Yeni Üyelik
24.
Bölüm

22. Bölüm

@gizemmgurbuzz

Uzak durmak, sessiz olmak belki tuhaf görünmek problem değildi lakin tüm bunları Ryan'a karşı yapmaya çalışmak Violet için oldukça büyük bir sıkıntıydı. Genç kız oturduğu masada önündeki kağıtlara bakarken Leydi Mosley ile bu konu hakkında konuşup kpnuşamayacağını bir müddet düşündü ve ardından kendisi için değil de bir başkası için tavsiye alıyormuş gibi yapmaya karar verdi. Gerinip önündeki diviti hokkaya daldırırken derin bir iç çekti.

"Çok kıymetli Leydim Evelyn Mosley,

Umarım afiyettesinizdir. Beni soracak olursanız eğer büyük ikilemler belki üçlemler içerisindeyim. Her yere bölünmüş gibi hissediyorum. Lord Stanford ile kısa bir süredir görüşmüyoruz fakat kuvvetle muhtemel yakın zamanda bir davete icabet edecekmişim gibi duruyor. Umarım orada olursunuz. Sizinle oturup yüz yüze konuşmak bana büyük bir keyif verecektir. Siz merak etmeden söyleyeyim elbette Stanfordun teklifini red etmek durumunda kalacağım. Aynı hisleri paylaşmıyoruz. Kendisi bir centilmen çok da kibar. Yine de ailemden sevdiklerimden ayrılacak kadar değer veremedim ona. Gururumu okşadığı için teşekkür edecek ve kibarca yeniden red cevabı vereceğim.

Bununla birlikte bir sorum olacak. Bir arkadaşım çok uzun zamandır kalbinde bir adam taşıyor ve şartlar onlar için hiç uygun olmadı... Şimdi ise pek çok sıkıntıdan ve kırgınlıktan sonra doğru zamanı yakaladılar fakat bu kez de arkadaşım geri ödeme olarak naz yapmak niyetinde. Adam ise anlamıyor. Gittikçe onu daha da zorluyor. Hiç olmadığı kadar da yakınlık gösteriyor. Sizce bu durumun altından nasıl kalkacak çünkü ben bilemiyorum...

Bu arada umarım küçük Jamesin inadı bir parça olsun kırılmıştır. Onun için boyadığım mama tabağı bitmek üzere yakında göndereceğim.

Sevgi ve sağlıkla kalın

Violet Wellbourn... "

Violet mektubunu bolca üfleyip kurutması ardından mühürleyerek göndermek üzere eteğinin cebine yerleştirdi. Leydi Mosley'e yazdığı kadar çaresiz miydi gerçekten ya da yaşadığı daha doğrusu hep hayalini kurduğu şey gerçekleşmişken zor durumdaymış gibi davranmak yanlış mıydı bilemiyordu. Tek istediği Ryan'ın bunca zamandır sarfettiği çabayı biraz olsun anlamasıydı. Yahut onu cepteki keklik gibi görmesinden korkuyordu. Halbuki öyleydi. Biraz olsu kafa dağıtabilmek adına söz verdiği mama kasesini tamamlayabilmek üzere boya odasına gitmek üzere harekete geçti. Geçen mektubunda Evelyn oğlu James'in babasının yokluğunu derinden hissettiğini ve bu yüzden mahsun bir çocuk olup bazı inatlaşmalarda bulunduğunu yazması üzerine o da tabağın içine James ve babasının olduğu birşeyler çizmeye çalışmıştı. Elbet güçlü görünmesini istediğinden onun canlandırdığı figür bir parça Alec'i andırmış olsa da kim bilebilirdi ki... Her kumral kafalı kas yığınının Alec olması imkansızdı. Üstelik Edward Mosleyin de yaşadığı zamanda yakışıklı ve gözde bir adam olduğunu işitmişti. Hoş Ölü hali evlaydı. Karısını en yakın arkadaşının eşi ile aldatan bir pisliğin güzel yüzüne ancak tuvalet tası çarpılırdı! Violet diş gıcırdatarak Evelyn gibi samimi bir kadının haketmediği bu kötü olayı düşünürken ayaklarını yere sertçe basarak ilerlemeye devam etti. Erkekler güvenilmezdi. Ryan da öyleydi. Onu ne kadar sevdiğini bile bile başkalarına gitmişti.

"Violet!" Ryan merdivenlerden inip muhtemelen boya odasına doğru yürümekte olan kadını gördüğünde Leonardı bırakarak ondan tarafa doğru ilerledi. "Leydi Welllbourn?"

"Ne?" Violet adımlarını hızlandırdı.

"Ufak bir işim var. SOnrasında bahçede bir tur atmak istemez misin?"

"Benim çok işim var Lord Evans..." Violet duraksadı.

"Hava çok güzel. Israr ediyorum. Londrada yağmurun yağmadığı bu günü kaçırmak olmaz." Ryan kendisine yönelen sert bakışlara karşın gülümsedi.

"Ne o? Yoksa kimse bahçede dolanma teklifini kabul etmedi mi? Cecile e haber verebilirim. "

"Birşeylere öfkelenmişsin ve bu halin çok daha sevimli." Ryan göz kırptı.

"Sen sevimsizsin şu dakika..." Violet yürümeye devam etti. "Ve tüm erkekler!"

"Karşı cinsten bahsetmeni ve karşı karşıya gelmeni yasaklıyorum sana!" Ryan kaş çattı fakat onu dinlemeyen kadının ardından koşup hızlı bir manevra ile girmek istediği odanın kapısına dayandı.

"Bana Meredith'i çağırın refakatine ihtiyacım var!" Violet geçen uşaklardan birine seslendikten sonra kapı koluna elini attı. "Sana gelince Lord Ewans ben özgür bir kadınım. Bana yasaklar koyamassın"

"Peki... Lakin sen bana yasak koyabilirsin kurukafa. Hadi. Durma bana bir yasak koy. Müsaadem var."

"Ya..." Violet gözlerini tavana dikerek bir müddet düşündü. "Bundan böyle at gözlüğü ile gezeceksin öyleyse. Fıldır fıldır dönen gözlerine belki biraz ket vurur!"

Ryan parmağı ile birkaç defa çenesine vurarak iç geçirdi ardından ellerini arkasında kenetleyerek Violete doğru hafifçe eğildi. "Her daim karşımda duracağına söz verirsen kabul ederim." Genç adam karşısındaki kadını öyle iyi tanıyordu ki gardı düşen göz kapakları hafiften aşağı inince sırıttı. "İşin bittiğinde bahçede buluşalım kurukafa. Bekleyeceğim."

"Ağaç ol!" Violet iç geçirdi.

"Peki..." Ryan gülümsemeye devam ederek tersi yöen doğru ilerledi. Kendisine kızıp öfkelenmesine sonuna kadar hak veriyordu. Hiç sorun değildi. Genç adam kısa bir süre olsa da sürünmeye razıydı.

Violet ise omuzlarını düşürerek kapıyı açıp içeri girdi. Günün sonunda kazanan hep Ryan olacaktı...

---

Ryan tek kemerine takılı olarak arka bahçede dikilirken diğerindeki proje kağıdına bakmaktaydı. Öte yandan Ivy istediği sepet ile yanına geldiğinde genç adam hoş kokulu sepete ve kadının diğer elindeki tabağa baktı. "Teşekkürler Ivy. Sepeti Leydi Wellbournun odasına götürün oradan da şunları alayım. Genç adam mendilini çıkarıp içine bir küçük tart koyduktan sonra gülümsedi.

"Hemen lordum." Ivy Lord Evans'a reverans yaptı. "Leydime haber vereyim mi? Epeydir buradasınız."

"Sorun değil. " Ryan omuz silkti. "Ne farkettim biliyor musun Ivy?"

"Nedir Lordum?"

"İnsan beklemek yoran birşey değilmiş. Eğer beklediğin şey gerçekten istediğin ise..." Genç adam Ivynin kıkırdaması üzerine etrafına bakındı. "Ben tüm bu serveti beklerken çok yoruldum biliyor musun? Tüm hayatımı, kalbimin istediği herşeyi biraz paramın olacağı zamana saklarken de çok yoruldum. Artık dinlenmeye ihtiyacım var. Şimdi burada dikilirken kendimi fazlasıyla dinleniyormuş gibi hissediyorum."

"Herşey gönlünüzce olsun Lordum. Sİz iyi bir adamsınız. Dük hazretleri sizin gibi bir ağabey ve dosta sahip olduğu için çok şanslı."

"Ve bende onlara sahip olduğum için çok şanslıyım." Ryan sepetten birkaç farklı çiçek alıp kağıda bakmaya devam etti. Violetin vereceği tepkiye odaklanmıştı. Geç de olsa gelecekti biliyordu.

Violet olabildiğince oyalanmış hatta kendine yeni iş arayışı içine girmişti lakin Ivy yapılacak birşey olmadığını söyleyip durmuştu. Hatta bahçede hava almasını tavsiye etmeyi de ihmal etmemişti. Genç kız başı önünde arka bahçeye doğru yürürken yeterince oyalanmış olmak ile kendisini avutuyordu ve tabiiki Meredithin onu hala gölge gibi takip ediyor oluşu da Ryanın çizgiyi aşmaya niyetlenmemesini sağlayacaktı. Ya da o çizgiyi aşamayacaktı. Genç kız temiz havaya çıktığında derin bir nefes aldı ardından dikilmekte olan adama şöyle bir baktı. Düzgün temiz çorapları üzerinde hafif şişkin duran saten gri pantolonu ve aynı renkten ceketi vardı. Violet onu yırtık giyisileri içindeyken de aynı heyecan ile izliyordu. Eski zamnların hayali gözleri önünden geçerken adımlarını hızlandırarak ellerini önünde bağladı. Dalgın bir halde elindeki kağıda bakan Ryanın yanına geldiğinde ise durup boğazını temizledi. "Hala ağaç gibi görünmüyorsun."

"Ah çiçek bile açtım baksana." Ryan yanına bakarak sırıtıp elindeki çiçekleri kadına uzattı. "Yanlış anlama bunlar çay için."

"Peki..." Violet aldığı çiçeklerden yasemin olanı hızlıca ısırdı. "Yeterince tazemi bir bakayım. "

Ryan iç geçirerek güldü. "Şimdi ağzının ne koktuğunu biliyorum."

Genç kız eliyle ağzını silip önüne bakarak yüz kızarıklığını gidermeye çalıştı. "N-neye bakıyorsun öyle?"

"Gel benimle kurukafa. evvela biraz yürüyelim." Ryan kolunu uzattı ardından Meredithe baktı. "Ve elbet sende bizimle gelebilirsin Meredith."

"O kağıtta ne var Ryan?"

"Bir resim. Beni heyecanlandırdı. "

"Kimin resmi!" Violet başını iki yana salladı.

"Senin demek isterdim lakin değil." Ryan kaşlarını kaldırıp indirerek başını yana eğdi. "O da olur elbet fakat burada ve henüz hava aydınlıkken değil."

"Seni müsait bir zamanda tekmeleyeyim. Bana hatırlat."

"Hay hay..." Genç adam Violetin eldivenli elini sıvazladı.

"O kağıtta ne var?"

"Geçen gün Bee'yi ziyaret ettim. İyice sıyırmış kafayı. Daisy'e sabır diliyorum." Ryan sağ eliyle sol cebine tıktığı kağıdı çıkarıp silkeleyerek açtı. "Bana bunu verdi bak bakalım."

Violet bir süre resme baktı. Üç katlı genişçe bir evdi. Evin hemen altında odaların planı olan küçük resimlere ve üzerindeki yazılara odaklandığında ise tanıdık gelen eve karşın gözlerini kıstı.

"Hadi ama çok uzun sürdü!" Ryan duraksadı. "Şuraya bak kurukafa!" dedi parmağıyla evin yanındaki küçük kısmı gösterirken.

"Ryan?" Violet küçük taş eve ve odundan çatısına baktı. "Yoksa bu?"

"Evet bu. Sherwoodda yapılan av evinin planı. Burası da bizim evimiz. Söz verdiği gibi dokunmamış. Doğrusu içindeki tek bir tasa bile dokunmamış. Öyle dokunmamış ki içerisi hayvan tezeği ve örümcek doluymuş... Manyak herif gidince temizleriz diyor."

"Ah ne çok isterim." Violet dudak büktü. "Biliyormusun bu odaları daha evvel Daisy ile çok kez konuşmuştuk. Neredeyse aynı."

"Dahası önümüzdeki sezona biteceğini ve ziyarete gideceğimizi söyledi Kral!"

"Gerçekten mi!" Violet yerinde sıçradı. "Nasıl geçecek o kadar zaman."

"Belki bir takım hazırlıklar ile..." Ryan kafa sallarken düğünlerinin o evde yapılmasını çoktan planlamıştı.

"Ne hazırlığı?" Violet sırıtan adama baktı.

"Henüz bunları konuşmaya hazır değiliz." Genç adam iç cebindeki mendili alarak Violete uzattı. O da tutmak için kağıdı dudaklarına sıkıştırdığında cıklamadan edemedi. "Hayır onu yemeyeceğiz."

"Onu yemek niyetinde değilim." Violet konuşmaya çalışarak mendildeki minik tarta baktı sonrasında ise her zaman yaptığı gibi minik bir ısırık alıp büyük parçayı Ryana vermek yerine hepsini ağzına tıktı.

"Hey! Orada benimde payım var."

"Benim daha çok yemeğe ihtiyacım var!"

"Pekala ye... Daha çok ye. Doldurduğu yerleri sorun etmeyeceğim." Genç adam bakışlarını biraz uygunsuz yerlere kaydırdı.

"Biliyor musun? Ne yapmaya çalıştığının farkındayım!" Violet kağıdı göğsüne bastırdı. "Beni ayartamazsın"

"ve Meredith tam da bu yüzden bizi az ileriden takip ediyor... Onu sürekli dibinde tutuyorsun çünkü yalnız kalmaya korkuyorsun değil mi? Belki biryerlerden çıkarım diye."

"H-hayır!" Genç kız kolunu çekmeye çalıştı fakat Ryan kıstırınca sırtını dikleştirdi. "V-kontes bekliyor. Yapacaklarımız var."

"Kaçıyor musun yoksa?" Genç adam bakışlarını Violete kenetledi.

"Ne münasebet... dikkate almıyorum. Hem unuttum göndermem gereken bir mektup var." Violet boğazını temizledi fakat Ryanın bakışları sertleşip kaşları çatıldığında dahası yüzü fazlaca öfkeli bir hale büründüğünde geri çekilerek cebindeki mektubu adama uzattı. "Belki benim için gönderirsin"

"Violet!" Ryan diş gıcırdatarak kağıdı çekip üzerinde yazana baktı. Leydi Mosleyin adresini görmemiş olsaydı şuracıkta parçalayacaktı.

"Ne o kızdın mı? Sinirlendin mi? Yoksa bir an için kırıldın mı?"

"Memnun mu oldun?"

"Evet." Violet kafa salladı.

"Güzel öyleyse gerçekten beni kıştırtmayı dene Violet. Dene ki Stanfordun kemiklerini kırıldığım ölçüde kırmaktan çekinmeyeceğimi de gör!" Ryan toparlanıp Meredithden yana baktı.

"Bunu bilmem iyi oldu." Violet bir süre önüne baktı ardından birkaç adım geriledi. "Gizli yaparım bende."

"Seninle görüşeceğiz!" Ryan dönüp yanından kaçan kadının peşinden birkaç adım gittikten sonra duraksayıp yere sertçe bastı. "Görüşeceğiz..."

---

 

 

 

Loading...
0%