Yeni Üyelik
34.
Bölüm

33. Bölüm

@gizemmgurbuzz

1 Ay Sonra Cambridge

 

Daisy ayak sürüyerek Violet ile birlikte Ryanın uzaktan gösterdiği kapıya doğru ilerledi. Alecin beklediği mektubu göz ardı edemezlerdi öte yandan uzun zamandır mektubu kontrol etmemişlerdi. Kaçmak ve saklanmak ile meşguldüler. Evlerini bırakmış oradan oraya sürüklenmiştiler. Beş kuruşları yoktu. Ceplerinde kalan birkaç paund dışında... Karınlarınızor doyuruyorlardı ve artık tükenmiştiler. Maxin, yeni öğrendiği adıyla Leonardın baskısı yüzünden eve dönemiyordular tüm suçu yüklenmişti. Sanki tüm paralarını alıp kaçan aylardır casus gibi aralarında olan Miller değilmiş gibi... Konuşmuyor onlardan az yiyor bir köşede öylece oturuyordu. Koca bir topluluk halinde hareket etmek zordu geceleri buldukları ağaçlık alanlarda geçirmekteydiler. Çok çok fazla yürümüşlerdi ve bu iyiydi. Daisy yorgunluktan düşünmüyordu. Genç kız arkasına bakıp köşede gizlenen Ryanı kontrol ettikten sonra tedirginlikle Violetin kolunu sıktı ve içeri girdiler. Genç kız aksi görünen adamın sert suratında dikkat çeken siğilli iri burnuna sarkan yanaklarına uzun kaşları altında fazla kısık kalan gözlerine ve kalan birkaç tel saçına baktı. Pek çok farklı yüz görmüştü. Merkezi yerlere çok inmiyor ortalıkta görünmüyor olsalar da hayatı boyunca gördüğünden fazlasıyla karşılaşmıştı. Daisy eve dönmek istiyordu. Daha kötüsü olabileceğini düşünmezdi lakin bir yuvaları olduğundan bihaberdi. Küçük mutlu... Ne kadar da çok şeyleri vardı.

 

"Nasıl yardım edebilirim bayan? " Adam karşısındaki iki kıza baktı ve son zamanlarda binlerce kez yaptığı gibi tezgah arkasında asılı duran resimlere.

 

"Allan Ewans adına... " Daisy sustu

 

"Babamız adına bir mektup gelecekti. Buraya gelecekti. Kendisi çok hasta gelemiyor lütfen kontrol edin bayım" Violet adam onlara tuhaf tuhaf bakınca dikkat çekmemek adına kukuletasını çıkarttı. "Çok güneş var"

 

Postahane sahibi yavaşça kafa sallayarak haftalardır duymayı beklediği ismi duyduğunda eliyle beklemelerini işaret ederek eğildi ve resimlere dikkatle baktı. İsim benzerliği olması muhtemeldi lakin elindeki kağıtlara bu iki kız kadar benzerini görmemişti. Arkasını dönüp diğer odaya geçti ve içerideki adama yaklaştı. "İçerideki iki kız... Bunlar onlar. Eminim" Adam onay alması ardından yeniden girip kızlara baktı.

 

Daisy adamın tek gözüyle yeniden onşara bakmasıyla yüzünü yere eğdi. Bir müddet beklediler. "Yok mu? ”

 

"Gelmişti bayan hatırlıyorum. Lakin bir hafta önce olacaktı şu arkadaki yığın arasında olmalı. Yarın yeniden gelin bulacağım... Söz veriyorum bulacağım... " Postacı bu defa yeniden arkasını dönerek gizlenen askerin kızlara bakışını izledi ve başıyla onay verdi.

 

"Ah evet evet teşekkürler. Geleceğiz bayım" Violet kafa salladı. "Hadi Daisy gidip haber verelim"

 

"Gidelim... " Daisy kukuletasını takarken bir anda yere düşen tokayı gördüğünde üzerine basacak oldu. Tanrım... Ne zamandır oradaydı. "O... Saçımda kalmış" Daisy panikledi. Atamamıştı. Şimdi ise yaptığından utanıyordu. Eğilip tokayı aldı ve hızla dışarı çıkıp etrafına bakındı. "Bunu satacağız. Para eder ne dersin... "

 

"bilemiyorum Daisy Ryan bekliyor. " Violet etrafa bakındı.

 

"Yürü pazar şurada! "

 

"Tanrım..." Violet Ryanı görmeye çalıştı fakat başaramadığında Daisynin peşinden koşup onu tuttu. "Uzaklaşamayız"

 

"Uzaklaşmayacağız" Daisy çabuk çabuk yürüyüp kumaşlar ve ıvır zıvırlar satan bir tezgah önünde durdu elbet aklı gördüğü elmalarda ve somunlardaydı açtı.. Hepsi öyleydi en son dün yemişlerdi daha da ne kadar dayanabileceklerini bilmiyordu. "Bayım... Elimde oldukça şık bir toka var karşılığında ne verirsiniz. Çok pahalıdır. O-on paund kadar... "

 

Violet adamın tokayı alıp evirip çevirerek tezgaha atışını izledi. "Beni mi kandırıyorsunuz küçük hanım bu 2 etmez ki yıpranmış... Yalnızca birkaç sent veririm.

 

" İyi bakın iki eder" Daisy hızla kafa salladı. "

 

Adam kızın solgun olsada güzel görünen yüzüne ve yanındakine baktı ardından pelerinleri içinde erkek gibi pantolon giymiş olmalarına... Derinbir nefes alarak sırıttı. "Eğer içeridekileri görmeme izin verirsen üç de eder.

 

İçeridekiler... Daisy adamın önünü işaret etmesiyle dişlerini sıkarak konunu çekeleyen Violetten sıyrılıp pelerinini çözdü.

 

" Gömleğini sıyırıp belki pantolonu biraz yukarı çekersen"

 

"Para! ” Daisy elini açtı.

 

" Daisy! " Violet kızın kolunu tırnakladı "yürü dedim"

 

Daisy avcu içine konulan üç büyük demir paunda bakıp arkasını döndü ve dolan gözleriyle pantolonu yukarı çekelemel için harekete geçti ki Violet ikisi arasına girerek adama sıkı bir yumruk sallayarak Daisyi kolundan çekeledi. "Yürü! " Genç kız az ileride Ryanı gördüğünde koştu ve peşlerinden gelen adam da Ryanı gördüğünde duraksadı.

 

"Neoluyor burada ne yapıyorsunuz" Ryan kızların kolunu sıkıp geri çekerek adama belindeki boş tabanca ile blöf yaptı neyseki işe yarıyordu. Öfkesini sonraya saklayarak kızları önüne katıp hızla ilerledi.

 

"Tokayı sattım. Üç Paundumuz var... Yakınlarda bir handa konaklamak zorundayız çünkü postacı mektubun geşdiğini fakat yığınlar arasında olduğunu söyledi. Yarın alabileceğiz"

 

"Daisy!" Violet dolan gözlerini Ryandan gizleyerek pelerinine sarındı. "Lanet olsun! "

 

---

Allan geçen günkü yağmurdan sonra hastalann karısı için bu gece Handa kalmayı kabul etmişti lakin hep beraber 3 paunda kabul görmezlerdi bu yüzden o iki kız ve karısı girmişlerdi. Oğlanları gece camdan alacaklardı. Burası han taverna arası ucuz pis biryerdi lakin Gelen üç tabak yemek ve iki somun cenneti anımsatmıştı.

 

"Anne iyi misin? " Violet kadının teşini kontrol etti. "Hadi biraz ye. "

 

"Siz yediniz mi? " Rose tabaklra baktı.

 

"Elbette yedik bak..." Daisy güçlükle yutkundu. Violet ona hiç olmadığı kadar kötü bir bakış atmıştı ve görünen o ki konuşmuyordu da. Umurunda mıydı? Hayır. Milleri ilk kaçma teşebbüsünde göndermeyen oydu. Herkesin ona güvenmesini sağlayan kalbini ona teslim eden de... Çok daha fazlasını yapabilirdi. Ne de olsa ölü bir kızdı. Anne babasını doğrusu öz annesini yetiştiren büyükanne ve babasını bilmeden bu hayata mahkum etmiş bir kaçak... Bir leydi... Daisy kendi kendine güldü. Onlara baktığında anne ve babasını görüyordu gerçekler bunu asla değiştirmeyecekti. Genç kız az sonra babasının camdan çektiği ağabeylerine bakıp güçlükle yutkundu. "Eve dönmek istiyorum! "

 

"Ne? ”

 

" Eve dönmek istiyorum. Evimi istiyorum... Ne olacaksa olsun... "

 

"Daisy ortalık yatışacak ve yeni bir yer bulacağız. Mektubun geldiğini söyledin. McKenzie beyi ile konuşup-"

 

"Seni öldürmek isteyen McKenzie beyi ile! Hayır! "

 

"Daisy! " Ryan başını olumsuz manada salladı. " Oraya dönmeyeceğiz! "

 

"Özür dilerim hep fazlasını istedim... Lakin çok fazla şeyimiz vardı. Ne kadar güzel olduğunu anlayamadım özür dilerim Milleri getiren bendim onu salmayanda yaptığını söylemeyende. Herşey benim hatam"

 

Violet histeri krizine giren kıza sarılıp göz yaşları içinde diğerlerine baktı.

 

"Lütfen beni teslim edin lütfen artık böyle yaşamanızı istemiyorum"

 

"Daisy... "

 

"Adım bu değil! "

 

"Biz bir aileyiz. Daisy bu asla değişmeyecek. Sen bana bize emanetsin annenden. "

 

"Benim annem orada! " Daisy ciyakladı.

 

"Ah... Tanrım" Roe elini ağzına kapatarak ağladı.

 

"Ve şu an onu çok üzüyorsun. Hepimizi" Violet daisynin kulağına fısıldadı. "Sakinleş Daisy. "

 

Leonard dudaklarını kemirerek göz yaşlarına engel olmaya çalışsa da başaramadı. Genç adam yüzünü duvara dönüp kendini sıktıkça sıktı. "Eve döneceğiz... Yarın. Ne olursa olsun. Kaçmak yok... "

 

"E-evet! ” Alec kafa salladı. " Cromwell artık yok ve görünen o ki monarşi zor da olsa kendini kabul ettirdi. "

 

"M-monarşinin canı ce-cehenneme! " Leonard kaş çattı. "B-b-biz bize ye-yeteriz. D-d-daisy haklı. G-g-güzel bir h-ha-haayatımız var... A-a-ailemiz... "

 

Ryan kafa salladı. "Geçecek. Çok daha fazla çalışacağım. "

 

"B-bende... " Violet kafa salladı. "Çalışabilirim"

 

"Yanıma gelin" Rose çocuklara el etti. Hepsi etrafına toplandığında ise onları bir bir öptü. "Şimdi uyuyacağız ve gözlerimizi açtığımızda çok daha güzel bir güne uyanacağız anlaştık mı? "

 

"Öyle olacak" Daisy kafa salladı. "Üzülme anne... Söz veriyorum bir daha kötü şeyler duymayacaksın"

 

"Pekala... " Allan köşedeki sandalyeye oturdu. "Tek istediğim çizmelerimi çıkartmak. Normal hayata döneceğiz dedik değil mi? "

 

"Ah o koku... Olmadan bunu başaramayız" Ryan sinir bozukluğuyla güldü. Genç adam eğilmiş babasının bağcıklarını çözerken kapının aniden açılması ve içeri giren askerler ile kendini öne attı. Max Cam! "

 

Leonard cama koştu lakin aşağısı da adam kaynıyordu genç adm kenara koydukları kılıçları Alec ve Ryana atarak annesine siper oldu.

 

"İndirin kılıçlarınızı hiçbirşey yapamazsınız"

 

Alec ufacık odaya giren on silahlı adama ve yüzlerine doğrultulan silahlara korku içinde baktı. "Pekala geliyorum onları rahat bırakın derdiniz benimle. Benim Alec Fletcher"

 

"Hayır Alec benim" Ryan omuz silkti. Alec kendisine anlamsız bir bakış attığında ise sırıttı.

 

"Hepiniz! " Asker kafa salladı. "Ellerinizi ardınızda birleştirin ki kimse kimseye zarar vermesin"

 

Daisy titreyerek doğrulup ellerini ardında birleştirdi genç kızın son gördüğü kafasına geçirilen çuvaldı...

 

---

Düzeltilecek

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

---

 

 

Loading...
0%