@gizemmgurbuzz
|
Sanem yumruğunu yanağına dayayarak öğretmeninin saçlarındaki bukleleri izlemeye koyuldu. ders bitimine kısa bir süre kalmıştı ve oldukça sıkılmıştı. Hem söyleyecek birşeyleri vardı ona. Biraz da soru sormak istiyordu. "On dokuzuncu asır Türk edebiyat tarihinde Beş Şehirde birgün Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Ahmet H. Tanpınar. Abdullah efendinin Rüyalarını incelemekteydi. Ayda bir kadın yaz yağmurunda huzurlu bir yürüyül yapmaktaydı ve birde Saatleri ayarlama ensitüsü adında hikayeler yazdığını görmüştü. Tüm bunları saçma bulduklarından edebiyat üzerine makaleler ve bütün şiirlerini ele almaya karar verdiler çünkü sahnenin dışındakiler onları mağrur bir beste yapmaya karar vermişlerdi. " Ezgi okuması ardından dönüp Saneme baktı. "Kim bu? ” " Ahmet Hamdi Tanpınar mı? " Sanem omuz silkti. "Evet güzel. Bu hafta hedefimiz on yazar daha ezberlemek. " "Kafamda bir sürü komik hikaye dönüyor" Genç kız defterleri önüne çekti. "Bu hikayeler saçma olduklarından kafanda yer edinecek. dilediğini daha komik bir hale de getirebilirsin. " Daha çok bilinenlerin aksine az duyduklarımızı komikleştirelim. " Sanem elini defter üzerine koydu. "Başım ağrıdı biraz" "Tamam. Beş dakika mola verelim" "Zaten on beş dakika kaldı hocam bugün bitirsek. Hem sizinle birşey konuşmam gerek. " Ezgi merakla kıza baktı. "Ne gibi? " "Çok çok yakın arkadaşım Leyla var. Annesine benim ders aldığımı laf arasında söylemiş. Ama öyle bir niyeti yoktu. Sınava yeterince hazır olduğunu düşünüyor. " Sanem gözlerini kaçırdı. Yabancı dilden girmek istiyordu kız ve zaten İngilizcesi mükemmeldi. Fakat ailesi istemiyordu. "O da sende alacaksın diye tutturmuş. Zaten dersaneye gidiyor" Yani bazen ekiyor ama yeterince iyi. Sizden alsa ders? Peşini bırakmayacaklar. Ben numaranızı Leylaya verdim.” Ezgi bir müddet duraksadı. Bir ders daha... Ardından başını olumsuz manada salladı. "Şu an seninle ve Egeyle başarılı bir şekilde çalışmak istiyorum. Bir başka ders sizin için yaptığım çalışmaların süresini azaltacak. Keşke vermeseydin numarmı. " "Ben daha çok çalışırım. Ege zaten herşeyi biliyor. Zorlanmazsınız olmaz mı? " Sanem huzursuzca kıpırdandı. "Başka bir öğretmen bakabilirler. Çokkısa bir zamanımız kaldı ve en iyi şekilde değerlendirelim olmaz mı? " Ezgi prensipli olmaya kararlıydı. öte yandan aklını çelen ücreti görmezden gelmeye çalışıyordu. "Ama siz çok iyisiniz. Sıkmıyorsunuz insanı. Yöntemleriniz de gayet eğlenceli ve pratik. " "Bunu sonra konuşalım olur mu? ” " Ege Nasıl? Robot gibi çalışıyor değil mi? ” Sanem başınıbeğip Ezginin yüzüne baktı. "Pek robot gibi olduğu söylenemez. Çok iyi durumda fakat o virkaç yanlışı da yapmak istemiyor" "Manyak mı ne! " Sanem göz devirdi. "iletişim kurmaktan yoksun doktor mu olur hiç? ” " Cerrahsan ve ameliyatta hastaların narkozluysa olur" Ezgi sırıttı. "Beyin cerrahları uyanık ameliyat yapabiliyor. " Sanem dudak büktü. "Nöroloji ve pisikoloji birbirine yakın şeyler gibi... Yanitamam çok değil ama yakın" "Sen yoksa? " Ezgi kaşlarını kaldırdı. "Ders bitti! " Sanem ayaklandı. "Söylemeyeceksiniz! Ağabeyime söylemezsiniz değil mi? " Genç kız panikledi. "Hayır Sanem söylemem. " Ezgi iç geçirdi. Sanki konuşuyorlardı. Konuşsalar bile asla söylemezdi. "Ama sana söylemek istediğim birşey var. Beni iyi dinle." "Nedir? ” " Kimse için geleceğini planlama Sanem. Eğer pisikolojiyi gerçekten istiyorsan tamam fakat sakın ola hayal üzerine bir gelecek inşaa etme kendine. Ne olacağını bilemiyoruz çünkü. Sende daha çok gençsin" "Haklısınız." Sanem gülümsedi. "Ve canın neyi istiyorsa yapabilmen için iki ay kadar var. Sabret. " Ezgi kitap ve defterini çantasına doldurdu. Ardından kapıya yöneldi fakat son anda durdu. "Ege anime karekterlerini koleksiyonluyor. Eğer on yazarı ezberlersen haftaya eksik parçalardan birini söylerim. Belki işine yarar" "Yaa! Rüşvet istiyorsunuz! " "Ne ayıp ne dedim ki ben? " Genç kız kıkırdayarak kapıdan çıktı. Ardından hızlı adımlarla çıkışa yöneldi. --- Cihan telefonun ışığının yandığını gördüğünde eline alıp tanımadığı o numaraya baktı. Bir parça tanıdık gibiydide. Genç adam mesaja bakıp gözlerini kıstı.
053...; Merhaba... Ben Derya. Hani şu arkadaşı tarafından unutulan kız. Kafam pek iyi değildi. Sonraki iki gün nöbetteydim ve bu gün de akama kadar uyumuşum. Yazmam biraz tuhaf kaçmış olabilir. Onu da açıklayayım. Merve numaranı verip anlamsız bir ısrarda bulundu. Bir şekilde de beni ikna etti gibi. Bir yazayım dedim.
;Merhaba. Umarım doğru eve girmişsindir.
053... ; Ne yaptığımdan çok emin değilim :)
; Anladım. Demek Merve yazman için zorladı.
053...; Yazdığıma göre çok da zorlanmışa benzemiyorum.
;Öyle görünüyor.
Cihan elini saçları arasından geçirip ekrana bir müddet baktı. Ne diyeceğini bilemedi genç adam. Fakat yazışmak istemediğinden emindi. Berk haklıydı. Telefon başında oyalanacak bir tip değildi. Konuşmayı severdi o. Çok, çok konuşurdu hem. Son zamanlardaki sessizliği iyiden iyiye canını da sıkmıştı.
053...; Peki... Bu biraz tuhaf oldu.
;Hayır. Teşekkür ederim. Sadece yazarak anlaşmaya çalışmanın biraz yorucu olduğunu düşünüyorum. Madem Merve ve "Berk" tanışmamızı uygun görmüş müsaitsen gidip birşeyler içelim.
053...; A, saat... Ok. Yalnız toparlanmak için iki saate ihtiyacım var 21.00 uygun mu sana?"
;Uygun. Güzel, sakin bir yer biliyor musun?
O53...; Evet. Bu tarafa gelirsen bir iki yer var.
;Tamam sorun değil. Evi biliyorum sanırım. Dokuzda görüşürüz.
053....; Görüşürüz.
Cihan çenesini sıvazlayarak geri tuşuna basıp sohbet ekranında Ezginin profiline şöyle bir baktı ardından girip tam da iki dakika öncesinde aktif olduğunu görünce kilit düğmesine basarak telefonu bırakıp ayaklandı. Bir görüşme tam da böyle olmalıydı. Basitçe anlaşarak. Cihan herhangi bir kimseye rahatça buluşma teklifinde bulunabilmesi gerektiğini düşündü. Kaçamak davranak ve saklanmaya çalışmak biraz komik oluyordu. Yetişkin bir adam olarak liseli gibi davranmak da...
--- Genç adam ara sokakda ki apartman önüne arabasını çekip saate baktı. Beş dakika vardı fakat kapı açılıp Deryanın koşturarak çıkmasıyla kapıyı açarak aşağı indi. Üzerinde kot türbekar kol bir elbise şu sıra pek moda olan kırmızı bir çanta kolunda hırkası ve salık bıraktığı saçlarıyla sade ve hoş görünüyordu. Yuvarlak yüz hatları olan ufak tefek minyon bir kadındı.
"Tam zamanında Bekletmedim umarım."
"Hayır şimdi geldim." Cihan el sıkışmaları ardından arabayı gösterdi. "Gidelim mi?" "Tamam." Derya dönüp spor arabanın kapısını açarak oturdu. Adamın inceleyen bakışları biraz tedirgin edici olsa da umursamadı. "Sanırım ben Jeep insanıyım."
"Ya, bilseydim öyle gelirdim." Cihan kızın durumu yadırgamamasından üst segment arabalara alışık olduğunun farkına vardı. "Nereye?"
"Düz devam edelim ben tarif edeceğim." Derya ileriyi gösterdi.
"Pekala." Cihan direksiyonu birkaç kez sıkıp bırakarak tarif edilen kısma doğru ilerledi. Kısa bir süre sonra Sonunda sahilde denize nazır bir mekana geldiklerinde indiler.
"Rezervasyon yaptırmadık."
"Arkadaşın." Genç kız gülümseyerek arabadan indi.
"Peki." Cihan arabayı bırakıp kendisine bakan birkaç insan arasından sakince ilerleyerek terasın bulunduğu üst kata çıktı. Camekanlı balkon alanında Deryanın seçtüği bir masaya yerleşip kollarını dayayarak kıza gülümsedi. "Buraya sık geliyorsun sanırım."
"Bizim mekan gibi birşey." Derya başını yana eğdi. "di... Bir zamanlar. Şimdi yorgunluktan bayılmıyorsam arada bir geliyorum. "
"Tam olarak tanışmadık." Cihan kıza baktı. Üzerindekiler kullandığı parfüm takıları kıyıdan köşeden markalarını gösteriyorlardı.
"A evet. Ben Derya Demirören" Derya gülümsedi. "Sen sormadan söyleyeyim Kendisi amcam olur. Ben yeğenlerinden biriyim."
"Anladım." Cihan gülümsedi. "Büyük bir aile" Şimdi olmuştu işte.
"Ne kadar büyük o kadar sıkıcı" Derya gelen garsona "amerikano" dedi. "Sen?"
"Filtre alayım." Genç adam garsonun önerdiği tatlı ve aperatif önerilerinden birkaçını söyleyerek arkasına yaslandı. "Tıp şaşırttı."
"Neden idari bilimler olmasındı değil mi? Hiç bana göre değil. Biraz aykırı olduğum için de pek sevilmem zaten. Tıp hayalimdi. Daha doğrusu insanları sömürmek yerine hayat vermek daha cazip. Kendi halimde takılıyorum anlayacağın. "
"E beni tanıyorsun."
"E tanıyorum."
Cihan bir müddet iş ve aşina olduğu konulardan bahsetmeleri üzerine konuşmalarının akıcı ve kasmıyor oluşu karşısında Derya hakkında pek çok konuda fikir sahibi olmuştu. Sorularının pek ardı arkası kesilmemişti. Sohbetin kesilip tuhaf sessizlik kaplamasına da izin vememişti. Tanındığının iddia edilmesi kendisinden bahsetmemek için bir nedendi. Zamanla belki bahsederdi. Tabii karşısındaki herşeye hakim görünen özgüven abidesi kadın merak etme girişiminde bulunursa... --- Merve ; Nasıl gitti? Görüştünüz mü? Bak ben sana yaz dedim. Derya; Senin yaz dediğini söyledim... Merve; Yuh! Derya; Adam anlamamış sanki. Merve; Her neyse. Konuştunuz mu? Derya; Konuştuk... Oldukça normaldi. Biraz ciddi biri gibi. Ama konuşkan. Sıkmadı beni. Neden doktorculuk oynuyorsu rahatına bak tarzı saçmalamadı da.Öyle üzerime başıma da takmadı. Taksa da çok önemli değil de. Merve; O konu extremdi. Bir başkasıyla alakası yok. Cihan mantık adamıdır. Senin gibi. Aslında baya benziyorsunuz. Derya; Tamam güzel. Yatmam lazım. Yarın erken kalkacağım. Sonra tekrar görüşürüz belki... Merve; Etkilendin dimi :) Derya; Yani... Hoş adam kabul. Ama bakacağız. Merve; Hadi iyi geceler. Birşey olursa haber verirsin. Soğuk davranma. Bu camiada bulacağın nadir düzgün adamlardan. Derya: :D İyi geceler.
--- Demirören kişisinden okunmamış mesaj.
İyi geceler güzel bir akşamdı teşekkür ederim.
; İyi geceler. Keyifli geçti ben teşekkür ederim.
Genç adam kafasını yastığa koyup biraz gündem ile ilgili haberlere bakıp biraz da sosyal medyada gezinirken Ezginin bir hikaye paylaştığını gördüğünde düşünmeden tıkladı. Kalabalık, kız erkek karışık bir ortamda daha doğrusu İstanbul Üniversitesi kampüsünün önünde sıralanmış birbirlerine sokulmuş olduklarını gördüğünde bir müddet kızın yüzündeki keyifli hali inceledi parmağını çekip diğer hikayeye geçtiklerinde ise Yine aynı kişiler lakin bu defa kimisinin önünde bebek arabası, kimisi mezuniyet kepliydi. Genç adam geçmiş ve günümüzde çekilen bir arkadaş buluşması fotoğrafı olduğunu gördüğünde evvela geriye dönüp Ezginin pek değişmemiş olan haline ve şimdiki zamanda da yanında duran adamın koluna girmiş görüntüsüne baktı. Ardından telefonu kapatıp yatakta dönerek yorganı üzerine çekti. İki arkadaşın kol kola girmesine takılmayacaktı... Hayır. Olmazdı. Gerçek anlamda ayarları bozulmuştu Cihan'ın. Genç adam küfrederek yataktan kalkıp aşağıya indi. Biraz temiz hava ve fabrika ayarlarına dönmeye ihtiyacı vardı. Acilen!
|
0% |