Yeni Üyelik
22.
Bölüm

17. Bölüm

@gizemmgurbuzz

" Sevgili Lisa,


Güzel haberlerim var ve senin de bilmen gerektiğini düşünüyorum. Ne de olsa pek çok şey senin azmin sayesinde oldu. Küçük işletmem büyüme sürecinde pek de rağbet görecek gibi. Geçen gün birkaç mektup aldım ve bir görüşme sağladım ki inanamayacaksın. Leydilik okulu fikrim sayende birkaç soylunun kulağına çalındı. Tabii bu bahsettiğim soylular tıpkı benim gibi bireysel işleri ile öne çıkmış ve sen ben gibi halktan olup dişi tırnağı ile yükselmeye çalışanlardan oluşmakta. Bu insanların kızlarını eğitebileceğimiz bir okul açmak niyetindeler. Elbette ilk akla gelen isim ben olmuşum ki bunu yapan başka kimsenin olduğunu düşünmüyorum. Sonuç olarak Parlemento da da ileri gelenlerin desteği ile başta rahiplerin olmadığı bir eğitim alanı açacağız. Nasıl heyecanlı olduğumu titreyen kalemimden de anlıyor olmalısın Lisa... Saygı değer Wellington lordları eğer durumu onaylar nitelikte bir yazı yazabilirlerse şayet işimin çok daha fazla kolaylaşacağını düşünmekteyim. Şayet ailemiz için bunu yaparsan beni çok memnun edersin kızım ve Böyle bir mecrada hiçkimsenin boyundurluğu altında kalmadan bir mürebbiye olmaman için hiçbir sebep yok. Jane ile beni soracak olursan eğer, Hayatımda pek çok mutluluğu aynı anda yaşamaktayım. Tanrı çalışan emek veren kalpler ile birlikte...


Andrew Ewans...


---


Lisa gülümseyerek mektubu okuması ardından ikiye katladı. Bu kesinlikle kulağa oldukça güzel geliyordu. Bu kaleye görünmez zincirler ile bağlıymış gibi hissediyor olsa da Bay Andrew bu geleceği çoktan haketmişti. Genç kız derin bir nefes alarak mevzuyu kont ile konuşmak üzere mektubunu yanına aldı ve saate baktı. Neredeyse üçe geliyordu ve Mathewin en keyifli olduğu zamanlardan biriydi. Gerçi artık genel anlamda keyifliydi. Ona karşı... Lisa aralarındaki inanılmaz çekime kendini ölesiye kaptırmıştı ve sonuçlarını düşünemeyecek bir hal içerisindeydi. Hızlı adımlar ile çay servisinin yapılacağı özel oturma odasına doğru ilerleyerek yolda buklelerini eline dolayarak düzeltmesi ardından hafifçe yanaklarını çimdiklerken buldu kendini. Genç kız kapı önüne geldiğinde derin bir nefes alarak ve olabildiğince rahat görünmeye çalışarak kapıyı tıklattı. Mathewi her gördüğünde aklına görmemiş olsa da Leydi Milarcanın bahsettiği o resim geliyordu. Kadına dilettiği özür de cabasıydı. Lisa kendini ilk defa önemli hissetmişti. Tabii soyluların aralarındaki oyunların bıyık altından gülüşlerinin ne anlama geldiğini bilemeyecek kadar kısa bir süredir içlerindeydi. Burada samimiyet yoktu. Şans eseri Kont Wellingtonun samimiyeti ile karşı karşıya kaldıysa da geri kalanından hala bihaberdi.


"Gir" Mathew bacak bacak üzerine atarak fincanın tabağını avcuna yerleştirdi. Gelenin Elisabeth olduğunu gördüğünde keyfi ikiye katlandığından omuzlarını gererek kadının güzel gözleri altında kızaran yanaklarına baktı. "Gel Ewans."


"Lordum size danışmam gereken bir konu var."


"Yaklaş."


Lisa adamın sehpası dibine girene dek yaklaşması ardından elini cebinde tuttuğu kağıda atarak dışarı çıkarttı.


"Jhon. İnip bana bir divit ve kağıt getir. Anladığım kadarıyla ufak bir yazışma işim var." Mathew uşağına baktı. Jhon kendisine selam vererek çıktığında ise fincenından bir yudum alarak Elisabethin elinde tuttuğu kağıda.


Genç kız Mathewin daha o birşey demeden kağıt istemesinden duyduğu hoşnutluk ile gülümsedi. "Bugün Bay Ewanstan bir mektup aldım."


"Demek yüzünde açan güllerin sebebi bu" Genç adam fincanı sehpaya bırakıp elini kadına uzattı. Lisa kağıdı tereddütsüz vermek istediğinde ise parmaklarını okşayarak kağıdı eline aldı. Bu dünyada ona dokunmak kadar keyif aldığı başka birşey var mıydı bilmiyordu.


"Haberler güzel" Lisa ellerini önünde bir ederek Mathewin dokunuşunu hapsetme çabasına girdi. Genç kız ister istemez birinin görüp görmediğinden emin olmak için kapıdan yana baksa da açık kalsa da kimse yokmuş gibiydi. Lisa da aralarındaki flörtleşmeden keyif alıyordu.


"Bir bakalım." Mathew evvela mektup içinde yazanları okuması ardından hemen altta yazan son cümleye takılı kaldı gözleri. Püriten destekçisi bir grup soytarının adamı kullanarak halkı teşvik etmek istedikleri oldukça açık ve netti. Mathew Andrew denen adamın neyin içinde olduğundan çok da haberdar olmadığını var sayıyordu lakin ona sunulan teklif ve beraberinde parayı getirecek olan hayat şüphesiz karşı tarafın emellerine öncülük etmesine yardımcı olacaktı. Bireysel zenginleşmenin ve statü sahibi olmanın mümkün olduğunu göstermek için pek çok kişiyi yemlemişlerdi. Halkın umutlu ve memnun olduğunu görmese bile duyumlarından biliyordu. Genç adam Lisanın değer verdiği insanların düşeceği bu yanlışa öncülük etmeyecekti. Lisayı ondan almak mı? Mathew buna asla müsaade etmeyecekti. "Benden tam olarak istediğin nedir?"


"Biliyorum bu biraz fazla olacak lakin bir referans mektubu yazıp yazamayacağınızı sormak istedim."


"Bay Ewans'ın siyaset ile arası nasıl Lizzy?" Mathew olabildiğince yumuşak olmak niyetindeydi.


"Bildiğim kadarıyla böyle bir ilgisi yok efendim. Tek bildiğim şey hayalleri olduğu"


"ve senin sayende gerçekleştirmiş görünüyor. Söylesene Elisabeth, boyundurluğum seni sıkıyor mu? Bay Ewans emellerine ulaştığında buradan gidecek misin?"


"B-ben... H-hayır lordum. Böyle bir düşüncem olmasa da-"


"Bu mektubu yazmamın imkanı yok."


"Sizden yalnızca bir iki kelime rica etmiştim. öyleyse varlığımdan memnun değilsiniz."


"Aynı şey değil." Mathew yüz ifadesi değişip gözleri düşen kadını baştan aşağı süzdü. "Ben burada yazan görüşe hizmet etmiyorum Elisabeth. Bunu daha önce konuşmuştuk."


Lisa hayal kırıklığını gülümseyişi ardına gizlerken ağır ağır kafa salladı. Genç kız mektubu almak için öne eğilmişti ki Victor Wellingtonun içeri girmesi ile yeniden doğruldu.


"Neye hizmet etmiyorsunuz kont hazretleri?" Victor sohbetin sonuna dahil olmuşa benziyordu. "Bende sizi arıyordum bayan Ewans"


"Evet efendim." Lisa kısık çıkan sesinindeki hayal kırıklığını toparlamaya çalıştı.


"Aşağıda bekle beni. " Victor kahyanın reverans yaparak hızla çıkması üzerine ağabeyinin elinde asılı kalmış görünen kağıdı hızla çekti. "Nedir bu?"


"Özel bir yazışmayı izinsiz almaman gerekir." Mathew öfkesini haddini gittikçe aşan kardeşine yöneltti.


"Özel? Yanlış görmüyorsam Lordların yazıyor burada ve bu lordlardan biri benim. Hep unutuyorsun lakin hatırlatayım."


"Böyle bir mevzuuya karışmayacaksın!"


"Buna kendim karar veririm Mathew. Her ne kadar pek de umurumda olmasada hatırlatayım... Bende yarı halktanım... ve birşey daha biliyorsun ki özel bir balo davetimiz var. İlgi alanına girmediğini biliyor olsam da hatırlatayım dedim."


"Sabrımı sınamaya devam etme Victor."


"Buna ben karar veririm... Katlanıp katlanmamak senin elinde Mathew."


---


Lisa burun kemiğini sıvazlayarak koridorun başında beklerken az sonra odadan çıkan Lord Wellingtonun keyifle yanına gelmesi ile kendini toparlamaya çalıştı. "Dinliyorum lordum."


"Leydi Carreyin evinde düzenleyeceği bahar balosundan haberdar mısın bilmiyorum lakin kasabaya alışveriş için inmeyi planlıyorum. Bir kadının göz zevkine ihtiyacım var bayan Ewans. Zevkinin de gözlerin kadar ilgi çekici olduğunu düşünmem hata olmaz umarım ve en önemlisi..." Victor kadını baştan ayağa süzdü. "Bu senin için."


Lisa davetiyeyi eline aldığında nefesini tuttu. "Leydi Milarca balosuna beni de mi davet ediyor."


"Neden olmasın. Milarca Kont Wellingtonun sergilemekten çekinmediği tablosuna hayat veren kadının teşrif etmesinden hoşlanacağını söyledi."


"Benim o tarz biryerde olmam uygun değil lordum ve Lord wellingtonun da bilmesi-" Lisa Victorun bakışlarının keskinleşmesi üzerine sustu.


"Lord Wellington balolar ile ilgilenmez Lisa. Uygun olmayan giyimine gelince, korkma. Benimle gelmeni istememin sebebi senin için güzel bir kumaş seçmek istemem. Ayrıca mektubu gördüm. Bu teklifi geri çevirmediğin takdirde Wellington varisi olarak en iyi dileklerim ile referans yazacağımdan şüphen olmasın."


Lisa gözlerini kırpıştırarak niyetinin tam olarak ne olduğunu kestiremediği Victora baktı. O referansı istiyordu Lisa. Andrew için bunu kendine borç biliyordu ve onu yetiştiren koruyup kollayan adamın ne gibi bir siyasi görüş içinde olduğu çok da umurunda değildi. Ağır ağır kafa sallaması ardından odadan çıkan kont ile göz göze geldi genç kız. "ne vakit gidilecek efendim?"


"Yarın öğlen çıkarız. balonun yaklaşık dört gün sonraya gelecek olduğunu düşünecek olursak hızlı olmamız icap etmekte benimle gel de sana parlatılacak papuçları ve olabildiğince az kırışık olması gereken şeyleri göstereyim."


"Nasıl isterseniz." Lisa reverans yaparak aşağı inen adamın peşine takıldı. Bay Ewans için birkaç saatlik bir aşağılanmaya katlanabilirdi. Bunu kesinlikle yapacaktı.


--

 

 


Loading...
0%