@gizemmgurbuzz
|
2 Gün Sonra Lisa bu sabah Bay Evans ve bayan Porterin öğlen yapılacak nikah törenlerine gideceği için gün aydınlanmadan kıpır kıpır uyanmıştı. Yalnızca bir gece kalacağından yanına birşey almamış lakin mavi elbisesini şalını giyinmeyi ihmal etmemişti ve bir düğüne katılacağından geceden ıslatarak küçük kumaşlara sardığı saçlarını çözüp ardında bol kıvırcıklı bir topuz elde etmişti. Genç kız divitten söktüğü tüyü de başına iliştirmiş matarasını ve ufak çıkınını alıp oda kapısından kendisini atmıştı. Lord Victor Sam' e onu bırakması için direktif vermişti böylelikle hem Wellington dışındaki birkaç işi halledecekti yarın sabahta dönerken onu yeniden alıp buraya getirecekti. Lisa minnettardı. Gençkız hole inen merdivenleri parmak ucunda indikten sonra zeminde taklayan çizmelerini kaldırıp altındaki minik topuklara baktı. Bunlarda yeni olduğundan fazlaca ses çıkarmaktaydılar. Holün diğer kısmına sessizce geçmeye çalışırken duyduğu ses ile doğrulup hızla tepeye baktı. "Kaçtığını biliyorum Elizabeth Bath- Evans" Mathew kesinlikle yarım saattir koridorda volta atmaktaydı ki topuk sesleri onu hareketlendirmiş bu defa hedefini tutturmuştu. Lisayı alışık olmadığı saçları ile gördüğünde başını yana yatırarak kaş çattı. "Kaçmak... Ah, hayır Lord Dra- Wellington... Rahatsızlık vermek istemedim." Genç kız gülümsedi. Açıkçası son iki gündür konta rahatsızlık vermek istemeyerek kaçınmıştı onu görmekten lakin şimdi yukarıdaki heybetli görüntüsüne baktığında kaçmasının esas nedeninin içinde kıpırdanmaktan vazgeçneyen kalbi olduğunun bir kez daha farkına varmıştı. "Sessizce kaçacaksın... " Mathew kadın yanına çıkmadığında aheste aheste aşağı indi. Lisa kendisine yeniden reverans yaptığında ise kadının pelerini içinden görünen mavi elbisenin düşüncesizce dikilmiş yakasına doğru baktı. "Hava soğuk... " "Ah, öyle görünüyor. Genç kız içeriden şalı önüne sardı. Lakin tüm bunlar beni sıcak tutacak ve tabii kapalı bir araba ile gitmek de faydalı olacaktır. " "Keyifli görünüyorsun" "Nasıl olmam... " Genç kız gülümsedi. "Bay Evans bu günü nasıl bekledi bir bilseniz. Üstelik arkadaşımı göreceğim" "Nasıl bir arkadaş" Mathew gözlerini kıstı. "Kardeş tabiri daha uygun olacak Melanie Evans... " "Evet, Melanie... " Genç adam kafa salladı. Lisa aralarında oluşannsessiz tuhaf bakışma ardından ne söylese bilemedi. Kont birşeyler demek için hazırda bekliyor gibiydi lakin onda susmaya devam ettiğinde Lisa yeniden reverans yaptı. "İzninizle Lordum. Sam beni bekliyor olmalı" Lisa Mathewin onu süzen bakışlarına karşın kızardığını hissettiğinde hızla konuştu. "Ve yarın sabah geri geleceğim. " "Bu iyi olur" Genç adam biraz daha beklerse peşinden gidebileceğinin farkına vardığında eliyle arka kapıya uzanan koridoru gösterdi. "Bende yokluğundan istifade temizlik işine girişeceğim" "Lütfen... " Lisa göz devirişini kendisine saklamaya çalıştı. "Lütfen kimseyi kovmayın lordum. " "Öyleyse elini çabuk tut Evans... Geciktiğin her saniye bir kişinin kalbine kazığı çakacaksın" "Evet elbet hemen döneceğim" Genç kız adamın sırıtması üzerine eteklerini toplayarak koridora koşturdu. Mathew ise lisanın başından düşen tüyü eğilip alarak elinde çevirdi. "Bu iyi oldu... Fazla dikkat çekiyorsun Evans... Çok fazla... " --- "Tanrım Lisa! " Melanie kilise bahçesinde arabadan inen arkadaşını gördüğünde ufak bir çığlık ile yanına koşup o daha adımınıbatmışken boynuna sarıldı. "Nasıl da özledim" "Bende... " Genç kız mutluluk içinde Melaniei sıkıp ayrıldı. "Bir an yetişemeyeceğim sandım... " "Çokbgüzel görünüyorsun Lisa" Melanie elini kalbine götürdü. "İyi olup olmadığından çok endişeliydik hepimiz" "Ben iyiyim ve sen? " "Hadi çabuk gel seni nisanlim ile tanıştırayım. Bak orada... Bize bakıyor" Melanie çenesiyle adamı gösterdi. "O-o çok genç" Lisa gözlerini kırpıştırdı. "Evet henüz yirmi beşinde. " Melanie iç geçirdi. "Buna sevindim" Lisa gülümserken adamın karşısına dikildiğinde ufak bir selam verdi. "Bay Burcet" "Bayan Evans... Benim için bir onur nişanlım sizden çokça bahsetti" "Sizi tebrik ederim ve ona iyi bakacağınızı umuyorum" "Hiç şüpeniz olmasın Bayan Evans ben şanslı bir adamım" Lisa yanakları kızaran Melanie e gülümseyerek kilise kapısına baktı. " Kapıya dek gelmişken bu düğünü kaçırmak istemem" "Ah evet... Ve nedimeyken... " Melanie kıkırdadı "hadi Lisa koş" "Koşma Melanie! " "Ben artık nişanlı bir kadınım" "Bende Voyvodanın kahyası olmama rağmen hala nefes alıyorum ve bıda koşamayacağın anlamına geliyor" "Tanrım... Gerçekten kazıkları var mı? " "Ya... Birini çoktan buraya soktu... " Lisa elini göğsüne bastırıp başını iki yana sallayarak Melanienin yanından yürümeye devam etti. --- Genç kız nedime sırasında dikilirken ilk defa bir nikaha oldukça yakından tanıklık etmişti evvelsinde de bay Andrew ile bir kez daha gitmişliği vardı. Evliliğe büyük anlamlar yükleyemeyenlerdendi Lisa. Öyle sanıyordu ki başına asla gelmeyecek olduğunu bildiğindendi. Pekala evlenebilirdi. Oldukça ısrarcı bir talibi de olmuştu bunun için lakin aradığı şeyin ne olduğuna şu dakika Bay ve bayan Evans öpüşürken emin olmuştu. Lisa gerçek bir evlilik istiyordu. Tıpkı onlar gibi. Romanlardaki delice aşık kadınlardan bıkmıştı. O delice aşık bir adam ile evlenmek isterdi ki gözü önünde en büyük mrnekti Bay Evans... Jane Portere çok eski zamanlardan beri duyduğu aşkı kadın evlendiğinde de dinmemiş çocuğu olmadığı gerekçesiyle kapı önüne atıldığında da bitmemişti. Onun için önemli olan tek şey Jane idi. Lisa derin bir iç çekiş ardından kızaran yanakları ile çifti alkışlarken bu tarz şeylerin aritmatiksel ifadesinin çok alt sınırda olduğunun bilincindeydi ve ne yazıkki romanlar haklıydı. Kadınlar daha duygusal ve çabuk etkilenen yaratıklardı hele ki karşılarındaki çok yakışıklı sayılmasada oldukça çekici zeki kelimeler ile güzel oynayan gizemli bir adam ise... "Tanrım, çok yakında öpüşeceğime inanamıyorum... Umarım göründüğünden daha güzel bir histir ve umarım tüm adamlar Bay Evans gibi günler öncesinden pis kokulu şeyler yemeyi bırakıyordur... " Melanie yeri gözlemekte olan Lisayı sarsarken heyecan içinde kıkırdadı. "Sanmıyorum... " Lisa omuz silkti. Genç kız bulunduğu yerden kıpırdanıp çiçeği burnunda gelin ve damadın kiliseden çıkışlarını izlerken onları takip eden kalabalık arasında koyu renk şapkası altındaki esmer yüzünü kendisine çeviren Danieli fark ettiğinde Melanie'in kolunu sarstı. Belki biraz da tırnaklarını geçirdi. "Melanie... Bu! " "Hemen geliyorum Lisa Bay Burcet ile vedalaşmam gerekiyor" "Melanie! " Lisa yanından ayrılan kızın peşinden dişlerini sıkarak baktı ardından olduğu yerden fırlayıp adama ne hakla hala yakınlarında durabileceğini sormak için öıkışa ilerledi lakin kimse yoktu. Lisa aynı tip şapka ve pelerinli bir başka adamı durdurmak istediğinde ise karşısındaki bir yabancıydı. Genç kız bir tür paronayaya tutulduğunu fark ettiğinde derin bir nefes alarak ufaklıklara doğru ilerledi. Sanıyordu ki yarın sabaha dek onlarla birinin ilgilenmesi gerekecekti ve bu kişi kesinlikle Bay Evans olmayacaktı.., --- |
0% |