@gizemmgurbuzz
|
1. Gün Lisa orada geçen konuşma ardından bilekleri sıvamış tüm o çekilmez ruh hali ile mücadele etmeye hazırlanmıştı. Genç kızın ilk yaptığı en yakın iki köye Wellington malikanesine bir bahçivan altı tane yardımcı bir bulaşıkçı iki de kat hizmetlisi alınacağı yönünde olmuştu. Yardımcı ve bahçıvanlar kalıcı olmak zorunda değildi lakin bulaşıkçı ve kat görevlileri kalmak zorundaydı Böylece Ivy ve Lorenna her yere yetişmek zorunda kalmayacaklardı. Trudy ve Elspeth de hem yemek yapıp hem bulaşıklar ile uğraşmayacaklardı. Bahçıvan Ron ise ambarlar sebzeler ve tahıllar ile meşgul olurken yeni gelecek olan bahçe düzeni ile hayvanlarla ilgilenecekti. Samin seyislik dışında birşey ile uğraşmadına gerek kalmayacaktı. Kalan dört uşaktan biri girişten diğeri yemek odasından kalanlar da mektuplar ile çarşıdan mesul tutulmalıydı. Gelecek yardımcılardan ikisi çamaşır kalanlar temizliğe yönelecekler ve sorumlulukları kıdemli olduğundan Ivyde olacaktı. Böylece Lisa herkesi dinlemek zorunda kalmayacak yalnızca Ivynin ve adamlar tarafından Ronun raporları ile hareket edecekti. Genç kız akşam yemeğinden hemen önce masaya düzenleme raporlarını bırakmıştı. Böylece adam kabuğuna çekildiğinde gördükleri yüzünden muhtemelen onu çağırmak zorunda kalacaktı. Lisa Voyvpdanın kıymetli vaktini ihlal etmekten keyif alacaktı şüphesiz. Yarın da gelen gidenin çok olacağını bildiğinden ön mülalatlar ile uğraşacak geçenleri Kont Wellingtona yollayacaktı. Tabii iptal etmezse. Genç kız oturma odası ve holü iyice temizlettiğinden emin olduğunda keyifle mutfaktaki masada çay içerken Iyv'nin gelmesi onu gülümsetti. "Beni çağırıyor... " "Evet Bayan Evans. " "Peki... " Lisa gülümseyerek kontun çalışma odasına çıktı. Kapıyı hafifçe tıklatarak içeri girdi. "Kont hazretleri beni emretmişsiniz " "Nedir bu? ” "Yeni çalışan düzeni efendim" "İnsan sevmediğimi açık bir dil ile belirttim. " "Ben çok severim kont hazretleri. Sizi temin ederim öyle bir düzenleme yapacağım ki manastırda eğitim alan çocuklar misali ders ve dayak bittiğinde kimse kale içinde yürümeyecek efendim" "Burada yeterince çalışan mevcut" "Yoksa çamaşırlarınızı kendiniz mi yıkıyorsunuz? ” Lisa gözlerini kırpıştırdı. " Konuşmaya devamnederseniz-" Mathew sırtını dikleştiren kadına baktı. "Beni kovacak mısınız? ” "Bunu yapmamı istiyorsun" Genç adam kadının niyetini anladığında. Kafa salladı. "Hayır kont hazretleri kimse işinden olmak istemez efendim. Tüm samimiyetimle çalışanları düşünüyorum ve tabii sizi" "Beni? " "Evet efendim. Burada herşey aksak ve yavaşmış gibi. " "Bu bir hakaret" Mathew iç geçirdi. "Biri bu durumdan haberdar olursa şayet o zaman bolca hakaretvari dedikodu olacak efendim. " Mathew kadının kendisine laf yetiştirmesinden hoşlanacak kadar büyük bir kaçıktı şüphesiz. İri iri açtığı gözlerindeki munzurluk parıltılarını görmüyor olsaydı kızada bilirdi. "Dışarı çık... Bolca vaktimi aldın. " "Ve birşey daha... Lisa reverans yaparken konuşmaya devam etti. Buranın da temizlenmesi gerekiyor. " "Ve senin de bilmediğin birşey ekleyeyim. O vakit kızarım. Ben yokken bu odaya girilmesinden haz etmiyorum tıpkı ben varken girilmesinden hoşlanmadığım gibi..." "Öyleyse bir çözüm yolu düşüneceğim" "Düşünme Lizzy sessiz ol. " Genç adam eliyle kadını kovalaması ardından yeniden önündeki kağıtlara döndü. Sessizlik çok uzun zamandır hayatındaydı. Bu kadar konuşmak dahi onun için yorucuydu. --- 3. Gün Lisa dünü kaleye gelen insanlarla konuşarak geçirmişti. Genç kız seçtiklerinden sinirleri sağlam ve sakin görünenleri Lord Wellingtona onaylatmak için göndermiş adam yarısını reddetmişti. Genç kız kalan dört kişiyi sorma gereği duymadı çünkü dinlemiyordu. Seçtikleri ise asla seçmeyeceğini düşündükleriydi. Genç kız kesinlikle umursamayacaktı. Zatenortalıkta görünmüyordu. Son dört günü onu gözleyerek geçirdiğini var sayarsa her işini kırulu düzeni içinde yapan asla dışına çıkmayan bir adammış gibiydi. Lisa da talimatlarını o kabuğuna çekildiği zamanlar içerisinde veriyordu. Genç kız koridorlar süpürülüp merdivenler fırçalanırken Kontun bir anda odadan çıkmaya karar vermesiyle ne yapacağını bilemedi. Hizmetliler toparlanıp selama dururken Lisa da başlarına geçerek reverans yaptı. "Bayan Evans benimle gelin" "Emredersiniz efendim. " Lisa adamın ıslak merdivenlere kaş çatarak bakan kontun geri dönerek çalışma odasına girmesi üzerine hızla peşine takıldı. "Şimdi kururlar lordum" "Fırça sesi kulaklarımı tırmanıyor ve odaklanamıyorum" Mathew yüzünü buruşturarak eliyle gelen sesi işaret etti. "Duyuyor musun Lizzy? " "Duyuyorum. Ritmik ve müzikal lordum." "Nefret ederim" "Peki öyleyse düzeni bozup daha karmaşık hareket etmelerini söyleyeyim. " "Burası yeterince temiz bir kale" "Çizmeleriniz de öyle görünüyor kont hazretleri" "Tanrı aşkına! " Mathew ayaklarındaki toza bakıp kaş çatarak kadına döndü. "Beni kovacak mısınız yoksa? " "Hayır bayan Evans ben kaçmanızdan yanayım. " Mathew kaşlarını kaldırdı. "Bu olmayacak lordum" Lisa reverans yaptı. "Öyleyse eğitilmek istiyorsun" "Ben at ya da köpek değilim" Lisa gülüösemeye çalıştı. "Atbköpek insan farketmez sabır erdemdir herkes için" "Şımarık veletlerelere de aynı eğitimi veriyor musunuz Kont hazretleri. " Lisa boşta bulunup hızla konuşması ardından susup başını önüne eğdi. "Duymuş olmalısın. Onları kazığa oturtuyorum ve patavatsız çok konuşan kahyalarımın bir kısmına da bunu yapmış olabilirim..." Mathew ellerini masa üzerinde kenetleyerek kızarıp bozaran sesi çıkmayan kadına bakmaya devam etti. Sevimli bir kız olduğunu anımsıyordu lakin zamanla fazka sevimsizliğe doğru evrimleşmiş olmalıydı. "Kazıklar nerede lordum. O-onları da fırçalatmam gerekebilir... " Lisa dudaklarını birbirine bastırdı. "Neden kaçarken hatıra mı götğreceksin" Mathew sırıtarak kağıtlara döndü. "Kaçmam" Lisa varla yok arası bir ses çıkararak kafa salladı ardından bir iki adım geriledi. "Güzel. Şimdi dışarı. " Genç kız dişlerini sıkıp gevşeterek odadan çıkıp merdivenlere yöneldi. "Fırçalayın devam edin. İyice fırçalayın. " Lisa merdivenin kuruyan kısmından dikkatle inip soluğu odasında alarak dün çıkarttığı giysileri yeniden sandığa tepti. "Gideceğim! Gidecek yerim var! Kimse beni mazur görmeyecek çünkü kimse burada kalamaz tek ben değil! Eğitecek miş beni şımarık dengesiz adam. " --- 5. Gün "Hala buradasın" Mathew holde kadını mutfağa doğru ilerlerken gördüğünde kapıda eldivenlerini takmaktaydı. "Yoksa kovuyor musunuz beni? " Lisa durup adamın başına oturttuğu şapkaya üzerindeki kalınnpelerine şöyle bir baktı. Pek hareket ettiğini görmemişti. Kaleden çıkıyor oluşunu ise garipsemişti nedense. "Bir tür yemeğe davetliyim" Mathew kafa salladı. Yine ve yine büyük başların kapıldıkları reform konuşulacaktı ki genç adam Kral Charles'a olan saygısından sabote etmekte bir sakınca görmüyordı. "Sabır diliyorum" Lisa kendince söylenerek reverans yaptı. O masadakilere sabırdan başka edilecek dua yoktu. "Bol bol dua et Bayan Evans Şüphesiz buna ihtiyaçları olacak. " Mathew eldivenin düğmesini bağlaması için kolunu uşağa uzatırken gülümsedi. "Lord Wellington" Genç kız adamın kenarda duran çantasına baktı. "Ah tamamen unutuyordum" "İçinde önemli şeyler olmalı." "Kazıklar... Lizy... Umarım yeterince fırçalanmışlardır... " Mathew kadının gözlerinin büyüyerek komik bir hal alması karşısında gülümsemeye devam ederek çantayı ve kenardaki değneği alıp kapıya yöneldi. "Jackson toparlan o ne hal lorduna selam vermelisin. " "Gülümsedi... " Adam kahyaya bakıp kaşlarını kaldırdı. "Çok ayıp Jackson! ” Lisa kontun alaycı gülümsemelerine alışmıştı. Genç kız adamın arabaya ilerliyor oluşuna karşın ellerini önünde kavuşturarak derin bir nefes aldı. Gülümsemek her insana yakışıyordu lakin Kontta biraz fazladan iyi durduğunu söylemek mümkündü... --- 6. Gün Lisa dün genel olarak işlerin yoluna girmiş olmasından memnundu. Temizlenebilecek her yer halledilmiş kalan zamanda ambarlar düzenlenmiş ve eksikler dahi çıkarılmıştı. Böceklenen tahıllar çöpe gittiği vakit alınacak pek çok şey listelenmeknzorunda kalmıştı üstelik ambarın onarılması da gerekmekteydi. Ron rutubet ve tavandan akan suya çare bulmak zorunda olduklarını söylüyordu. Lisabherşeyi bir bir toparlayıp konta ulaştırılması üzerine Jacksona kağıtları uzattı. Birşeyler ile meşgul oluyor olmak kesinlikle kafasını dağıtıyordu. Ve bunu daha normal bir yerde yapmak ona kesinlikle çok daha büyük bir keyif verecekti. Genç kız şarap mahseni için gelen birkaç fıçının lezzet kontrolünü yaparken yerinde sallanan Elspeth ve Trudye gülümserken kadının hıçkırıp "kont bu halimizi görmesin en sevmediği şeydir çalışanların içmesi. " Ya... " Lisa kafa salladı. "Ben de tadına bakabilir miyim? ” " Dikkat edin... " Elspeth kıkırdadı. Lisa içmek hakkında en ufak bir bilgiye dahi sahip değildi. Temiz cam kadehe kırmızı sıvıdan yarısına dek doldurup Andrewin gösterdiği gibi kadehi hafifçe çevirdi ve ufak bir yudum alıp yüzünü sıktı. "B-bu çok tuhaf... " "Çok anlamam ama Kont bu hususta masraftan kaçınmaz. Daha iyisi olduğunu sanmıyorum." Genç kız kafa sallayarak elindekini bitirip diğer fıçıdanda kadehin dibine doldurdu. "Bu nedir? " "Viski Bayan Evans. Yavaş olun. Onlar İskoçyadan gelir " "A bu çok kötü" Lisa elindekini bitirip su içme ihtiyacı ile etrafa bakındı. Genç kız sandalyede oturmuş suyu yudumlarken kesinlikle içi bir hoş uçuyor gibiydi. Hafif terlemiştide. "Bayan Evans? Kont hazretleri çağırıyor efendim muhtemelen yatak örtüsü ve perdelere yaptıklarımız yüzünden kıyamet kopacak" "Ah bu ne hoş" Lisa kıkırdayarak ellerini ovaladı. "Bu kez oluyor desenize" "Bizi de mi sevmediniz Bayan Evans... Halbuki biz sizi sevdik" "Sevdiniz mi beni? ” " Sevdik ya! ” trudy kafası hoş olduğundan ağladı. "Ah peki... Peki... Merak etme Trudy. Ben hallederim" Lisa kafa sallayarak ellerini önünde bir edip Lorennayı takip etmeye koyuldu. "Sen benim arkamda dur Lorenna sorun yok! " "Kızgın Bayan Evans! " Lorenna kadının ardına geçti. Lakin diğer yöne saptığında kuşağından tutmak zorunda kaldı. Bu kez kapı dışarı edecekti. Lorenna Bayan Evanstan memnundu. Böyle olsun istemezdi. "Kont hazretleri beni çağırdınız" Lisa gülümseyerek adamın odasına girip etrafa bakındı. "Tam düşündüğüm gibi olmuş" "Elisabeth Evans! " Mathew gözlerini etrafına bakınan kadına dikti. "Görüş alanımdan çık Lorenna! " "Dün farketmediniz mi? " Lisa biraz baş dönmesi yaşasa da ahşap mobilyalara ve duvardaki portrelere yeniden baktı. "Çok güzeller... " Mathew "haddini aştın" Diye çıkışırken kadının birkaç paytak adım ile duvara yönelişini izledi. Şu dakika kesinlikle kaile alınmıyordu. "Bu benim olayım lordum. Hadsizlik... " Genç kız portrede resmedilmiş ağaç ve gölgesine baktı. "Rüya gibi... " "Bayan Evans! " "Hı? " "Sanırım seni geri göndermek zorundayım. " Mathew kaş çatmaya devam etti. "Bunu lütfen yapmayın lordum" Lisa panikle dönüp adama doğru ilerleyerek önce koluna tutundu ardından ne yaptığını fark edip geri çekilip reverans yaptı. "Birde sarhoşmusun! " Mathew yanına yaklaştığında kokuyu almıştı. "A ilk defa. Yani pek değilim. Bir parça içim gıdıklanıyor birde sanırım elim kolum fazladan hareket ediyor. " Üzgünüm" Genç kız adama doğru bir adım atıp gözlerini irice açtı. "Ben buradan hoşlanmıyorum ama Trudy ve Elspeth benden hoşlanıyor... Lütfen beni kovmayın" Mathew kadının fazla dibinde durmasından dolayı bir adım gerileyip kızaran yanakları ve burnuna hemen üzerinde duran yarı baygın duru mavi gözlerine baktı. Şu hali kesinlikle resmedilmeye değerdi. "Kovulmak isteyen de bunun için çaba sarfedende bir başkasıymış gibi davranıyorsun" " Neden kızdınız ki? Bir parça değişiklik. Eskileri temizlenip kuruyana dek bunlar ile idare etseniz. Ne kadar da güzel" Lisa dönüp yatağın üzerindeki kapitonede elini gezdirdi. "Sevmediyseniz çekip alayım" Genç kız aşırı hareketlerine engel olamayarak kapitoneyi çekti ve ayağı takıldığında kıkırdadı. "Bayan Evans! ” Mathew diş gıcırdatarak kadının çekelediği kapitoneye doğru yürüdü ve ayağı takıldığında gayri ihtiyari kolundan tuttu. " Düşecektim. " Lisa kafa sallayıp Kontun tuttuğu koluna baktı. Ardından ona bakan gözlerine. "Çok sakin bakışlarınız var lordum" "Halbuki şu an alev çıkıyor olmalı" "Alev çıkan bakışlar... Kitaplardaki gibi... Sıcak alevin teni yalaması. " Lisa kıkırdadı. "Sizde şiirlerinizde kullanıyor musununuz yoksa. Tenimi yalayan alev... " Genç kız geri adım atmak isterken sallanan kapitoneyi takıldığında adamın diğer kolundan da tutmasıyla sarıldığı örtüyü bırakarak ellerini göğsü üzerine yerleştirdi. "Mengene gibi eller. " "Konumuz edebiyat mı? Yoksa şu uygunsuz tavrın mı? ” " Özür dilerim." Genç kız gülümseyerek kontun gömleğinin fırfırlı yakasını düzeltti. "Ne kadar geniş omuzlarınız var... " "Tanrım... " Mathew ellerini çekerek geriledi lakin aklı uçuvermiş kahyası yeniden takıldığında düşmemesi için belinden tutarak doğrulttu. "Bunu kafan ayıkken konuşacağız!" Genç adam Evansı kapıya doğru götürüp elini onunla birlikte tokmağa attı. Sıcak parmaklarını hissettiğinde ise kendisine şaşkınlıkla bakan gözlerinne odaklandı. "Odana git Lizzy! ” " Lisa... Adım Lisa" Genç kız kuruyuveren dudaklarını yaladı. " "Şerefli bir adam olduğum için duacı ol ve odana git LİSA! " Genç adam yutkunarak mumun altında parıldayan dudaklara, kızıl yanakları ve burnuna yakından bakarken kalbi tekler gibi olduğunda kadından uzaklaşıp ellerini ardında birleştirdi. "Lorenna! Ivy! " " Ne güzel söylediniz..."Lisa az sonra açılan kapıda beliren kızlara bakıp gülümsedi. "Korkmayın beni henüz kovmadı. " "Henüz! " Mathew gözlerini kırpıştırarak kadının diğerlerinin kollarına tutunuşunu izleyerek kapıyı ardından çarptı ve yerdeki kapitone ile en az kafası kadar dağınık görünen odaya baktı. Tanrıya şükürler olsun ki Mathew onuru olan bir adamdı. Buna rağmen Elisabeth Evans pek az adamda haysiyet ve şeref bırakacak türden bir kadındı... --- Böyle bir bölüm yoktu ama sonraki yazacağım ile araya bir köprü gerekiyordu. Ekledim. |
0% |