Yeni Üyelik
19.
Bölüm

18. Bölüm

@gizemmgurbuzz

3 Gün Sonra

Hyde park herzamanki gibiydi. Sezonun son zamanlarında kalan ümitlerini boşa çıkartmamak adına nişanlanmayı bekleyen leydiler cıvıl cıvıl görünmekteydiler. Pek çoğunun beklentisi geçen haftaki balo ardından yeniden dükü görmekti şüphesiz lakin ekselansları gizemini korumaya devam edeceğe benziyordu. İnsanlar onun bedenen kusurlu olduğu konusunda hemfikirdiler lakin Leonard Wellington görüntüsüyle göz dolduran genç bir adamdı. Neredeyse barbar iskoçlar kadar geniş omuzlara sahipti. Bakışlarının güzelliği ise tüm londrayı ele almıştı. Ne var ki tüm o parlayan görüntüsüne rağmen dük hazretleri kibirli soğuk ve acımasız görünmekteydi. Etrafındaki üç beş kişi dışında kimseyle sohbet etmiyor zorunda kaldığında saygısızca bekleterek insanlara kısa ve öz cevaplar veriyordu. Onunla da yetinmiyor saygıdeğer dük ağabeyi olarak tanıtılan V-kontluk varisi Lord Ewansa sözcülük hakkı tanımıştı. Ona yaklaşmanın tek yolu Lord Ewanstan geçiyordu belliki. Dük aksine gülümsemeyi bilen yakışıklı konuşkan bir adam olması bir yana gözü herkesteydi. Çabuk sıkılgan tavrı ise leydilerde çekingenlik oluşturmuştu... Öteyandan ailenin yanında muhtemelen ormandaki vahşi yaşantılarında beslemeleri olan Violet Wellbournun soyluluk ile taban tabana zıt görüntüsüne rağmen hem ikiliyle olan samimiyeti hemde bazı Lordların ilgisini çekmiş oluşu şaşırtıcı yine de beklenmedik değildi. Kral, dük ve V-kont ile yakın olmak isteyen tüm lordların istemeseler dahi sıraya girmeleri açık hedef haline gelen kadının şanssızlığıydı. İşte kıskanç leydilerin büyük çoğunluğu yağmurun londra sokaklarını örselemediği bugünde parkta yürüyüşe çıkan aile için böyle düşünmekteydi. Diğerleri, yani çoktan nişanlanmış ya da hali hazırda evli olanlar ve orta yaşlı meraklılar ise annesi ile parkta yürüyüş yapmaya cesaret eden Leydi Wellingtonn cürretine şaşkındılar. O ki Andrea Wellingtondu. Dük hazretlerinin amcasının sağ kalan tek çocuğuydu. Leonard Wellington onları bir paçavra gibi köşeye atmış kalelerinden defetmişti. İlgiçekici yetenekli leydi Wellington ikinci sezonunda da başarısız olmaya zorlanmıştı. Bu kez kendi isteğiyle de değil üstelik... Servetielinden alınmak üzere olan babadı hasta ve mirasa sahip çıkacak bir ağabeyi olmayan kendini beğenmiş kibirli kıza müstehaktı.

Andrea ağır adımlar ile yürürken karşıdan gelen Ewanslar ile açıkarttırmada tanıştığı Leydi Wellbournu gördüğünde olan neşesi de yok olmuş olduğu yerde duraksamak zorunda kaldı.

"Andrea! Ne yapıyorsun yürü! " Leydi Wellington dudaklarını büzdü. "İnsanlara onlardan korktuğumuzun izlenimini mi vereceksin yoksa? "

"Hayır... Elbette hayır... " Genç kız çenesini yukarı kaldırıp yürümeye devam etti. Annesi ısrarla sezonu tamamlamasını diretmekteydi. Lakin çok çok az kimse balolara davetiye yolluyordu ve soylular arasındaki davetler yok denecek kadar azalmıştı. Geçen sezonun gözdesiyken kimseyi beğenmeyip bahane buluşu bu yaz başı Babasının ölü yeğeninin ortaya çıkması ve onları reddetmesiyle itibarlarını yerlebir etmişti. Genç kız kendinden emin görünmeye çalışarak yürüyüşüne devam etti.

Violet baba Allanın kolunda Ryan ise Rose annenin kolunda ilerlerken son birkaç gündür Ryan ile küsmüş olmalarından başka düşünebildiği birşey yoktu. Genç kız jasonun her an biryerlerden çıkacağının farkı! Ydıve şu an bu güzel bir kaçamak olacağa benziyordu. Etrafına bakınarak kurtuluşunu ararken tam karşıdan gelmekte olan kızı gördüğünde gözlerini kıstı. Bilmeseydi uzaktan Joselyn sanırdı ve o an açık arttırmada gördüğü kişi olduğunu farketti. "O gelen Andrea Wellington! " Diye fısıldadı kolundaki adama.

"Eğer öyleyse büyük cesaret... " Andrew kaş çatarak kıza ve annesine baktı. Leydiyi gençken Victor Wellington ile görmüşlüğü vardı lakin Lisa ve Mathewin evlilikleri sonrasında muhattap olmamışlardı. Zatende Andrew olaylardan çok kısa bir süre sonra Fransaya yerleşmişti.

"Çok iyi resim yapıyor" Violet kızın kendinden emin görüntüsüne karşın iç geçirdi.

"Güzel bir genç hanımın talihsizliği ailesini seçemiyor oluşu olmalı" Andrew kaşlarını kaldırdı.

"Öyleyse bizim seçebilmiş olmamız ne kadar şanslı olduğumuzu gösterir"

"Ben şanslı bir adamım... " Andrew sırıttı. "Öyle olmasaydım şu kadın ile karşılaşabilir miydim? "

Violet adamın her fırsatta karısına olan sevgisini dillendirmesi üzerine kıkırdadı. "O konulara girmeyelim"

"Şu gelenler Wellingtonlar mı? " Ryan eğildi. "Kurukafa! "

"Seninle konuşmuyorum! " Violet surat astı. "Eğer konuşuyor olsaydım evet derdim" Dedi dayanamayarak.

"Vay be! " Ryan kızı baştan ayağa süzdü. "Kızmayım ama... O çok... Çok fazla... "

"Joselyne benziyor" Jane gözlerini kırpıştırdı.

"Amcasının kızı... " Andrew kıza birkez daha baktı.

"Olmaz olsun öylesi! " Jane diş gıcırdattı. Haklarında ölüm fermanı verişini unutamıyordu.

"Kuşlar pek yakında olmayacağını söylüyor anne... Yataktan kalkamaz haldeymiş"

Violet gözlerini kıza sabitledi evvelden konuşmuş oldukşarından ufak bir atıfta bulunabileceğini düşündü göz göze geldiklerinde Andrea çarpık bir gülümseme ile başını eğdiğinde o da aynını yaptı fakat Kontes Wellington bir anda durup "selamlaştığınıza bakılırsa tanışıyorsunuz" Diyince beraberce orta yerde kalakaldılar.

"A-açıkarttırmada karşılaşmıştık."

"Anne! " Andrea annesinin kolunu sıktı

"Leydi Wellbourn değil mi? Siz? ” kadın bildiği halde V-kontese döndü"

"Jane Ewans"

"Rahmetli Kontes Elisabethi yetiştiren kişiler öyle değil mi? Onu kalede kahyalık yaptığı dönemden tanırdım... " Milarca başını yana yatırıp gülümsedi. Bu insanlarla sohbet ediyor görünmek belki de diğerlerini bir parça sustururdu. "Merhum kontun çocuklarına bakmanız ne büyük mutluluk lakin saygıdeğer eşimden onları gizlemeniz hiç doğru değildi"

"Neden? Wellington varislerini ortadan kaldıramamasımıydı yanlış olan... " Ryan dayanamadı.

"Ah tanrım. Bu ne kork7nç bir itham!"

Andrea yutkunarak bir adım geriledi. "Devam edelim anne. Hadlerini aştılar. "

"A, henüz sizin kadar aşmadık" Ryan diş gıcırdattı. "Aşarsak değil taşradaki malikane Sherwoodda bir cadı evi dahi bulamassınız"

"Lord Ewans" Violet Ryana baktı. "Gidelim"

Milarca her ne kadar sinir bozukluğu ile gülse de abartarak kahkaha attı ardından selam verdi. "Şakalarınız ne hoş... Lakin görgüden bihaner. Yürü Andrea. "

"Ö-ylece gidecek mi! " Ryan yanak içlerini kemirirken yumruk sıkmayı ihmal etmedi.

"Bırak Ryan. Konuşmaktan başka bieyapamaz artık" Andrew yürümeye devam etti.

Violet başını hafifçe çevirerek soğuk kanlılığından ödün vermeyen Leydi Andreaya ve ardından sürüklenen yeşil eteğine bir müddet baktıktan sonra onları bırakıp parkın diğer tarafına doğru öfke içinde yürüyen Ryanı gözledi. Bir müddet sonra da karşılarına çıkıveren Lord Stanford V-konttan izin alark kendisine kolunu uzattı. Yapacak daha iyi birşeyi yoktu. Violet bu buluşmayı lehine çevirebilmek adına lorda pekçok oru sorma fırsatına sahipti...

---

Mini bir ara bölüm ile Andreadan da bahsetmiş olalım...

Leonardı Andrea ile eşleyeceğim doğrudur. 😀 tabii yazarsam. Çok da olaylı birşey yazmayı düşünmüyorum haklarında ama kararsızım.

 

Loading...
0%