@gizemmgurbuzz
|
Lisa üzerindeki ıslak giysileri değiştirmesi ardından şöminenin karşısına oturup saçlarını açarak taramaya ve kurutmaya çalıştı. Tanıdığı en tuhaf adamdı Kont. Çamurda ölmeyi yardım istemeye tercih edecekti neredeyse. Atıbda kendi gibi huysuzdu. Genç kız yanan yanaklarını şu an karşısındaki alevin sıcaklığına bağlamış olsa da adamın gömleğini çıkarttığı anı aklına getirdiğinden utanmıştı. Lisa yüzünü ovalayıp saldığı saçlarını biraz sallaması ardından bir kurdele yardımı ile ardından topladı. Gençkız kapısı çalındığında o tarafa doğru bakıp merak ile seslendi. "Girin" Elspeth başını içeri uzatarak yerde oturan kıza baktı. "Bayan Evans doktor çağırmalıyız lakin kont hazretleri müsaade etmiyor ne yapalım? ” "Tabiiki çağırın. Jhonathana söyle hemen köye inip hekimi getirsin buraya." Lisa kafa sallayarak geri çekilen kadına seslendi. "Elspeth? " "Evet Bayan Evans? " "Kont şu an ne yapmakta? " "Jhonathan yıkanmasına ve gece kıyafetlerini giymesine yardımcı oldu. Öyle sanıyoruz ki istirahatte" "Elspeth! " Turudy kadınların yanına koştu. "Kont hazretleri yemeğe inmek için hazırlanıyormuş" "Ne bu çocuk mu? " Lisa kaş çatarak ayaklanıp adınların arasından geçti. "Kontun yemeğini odasına getirin! " Genç kız çalışanlara eziyet etmekten büyük bir keyif alan adamı azarlamak istiyordu. Lakin odanın kapısından çıktığını gördüğünde olduğu yerde durdu. "Bayan Evans... " Mathew kadını burada değil lakin yemek odasında görmeyi ummuştu. "Kont hazretleri... " Lisa hızlı bir reverans ardından adamın pelerin sallandırdığı yaralı omzuna içindeki beyaz iç gömleğe ve altındaki koyu renk dizlerinde biten pantolona baktı. Çizmeleri bağlayamadığından yazlık papuçları giymişti. "Neden dikiliyorsun? " Mathew Lisanın üzerine giydiği koyu yeşil elbisesine ve ardında bağladığı fark edilen kumral saçlarına baktı. Kenardan birkaç dalga çıkmış hala tam olarak kurumamıştı. "Sizi kontrol etmeye geldim lakin çoktan dışarı çıkmışsınız. Efendim siz umursamasanızda yaranız ciddi görünüyor ve bu şekilde etrafta dolanamazsınız. Şimdi lütfen içeri geçin. Lisa adama doğru yürüyerek karşısında dikildi. Ardından bakışlarını açık kalan bağlarına indirdi. " Henüz gömleğinizi dahi bağlayamayacak haldesiniz" "Daraldım." Genç adam elini bağlarına götürerek kadının bakışlarından gizlenmeye çalıştı. Hiç de utanmıyordu ona bakarken. "Bayan Evans nereye bakıyorsunuz? " "A, ben... Size yardım edeyim Lordum o-odanıza... ” Lisa güya adamı azarlayacaktı. Mathew geriye dönerek yürüdüğünde o da yanından ilerlemeye koyuldu ve uzanıp kapıyı açtı. " Geçin lütfen... Uzanın. Jhonathan hekim çağırmaya gitti" "Hekim istemedim" Mathew içeri geçip başını çevirerek kadının gelip gelmediğini kontrol etti. "Ben istedim" Lisa odaya baktığında geçen geceyi anımsayarak başını önüne indirdi. "Muhtemelen ilaca ihtiyacımız olacak" "Senin yüzünden beni de atımı da huysuzlandırıyorsun" Genç adam kapıda dikilen kadına gözleriyle içeriyi işaret etti. "Siz zaten-" Lisa dudaklarını sıkıca birbirine bastırarak adamın kaş çatışından kaçabilmek için büyük yatağın başına giderek kapitoneyi kaldırıp yastıkları dikleştirdi. "Dinlenmelisiniz... Trudy şimdi yemeğinizi getirecek" "Yatakta yemek yemeyeceğim" "Öyleyse gelene dek oturun. " Genç kız adamın tek eliyle pelerini çözmeye çalışması üzerine yanına gidip bağlarını çözmesine yardımcı oldu. Lakin yine izinsiz adama dokunmuş olduğundan geri çekildi. "Kötü bir niyetim yok efendim yardım etmek istedim yalnızca. Olayın kendi payıma ait olan kısmı için üzgünüm" "Bu güzel...Şimdi yardımına devam et ve kolumu şu gömleğin içine yerleştir Evans" Lisa adamın kolunun gömleğin içinde olduğunu gördüğünde gülmemek için dudaklarını dişledi. Genç kız yaklaşarak bir eliyle gömleği diğerini içeri sokarak adamın kolunu tuttu lakin oynattığında hissettiği acı ile bıraktı. Lisa gereksiz heyecanlanıyormuş gibiydi. Melanie'in okuduğu romantik kitapların içinde bir yerde sıkışmış gibi hissediyordu. Romantizm bunun neresinde tam anlayamasada heyecan heyecandı ve adamın sıcak teni ürpermesine neden oluyordu. "Lord Wellington, doktor geldiğinde kolunuzu yeniden çıkartmak isteyecek" "Mümkün" Mathew başını eğip önünde duran kadının duru gözlerine baktı. Bakışları dudaklarına kaydığında ise sersemlemiş haline kaş çattı. "Çekmeyecek misin elini? " "Ah evet" Lisa kafa sallayarak ellerini çekip bir adım geriledi. Gençbkız tam diyecek birşeyler ararken kapı çalındığında arkasını dönerek kapıya doğru ilerledi. "Ah, Trudy geç masaya koy tepsiyi. Bende gidip Jhonathanı kontrol edeyim. " Bayan Evans... Yaptığının sorumluluğundan mı kaçıyorsun yoksa? Burada kalacak" Mathew cümlenin devamında ne getirmesi gerektiğini düşündü ve tepsiye gözü takıldığında genç adam düşünmeden konıştu. "Bu yemeği yediğimden emin olacaksın" "Yemeği yediğinizden emin olacağım... " Lisa kendisine anlamsız bakışlar ile bakan aşçıya dönerek iç geçirdi "Emin olacağım... Peki. Trudy lütfen kapı açık kalsın." "Kapıyı ört Trudy... " Mathew tombul kafına kaş çattı. O şaşkın vaziyette odadan çıktığında ise Lisa bariz bir öfke ile yöneltti bakışlarını. Genç adam onun kensisini kontrol etmeye öalıştığını hissediyor lakin beceremediğini de pekala görüyordu. "Lordum... B-ben yanlış anlaşılıyorum" "Ne gibi? " Mathew kaşlarını kaldırarak çay masasına oturup önündeki et ve çorbaya baktı. Genç adam sol eline beceriksizce kaşığı alıp çorbadan içmeye koyuldu. "S-siz g-genç bir lordsunuz ve ben henüz çok da yaşlı değilim... " "Ah evet geçen günkü şeylerden bahsediyorsun sanırım... " Genç adam boğazını temizledi. "Şu eti parçala Lizzy" "Geçen gün ben sarhoştum lakin bugün değilim" "Sen benim kahyamsın" "Ben bir kadınım" Lisa adamın yanında hafifçe eğilip çatal ve bıçağı alarak etleri parçaladı. "Yani... Lizzy? ” "Lordum... Adım Lisa... Elisabeth Evans. Size neyi çağrıştırıyor bilemiyorum lakin ben adımı seviyorum. " Genç kız sitem edercesine konuştu. Mathew bir müddet kadının hızlı hızlı parçaladığı ete baktıktan sonrakaş çatarak Lisadan yana döndü. "Elisabeth Bathory'i duydun mu? ” "Hayır efendim" Lisa bıçağı bırakıp ellerini önünde bir etti. "Kim olduğunu sormayacak mısın? " "Kim? " "Kanlı Kontes..." Mathew hafifçe gülümseyerek kadına eliyşe karşısındaki sandalyeyi işaret etti. "Otur. Tepemde dikilme. " "K-kanlı kontes? " "Evet... Kontes kocasının ölümü ardından bir takim ritüel ve büyüler ile kafayı bozmuş. Genç ve güzel kalmaya devam etmek istiyormuş. " Mathew bakışlarını kaldırıp ilgiyle dinleyen kadına göz süzdü. "Kadeh lütfen. Lakin sen içmeyeceksin" "Bir kadının kocası ardından güzel görünmeye devam etmek istemesi çok mu ayıp? " Lisa kadehi adamın önüne koydu. "Bunun için ülkedeki tüm güzel genç kızları toplayıp onları öldürerek kanlarında yıkanması belki civarda ayıp karşılanmıştır... Yada nedimelerini kaynar su da haşlaması... Yada genç kalabilmek için onların kanının tadına bakması" "Tanrım" Genç kız yutkunarak istavroz çıkarttı. "K-kim bu kontes yoksa anneniz mi? " Lisa adamın lakabının voyvoda olmasına şaşırmazdı şimdi lakin Kont beklemediği bir şekilde kahkaha attığında adamın keyfi yerindeyken oldukça asil ve hoş olan görüntüsüne baktı. Mathew gülmeyi fazla abarttığını ağrıyan omzundan fark ettiğinde burnunu kırıştırdı. "Annem mi? " "Evet... Nasıl olsa günün sonunda kovulacağımdan rahatça konuşabilirim ki sizin de Voyvodaya benzetildiğiniz düşünüldüğünde... " "Yabkovulmazsan? " Genç adam başını iki yana sallayarak kadının yüzündeki şaşkın ifadeye baktı. "Açıkçası tüm bunlardan sonra annemin namını yürüterek seni kaynatmaktan büyük bir zevk alacakmışım gibi" "Lütfen bunu yapmayın" Lisa gözlerini irice açarak masadan kalkmak için hareketlendi lakin kont aşağıda eteğine bastığında önce çekemediği elbisesine ardından adama baktı. Lakin yeniden güldüğünde genç kız elini göğsüne koyarak dudak büktü. "Benimle eğleniyorsunuz" "Ne de olsa anneme çekmişim. " Mathew uzun zamandır böyle keyiflendiğini anımsamıyordu. "Söylesene bu cahillikle nasıl mürebbiye olacaktın? " "Cahil? " "Bahsettiğim kişi Macar soylu bir kontes... Bir seri katil. Bundan bir asır önce yakalanıp idam edildi. Elisabeth isminde bir lanet var" "Ah... Bize seri katiller öğretilmedi ve öğretmemiz de beklenmedi efendim" Genç kız derin bir nefes alarak eteğini çekmeye çalıştı. "Voyvodayı pekala biliyorsun. " "Vlad Dracula tarihe mal olmuş bir adam. " "Elisabeth Bathory?" "Ben tek bir Elisabeth tanıyorum... O da yeterince mükemmeldi. " "Büyüklannemi idam ettirmemiş olsaydı" "Kraliçe Marry büyükannenizmiydi? " Lisa adamın yinelenen kahkahası üzerine dudak bükerek ellerini ovaladı. "Pekala hakettim" "Güzel... " Mathew iç geçirerek kızın üzgün yüz ifadesine baktı. "Kraliyet soy ağacını baştan gözden geçirmwn gerekiyormuş gibi. " "Bunu yapacağım" Lisa tepsiye baktı. "Bittiyse mutfağa taşıyayım efendim" "Önce beni şuraya taşırsan neden olmasın" Genç adam sandalyesini geri ittirdi. "Evet" Lisa adamın yanına giderek kolunu uzattı. "Lütfen tutun kont hazretleri" "Evet" Mathew onurunu hafiften kenara ittirmiş bir adam olarak kadına tutunup sonrasında sağlam kolunu omzuna attı. Lisa adamın beline sarılıp onu yatağa doğru yürütmesi ardından oturturken öne yalpaladığında bacağındn destek alarak başını kaldırdı fazla yakın olduklarını fark ettiğinde ise ne dese bilemedi genç kız. Mathew büyülenmişti. Belki yalnızca adına duyduğu çekimdi ya da onu kaybettiği Lisası yerine koymaya çalışmaktaydı bilemiyordu. Bututumu kesinlikle yanlıştı ve genç adam emindi ki o Lisa değildi. Bakışlarını duru mavilerinden küçük lakin biçimli dudaklarına kaydırarak bir müddet de onlara baktı ardından kadının tutunduğu bacağına indirdi. "Üzerimden çekil Lizzy" Genç kız hızla doğrularak birkaç adım geriledi. Tam selam vermiş kaçacakti ki kapı çalındığında nefes alıp verişlerini dizginlemeye çalışarak o tarafa baktı. "Gir! " Mathew ilk defa tam zamanında çalınan kapıya şükretti. Lakin Hekim me Jhonathanın geldiğini gördüğünde kaş çattı. "Lordum geçmiş olsun izin verin derhal muayne edeyim. " Mathew kadının karşısında mızmızlanmamak adına tepkisiz bir baş onayı verdi doktor dikkatle gömleği sıyırıp onu yarı çıplak bıraktığında ise yan gözle Lisadan yana baktı. Kendisini inceliyor oluşu hoşuna gidiyordu. Genç adam hekim kolunu oynattığında inleyerek kendini geri çekti. "Omzunuz yerinden çıkmış Kont hazretleri izin verin oturtalım. Çok acı çekersiniz" "Oturt" "Sen gelip bana yardım et. Bayan sende Kontumun hareket etmemesi için diğer yana geç." Hekim kendisine kaş çatan adama baktı. "Ufak bir ağrı duyabilirsiniz. Müsaade ediyor musunuz? " "Ağrı hissetmiyorum" Mathew Lisadan yana baktı. "Pekala. Lütfen düz bir şekilde uzanın lordum " Lisa Yatağınndiğer yanına geçerek Jhonatanın uzattığı Mathewin sağlam kolunu tuttu. Uşak da ayaklarını tutmaktaydı. Hekim kolu dirsek ve bilekten çekerek yukarı kaldırdığında kont sert bir inleyiş koyverdi. Genç kız kıpırdamaması için dizini yatağa koyarak adama iyice eğilip koluna asıldı. Lakin hekim çekelediği kolu birde geriye esnetip çevirdiğinde Lisa kont ile birlikte yeniden inleyerek adamın elini sıkıca tuttu. "Sakin olun lordum bitti. " Genç kız çatırdamayı duyduğu vakit bittiğini ya da hepten kırıldığını varsaydı. "Tanrım! " Mathew kolu takırdayarak yerine oturduğunda ecel terleri dökmüştü. Lakin ağrı ve zonklamanın hafiflediğinden işlemin işe yaradığını varsaymaktaydı. Genç adam Lisanın sım sıkı tuttuğu eline ve hekimin yönlendirmesi ile onu doğrultmaya çalışmasına karşın ağırlığını kadının üzerine yıkarak nefes almaya çabaladı. "Bitti mi? " "Bitti lordum şimdi toynağın geldiği kısma bir merhem sürüp kolunuzu saracağım kürek kemiğinizde kırık görünmüyor lakin çatlamış olması mümkün... " Hekim adamınnkemiğine bastırdığında kendisini geri çekmesiyle kafa salladı. "Yaklaşık üç hafta kadar ağır hareketlerde bulunmamanız tavsiyemdir" Lisa adamın sıkıca kavradığı elini çekemediğinde kapitoneyi elleri üzerine attı. Genç kız işlemin bitmesini bekledikten sonra hekimin uşağa onunla gidip kalan ilaçları almasını söylediğinde yeniden yalnız kalacaklarına minnettardı. Mathew kapı kapandığında kendisini yan çevirerek hemen yanı başında yatağında oturan kadına baktı. Örtü altındaki elini hiç düşünmeyecekti bile. "Bana yaptıklarına bak" Dedi oldukça sakin ve kısık çıkan bir ses tonuyla. "Sizi ben tepmedim" Lisa nefesini tuttu. "Öyleyse şanslı hissetmeliyim. " Mathew şu an tepiliyordu lakin tekmeyi yemesi gereken tam olarak neresiydi kestiremedi. "Lord Wellington? " Lisa elini gevşetti. "Söyle" "E-elim" Mathew kadının elini bırakıp kapitoneyi üzerine çekti. "Bayan Evans" "Evet lordum" Lisa dizleri üzerine oturarak ellerini ovaladı. "İzin verirsen dinlenmek niyetindeyim" Mathow gözleriyle kadının oturuşunu işaret etti. "Lütfen beni kovun" Lisa utanç içinde yataktan inerek eliyle yüzünü gizledi. "Bu zevki sana tattırmayacağım Evans... Ama kaçmak dilersen? " "Sanırım bende o zevkten sizi mahrum edeceğim. " Genç kız hızla reverans yaptı. "Çıkabilirsin" Genç adam başını camdan yana çevirdi. Elisabeth Evans yanında oturmak için biçilmiş kaftandı şüphesiz. Ya da Mathew iyiden iyiye sapık bir adama dönüşmekteydi. Kadın odadan çıktığında geriye yaslanarak ağrıyan omzunu kımıldatmaya çalışıp yüzünü sıktı. Ardından yeniden onu hangi bahane ile yakınına çekebileceğini düşünürken pencereden yansıyan şapşal ifadesine sırıttı... -- |
0% |