bırakıp terlikleri geçirerek kendini kapıdan dışarı attı.

"Edebiyat için özel ders" Kadın kahvesini yudumlarken camdan gördüğü kadarıyla kabaran denize doğru baktı. "Tabii programınız dolu değilse. Öyleyse bile ücret hakkında yeniden konuşabiliriz. Bir görüşme daha gerçekleştirmemiz mümkünse memnun olurum. Bazı konularda konuşmamız gerekiyor. "

"A... Evet. Tabii... Hülya hanım." Ezgi apartman kapısından çıkıp terliklerle suya basınca dişlerini sıktı.

"Yarın için müsait zaamanı asistanım size bildirecek sizde uygunsanız en kısa zamana bir ayarlama yapalım öyleyse. "

"Benim içinde uygun olur. " Genç kız neyi nasıl söyleyeceğini bilemeyerek telefonu çekip numaraya baktı yeniden.

"Pekala. Şimdi kapatmam gerekiyor. İyi günler diliyorum"

"İyi günler hülya hanım. " Genç kız nefesini tutup arayan numarayı kaydetmeai ardından apartmana döndü ve ciyaklayarak yukarı çıktı. "Baba! Anne! ”

---

19.10

Bal köpüğü kişisinden okunmamış mesajınız var

Cihan iki gündür konuşmadığı doğrusu görüşmelerinde aptal gibi davrandığından yazars yanlış anlaşılmaktan da biraz endişe duyduğundan kızdan gelen mesaj üzerine kış bahçesindeki en sevdiği köşede doğrulup telefon ekranına bir müddet baktı. Ardından telefonun başında dikiliyor izlenimi vermemek adına kenara koyup kahvesini alarak bacak bacak üzerine attı.

"Abi! Heh buradasın... Ne oldu biliyor musun? "

"Bilmiyorum ki burada bittin" Cihan örme salıncağa kurulup bağdaş kuran kardeşine baktı.

"Bugün pisikologa gittim. Annem götürdü. "

"Bir saniye" Genç adam kaşlarını kaldırarak derhal telefona baktı.

Bal Köpüğü ; Garip birşey oldu.

"Başka ne oşdu sanem? ” Genç adam kardeşine sorarken aynı anda kıza d yazmayı ihmal etmedi.

;Hayırdır ?

" Ahdh olayı doğruymuş. Ezgi hoca anlamış... Ben zaten biliyor gibiydim ama çekiniyordum. Tabii başlangıç seviyesindeymiş. Sınav stresi ile biraz artmış. Yani hep vardı ama bu kadar rahatsız olmuyordum. Kontrol falan edebiliyordum anladın. Mük hoca şu Ezgi hoca! Hayatımı kurtardı.

Bal köpüğü; Hülya hanım aradı ders için. Bu konuyla bir alakan var mı?

;🙂 Mük! sün Ezgi.

Bal köpüğü; ?

;Ergencede Mükemmel demek. Sanem senin için Mük hoca diyor ve hayır tamamen kendi parmaklarınla bu işi halletmişe benziyorsun. Eh o ojelerin faydası elbet olmuştur.

Bal Köpüğü; Yedim onları dün gece... Mük... Pekala ... Dur... Heyecan yaptım bir tur koşup geleyim"

; 😃

"Sen kiminle konuşuyorsun! ” Sanem kaş çattı. Ben burada ne diyorum senin umırunda değil.

" Ben bir şöyle dolanayım" Genç adam ayağa kalkıp balkondan bahçeye doğru çıkarak deniz havasını içine çekti. Şu dakika en az Ezgi kadar şaşkın olduğu bir gerçekti. Genç adam dayanamayıp arama tuşuna basarak telefonu kulağına götürdü.

Ezgi odasında dolanmış kendini yatağa bırakıvermişti. İşi aldığına inanamakta zorluk çekiyordu. Mük öğretmen olmak başka bir boyutuydu ve cvsinin bir anda kabardığını düşününce nefes alamaz olmuştu. Genç kız watsapp üzerinden gelen sesli aramayı gördüğünde dudaklarını kemirdi. Şu bir gerçekti ki adamdan gelen ani tuhaf aramalar onu bir parça daha şaşkınlık ve ne yapacağını bilemez bir hale sokmaktaydı. Genç kız telefonu açıp derin bir nefes aldı.

"Alo... Faturanı ödeyemedin de evin internetinden arama yapar mı oldun? ”

Cihan duyduğu ses karşısında telefona bakıp hakikaten de uygulamadn arama yaptığını fark edince yüzünü sıktı. " Hazır ekranda açıkken... Basayım dedim. " Genç adam sessizlik olması üzerine etrafa bakındı. "Annem Sanemi pisikoloğa götürmüş. Yeşisin onaylanmış görünüyor ama çok hafif düzeydeymiş. "

"Buna sevindiğimi söyleyemeyeceğim. Başedemezse performansını etkileyecek. "

"Elimizden geleni yapacağız. " Cihan kendince kafa salladı.

"Ne zaman başlayacaksınız? "

"Hülya hanım yarın için bir randevu ayarladı. Bir saat kadar önce de asistanı arayıp saat iki için müsaitliğim olup olmadığını sordu. " Ezgi sinir bozukluğu ile güldü. "İkide komşumuz Meltem ablayla kahve içecektik diyemedim"

"Meltem ablaya selamlar. Hülya abla çağırdı dersin" Cihanda güldü.

"Tamam strese giriyorum. Yarını yarın düşüneceğim. "

"Bu gece yediğin güzelim tırnakların çaresine bakabilirsin mesela. " Cihan kendi kendine ne konuşuyorsun der gibi bir hareket yaptı. "Yani... Yazık olmuş... "

"Evde Mük bir rengim var. Mük sürersem Mük görünür. " Ezgi ellerine baktı.

"Yarın işe gideceğim. " Cihan konuyu değiştirmeye çalıştı.

"Sanırım bende. "

"Geç kalma patron kızar" Cihan kendi kendine göz kırptı. "Göz kırptım"

"Sanırım sende benim gibi konuşamayanlardansın. "

"Konuşamayanlardan..." Cihan kaşlarını kaldırdı. Konuşmakda üzerine olmayan bir adamdı. "Çenesi de fazla düşüktü. " O-la-bilirim" Dedi gülerek.

"Yazalım... " Ezgi boğazını temizleyip kendince kafa salladı.

"Yazalım biz... " Cihan iç geçirdi. Bir parça saçmaladığını itiraf etmek zorundaydı. "O zaman... "

"Görüşürüz Ezgi hocam"

"Görüşürü Cihan bey"

---

 

 

 

 

 

Loading...
0%