Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2. Bölüm

@gizemmgurbuzz

1 Ay Sonra

 

10 Aralık 1664 Dorchester

 

Leonard elindeki saman balyasının sonuncusunu ahıra koyması ardından oturup soluklandı. Çocuk yerdeki samanla karışık tezekleri ayakkabısının burnuyla eşelerken elinin tersiyle gözünden düşen birkaç damlayı silmek zorunda kaldı. O kara geceyi arabanın içinde titreyerek geçirmişti. Kız kardeşinin ağlayışı durmadığında yanlarındaki erzak çıkınındakiler de onu susturamadığında artık ayrılmak zorunda olduğunun bilincindeydi. Babasının dediği gibi arabanın koltuk kısmının altında kalan içi altın ve para dolu çıkını almış üzerindekileri beceriksizce değiştirmeye çalışmıştı. Sanahın ilk ışıkları etrafı aydınlatmaya başladığında ise gitmekten başka seçeneği yoktu lakin o dakika ne denli küçük bir çocuk olduğunu fark etmişti. Annesinin soğuk eli ve yüzüne öpücükler kondurup herşeyden habersiz ona tırmanmak için çabalayan Joselyni yüklenerek aşağı indi. Hava soğuktu. Nereye gideceğini bilmiyordu ve atlar ürküp kaçmıştı. Hoş kaçmamış olsalardı da Leo kardeşiyle ata binecek kadar büyük değildi. Onu nasıl zaptedeceğini de bilmiyordu kucağında ne kadar taşıyabileceğini de lakin elinden geleni yapmak zorundaydı. öte yandan tüm bu altınlar tehlikeliydi. Dışarısı haydut doluydu. Şu an tek güvencesi ise bu çıkındı. Leonard o an aklına gelen ilk şeyi yapmaya karar verdi. Bulundukları yer geniş bir yol kenarı, bir düzlüktü ve İleride tek başına duran koca ağacın elli adım kadar arka kısmında genişçe bir oyuk açarak gömdü çıkını. güvenli bir yer bulduğunda elbet kalanı gelip alabilirdi. Burayı ömrü boyunca unutmayacaktı Leo.

 

"Hala oturuyor musun Percy temizle haydi akşam yemeğine az kaldı."

 

Leonard iç geçirerek az ilerideki tırmığa yönelip aldı ardından ahırı temizlemeye koyuldu. Oradan ayrılmış akşam vaktine dek dinlene dinlene yürümüştü Sonunda yolun çokça aşağısına ulaştığında uzaktan bir köy görünmüş Leonard yardım bulabileceği çin çok sevinmişti. Joselyni zaptetmek iyiden iyiye zorlaşmıştı. Altını çokça pisletmiş olması ve kokuyor oluşu ise başka bir meseleydi. Babasının tembihlediği gibi kim olduğunu gizleyebilmek adına üzerine giydiği tuniği çıkartıp iç gömleği ve pantolonuyla kalmıştı. Joselynin elbisesi ve bezini de atmış onu pelerini içinde tutmaya özen göstererek ilerlemeye devam etmişti. Bu kötü bir karardı kız kardeşi altını tutmakta hiç iyi değildi. Leonard tükendiği noktada köy girişinde rastladığı bir adamdan yardım istedi ki bu Bay Burtondu ve kabul görmek -tabii bu da cebine doldurduğu on kadar altın sayesindeydi - onların şansıydı. Adam kim olduklarını sorguladığında leonard fazla konuşmaksızın Oxforddan geldiğini söylemişti. Anne babasını kaybettiğini ve kimsesiz kaldıklarını dillendirmeye çalışırken oldukça az kelime kullanmıştı. "Bana yardımcı olursun" demişti bay Burton Leonard hevesle kafa sallarken adama uşaklık edeceğini elbet algılayamamıştı. Sonuç olarak buradaydılar. bay ve bayan Burtonun üç odalı evlerinde diğer iki kızlarıyla yaşamaya çalışıyorlardı. Leonard kendisini Percy olarak tanıtmış Joselyn için Jane demişti.

 

Yerleri tırmıkla temizleme ve tezekleri yakacak olarak kenara yığma görevi sonlandığında ellerini yıkayıp kirli üst başına yüz buruşturarak eve doğru ilerledi Joselyn her zamanki gibi ağlıyordu ve leo cama doğru parmakları ucunda kalktığında onun kırık bir tabak masa örtüsü ile yerde oturduğunu gördüğünde dudaklarını kemirdi. Bayan Burton sinirli bir kadındı kız kardeşi ise tutunarak kalkmaya çalışıyordu. Leonard onu kaç kere ocak başından son anda almıştı bilemiyordu. Küçük çocuk kadının gelip kız kardeşinin ellerine vurması üzerine yumruklarını sıktı tam içeri koşup onu koruyacakti ki kapıda duraksadı. "Yeter. Ne diye başıma sardın bunları bilmiyorum!"

 

"Oğlan iş görüyor ve bunun için bir ödeme yapmak zorunda da değiliz."

 

"Lakin bu küçük canavar iş açıyor Bay Burton! Halihazırda iki kız büyütüyoruz bir üçüncüsünün külfet olduğunu sende biliyorsun. Çocuk kalsın lakin kızı yarın manastıra hibe edeceğim!"

 

"Hayır!" Leonard sırtını duvara dayayarak elini ağzına kapattı. Joselyni ondan hiçbir güç ayıramazdı.

 

---

 

Leonard geceyi nasıl geçirdiğini bilemiyordu lakin uyumamış kardeşinin başşında beklemeye koyulmuştu. Manastıra hibe edilen bir kızı geri almak için çok küçüktü. Kadın ise kararlıydı. Bütün gün sırtında çocuk ile iş yapmayacağını oldukça net dillendirmişti. zatende dokunmuyordu ona mamasını Leonard yediriyor altını da ona değiştittiriyordu. Kendisinden birkaçyaş küçük kızları ise onlardan hoşnut değildi. Leonard kaçacaktı. Burada kalıp Joselynin gitmesini izlemeyecekti. Kız kardeşi ona emanetti. Kendince kafa sallayarak üzerini giydi ve kadının yaptığı gibi Joselyni kumaş ile birlikte sırtına dolamaya çalıştı lakin ağlamaya başladığında o da korkuyla ağladı.

 

"Ne oluyor burada hiç mi susmayacak bu çocuk!"

 

"S-susacak bayan Burton! Lütfen onu benim kucağıma bağlayın sakinleştirmek için biraz dolandırayım."

 

"İyi! susturmadan getirme!" Kadın penyeyi çocuğun kucağına sarıp kızı göğsüne gelecek şekilde yerleştirerek iki ucundan sıkıca bağladı. "Tanrıya şükür yarın rahat bir uyku çekeceğim!"

 

"Evet elbet!" Leonard söylenerek giden kadın ardından hırsla kafa sallayarak pelerinini aradı bulduğunda ise mutfaktan iki somun ve biraz peynir alarak dışarı çıktı. onlara birsürü altın vermişti ve aldıklarını karşılayacaktı ki küçük çocuğun niyeti Bay Burtonun yük taşıyan katırını da almaktı. Onca yolu yürüyemezdi üstelik eşekten bozma at ile oldukça iyi anlaşıyordu. Dorchesterin güneyde olduğunu varsayarsa yukarıdan geldiği yolu takip edecekti. Leonard dışarıda asılı bezleri de çıkına koyup ahıra yöneldi ve inatçı katırın üzerine konan keçeyi yerleştirerek onu bir süre çekeleyip dışarı çıkarttı. Hava oldukça soğuktu. Bay Burton karın yakında geleceğini söylüyordu. Leonard acele etmeli ve kar bastırmadan daha güvenli bir yer bulmalıydı. Son çaresi manastır kapısı olacaksa bile her yolu denemeden oraya gitmeyecekti.

 

Bir at kadar yüksek olmadığından kütük yardımıyla hayvanın üzerine atlayıp yola doğru gitmesi için tekmelemeye koyuldu kısa bir müddet sonra hızlandığında ise bir ayın sonunda belki de ilk kez gülümsedi Leo. anne ve babası şayet onu izliyorsa şu dakika kız kardeşini koruduğu için memnun olmalıydılar.

 

---

 

2 gün sonra

 

Kaçmayı akıl akıl edebilmiş lakin geceleri hesaba katmamıştı Leonard dün korkunç kıkık dökük bir harabede neredeyse donacaklardı bugünse kar yağmaya başlamıştı. Kime güveneceğini nereye gideceğini yahut gitmiş olduğunu bilmiyordu. Bir han bulmak ümidiyle ağaçların arasından yola çıkmış ilerlemekteydi kendisi de joselynde titriyordu. Elindeki azık da tükenmişti. Şu dakika onları koruyacak hiç bir şey yokmuş gibiydi tek dayanağı ise onu çokça korkutuyor olsa da aynı çıkından çıkan tabancaydı. Katır da soğuktan çokça etkilenmiş olmalıydı ki ne yapsa hızlanmıyor çokça duraksıyor ilerlememek için inat ediyordu. Zaman öğleden sonrayı geçmişti. Bu gece sıcak bir yerde olmak zorundalardı çünkü ayakkabının içindeki parmakları donmuştu. Leonard yarı ağlayıp yarı dik durmaya çalışarak ilerlerken İleride görünen bir taş yapı farkettiğinde hayvanı çokça tekmeleyerek hızlandı. "Dayan hadi orada bir ev var. Dinleneceksin!"

 

Küçük çocuk yaklaşık yarım saatin sonunda iki katlı geniş taş yapıya ulaştığında güçlükle aşağı atlayarak kapı üzerinde "Jones'in yeri" yazan tabelayı görünce düşünmeksizin içeri girdi. Tanrıya şükür bir handı ve bu gece onlar için sıcak ve korunaklı geçecekti. Leonard kucağında bebek ile oldukça dikkat çeken bir çocuk olduğunun da bilincindeydi. Bar tahtasına ellerini ovalayarak ilerleyip kendisine bakan ince uzun orta yaşlı adama gözlerini dikti.

 

"Burada ne arıyorsun çocuk!"

 

"B-ben..." Leonard dudaklarını kemirdi. Yalan iyi değildi lakin şu bulunduğu durumda zorundalığının affedileceğini düşünüyordu. "Babam bir tüccar ve malları satıp gelecek o gelene dek burada beklememiz gerektiğini söyledi."

 

"Peki burada nasıl beklemeyi düşünüyorsun?"

 

"P-para!"

 

"Sende on sterlin varmı?"

 

"Elbet!" Leonard kafa sallayarak elindeki çıkını bir müddet karıştırıp bir avuç parayı tahta üzerine bıraktı. "Burada fazlası var. Bir oda ve yemek için ve babam geldiğinde çok daha fazlasını verecektir."

 

"Pekala..."

 

Leonard adamın peşinden girişteki ufak odalardan birine geçtikten sonra kumaşın düğümlerini çözerek Joselyni yatağın üzerine koydu ve üzerini örttü. Kız kardeşinin eli yüzü kirlenmiş burnu da çokça akmıştı kendisi de farksızdı. İki günün sonunda sıcak ve kuru bir yatak üzerinde olmak mutluluk vericiydi. Leonard ıslanan pelerini şömine önüne yayıp kız kardeşinin bezini altından aldı. Elindeki sonuncusuydu Küçük çocuk onları yıkamayı bilmediğinden atmıştı. Yinede daha fazlasını düşünecek durumda değildi. Yorgundu Leo. Joselyninde sesi çıkmadığına göre oda halinden memnundu. Biraz uyumak onları kendilerine getirecekti.

 

Biraz elbet iki küçük çocuk için en az beş ya da altı saati bulmuş Leonard kazınan midesi ile uyanmıştı. Joselynin pek niyeti yoktu. SIcaktan al al olmuş yanakları ile uyumaya devam ediyordu. Küçük çocuk çıkını korumak adına yanına alıp kardeşini bırakarak odadan çıktı ve yiyecek bir şeyler alabilmek adına yeniden bar tahtasına yöneldi.

 

"Burası için fazla küçük değil misin ufaklık?"

 

"Evet öyleyim lakin b-babam gelecek. Beklememi söyledi ve ben çok açım. Yemek isteyeceğim o-odaya"

 

"Bunun için üç sterlin gerekir."

 

"Var..." Leonard çıkından eline gelen demir paralardan alarak adama uzattı. "Lütfen yemek getirin."

 

"Pekala ben burada misafir olsam da senin için söyleyeceğim." Adam çocuğun elindeki çıkını fark ettiğinde kaşlarını havalandırdı. Onun içinde daha fazlası varmış gibiydi.

 

"Ve bayım söyler misiniz tam olarak neredeyiz."

 

"Wincester" Ben oğlana baktı. Tahminince yalnızdı fakat beklese iyi olurdu.

 

"Londraya çok yakın." Leonard kafa salladı. Bu iyiydi çünkü Londrayı biliyordu. Wellington malikanesini de orada bulunan diğer evlerini de küçük çocuk amcasına bir mektup yollaya bilirdi belki de bizzat giderdi. Babası Wellingtona gitmemesini söylemişti. Londraya değil... Yine de sabah yola çıkmalıydı ki kar yüzünden yolu oldukça uzun sürebilirdi. Küçük çocuk düşünmek için odaya geçti. Joselyni de bir güzel doyurmak icap ediyordu. Tabii kız kardeşinin soğuk yüzünden fazlaca ateşlenmiş olduğunun farkına varabilirse...

 

---

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%