@gizemmgurbuzz
|
Violet gözlerini açıp havanın yeterince aydınlandığını gördüğünde sırt üstü dönerek kendince hafif bir tebessüm etti. Dün gecenin heyecanı ve kalp çarpıntısı hala üzerindeydi. Ne kadar uyuduğundan dahi emin değildi genç kız. Başını yana çevirip uyuklayan adama baktı. Onunla uyandığı ilk sabah değildi lakin bugün farklı hisler içerisindeydi. Ryanın kumral kıvrık kirpiklerini, hafif uzamış sakallarını, yüzünün yanında duran ellerini izledikten sonra gözü dudaklarına kaydığında eliyle ağzını örttü. Belli belirsiz o dokunuş yetmişti Violete. Genç kız nefesini tutarak doğruldu. Düşünceleri uygunsuz, utanç vericiydi. Şimdi Ryanın yüzüne nasıl bakacaktı peki. Hemde ondan saklamak zorunda olduğu koca bir sır ile... Genç kız yanaklarındaki havayı sertçe üfleyerek doğrulup yüzünü ovaladı. Gözü büyük saate kaydığında ise nefesini tuttu. Az sonra Meredith odasına gelecekti. "Ryan! " Violet adamın kolunu hızla sarstı. "Ryan uyan çabuk! " "Ne! " Ryan tek gözünü açıp tepesinde onu sarsan kadına baktı ardından yüzünü yastığa gömdü. Tanrım utanç vericiydi. "Ryan! Kalk Meredith gelecek! " "Meredith kim! " Genç adam kolları üzerinde doğrulup kadının dağınık saçlarına ve sakin yüzüne baktı. Uzanıp ona gerçek bir öpücük kondurabilmek için yanıp tutuşuyor oluşunu bastırmaya çalışarak bakışlarını yaka bağlarına indirdi. Bu iyi değildi çünkü şimdi daha çok istiyordu. "Ryan ne yapacağız kalk! " "N-ne mi yapacağız! Biz şimdi? " "Yandık! " Violet koridordan gelen ayak seslerini duyduğunda adamın kolunu çekip kaldırmaya çalıştı. "Kalk saklan geliyor" "Ne zaman! " Ryan güçlükle doğruldu hala uyku sersemiydi ve uyuyamamıştı bile. Sonunda kapı çalındığında genç adam hızla doğruldu. "Leydim? " "Bekle! " Violet panikle bağırması ardından aklına gelen ilk şeyi yaptı. Ayaklarıyla adamı yataktan atarak kendisi de fırladı. "Gir altına çabuk! " Genç adam kapı tokmağı çevrildiğinde düşünmeden kendisine denileni yaparak olduğu yere sığabilmek için biraz ilerledi. Violetin hizmetlisi odaya girdiğinde ise kafasını hafifçe zemine vurdu. Şimdi buradan nasıl çıkacaktı. Daha sonra, daha sonra diye erteleyerek uyuyakalıp odadan çıkamamıştı ve kim bilir şimdi nasıl çıkacaktı... Violet nefes nefese Meredithin uzattığı kasede yüzünü yıkayıp aynadan yatağın altından seçilen adma baktı. Eliyle geri gitmesini işaret etmeye çalıştı genç kız. "Geride mi durayım leydim" "Hayır. Ben durayım... Sen öyle kal. Ah tanrım ne çirkinim Violet aynanın önündeki örtüyü çekerek üzerine örttü. " Siz herzaman güzelsiniz leydim" Meredith kızın kızaran yüzüne baktı. "Hadi sizi kahvaltı için hazırlayalım. Lağzımlığınızı getireyim mi? ” " Bana getir! Bana! " Ryan kendi kendine fısıldadı. Ardından ellerini kullanarak biraz daha öne doğru kayıp olan biteni görmeye çabaladı. "Yo hayır. " Violet hızla başını olumsuz manada salladı. "Giysi odasına gidelim... Orada hazırlanalım Meredith" "Leydim odada düzenleme var. V-kontes yeni dikilen elbiselerin yerlerini ayarlamamızı emretti. Oda çok kalabalık. Bakın getirdim. Dün gece yeşil olanı istemiştiniz." "Ya... " Genç kız iç çekti. "Yeşil olan... Peki... Yeşil! ” Violet geri geri giderek yatağın ön kısmına oturdu. " Yeşil..." Diye mırıldanırken Ryanın önünde soyunamayacağının bilincindeydi. Genç kız temiz çorapları ve korseleri yatağa seren Meredithi izleyerek önünde eğilmemesi adına çorapları hızla eline aldı ve ayaklarına geçirmeye koyuldu. "Ben yaparım leydim" "Sen diğer şeyleri hazırla lütfen. " "Pekala gelin iç elbiseniz ve korsenizi giyelim. Bu gün silinmek ister misiniz? Leydi Evansin sipariş ettiği gül kokulu sabunlar geldi. " Temiz hissediyorum... " Violet üzerindekini silkerken duyduğu koku ile yüzünü buruşturdu. " "Benden utanmayın leydim. " "Benden de utanma kurukafa! " Ryan dudaklarını kemirerek kızın topuklarını çimdikledi. "Tanrım! " Violet ciyakladı ardından ayağını geri vurup kalkarak yatak örtüsünü aşağı doğru çekti. "Geç kaldım! Bugün çok işim var... B-bir mektup yazmalıyım" "Ah... Lord Stanforda mı? Nasıl kibar ve edepli bir lord. Size de çok değer veriyor çok şanslısınız" Ryan kaş çatarak önündeki örtüyü hafifçe kaldırdı. Neredeyse unutmuştu herifi şimdi onu öldürecekti. Belki düello istemeliydi. Ya da işi kökten çözecekti Ryan gidip Bee'nin boğazını sıkacaktı. Hepsi onun yüzündendi. Genç adam Violetin ayakları dibine düşen geceliği gördüğünde yutkunarak bakışlarını yukarı kaldırdı. İşte şimdi çok daha öfkeliydi. Bee'yi parçalara ayıracaktı. Genç adam güzel manzarasına biraz daha bakabilmek adına öne doğru iyice süründü. Şu an kadının yerinde o olmalıydı. Kollarını bedenini nazikçe silen. "Tanrım! ” genç adam aşağı inen beze büyülenmiş gözler ile bakarken o bezin çok kısa bir an sonra suratına çarpması ile başını tozlu zemine koyarak gözlerini kaydırdı. --- Violet giyinme işini hızlandırıp Meredithi yollaması ardından kapıyı kilitleyerek öfke ve utanç içinde gidip örtüyü kaldırdı. " Dışarı çık! " "A bitti mi? " Ryan kendisini yan tarafa kaydırıp zorla ayağa kalktı ve beyaz geceliği üzerindeki pisliği silkti. "Şu güllü sabunlar ile yatak altını da temizlemelisin kurukafa! Baksana sana artık kuru demeyeceğim. " Genç adam bakışlarını kadının degajesine kaydırdı. "Sen terbiyesizsin! " "Görmediğim şey değil. " Ryan omuz silkerek sırıttı. "Pekala ben gördüğümde pek iç açıcı değildi" "Ryan! Sen beni görmedin ve bunlar hep böyleydi" Genç kız kızararak başını önüne eğdi. "Yalancı. Pis yalancı. Dümdüz kuru tahta gibiydin" "Sen! " "Pekala derede birkaç kez görmemem gereken şeyler görmüş olabilirim" Genç adam dudaklarını kemirdi. Bilerek bakmıştı. "Sende önceden yağlı değil kaslıydın! ” Violet göz devirdi. " Gördün! " "Hayır! " Genç kız panikleyip takılınca Ryan onu kolundan yakalayıp kendine çekti ve boyadığı dudaklarına bakıp kızardı. "Bakmışsın" "Çok saklıyora benzemiyordun... " Violet gözlerini kırpıştırdı. "Senden saklamadım... " Violet nefesini tutup bir müddet adamın gözlerine bakması ardından geri çekildi. "Git Ryan! Çabuk kimse görmeden! " "Gideyim mi?" ”Git işim var! " Şimdi de şirinlik yapıyordu ona. En son ihtiyacı olan şey şirinlikti ondan öncesinde Jasona zaten verdiği cevabı netleştirmek zorundaydı genç kız. "Ne işin var Violet! Gidip o herifle mi mektuplaşacaksın! Benim yanımdan ayrılıp. Hemde bu halde! ” " Ne var halimizde ? ” genç kız yanaklarına hücum eden alevden kurtulabilmek için geri çekilip yüzüne su serpti. "Birlikte uyandık. B-ben seni... Seni görmüşken... " Ryan yanaklarındaki havayı sertçe boşalttı. "Biz çok uzun zamandır birlikte uyanıyoruz ve görünen o ki sen çok uzun zamandır beni görüyorsun. Birşey ifade etseydi evvelden koyardık bir takım yasakları. Yasak koyacak durumda değiliz hem" "Oo, tam da o durumdayız küçük hanım hiç böyle bir durum içerisinde olmamıştık! " Genç adam kaş çattı ve aynı şekilde karşılık buldu. "Hiç bir yere gitmeyeceksin" "Ben özgür ve variyetli bir kadınım ne dilersem onu yaparım" Violet çenesini yukarı kaldırdı. Ryan kendisine karşı gelen kadına yaklaşıp minik sivri çenesinden tutarak yüzüne eğildi. "Bende V-kont Ryan Evansım. Kımıldamayacaksın diyorsam öyle olacak" "Beni kışkırtma Ryan! Yapma! ” genç kız yüzünü geri çekip aklını toparlamaya çalıştı. " Bir şey istiyorsan nazik ve kibar davran. Avucunun içinde duruyormuşum gibi değil. O kadar kolay değil" Violet adamın gözlerine baktı. Oldukça kolaydı belki fakat bunca yıl beklemişti genç kız. Ona gerçek bir kadın olduğunu hissettirmeden çözülmeye niyeti yoktu. "Lafını unutma sakın. Seninle sonra ilgileneceğim" Ryan dişlerini sıkarak kafa salladı. Evvela bazı şeyleri kökten halletmek icap ediyordu. "Pekala... " Violet omuz silkti. Gidip kilidi açarak koridoru kontrol etmesi ardından adama işaret etti. "Ortalık sakinken çıkabilirsin" Genç kız çenesini yeniden havalandırmış direniyordu ki Ryan elini tokmak üzerine koyup ardından kulagına doğru eğilince donup kaldı. "Kimse bilsin istemeyiz değil mi? "Ryan derin bir nefes çekti. Demek etkilenmek istiyordu. Kibarlık... Belki flört etmek. Çok uzun zamandır içinde tuttuğu pek fazla şey vardı. "Gerçekte teninin nasıl koktuğunu" Violet cevap veremedi yine dizlerinin bağı çözülmüş olduğu yere düşüverecek gibi olmuştu. Adam arkasından sıyrılıp hızla uzaklaştığında o da merdivenlere yöneldi. Sağlam durmak zorundaydı. "G-günaydın, a-a-agabeyimi g-g-gördün mü Vi? " Leonard yüzü pancara dönen kıza döndü. "Ş-şu s-surata b-bakılırsa g-gö-gördün! " "Başlama Max! Ben dirayetli ve bağımsız bir leydiyim. " "A, ö-öylesin! " Leonard kıza kolunu uzattı. "E-eşin b-be-benzerin yok! ” genç adam Violet rahatlayıp kıkırdadığında onunla birlikte güldü. " Yine de s-sen d-di-dirayetli ol! " ”Evet! Sende şirin olmayı bırak Max.. Unutma sen çekilmez ve huysuz bir düksün ve ben de katı bir leydiyim. Yoksa bizi çiyneyip çiyneyip Londranın boklu sokaklarına geri tükürürler" "H-haklısın! " Leonard sırtını dikleştirip kaş çattı ve aşağı indiklerinde uşaklara baktı. "B-ben b-bahçeye ç-ıkana dek k-kahvaltımı orada h-azır istiyorum! " "Emredersiniz dük hazretleri. " Uşaklar hızla mutfağa koştular. "O-oldu mu? " "Abarttın! " --- Öğlen Londra Saray "Majesteleri, majesteleri rahatsız ettiğim için bağışlayın lakin ziyaretçiniz var" "Ziyaretçi istemiyorum" Bee dönüp baş yaverine gözlerini dikti. "M-majesteleri kim olduğunu-" Miles ellerini ovaladı. Kralın hafif kaçık olduğu su getirmezdi ısrarı da pek sevmiyprdu lakin kim olduğunu söylemezse de kabahati kendisinde bulacaktı. "Shhh... Miles! Sessiz ol!" Genç adam önündeki el işçiliği yüzüğün ince detaylarını görebilmek adına küçük göz dürbününü taktı ve ince sivri uçlu oyma aletini eline aldı. "Lord Ewans geldiler majesteleri sizi görmek istiyorlar acilmiş! " Miles tek solukta konuştu. "Ne, neden daha evvel söylemedin Miles! Seni kovmama şu kadarcık kaldı ama çok daha şanssızsın ki seni boğdurmama çok daha az kaldı" "Nasıl isterseniz majesteleri siz en iyisini bilirsiniz" Miles kesinlikle boğulmayı hoş görüyordu bazı zamanlar. "Ne duruyorsun söyle gelsin! Ryan beklemekten haz etmez. " Bee yüzüğe hafif bir oyuk açıp fırçayla temizledi ardından karşısında oturan sarrafa uzattı. "Bak bakalım nasıl? " "Mükemmel olduğuna şüphem yok! " "Yalan söylüyorsun. Bu yağcı ve yalancı adamın vergisini bir altın arttırdım" "M-majesteleri... " "Şimdi dikkatli bak! " "B-biraz d-derin olmuş kral hazretleri. Taş gediğinde sallanıp düşebilir" "Senin taşınsa evet düşebilir... Kristallerin arasına cam karışmış Floyd! " "M-ma-majesteleri... " Adam ellerini önünde bir edip başını eğdi. Bee tam kaş çatmıştı ki Ryan içeri girdiğinde dikkatini o yöne verdi. "Ryan Ewans! " "Ryan ya... " Ryan başıyla selam vermesi ardından Beenin karşısıda durdu. "Konuşmamız gerek" "Konuşalım" Bee adamın öfke saçan gözlerine baktı. "Yalnız! " "Britanya kralıyla mı? " "Bee! " Kral boğazını temizleyerek odadaki askerler, Miles ve düzenbaz sarrafa geri çekilmeleri için el etti lakin onları çıkartmadı. Eğilip fısıldayarak uyarmak istedi. "Bunca insanın karşısında Bee değil Kral Charles'ım" "Öyleyse bunca insanın karşısında seni boğacağım! " Ryan da fısıldadı. "Demir boğa içinde ufak bir Londra turuna ne dersin lord Ewans? Çünkü burası bir orman değil ve şu kafamdaki beş okkalık şeyi boşuna takmıyorum! " "Pekala bende gidip kraliçeye meramımı anlatayım! " Ryan gözlerini adama dikti. "Tamam! " Bee iç geçirdi. Ardından doğruldu. "Sen sen sen çıkın! Miles sen kapıda bekle. Eğer en ufak bir gürültü duyarsan britanya ordularını yığ buraya! " Genç adam Miles ve askerlerin tuhaf tuhaf bakması ile boğazını temizledi. "Temaşa... Temaşadan da mı anlamıyorsunuz siz! " Ryan başını iki yana sallayarak adama baktı ve odada yalnız kaldıklarında kollarını göğüs hizasında birleştirdi. "Temennim Britanyanın deli bir adamı başlarına geçirmeye yardımcı olduğumuz için bizden çok nefret etmemesi" "Şu Isobelin otları" Bee güldü. "Boş zamanımda biraz içip kafamı rahatlatıyorum. " Sen gerçekten kaçıksın! " "Ben karnı deşilmiş, bir ormanda dokuz boğazla aynı odada sefalet çekmiş ve ardından tahta oturmuş bir adamım. Daha da önemlisi evli bir adamım. Bırak da delireyim! " Genç kral sandalyesine oturdu. "Bir sorun mu var? Yüzünü şişirip gelmişsin" "Sorun, sorun var ya! Violete verdiğin o aptal görevi geri alacaksın Bee! Derhal! Bu iş iyiden iyiye zıvanadan çıktı.” Ryan adamın sinir bozucu bir şekilde sırıtmasıyla diş gıcırdattı. " Sonunda akıllandın demek... " "O ne demek" "O kadar aptaldınki az kalsın Violeti kaybediyordun Ryan! Anlatmakla akıllanacak bir adam da değilsin. Max olsa anlardı. Sen anlamazdın." "Senin kafana o taç değil odun lazım! " Ryan ellerini beline dayadı. Herif onu buldukları ilk zamanki gibi cıvımıştı yine. "Ben kralım Ryan! Düzgün konuş! " Bende Daisynin ağabeyiyim! " Ryan göğsünü gerdi. "Sen benim üzerime ordularını ben senin üzerine onu salarım! " "Pekala" Bee kaş çattı. "Elinin güçlü olduğu kral olduğumu değiştirmez ama" "Tanrı Britanyayı korusun" Ryan başını iki yana salladı. "Anladın mı Ryan! " Bee bacak bacak üzerine attı. "Violetin, başına gelip gelebilecek en müthiş şey olduğunu... Anlamadıysan daha hızlı kavrayan birkaç kişi daha olabilir. Hatta birkaç düzine kişi... Çünkü o öyle bir kadın" "Seni ben! " Ryan öne doğru atılınca Bee sandalyeden hızla kalkıp masanın diğer yanına geçti ve çıkan ses yüzünden Miles kapıyı açıp içeri daldı. "Ordular... Kral hazretleri ordulara haber edeyim mi? " "Gerek yok Miles. Yoksa bu adamdan mı korkacağımı düşündün. " Bee gözlerini üzerine kenetleyen Ryana baktı. Ardından sırıttı. "Ne dikiliyorsun! Temaşa salak herif kapat kapıyı." Bee hala dikilen adama karşın Taş kesmiş görünen Ryana fısıldadı. "Gülümse koca oğlan. Yoksa kafanı şuracıkta kopartırlar. Beni değil lakin onları korkutuyorsun" Ryan bakışlarını kapıya çevirerek sırıttı. "Sana acıyorum Miles" Genç adam kapı kapandığında yeniden Bee ye döndü. "Sakince konuşacağım... Violet sana saygı duyuyor bu yüzden verdiğin görevi geri çekeceksin! " "Sen itiraf edene dek yapmam! ” " Ben aptal değilim Bee! Bunca zaman onu kendimden korumak ne kadar zordu bir fikrin varmı. Evet o çok özel, çok fedakar! Evet isteyebileceğim herşey. O benim Diğer Yarım! " Genç adam omuzlarını düşürüp masaya oturdu. "Pekala yaptığım şey aptalcaydı. Tüm ihtimalleri düşünmek istedim. Bunca yıl yalnızca birbirimizi gördük bir başkasının zihnimi bulandırıp bulandırmayacağını bilmek istedim. Onu üzmeyi riske atamadım. " "Ama daha çok üzdün..." "Ve sen aklının bulanmasını sağladın" Ryan kaş çattı. "Stanford onunla Amerikaya gitmesini istemiş" "Stanford Amerikaya mı gidecek miş! " Bee çenesini sıvazladı. "Ben ne diyorum sen! " "Aklın seni seçtiğinde yeterince bulanıkmış" "Ve kız kardeşimin akılsız olduğundan eminim şu an! " "Seni londra meydanda asarım. " "Anladık majesteleri! ” Bee iç geçirerek Daisyi çok etkileyen konuşmasını yapmak için gerindi. " Baba Allan'a neden V-kont ünvanı verdim biliyor musun Ryan? Çünkü ormanda geçirdiğimiz o kısacık zamanda seni ünvanında bile Violetten ayrı tutmak istemedim. V -Kont" Bee bir tepki bekledi lakin yalnızca kadınlarda işe yaradığı su götürmezdi Ryan boş boş adamın yüzüne baktı. "Sonrada gittin Violeti bir başkasına gönül versin diye kurtların içine attın" ".Bu senin fikrindi ben ilham alıp uyguladım yalnızca! " Genç adam omuz silkti. Ryan çenesini sıvazlayarak haklılık payını ölçmesi ardından laf ebeliği yapan krala kaş çatmaya devam etti. "Tatmin oldun mu? " "Çok! " "Güzel! " Genç adam masadaki yüzüğe gözü takıldığında uzanıp bir çırpıda aldı. "Öyleyse bunu alıyorum" "O benim yüzüğüm" "Bu yüzüğü bana borçlusun Bee... Biz olmasaydık... " "Pekala! Tatmin oldun mu? Başıma kakıyorsun! " "Çok! " Ryan sırıttı. "Miles! ” Bee yaverine seslendi. Derhal içeri girdiğinde ise kollarını göğüs hizasında birleştirdi. " Bu adama gerekirse Sherwooda kadar eşlik edin. Çıksın gitsin" "Ryan! " Joselyn ağabeyini görünce adımlarını hızlandırdı. "Ah ne kadar özledim... " "Ya... Üzgünüm lakin majesteleri tamda beni kovmuştu" "Bee! " Joselyn gözlerini irice açarak kocasına döndü. "Dalga geçiyor kraliçem ne kovması" "Güzel. Yemek yiyelim ağabey. Sonra konuşuruz. Bana olan biteni anlatırsın burası çok sıkıcı. Violeti özledim! Ve Maxi annemi babamı... Yoksa onlara da mı haber vermeli... Ben gidip şu iş ile ilgileneyim sende dinlen" Joselyn adımlarını hızlandırdı. "Seni boğduracağım Ryan" "Ben kraliçenin ağabeyiyim Majesteleri" "Duacı ol onu sana katlanacak kadar çok seviyorum" "Beni seversin sen... " Ryan sırıttı. "Bir sıralama yaparsam Baba Allanın çoraplarından sonra geliyorsun. Evet... Seviyorum." ---
"
|
0% |