Yeni Üyelik
23.
Bölüm

18. Bölüm

@gizemmgurbuzz

Ertesi gün


Mathew sabah Elisabethi kahvaltı hazırlanırken göremediğinde Ivy'e sormuş aldığı yanıttan ciddi bir rahatsızlık duymuştu. Balo? Kumaşlar? Genç adamın Milarcanın davetiyesinden haberi yoktu lakin zaten amaç da bu değil miydi. Kardeşi kesinlikle adının koca bir skandala karışmasını istiyordu. Evet durum ne yazık ki öyle olacaktı lakin Mathew Lisanın en az hasar ile bunu atlatabilmesi için daha büyük bir skandala denk getirme planı içerisindeydi. Ortalık karışmak üzereymiş gibiydi kral birkaç atakta bulunacaktı ve bu süreçte insanların konuşacağı son şey Mathewin hayatını geçireceği kadın olurdu. Elbet kimse susmayacaktı lakin duruma alışma yada önemsememeye başlama süreçlerinde kesinlikle korku verici bir olay yardımcı olurdu. Kadın düşünmeksizin kendisini kurt sürüsü içine atıyordu. Mathew onun kimse bilmediği takdirde nasıl bir zerafet ile süzüleceğini biliyordu yine de Victor bu işe heves ettiyse herkes bilecekti kaldı ki Milarca Careyin Mathewden alacağı intikamı vardı. Genç adam girişte huysuz kahyasını bulamadığında mutfağa yöneldi lakin orada da yoktu.


"Lordum. Bayan Ewans hazırlanmak için odasına çıktı. " Trudy masa altından ayağına vuran Elspete baktı. Kontun kahyalarına olan ilgisi barizdi ve Mathew saklayan bir adam değildi. Etrafında pek kimse yoktu lakin olanlar da ne hissiediyorsa bilirlerdi. Trudynin korkusu Lisanın metres olma yolunda gidip gitmediğini bilmediğiydi. Belkide biliyordu. Her ne olursa olsun onlar hallerinden memnundu. Lisa gibi bir hanımlarının olmasını da çok isterlerdi doğrusu.


"Anlıyorum" Mathew kafa sallayarak mutfaktan ayrılıp hızlı adımlarla bu kez hizmetlilerin yatak odası katlarına yöneldi.


Lisa elini çabuk tutmaya çalışsa da istemeyerek hazırlanıyordu. O baloya katılmak istemiyordu lakin o referans mektubunu istiyordu... Genç kız üzerine toprak rengi iç gömleğe uyumlu önden bağlamalı koyu mavi korsesini altına da aynı renk eteğini giymiş yaka ve bilek dantellerini takmak için çaba sarfediyordu ki kapı çalındığında bir yardımcı bulduğu için memnundu. "Gel Ivy" Lisa konuşarak kapıya ilerledi. "Bende bunu nasıl takacağımı düşünüyordum sanırım acele etmem gerekiyor..." Genç kız kapıda Mathewi gördüğünde nefesini tutarak durdu.


"Bayan Ewans. " Mathew kadının kaldığı odanın derli topluluğuna ve nasılda kendisine güzel bir konfor alanı oluşturduğuna baktı. Mobilyalar değiştiği vakit atılacak olan bir tekli koltuk onarılmış şömine önüne konmuştu. Orada ham ahşaptan bir sehpa ve kavanozda birkaç kış çiçeği bile vardı.


"L-lordum" Lisa şaşkınlığını gizleyemedi.


Mathew bir an ne yapacağını bilemese de odaya bir adım atarak kadının yatağı üzerine bıraktığı giysilere köşede sandığın üzerinde katlı duran pamuklu geceliğe bakarak yutkundu. "Çalışma odamda seni bekliyor olacağım"


"Lord Wellington beni beklemek zorunda kalır ki bu pek de iyi birşey değil" Lisa kol fırfırını çekip elinde toparladı.


"Kont Wellingtonun emri. "


"Kont Wellingtonun emri dahi olsa verilmiş söz sözdür ve Lord Victoru es geçerek bunu yapamam. Bu hiç terbiyeli bir davranış olmaz ve -"


"Sus Ewans! " Mathew başını iki yana salladı. "Mesele Lord Victor ile alışverişe gidiyor olman değil. Mesele senin onun kahyası olduğunu muhtemelen şu sıra pek kalabalık olacak bir terzide fazlaca aöık etmek istemesi. "


"Ben sizin kahyanızım efendim" Genç kız öfkeyle danteli koluna dolayıp dişkeri yardımıyla tekini bağladı. Elbet utanacaktı ondan.


"Öylesin ve oldukça akıllı bir kadın olduğunu biliyorum. Mesele kahyamız olman değil mesele orada Victorun yanında, hizmetinde görünmen ve sonrasında o baloda"


"Bu gerçek" Lisa dudaklarını kemirdi.


"Neden bu kadar heveslisin Lizzy anlamıyorum"


"Sizde çok akıllı bir adamsınız kont hazretleri. Beni şaşırttınız"


"Ne o Victor karşılığında o referans mektubunu mu vaadetti. " Genç adam öfkeyle diğer bileğine danteli takmaya çalışan kadının yanına yaklaşıp elinden alarak bağlamasına yardımcı oldu.


"Bu konudan bahsetmek zorundamıyım? " Lisa elini çekmek istediğinde Mathew bileğinden yakalayınca öfkeyle adamın yüzüne baktı.


"O mektubun krala ve ülkeye zarar verecek olması durdurmam için yeterli bir sebep Evans. Ve sen de o baloya gitmeyeceksin"


"O mektup Bay Andrewe yarar sağlayacak ve kardeşlerime! Kral ne vakit bizi düşündü ki ben düşüneyim! Durmayın engelleyin... Lakin beni kovduktan hemen sonra yapın bunu."


"Bu çok sorumsuzca ve bilgisizce bir davranış. Kralına karşı sorumlulukların var Evans. Andrewin bilgisizliğinden yararlanarak onu neye öncü edecekleri-" Mathew kadının kendisini ortaya koyması üzerine kaş çattı.


"Kralın bizim üzerimizdeki sorumlulukları peki? Ben de Bay Andrewde yeterince bilgisiz olduğumuz için üzgünüm! " Genç kız kolunu çekip sandık üzerinden aldığı kurdeleyi saçına takmak istedi lakin Mathew onu yeniden durdurup kurdeleyi elinden aldı. "Ve taşralıyız ve soylu değiliz "


"Lizzy burada durmuş benimle neyin tartışmasını yapıyorsun. Oraya gitmeni istemiyorum oldukça açık ve net değil miyim"


"Öyleyse yazın o mektubu! " Lisa kont çokça dibinde olduğundan bakmak için aşını hafifçe yukarı kaldırmak zorunda kaldı. "Kendimi bildim bileli Lisa olarak çağırılıyorum tavsiyem evvela adımı öğrenmeniz yönünde olur"


"Öyle birşey yapmayacağım ve bu husustaki amacımın bay Evansa verdiğin değeri bildiğimden ona yapılan kötülüğe ortak olmamaktır. Kararım kesin! "


"Tanınır ve saygın bir adam olması, belki zengin... Tüm bunlar kötülük mü? Sırf taşralı diye öyle kalmak zorunda değil! Bana kalırsa rekabetten korkuyorsunuz ve sıradan insanların soylulardan daha akıllı olabileceğinden..." Lisa haddini aştığının bilincindeydi.


"Sözlerine dikkat et Ewans! Kim olduğumu unutmuş gibisin" Mathew burunları birbirine değecek kadar yaklaştı.


"Edepsizliğimi bağışlayın kont hazretleri. Unutmak benim hatam. Şimdi izin verirseniz..." Lisa geri çekilip reverans yaparak eliyle kapıyı işaret etti. Çizmenizin bağları zemine sürtüyor efendim. Acele edelim burada tozlanmasın! "


Mathew kovulması üzerine hışımla odadan çıkıp üst kata yöneldi ve Elisabethin inatla aşağı indiğini gördüğünde diş gıcıdatmaya devam etti. Haddini bilmiyordu kesinlikle karşısında kim olduğundan bihaberdi. Mathew söz dinletememiş olmanın verdiği hırs ile çalışma odasına girerek kapıyı hızla çarptı. Genç adam hayret dolu bir ses çıkararak pencere önüne ilerledi lakin az sonra Samin arabayı çekmesi ve Lisanın pelerini ardından dışarı çıkan salık kalmış saçlarını gördüğünde avcunda duran eski pembe kurdeleye bakıp küfretti.


"Hazırmıyız Bayan Ewans" Victor kadının dağınık kalan saçlarına bakıp başını yana yatırdı. Belki adını dillere dolayacak kadar güzel değildi lakin kendince bir hoşluğu, çekiciliği vardı. Kızaranyanakları düşürdüğü bakışları ve sallandırdığı dudağı ile keyifsizce kendisini yanıtladığında genç adam Samin açtığı kapıdan içeri atlayarak oturdu ve Elisabeth Ewansa koltukta yanındaki yeri gösterdi. KadındaSamin yardımı ile oturup camın köşesine kendisini sindirdi.


"Keyifsizsin Lisa. Yoksa kararın mı değişti."


"Aksine çok daha istekliyim Lordum. Üstelik ilk kez böyle seçkin bir baloda bulunacağım"


"Eğlenceli olacak" Victor kaşlatını kaldırması ardından tokmağını arabanın ön duvarına vurdu.


"Öyle ya bir maskotunuz bile var" Genç kız herşeyin farkında olduğunu bilerek sessizce yanıtladı normalde bu denli asabi ve öfkeli olmayan küçük kardeş ise alaycı gülüşünü esirgemedi ondan.


"Açık konuşayım mı? "


"Hayır lordum lütfen... Bazen bilmemek daha iyi"


"Akıllı bir kadınsın Bayan Ewans. Görüyorumki Bay Ewansa sadıksında. Bu sadakatinin bir başka adamın hırsları ile heba olması yazık olurdu."


"Ne demek istediniz efendim bunu anlamadım" Genç kız Lord Victor tokmağını yeniden vururken yüzünü ondan yana çevirdi lakin adam konuşmaya başlamadan kapı açılıp karşılarında Wellington kontunu gördüklerinde ikiside sustular.


Mathew işte yapacağını yapmıştı. Dayanamamış onu kovalayan kadının peşinden onurunu ve gururunu ayaklar altına almıştı. Victor pişkin pişkin sırıttığında konuşmadan arabaya binerek Elisabethin karşısına oturdu. Kardeşine sahip çıktığı kadını koruyacağına dair sessiz bir göz dağı vermek niyetindeydi.


"Katılmayacağınız bir balo için kumaş seçmek niyetindemisiniz kont hazretleri." Victor dudak büzdü. "Bir balo eşiniz olmadığı halde..."


"Öyle sanıyorum ki bu benim arabam ve içinde dilediğim yere giderim." Mathew sabır dilendi.


"Yolculuğumuz sırasında neden bize balolara katlmamaya yeminli olduğunuzdan bahsetmiyorsunuz."


Lisa Mathewe baktı. Balolara katılmamaya yeminli olmak hususu oldukça dikkatini çekmişti ve genç kız Victorun kendisine söylemekten vazgeçtiği bir diğer hususu da düşünmeden edemiyordu.


"Yolunuzun iki saniyesini eğkkenceye çevirmek anlamsız. Cevap oldukça basit. İnsan sevmiyorum."


"Yalanda üstünüze yok kont hazretleri... oldukça sevecensiniz. Öyle değil mi bayan Ewans"


"Victor Wellington!" Mathew cıkladı. "Ağır ol!"


"Son zamanlarda tüy gibi hafifim oysa."


Genç kız ikilinin atışmalarından başını sağa sola çevirmekten oldukça yorulmuştu. "Seçkin baloların oldukça güzel olduğunu işittim" dedi konuyu değiştirebilmek adına.


"Dedikodu skandal ve koca aramak için oldukça elverişli yerler olduğunu söyleyebilirim."


"K-koca aramak?" Genç kız kaş çattı.


"Dans Lisa... Dans ruh eşini bulmak için oldukça teşvik edici. Dans etmeyi sever misin?"


"Sevmem!" Genç kız biraz sert bir ifade ile koca arama niyetinde olmadığını açıklamaya çalıştı.


"Benimle bile mi?" Victor elinin tersini ağzına kapatarak güldü.


"Sevmediğini söyledi. " Mathew Lisaya kaş çattı.


"Aslına bakarsanız daha önce tecrübem oldukça kısıtlı ve dans eşlerim bir hayli sıkıcıydı." Genç kız boğazını temizledi.


"Çok da ufak olmamanıza rağmen tecrübenizin kısıtlı olması şaşırtıcı."


"Erkeklerin fazla konuşan ve her konuda yorum yapabilen kadınlar hususundaki düşüncelerini hepimiz biliyoruz." Lisa şimdiden boğulduğunu hissediyordu.


"Sıradışı olmaya çalışmak bazen sırıtabilir." Victor başını yana yatırdı. "ve haklısınız. Kadınların aklı bir yere kadar bize yardımcı oluyor bayan Ewans bir yerden sonra işler sarpa sarıyor."


"Kraliçe Elisabeth sayesinde ayakta duran bir ülkeye sahipken mi?" Lisa Mathewe baktı.


"Yüce kraliçe sağolsun ayakta kaldık lakin İngiltere onun bunun çocuğu ile doldu. Öyle ki soylular bayağı kimseler ile bir arada olmayı çokça normalleştirdi. "


Lisa dudaklarını kemirerek başını önüne eğdi. İçinden ağlamak geliyor olsa da kendini yeterince küçük düşürmüştü zaten.


"Ve elbet Victorun kastının o dönem savaşta erkek kalmadığından Bakire kraliçenin ülkenin bekası için zindanlardan çıkarılmak zorunda kalan mahkumlar olduğunu biliyoruz."


"Ah, evet elbet... Kastım buydu." Victor ağabeyinin sınırlarını zorlamaktan keyif alıyordu. Durmayacaktı. kendi çektiği acıyı ona da yaşatmak için yeminliydi.


Lisa yol boyu sessizliğini korudu ve ikili de hırslarını birbirinden aldıklarına tam olarak emin olduklarında sustular. Genç kız bu işin en başından yapılmış bir hata olduğunun farkındaydı yine de bir parça sıkıntı için onlarla ekmeğini paylaşan Andrewe olan minnet borcunu ödemek zorundaydı. Şimdilik umursamamak için elinden geleni yapıyordu ve zaten Bayan Ewansın da defalarca öğütlediği gibi statüsü hakkında her defasında aşağılanmayı kabullenmezse bu işi yapamazdı. Araba durduğu vakit Victor aralarından oldukça kaba bir şekilde inerek aşağı indi. Bu tutumu ergenliğe yeni girmiş bir oğlan havası katıyordu ona ve her neye hırslandıysa yine yeni yetme bir oğlan gibi davrandığı su götürmezdi.


Mathew inmeden evvel karşısında oturan kadının ona esrarengiz gelen güzelliğine bakarak saçlarını bağlaması için elindeki kurdeleyi uzanıp avuç içine yerleştirdi. "Bu bende kalmış."


"Dönüş yolunda araba ardına bağlarsınız kont hazretleri arkadan gelirim."


"Sana bu işin uygun olmadığını söylemeye çalıştım Lizzy." Mathew başını iki yana sallayarak arabadan indi.


"Şayet adımı doğru biliyor olsaydınız belki daha net algılayabilirdim lordum!" Genç kız Samin uzattığı eli tutarak aşağı atladı.


"Benimle kavga etmekten keyif mi alıyorsun!" Mathew şu an ciddi ciddi kadın ile kavga etmekte olduğunu düşününce iç geçirdi. Onunla inatlaşıyor ve bile isteye dediklerini yapmıyordu. "Dizginlenemez bir at gibisin!"


"Öyleyse dikkatli olun efendim. Dizginlenemeyen huysuz atların başınıza neler açtığını bizzat tecrübe ettiniz."


"Beni tepeleyeceğini mi ima ediyorsun!" Genç adam sinir bozukluğu ile güldü.


"Sizde benim bir at olduğumu ima ediyorsunuz."


"Aramızdaki fark Lizzy ben atları severim... "


"B-ben oldukça sevimsizim oysa."


"Böyle düşünüyor olman işime gelir." Mathew kendini affettirebilmek adına girdiği çabada Elisabeth'i güldürebildiğinde başarılı olduğunu düşünerek terziden içeri girdi.


Victor ikilinin bir şekilde memnun görünen yüz ifadelerine karşın diş gıcırdattı. Onun aksine Mathew daima sevgiyi bulan taraftı lakin genç adam da şartların eşit olmasından yanaydı bunun için elinden geleni yapacağına ant içmişti...


---


  

 

 

 

 

 

 

 

 


Loading...
0%