Yeni Üyelik
9.
Bölüm

8. Bölüm Violet

@gizemmgurbuzz

1654 Haziranı Derbyshire -Chesterfield

 

"Anne? " Violet gözlerini aralayarak yavaşça seslendi. Boğazı kurumuştu lakin bir tas su almaya dahi hali yoktu genç kızın. Her yeri ağrıyordu koltuk altları kasıkları... Canı yanıyordu. "Anne su" Sesini yükseltmeye çalışarak yineledi. "Baba... Su" Gözlerinin puslu gmrdüğünü var sayarak birkaç defa kırpıştırıp etrafına bakındı. Midesi büzüşmüş kan ter içinde kalmıştı. Gece korkunç kabuslar görmüştü. Sanırım hastaydı öyle hatırlıyordu. Babası tüccar gemilerinde çalışan bir işçiydi ve en son gittiği yerden döndüğünde açık denizin çok soğuk olduğundan bahsetmişti. Yine hastalanmıştı. Hepsine de geçmişti. Violet çok ağrısı ateşi olduğunu anımsıyordu görünen o ki hala da vardı.

 

Genç kız doğrulmaya çalışırken koltuk altında birşeyin patladığının farkına vardığında acı ile yüzünü buruşturarak üzerine baktı. Önden bağlamalı korseyi öıkartma gereği dahi duymadan yatağa serilmiş muhtemelen orayı kestikçe kesmişti korse bağlarını gevşetmesi ardından parmak uçlarının morumsu bir renge büründüğünü fark ettiğinde ve canı da yandığında ürperdi elini evirip çevirerek kokladı annesinin bir çeşit ilaç sürdüğünü varsaydı. Aklı da bulanıktı. Elbiseyi aşağı çekip iç gömleğinin bağlarını çözdü ve elini koltuk altına attı. Tanrıaşkına yumru yumruydu. Genç kız aynı şişlikten omzunda ve bileğinde de olduğunu gördüğünde ürpererek elini çekip gelen irine bakması ardından yüzünü buruşturup elini çarşafa sildi. Ayağa kalktığında yaşadığı baş dönmesi de bacakları arasındaki acı da işin bir başka boyutuydu lakin boğazındaki is tadı ile öksürerek içeriden gelen çıtırtılara odaklandı.

 

Genç kız yalpalayarak içeri girdiğinde gözleri irice açıldı. Ev... Yanıyordu. Korku ile yönünü yatak odadına çevirip babasını orada yüzü gözü yarabere içinde bulduğunda elini ağzına götürerek yanına ilerledi ve onu sarstı. Ses gelmediğinde ise Ağlamaya dahi takati yoktu lakin kenarda duran temiz mendili burnuna tutarak yeniden içeri girdi. Violet annesini ortadaki kanepede etrafı ateşler içinde yatar bulduğunda bağırmak istedi. Yeterince sesi çıksa elbet yapardı gücünü yattığı odaya dönüp battaniyeyi çekerek alevlerin üzerine atmak için kullandıysa da oda ortasında yere düşüp öksürmeye başladı. Genç kız annesinin yüzü gözünün iri irinli şişlikler açık yaralar ile dolu olduğunu, yana düşen elinin parmaklarının simsiyah olduğunu fark ettiğinde titreyerek ayağa kalkıp üzerine gelmeye başlayan alevlerden kaçabilmek için yeniden yatağının bulunduğu perde ile ayrılmış bölmeye geçti. Hafifçe perdeyi araladığında ön tarafta köylüler bulunmaktaydı ve genç kız maskeli cüppeli bir takım adamlar ile rahipler gördüğünde bir kabustan kaçmak istercesine camı açıp sarktı. "Yardım edin! "

 

"Violet! Gir içeri seni lanet olası! Hepimizi öldürecekmisin! Rahip rahip kız çıkmaya çalışıyor. Heryere kara ölüm salacak! "

 

"K-kara ölüm? (Veba) " Violet siyah cüppeli ve maskeli bir adamın elindeki sopa ile onu yatağa ittirererek hemen peşinden odaya yanan bir meşale atması üzerine eline koluna baktı. "Tanrım Veba! Veba! " Yakıyorlardı onları. Diri diri... Genç kız oda ortasında yükselen alevin etrafından öksürerek dolanması ardından yeniden babasının yatağına gitti. "Baba! Hayır! "

 

Ne yapacağını nereye gideceğini bilmiyordu. Lakin ölecekse bile diri diri yanmaya niyeti yoktu. Tezgah olarak kullandıkları ve babasının cam çatladığından terekli dolap ile kapattığı bir diğer cama koşarak dolabı ittirmek için çabaladı. Can havliyle başardığında ise güçlükle tezgaha çıkarak kırık camı ğzerinde duran kavanoz ile ittirip nefes almaya çabaladı. Hava içeri dolduğunda alevler iyiden iyiye yükselmeye başlarken Violet hafiföe camdan bakarak komşularının evin etrafını terk ettiklerini gördü genç kız ahırdaki atların ineğin ve tavukların ciyaklamalarını duyduğunda sessizce ağlayarak kendisini camdan sallandırıp aşağı bıraktı. Tekkatlı küçük bir köy eviydi lakin Violet bir kulenin tepesinden düşüp parçalandığını hissetti adeta. Alev az evvel çıktığı pencereden de dışarı doğru çıktığında genç kız dizleri üzerinde doğrulup emekleyerek güvenli bir yerde durdu ve ardına baktı. Daha ölmemişti. Onun için yapılacak birşeyler olmalıydı bunun yerine geçen hafta piknik yaptıkları komşuları onu gözlerini kırpmaksızın canlı canlı yakmak istemişti... Bir müddet nereye gideceğini düşündü ardından gidebilecekmiydi onu düşündü lakin başka çaresi yoktu. Güçlükle ayağa kalkıp az ileride bulunan muhtemelen yangından dolayı -ya da onların kine yakın diye bilmiyordu- sessiz görünen Jamesonların evlerine doğru ilerleyerek arka taraftan ahıra girdi. Şayet karantinaya alındıysa buraya kırk gün kimse yaklaşmayacaktı. Genç kız elini ağzına kapatıp öksürerek soluduğu dumandan kurtulmaya çalışması ardından kendisini saman balyaları ardına attı ve gözlerini kapattı.

 

---

 

Violet uyandığında etraf simsiyahtı gece olmuş genç kız kabuslarındaAnne ve babasının yüzlerindeki acı dolu ifade ile ondan yardım isteyişlerini cayır cayır yandığını görmüştü.tekrar ve tekrar. acı içinde doğrularak yüzünü yokladı. yanağı gerisinde ve boynunda şişlikler vardı. Saç bitiminde de birkaç şişlik hissedebiliyordu. Ona ne olduğunu bilmiyordu. Ne zaman ölümün kendisini bulacağınıda lakin şu an düşünebildiği tek şey çok acıkmış olduğuydu. dizleri üzerinde doğrulup titreyerek ayağa kalktıktan sonra tutunarak ahırın kapısından çıktı ve karanlık geceye baktı. Yakınlardaki tüm evlerin içi karanlıktı. Yoksa onlarda mı ölmüştü? Violet onu içeri ittiren komşusu bay Parkerin evinin içinden de ışık süzülmediğini fark ettiğinde kaçmış olduklarını var saydı ya da uyuyorlardı... Genç kız elini ağzına kapatarak hala dumanlar çıkan evinin enkazına bakıp ağladı. Yapacak başkabirşey yoktu ya da gidecek başka bir yer... En yakın arkadaşı Marrynin şu an üzerine bir meşale savurmayacağınından emin değildi. Titreyen bacaklarına güç gelebilmesi adına biraz daha bekledikten sonra Evin etrafından dolanıp pencerelerden içeriyi görmeye çalıştı ve öylece açık bir cam bulduğunda kendini güçlükle içeri ittirerek korku ile etrafına baktı. Ölüm kadar sessizdi lakin Genç kız bu sabah ölümün o kadar da nazik ve susarak gelmediğini görmüştü. el yordamı ile içerisini bildiği evde masayı bulması ardından karşısındaki tezgaha gidip yere çökerek bezi sıyırdı ve altında birşeyler aradı. Tahmin ettiği gibi bir sepet içinde yumrular vardı. Violet kendisine yaklaştırarak bir elma ve soğan bulduğunda ne olduklarını düşünmeksizin yemeye çalıştı. ve yeterince karnını doldurduğu vakit tezgah altındaki perdeyi çıkarıp içine sepetten eline gelenleri ve tezgahı yoklayarak bulduğu yarım somunu koyup gözleri bir parça daha açılmış vaziyette ayaklanıp su kovasına ulaşarak epeyce içti. Genç kız dişlerini sıkarak kalanının içine tükürmesi ardından açık cama doğru ilerleyip kendisini yeniden dışarı attı. Atı ahırdan alacak ve buradan olabildiğince uzaklaşacaktı.

 

Karanlık gecede sessiz olmaya özen göstererek eyeri hayvan üzerine atmaya çalıştı genç kız. O kadar kuvvetli değildi. Başaramadığında pes ederek hayvana gemini takıp tuttuğu dizginlerinden dışarı sürüklemesi ardından birkaç deneme sonrasında üzengiye tırmanarak bacaklarını ayırdı ve oturduğu gibi yeniden inledi. aynı şişliklerden kasıklarında ve bacaklarında da olduğu su götürmezdi. Yine de dayanmaya çalışarak hayvanı tekmeleyip yönünü köyün arka tarafındaki patikaya doğru çevirdi. İşte olmuştu... Genç kız tüm hayatını geçirdiği köyüne geride bıraktığı alevler arasında yitip giden ailesine ve evine son bir defa bakarak hızla uzaklaştı.

 

---

 

3 gün Sonra

 

Violet ne kadar süre at üzerinde kaldığını bilmiyordu acı dayanılmaz olduğunda durmuş eteği altındaki çamaşırı soyarak orada oluşan ve sürtünme yüzünden yaraya dönüşen korkuç şişlikleri temizlemeye çalışmıştı. Yol üzerinde gördüğü ufak dere kenarına geldiğinde ise üzerindekileri soyup kendisini suyun içine bırakarak bir müddet yıkanmıştı. el ve ayak parmaklıklarındaki morluklar acı veriyor, hissetmiyordu güçlükle iç gömleğini ve elbisesini üzerine atması ardından yolculuğuna sapa bir ağaçlık altına gelene dek devam etmişti. Kaçmayı başarmıştı evet lakin acıları devam ediyor ateşi dinmiyordu. Bulunduğu yerde halsizlikten uyuyup uyanarak güçlükle yanına aldıklarından yemeye çalışarak epeyce vakit geçirmiş olmalıydı ki zaman kavramı da yoktu. Yalnızca uyanıp biraz daha kendine gelmeyi başardığında atın çoktan gitmiş olduğunun farkına vardı.

 

Genç kız rengi iyiden iyiye koyulan parmak uçlarını ovalayarak bir parça daha iyi hissettiğinden ayağa kalkıp yürümeye koyuldu anlaşılan bugünde ölmemişti bileğindeki şişlik acı verici bir yaraya dönüşmüştü elini yüzüne attığında şişliklerin yerinde pütürlü cıvık yaralar olduğunun farkına vardı. Violet geçirdiklerinin veba değilde çiçek olabileceğini var sayarak yeniden ağladı. Daha önce hiç görmemişti kara ölüm denen şeyi biliyordu fakat ondan sağ çıkmanın da imkanı olmadığını duymuştu.

 

Violet gün geceyi bulana dek kah yürüyüp dayanamadığı noktada emekleyerek bir köye vardığında en yakındaki kapıya gitmekten başka çaresi de yoktu. Genç kız yaşlı bir adamın kapıyı açması üzerine gözlerini düşürdü. "Lütfen yardım edin."

 

Yaşlı adam ve yanına gelen karısı kızcağızın çok korkun bir dayak yediğini var sayarak kolundan tutup onu içeri soktular. her yeri yarabere içinde kalmış göz çevresi ağız çevresi morarmıştı.

 

"Zavallı kim bilir ne eziyet gördü de bu hale geldi!" Bayan Camilla kızın toz toprak içindeki saçlarını okşadı.

 

"Şimdilik uyusun Camilla lakin bir yabancıyı evimizde tutamayız."

 

"evet farkındayım... Yine de haline bak Arthur... "

 

"Pekala sessiz ol. Sabaha ne olup bittiğini sorarız."

 

Violet yarım gözle başında konuşulanları dinlediysede cevap verecek hali yoktu. Ölmüyordu... Ne kabusları ne acıları son bulmuyordu...

 

---

 

1 Hafta Sonra.

 

Violet yaşlı Cammilla ve Arthurun ahırı ortasına çukur kazmak için çabalarken sessizdi. Genç kız ölmemişti. O sabah uyandığında en son hatırladığı zaman diliminden on gün sonrası olduğunu öğrendiği vakit inanamamıştı. Onun için herşey en fazla iki ya da üç gün içinde yaşanmış gibiydi lakin çokça baygın kaldığını ateşlendiğini varsayıyordu ve ne yazıkki düşündüğü gibi çiçek de değildi bu. Violet ölmemiş olsa da yalnızca üç gün sonra evvela bayan Camilla ateşlenmiş ardından bay Arthur yatağa düşmüştü. Genç kız yaşadığı şeyin sandığı ile aynı olmadığını adam ve kadının heryerini saran şişliklerden farketmişti tıpkı onun gibi lakin daha fazla morarmıştı elleri Violetin her yerini sarmayan iltahaplı şişlikler bu iki yaşlı insanın üzerinde bakılacak yer bırakmamıştı ve her şey dört gün içinde olup bitmişti. Genç kız korktuğundan kimseye birşey diyememiş sabah ikiliyi ölü bulduğu için şimdi yine korktuğundan onları bıracığa gömme kararı almıştı. Violet nasıl oluyor da ölmeyip etrafa hastalık yaydığını anlamıyordu. Genç kız güç bela kazdığı çukura adam ve kadını sürükleyerek bırakması ardından bu kez hızla üzerlerini örtmeye koyuldu. Bu yaşadığı vicdan azabı peşini bırakırmıydı bilmiyordu lakin Violette ona ne olduğundan emin değildi. İşi bittiğinde gözlerini silerek etrafa biraz saman yayıp eve geri döndü genç kız ve boş gözlerle duvarlara bakmaya koyuldu. Ne günah işlemişti bilmiyordu lakin ölsündü artık. İyiden iyiye zayıflayan bileğindeki yarayı sıvazlayarak yanan ocak üzerindeki kazanın havaya süzülen buharına baktı. Onun için yapacak hiçbirşey kalmamıştı...

 

---

 

Kısaca Violetin başından geçenlerden de bahsedelim.

 

Ortaçağda üç büyük veba salgını var tüm dünyayı etkileyen birde bölgesel vebalar var. 1653 55 gibi yıllarda bir bölgede var italya mı venedik mi unuttum kızımızın babası oralardan getirmiş

 

Vebadan kurtuluş beş kişiden biri oranındaymış bizim kızımız da tüm ailede ayakta atlatan koronalı misali kurtulan taraf.

 

Eh farklı dramlar bir araya gelecek dedik Violeti de sokak çocuğu yapmak yerine biraz farklılık katmak istedim tabii hastalıktan etkilenen dış görünüşü işin goygoy tarafı için bana lazım

 

Dram kısmını bu bölümde bırakıp karşılaşma kısmına ayrıca geçmek istiyorum geçmek istiyorum.

 

 

Loading...
0%