@gizemmgurbuzz
|
3 gün nra Erkek Kurularından gelen yeni mesaj Berk; Oğlum Cihan çok cıks hareketti be! Cihan; 😎😎 Mete; Kılkuyruk seni. Buherif kıllık yaptığında Cıks oluyor ben yapınca 🤬 Berk; Sen yapınca olmuyo be oğlum çok 🤬 duruyor sende. Mete; Hadi lan... Cihan; İnceden yapıcan oğlum. Öyle düşündüğün gibi lök diye ortaya dökmicen. Mete; Başlatma inceliğine. Berk; Sıkıldım ben. Yarın yine gidelim biraz daha cıkslık yaparız. Mete; On yaşındamısınız be cıks mıks. Berk; kıskandı. Sen grubun hödüğüsün Meto. Hödüklük lazım geldiğinde cıks adam sen oluyorsun. Cihan da hödük ama o inceden hödük... Cihan; sen nesin Berk... Berk; ben şirin adamım şirinlik benim işim... Cihan: Hı... Tamam... Mete; Saçma sapan muhabbetimiz bittiyse işim var. Sağol Cihan! 😘😘 Cihan 🤓🫂 --- Genç adam telefonu yana fırlatıp boğazına iki ölçü büyük antibyotiği yuttuktan sonra kollarını esnetti. Kabus gibi birkaç gün geçirmiş düne kadar yataktan çıkamamıştı. Dünde Berkin zorlamasıyla gittikleri mekanda Metenin hasmı Sezgini gördüklerinde Dahası adam Meteye -ki hiç olmayacak kişiydi- Karşıdan karşıdan atıflarda bulunduğunda ufak bir müdahalede bulunmuştu. Genç adam kendi kendine "Cıks" Deyip sırıtması ardından hoparlörü açıp geriye yaslandı. Cool takılan etliye sütlüye pek bulaşmayan kendi halinde bir herifti o. Girdiği yerde sayılmak için çaba göstermezdi çünkü değer verdiği kadar değer görüp sayılacağını babasından, Nezaketini bozmadan konuşabilmeyi annesinden öğrenmişti. Antin kuntin merakları olduğundan da konuşamayacağı pek az konu vardı. Evet Cıks bir adamdı. Kaş çatarak etrafa bakınırken lensi gözünden düşüren ortalığa kusan, kılık değiştirip telefon gaspçılığına soyunan ve daha kötüsü numaralara sallayıp çirkin hareketlerde bulunan bir herif olmadığını var saydı. Ne var ki Ezgi İlter'in tanıdığı adam tam da böyle biriydi. Kimleri ve neleri görmezden gelmişti bugüne dek fakat ona karşı katı, sevimsiz, güvensiz iletişim kurmakta beceriksiz görünmeyi başarmıştı. Bu hafta Sanem rahatsız olduğundan ders de iptaldi ve hastalanıp hastalanmadığını da öğrenememesi cabasıydı. Hoş Ezgi onun ne denli hasta olduğunu görüp üzerine iyi olup olmadığını pek merak etmişe benzemiyordu. Cihan yanak içlerini kemirirken kızın hızla yanına koşup oldukça doğal davranışını, yüzünü dahi buruşturmadan yardım etmeye çalışmasını gözü önüne getirdiğinde kurmayı beceremedikleri arkadaşlıklarında "Cıks" Olanın her daim karşı taraf olduğunu düşünmeden edemedi. Telefonu eline alıp mesajlarda epey altta kalan Ezginin üzerine tıklarken uzatmayacak olsa da centilmen bir adam gibi davranacağına kendi kendine söz verdi. Her zamanki cool haliyle... Cihan Kırcalı olarak... 17.10 Pikachuu kişisinden okunmamış mesaj Ezgi Ege ile dersini bitirmiş annesi Tülin hanım ile gidişatı konuşmak için beklerken telefonunun titreşimini hissettiğinde çantasını açarak ekrana baktı. Genç kız yazanın Cihan olduğunu gördüğünde şaşırmış bir vaziyette mesajı açtı. Pikachu; Hasta olup olmadığını merak ettim. Genç kız yerinde huzursuzlanıp cevap vermek için düşündü lakin Tülin hanım içeri girince telefonu çantasına attı. "Bitirdiniz mi Ezgici hocam." "Bitirdik Tülin hocam." Ezgi neye başladıklarından tam olarak emin değildi. Ege olayı kapmış neredeyse kusursuz bir gençti. Burada bulunmasının ne kadar gerekli olduğunu kavrayamamıştı. "Birşey alırmısın? Kahve?" "Teşekkürler." Genç kız gülümsedi. "Çıkmam gerekiyor trafik olacak." Bu saatte otobanın nasıl olduğunu düşünemiyordu. "Pekala. Bu hafta biraz geç oldu fakat önümüzdeki hafta yolu hesap ederek ders saatlerini ayarlamaya çalışalım." "Çok iyi olur benim içinde." Ezgi memnuniyetle kafa salladı. "Ege hakkında az çok fikir sahibi olduğunu düşünüyorum." "Evet hocam fakat Ege çok başarılı bir öğrenci ve sanırım benim ne diye burada olduğuma bir anlam veremedi." "A, kendine güveniyor evet... Dershaneye de ihtiyaç duymadı pek. Ama geçen ay ilk defa bir denemede başında durduğumda gereksiz süre kaybettiğini fark ettim. Sorular ile inatlaşıyor. Senden ricam Ege ile etkili test çözme hususunda çalışman ve ona esas gereken şey olan Tyt de biraz daha pratiklik sağlaman. Özgeçmişinde dershanede bir yıl çalıştığın yazıyor." "Evet çalıştım." Ezgi zorla gülümsedi. Peşinden gelen soruya pek hazırlıklı değildi. "Hülya hanım benim için oldukça yeterli bir referans olsa da malum dershaneden tanıdığım bir hoca ile görüştüm. İş bitirici bir öğretmen olduğunu fakat pek dayanıklı olmadığını söyledi. Bir yıl oldukça kısa bir zaman." "Devam etseydim verimli olamayacaktım. Tabii o zamanın şartları da düşüncelerim de farklıydı. Kalmak bana da öğretmenlik kariyerime de zarar verecekti." "Pekala, Seni germe niyetinde değilim. İstediğim şey Egeye Türkçe konusunda koordinatörlük etmen. Tıp hedefliyor ve bende sayısalda kendisine çok daha ferah bir alan tanımasını istiyorum. Mümkünse üç güne çıkartalım. iki gün ders bir gün genel deneme şeklinde." "Anlıyorum hocam öyleyse ders programını o şekilde ayarlayacağım." Ezgi hızla kafa salladı. "Tamam öyleyse seni fazla tutmayayım. Uygun saatleri düşünelim. Hafta sonu konuşuruz." Genç kız yolcu edilmesi ardından Şimdiden tüm haftasının dolu olduğunu düşündüğünde derin bir iç çekti. Pekala bu güzel birşeydi. Rahatını düşünmek yerine daha fazlası için mücadele etmemek başından beri onun suçuydu. Fakat şimdi güzel bir planlama yapması gerekiyordu. Yola çıkıp otobüs durağına ilerledikten sonra telefonu yeniden eline aldı. Cevap verse miydi? Vememek de hala çok fazla takıldığını göstermek olacaktı. Biraz bekletse ne olurdu ki? Hayır... Merak uyandırmak gibi bir niyeti yoktu. 18.50 Balköpüğü kişisinden okunmamış mesaj; Cihan görüldü işareti ardından epeyce bir müddet cevap gelmemesi üzerine kendi üstüne düşeni yapmış olduğunu düşünerek takılmamaya karar verdi. Ne yazık ki çoktan takılmış ve sinirleri zıplamıştı. Cihan kırcalı böyle şeyleri önemsemezdi. Ama öyle sanıyordu ki pikachu dikkat ediyordu. Genç adam saatinin titreşmesi üzerine kolunu çevirip bildirim mesajını gördüğünde Beyninde tepinen eşekler biraz olsun duruldular. Fakat eşekçe fikirlerini kafasına sokmaktan da geri durmadılar. "Bekletti mi? sen sen onu yazdığına dahi bakmadan beklet..." Cihan çocuk gibi davrandığını görmezden gelmeye çalışarak telefonu da kolundaki saati de odada bırakıp yemek için aşağı indi. Yemek yiyecek, evdekiler ile sohbet edecek üzerine kış bahçesine boğaza nazır bir kahve içecekti. Bunu yaparken o mesajda ne yazdığını merak dahi etmeyecekti... --- 8.30 Ezgi salonda masaya yayılmış Hızlıca geçiştirdiği öğünü arasında aldığı ajandayı doldurmak ile uğraşmaktaydı. Önündeki iki ay için verimli bir program ile ilerlemesi gerekiyordu bu yüzden ilk iş ders saatlerini, sayısını, yolda geçireceği tüm süreyi ayarlamıştı. Ardından en zevkli kısma geldi ki bu elbette kazancını hesap etmekti. Haftada on saat çalışarak iki asgari ücretin biraz üstüne çıkabilmek onu fazlasıyla keyiflendirmişti Egenin üçüncü ders günü bu ay karşısında ona göz kırpan Chesterların borcunu kapattıracaktı. Bir dahaki ay da o rakamı dokunmamak üzere kenara koyacaktı. Hazirandan sonra boşta olacağını biliyordu. Fakat kendini şu an elinde olan fırsata adarsa referanslarının ona güzel bir iş sağlayacağının da bilincindeydi. Genç kız kalemin arkasını bir müddet kemirip faturaların giderlerini yazması ardından Ev geçindirmenin pek de kolay olmadığını düşünerek surat astı ki kira olayı olmamasına rağmen tüm giderleri hesap ettiğinde birikim imkansızdı. En azından onun kafasındaki birikim için aldığı para yeterli olmayacaktı. Ezgi omuz silkerken keyfinden çok da ödün veremeyeceğini biliyordu. Birkaç ders daha alsa... O vakit ücret çok lakin verimlilik düşük olacaktı bu da referansını düşürerek tam zamanlı sigortalı bir iş bulmasına engel teşkil ediyordu. Para konusunu kenara koyması ardından ajandadaki hedefler bölümüne kalemini yemeğe devam ederek baktı. 1.KPSS KAZAN! Evet bu yıl sınav heyecanı içine dolaylı yoldan dahil olmuşken fazladan ders çalışmakta ve hergün bir konu daha eklemekte sakınca görmüyordu. Puanını yükselterek şehir tercihlerini kendisi belirleyebilirdi en azından. Tam zamanlı iş aynı maaş lakin daha insani koşullar vardı. En azından tatiller ve iş çıkış saatleri. İşin olumsuz yanı olan atama bekleme kısmını es geçti. Çünkü o zaman motivasyonu düşecek, zaten olmayacak diyerek çalışmamaya karar verecekti. 2... Geç kalınmış bir hedef, büyük bir hayaldi... Fakat ne olursa olsun, kendi parasıyla dahi olsa bile İsmi yazılı olan bir kitabı bir rafta, e kitap sitelerinde ve kitap alışveriş sitelerinde görmek istiyordu ve evet bu yüzden ikinci şıkkın artık zamanı gelmişti. 2. KİTABINI BASTIR! 3... Liste uzayıp giderdi. Zatende gerisi pek olmayacak şeyler değildi. Yemekte olduğu tabaktaki hazır erişteye bakarak kafasını iki yana sallarken yeni bir sayfada haftalık sağlıklı yiyecek programı oluşturmaya çalışırken telefonun ışığı yandığında gözlerini kısarak ekrana baktı. Pikachuu kişisinden okunmamış mesaj --- Cihan geçen sürede kendisine söylediği gibi yemeğini yemiş kahvesini içerken telefonunu aklından çokça geçirmişti fakat Cıks bir adam olduğunu gösterme konusuna da takıldığından geçen hafta reddettiği basın oryantasyonunu kabul etmeye de karar verdi. Ekrana çıkacak Cıks bir Cihan Kırcalı profili çizecekti. Kusmuklu sakar, sapık adam olayını kapatmak zorundaydı ve tüm o zahmete bir kadına uzaktan mesaj vermeye çalıştığından girmiş olduğu düşüncesini de görmezden gelmeliydi. Neden yapıyordu ki... Genç adam Sanemi zorlayarak odasından telefonunu getirtmesi ardından ekrana şimdi çalışması gereken bir sunumu olan gerçek bir iş adamı gibi bakmak için sırtını dikleştirdi. "Ne o devlet meselesi mi çözüyorsun?" Sanem elindeki nane limonu yudumlarken sırıttı. "Mesajlarımı kontrol ediyorum mikrop. " "Alt tarafı bir mesaja bakarken fazla kasıldın da." "Git başımdan!" Cihan cıkladı. "Gitmiyorum. Telefonu getirdim şimdi istediğim şeyi sipariş et!" Sanem omuz silkti. "Sen ne kadar işgüzar birşey oldun ya!" Cihan onu rahat bırakması için istediği şeyi aldıktan sonra yanından kovaladı. Genç adam bir mesajı okumak için fazla yaygara etmişti. Balköpüğü; Kusura bakma gördüm fakat dersteydim. İyiyim teşekkür ederim. Vitaminler işe yaradı. " 18.50 Cihan eliyle yüzünü sıvazlayarak ardına yaslandı. "Ne hoş... " Genç adam abartılı kuruntluları yüzünden kameralara Cıks olacaktı şimdi. Sonrasında yenecek yemek verilecek özel sorularla dolu sıkıcı röpörtajları ve çalışması gereken dağ gibi sunum dosyasını saymıyordu. Yanaklarındaki havayı üfleyerek biraz da neyin dersi olduğunu merak ederek yazdı. --- Pikachuu; Ders? Bu gün ders mi vardı? Ezgi kalemin kapağını afiyetle yemeye devam ederek surat astı. ; Evet. Yeni bir öğrencim var. Pikachuu; Hayırlı olsun... yazıyor... yazıyor... Pikachu; Kim? "Sana ne!" Ezgi kendi kendine söylenip telefonu ters çevirdi fakat bir an sonra dayanamayıp geri aldı. ;Sanem'in okul müdiresi oğlu için vaktim olup olmadığını sordu bende Sanem'in programını gözeterek kabul ettim. Cihan geçen sefer Tülin hanım ile Ezginin ayak üstü muhabbetlerini gözü önüne getirdiğinde başını geri atarak içeri seslendi. "Sanem! Gel bir dakika." "Ne!" Sanem umursamazca ayaklarını koltuğa uzattı. "Bağırmayın oradan oraya." Ömer bey yayılan kızına baktı. "Sanem!" Cihan yeniden bağırdı kız umursamayınca kaş çatarak telefon açtı. "Alo, Ne? Hastayım ben." "Vallaha dayaklık bu gençlik!" Ömer bey söylenerek koltukta yan döndü. "Ezgin'in Tülin hocanın oğluna ders verdiğini biliyor muydun?" "Ege Başer'e mi!" Sanem yerinden fırlayarak salondan girişi olan kış bahçesine koştu. "Egeye mi?" "He Egeye!" Cihan göz devirdi. "Bilmiyordum. Yeni mi olmuş! Sen neden bana soruyorsun Ezgi hoca arkadaşın değil mi?" Sanem şaşkınlıkla annesine koştu. "Anne! Ne olmuş!" "A-arkadaş-ım..." Cihan yanaklarını kemirerek telefona döndü. ;Hayırlı olsun. Balköpüğü; Teşekkürler. Genç adam, öncesinde önüne çıkabilecek fırsatlardan bahsetmişti ve şimdi de bu konu ile ilgili uzun uzun birşeyler yazabilirdi lakin Ezgi teşekkürü üzerine devam etmediğinde o da donup kaldı. ; İyi geceler. Balköpüğü; Umarım yanlış anlaşılma olmaz. Sanemin ders gününü etkilemeyecek şekilde ayarladım. Hülya hanımla Konuşacaktım. Ezgi önündeki kağıtlara baktı. Bir tedirginlik çökmüştü üzerine. Yersiz olduğunun farkındaydı. Yinede yanlış anlaşılmak hoşuna gitmezdi. SOnra ne diye yanlış anlaşılacağını düşündü genç kız. Kırcalı onun üzerinde korkunç bir yanlış anlaşılma etkisi bırakmıştı. kaş çatarak mesajı silmek istediyse de çoktan görülmüş olduğundan kalemi kemirmeye devam etti. Pikachuu; Kimseye hesap vermek zorunda değilsin. Fırsat çıkar değerlendirirsin.Ders senin dersin. İş de senin işin. Ders sayının çok daha fazla artacağından şüphem yok. ;Teşekkürler. Pikachuu; Bunun için bana teşekkür etmene gerek yok. Seni yönlendirmiş olabilirim fakat diğer rakiplerini -ki dişliydiler- kendin alt ettin. Sonrasında başka fırsatlar illaki çıkacak demiştim. Cihan şimdi Cıks olduğunu düşünerek gerinerek yaslandı. Balköpüğü; Haklısın. Ders sayımı arttırmayı düşünmüyorum. Şu iki aylık süreçte Hedefimi gerçekleştiremezsem diye özelde referansımı kuvvetlendirmek için gayret edeceğim. Ezgi sırtını dikleştirdi. O da mantıklı düşünebilirdi pekala. Ülkedeki tek mantık abidesi Cihan Kırcalı değildi! Pikachu; Güzel bir karar. Başarılar dilemek düşer. Genç adam Son cümlesinin tam da konuşma bitirici cümlelerden olduğunu gördüğünde burun kemiğini sıktı. İyi de zaten konuşma devam ettirici olmaması gerekirdi. Sayfayı az geriye kaydırdığında nal gibi ortada duruyordu son yazdıkları.... (( Benim gibi Kırcalı ırkından olanlar bu tarz durumları ilgi çekici bulup ısrarcı ya da kaçanı kovalayan tip olmaz.)) "Siktir be!" Olmamıştı! Bu lafın üzerine yazılmazdı. "Önce o geldi" dedi kendi kendine yardıma gelmişti. Bu durumda Cihan kovalamamıştı. Allah aşkına kim kimi kovalıyordu! Çok düşünüyordu... Fazla düşünüyordu... Balköpüğü; Sağol. İyi geceler. "Abi..." Sanem camekandan kafasını uzattı. "Ne! Ne..." "Ezgi hocanın üzerine kustun mu cidden Sevinç abla söyledi." Sanem abartıyla güldü. "Ya sabır!" Cihan elini dizine vurdu. "Ya sabır!" "İğrençsin!" Sanem yüzünü buruşturarak kendisine fırlatılan kırlentten korunmak için içeri kaçtı.
--- Son zamanın "Mük" kelimesi benim lise çağımda "cıks" dı çok çok uzak bir dilim olmasa da tabirler hızlı değişiyor. "şaka mığğğğğğ" diyorlar sanırım o bizde "olayyyyy" dı.
|
0% |