Yeni Üyelik
12.
Bölüm

11. Bölüm

@gizemmgurbuzz

1 Ay Sonra

 

Evelyn oğlu Daniel'ı göğsünden çekip gülümseyerek esneyip yumruk yaparak havaya diktiği minikbellerini kıpırdatışını izledi. Omzuna alarak sırtını ovalayıp gazını çıkartmaya uğraşmaya koyuldu. Bu kadar mı güzel kokardı her bebek yoksa onun çocuğu olduğundan mıydı bilmiyordu lakin herşeyi bir kenara bırakmıştı Evelyn. Yalnızca Daniel vardı. Lohusa bir kadın olduğundan odadan çıkarılmıyordu lohusa kadın ve yeni doğan vaftizsiz bebeğin pis olduğuna olan inanıştan yanına pek gelen giden de olmuyordu. Genç kız oğlunu yatakta hemen yanına yaptığı yere yan yatırıp ardını destekledi ve yeni bir alışkanlık olarak her saat başı yaptığı gibi eğilip nefesini dinledi. Bazen çocuğu çekeliyor rahatsız ederek hareket edip etmediğine bakıyordu. Genç kız acıyan göğsünü ovalayıp kapatarak Suzynin onun için hazırladığı şerbetten içmeye koyuldu. sütü fazlalaşsın diye elinden geleni yapmıştı. Evelyn yanında onun gibi bir yardımcı olduğu için tanrıya duacıydı. İlk günler Daniel çok halsiz olduğundan -ki ters doğumdan ötürü neredeyse onu kaybediyorlardı- o da aynı durumdan muzdarip olduğundan sütü pek az gelmiş suzy onu şömine karşısına oturtup sıcak havlular ile sarmalayarak yardımcı olmuştu. Şimdi ise durduramıyordu ve işginçti ki genç kızın ne zaman sızıntısı olsa Daniel ağlamaya başlıyor sanki bedeni onun acıktığını hissediyordu.

 

Evelyn Mosley derin bir iç çekerek şalına sarınıp cam kenarına gitti. Ön bahçenin taş yolunu gözleri ile takip ederken Edwardın önlerindeki hafta için vaftiz töreni hazırladığını düşündüğünde ise gülümsedi. Keyifliydi çünkü ailesi törene gelecekti. Öte yandan Bernardın gelip gelmeyeceği meçhuldu ki babası son ziyaretinde onu görmediğini Londradaki hayatına fazla adapte olduğunu hatta elindeki para ile yeni işler kurmaya çalıştığını söylemişti. Lakin o gün yaşananlardan bahsetmemişti. Elbet etmezdi Bernard kolay kolay konuşmazdı. Evelyn dönüp oğluna bakarken elinden birşey gelmeyeceğini biliyordu. Eğer o gün Ağabeyi ile gitseydi Daniel Grey hanesine mensup olacaktı. Lakin şu an Baron Mosleyin soy adıyla bu toprakların gelecekteki varisiydi. Artık bunu hiçbir güç değiştiremezdi. "Herşey senin için oğlum" diye mırıldanarak yeniden önüne dönüp başını cama yasladı genç kız. Vaftiz sonrası yenecek yemek ve yapılacak mütevazi kutlama için bahçe çiçeklendirilmekteydi. Ne vardı ki yer yüzündeki tüm çiçekler bitmiş geçiş yoluna karşılıklı olarak güller dikilmişti. Evelyn başını iki yana sallayıp gülerken o yolların kime ait olduğunu çok iyi bildiğini varsayıyordu yinede kafasında netleştirmeden bir delil ya da kanıta sahip değilken susmak en iyi seçenekmiş gibiydi. "Sus Evelyn" diye mırıldandı. Tanrının cezası kocası kendisini hangi kırbaçla yaralarsa yaralasın bu kefareti ödeyemeyecekti ve Evelyn de kesinlikle doğup büyüdüğü gibi bir katolik olmaya içten içe devam edecekti. Tümpisliği yapıp iki yara ile işin içinden sıyrılmak dünyadaki en saçma şeydi. Gördüğüne susacak tüm yorumlarını içinde tutacak olsa da oğlu için asla kendine zarar getirtmeyecekti. Dengesiz kocasının ona da zarar verip vermeyeceğinden emin olamıyordu.

 

Herşey bir yana ortalık bu evin içerisinden çok daha fazla karışmış durumdaydı. İskoçlar ile anlaşma yaparak konumunu kpruma altına alan Kral Charles mahkemeye çıkarılmış akabinde idam edilmişti ve prens Jhonun da öldürüldüğünü Suzyden işitmişti. Diğer oğlu Charles ise zindanda hapis tutulmaktaydı. Cromwell başa geçmiş şimdi hedef aldığı İskoç birlikler ile savaşa girecekti. Suzy uşaklardan duyduğu kadarıyla etrafın tarumar olacağını söylüyordu. Evelyn ise bunların hiç biriyle ilgilenmiyordu. Kapısı çalındığında düşüncelerinden uzaklaşarak hızla yatağa doğru ilerleyip bebeğinin yanına oturdu Edward sessizce içeri girdiğinde yüzünü kırıştıracak oldu lakin ovalayıp adamın gelip ayak ucuna oturarak oğlunun yüzüne bakışını izledi.

 

"Vaftiz töreni için sabırsızlanıyorum Evelyn. Oğlumu rahatça kucağıma alabileceğim. Şu pis halden bir kurtulun çok daha güzel olacak... Bu arada" Edward kadını süzdü. "Lohusa kanaman ne durumda?"

 

"Ah o kadar çok ki..." Evelyn çabuk çabuk konuştu. Kanama falan bitmişti çoktan lakin adamı tanıdığından peşinden gelecek cümleyi de bildiğinden süreyi olabildiğince uzatacaktı.

 

"Demek bitmedi... Bittiği zamanı bilmek istiyorum. Bir bebek daha yapmanın vakti geldi"

 

"Yok mu senin ?" Evelyn kaşlarını kaldırarak adama baktı.

 

"Anlamadım?"

 

"Yani yok mu? Daniel halihazırda bir bebek..."

 

"Senin görevin bana bir değil birçok bebek vermek Evelyn. Hepsine bakabilecek güçteyim ve son yaşananlar ardından çok daha fazla güçleneceğim."

 

Genç kız ağır ağır kafa salladı. "Bunu zamanı geldiğinde düşünelim"

 

"Odadan çıkamadığının farkındayım ve vaftiz için pek çok hazırlık yapmamız icap ediyor. Bu yüzden Lord ve Leydi Mouthernbetten'a haber yolladım. Leydi tüm o işler ile senin yerine ilgilenecek."

 

Evelyn anlamsız bir surat ifadesiyle kafa sallamaya devam etti. "Bu güzel haber."

 

"Fazla sakinsin" Edward son zamanlarda Evelynin azalttığı cümleleri ve takındığı ifadesiz suratı ile itiraz etmeden oturmasına dikkat kesilmiş olsa da işine geldiğinden pek de üstelemiyordu. Görünen o ki oğluna iyi annelik ediyordu. Bu onun için çok önemli bir kriterdi.

 

"Annelik beni sakinleştirdi." Evelyn adamın gülüşüyle başını oğlundan yana çevirirken göz devirdi.

 

"İşte bu yüzden daha çok bebek doğurdukça daha sakin ve ideal bir eş olacaksın"

 

"Ölü ve ideal"

 

Edward kadının söylemi üzerine güldü. "Sus Evelyn... Güldürme beni. yanınıza gelmem bile çok hoş değil."

 

"Evet kesinlikle... Bu çok yanlış Edward. Bana kalırsa daha fazla kirlenmeden diğer işlerin ile meşgul olmalısın. Biz iyiyiz bir sorun yok."

 

"Bunu bilmek güzel. Öyleyse gideceğim."

 

"Hoşçakal" Evelyn gülümseyerek eliyle kapıyı gösterdi. Leş adam varlığıyla kirletiyordu odayı. Bütün dünya pis kabul etse de bir babanın bebeği ve karısından uzak durmayacağını Jamesten biliyordu. Büyük yeğeni doğduğunda onu odadan çıkaramamıştı kimse. Genç kız kendini sıkan bebeğinin sırtını sıvazlayıp kafa salladı. Onun meleği yanı başındaydı.

 

"Kanatlarım var benim... Ne olursa olsun bu çamura ise bulanmadan üzerinden geçebilirim, üstesinden gelebilirim... Senin için"

 

---

 

Ertesi Hafta Vaftizden bir gece önce

 

" Buraya gel! Çabuk!" Edward Lettice'i kolundan çekip odasının duvarına dayadı ve ayağı ile kapıyı ittirdi.

 

"Ne yapıyorsun Edward biri görecek!" Lettice adamın yüzünü kendisinden uzaklaştırmaya çalıştı.

 

"Beni özlemedin mi sevgilim?" Edward kadını öpmeye devam etti "Oysa ben bir aydır seni düşünüyorum... Kokunu, şu güzel tenini... Gülümsemeni..."

 

Lettice adamı itiklemeyi bırakıp kendisine hoşlandığı şeyleri yapmasına müsaade etti. "Thomas uyanırsa?"

 

"Uyanmayacak, doğrusu onu ufak bir iş için gönderdim."

 

"Barones?"

 

"Odasından çıkamaz Lettice yarına dek bunun yasak olduğunu biliyorsun."

 

"Evet..." Lettice kocasının ortada olmadığını duyduğunda adamın vereceği tatmine odaklanmaya çalıştı.

 

Evelyn gece yarısını çoktan geçtiğinden ve yeni bir güne başlamış olduklarından Uyuyan Danieli Suzynin yanına bırakmış bir ayda ona yabancılaşan kalenin koridorunda ağır ağır yürümeye koyulmuştu. Genç kız Mary Jane'e göndereceği mektubu aşağıda sabah yollanmak için bekleyenlerin arasına karıştırmak için harekete geçmişti. Son yaşananlardan sonra Edwardın kocası yüzünden buna müsaade edeceğini sanmıyordu. Suzyi ise karıştırmak istememişti. onu kaybetmeyi göze alamazdı. Evelyn dilediğini almaktan vazgeçmeyecekti. Tüm hayatı arkadan iş çevirmek üzerine de geçecek olsa bir mahsur görmüyordu. Genç kız karanlık koridorda parmak ucunda ilerlerken karşı koridordan duyduğu kıkırtı ardından birkaç yüksek nefes alıp veriş sesine karşın kaş çatarak merdiven başına ilerledi kadının sesine tahammülü yoktu. Lakin kapının aralık nefes seslerinin yükseldiğinin farkına vardığında durup birkaç adım atarak loş ışığın süzüldüğü odaya doğru ilerledi. Evelyn duvara dayalı halde duran kadını ve hemen önünde üzeri çıplak pantolonu dizlerine inmiş kocasını fark ettiği vakit kafasının orta yerine hayali bir kütük inmişçesine sendeleyip başının tepesini tuttu. Adamın kadının bedenindeki heryeri öptüğünü bir çeşit sevgi -ki Evelynin anlamlandıramadığı türdendi -göstergesi içinde olduğunu açılan gözleri ile izlerken kımıldayamadı. Lettice memnun hiç de acı çekermiş gibi görünmüyordu. Edward kadının önünde eğilerek aşağı kaydığı vakit Evelyn elini ağzına götürdü. İçinden bir ses kaçması gerektiğini söylüyor bedeni ahmakça seyir ediyordu. Genç kız Letticein memnun tavırlarına dalıp gittiğinde bir anda kadın ile göz göze gelmesiyle dişlerini sıktı aşüfte Edwardı kafasından ittirdiği vakit Evelyn geri çekilerek kenar perdelerinin ardına gizlendi.

 

"Lettice! Ne yapıyorsun." Edward dizleri üzerinde yalpalayarak kendisini ittiren ve korku dolu gözler ile yüzüne bakan kadına anlamsız bir mimik yaptı

 

"G-geri ç-çekil Edward!"

 

"Ne! Ne oldu!" Edward ayaklanıp ardındaki aralık kapıya baktı ve pantolonu çekerek hızla kapıya gidip etrafı kontrol etti. "Kimse yok Lettice korkma bu saatte bu katta kimse olmaz"

 

Lettice şoktaydı konuşamayacak haldeydi. Adam ona doğru yaklaşıp yeniden kendisini sardığında ise kolları arasından sıyrıldı. "A-ay başı oldum Edward uzak dur bu çok kötü."

 

"Zamanımı kadın! "Edward dilini şaklattı. Yerden gömleğini alıp toparlanırken Letticein kızaran yüzüne dolgunlaşan güzel dudaklarına bakıp üzerine geçirmesi ardından gidip kadını öptü. "Yine elimden kaçtın..."

 

"Git Edward! Çabuk!"

 

"Edward başını iki yana sallayarak odadan çıkıp yeniden koridoru kontrol etti ardından kendince homurdanarak merdivenlere yöneldi.

 

Evelyn Edwardın gittiğini fark ettiğinde olduğu yerden çıkıp ağırlaşan bedenini nereye sürüklese bilemedi. Gördükleri emin olduklarıydı. Evelyn kocasının o kadın ile beraber olmasını umursamamıştı lakin beraber olma şekli gözünün önünden gitmiyordu. Bunca zamandır yaşadıklarından çok daha farklı... Sevgi ile... Genç kız dolan gözlerini birkaç kez kırptı tam odasına geri dönecekken Lettice kapıdan başını uzattığında ise durup kadının dağınık görüntüsünü baştan aşağı süzerek sinir bozukluğu ile güldü.

 

"Evelyn!" Lettice korku içinde titreyerek kızın yanına ilerleyip eline uzanacak oldu lakin Evelyn geri çekildiğinde yapabileceği tek şeyi yaparak ağlayarak dizleri üzerine çöktü. "Yalvarırım Evelyn sus! Bir daha asla yaşanmayacak ne olur Sus Evelyn!"

 

Esasen bu aşağılık durumun sonrasında yaşanıp yaşanmaması genç kızın umurunda değildi. Evelyn karşısında ıslak bir yavru köpek gibi titreyen ağlayan kadının hizasına eğilerek yüzünü onunkine yaklaştırdı. "Ne yaptığın, yaptığınız umurumda bile değil Lettice... Edwardın iğrenç leşini üzerimden aldığın için memnun dahi olacağım. Şimdi çeneni kapat ve odaya gir. " Evelyn arkasını döndü ardından elinde sıktığı zarfı fark ederek yeniden kadına dönüp uzattı. "Git ve bunu yollanacakların arasına koy."

 

Lettice korku içinde ayaklanarak odaya kaçıp kapıyı ardından kilitledi ve olduğu yere oturdu. Bu iş iyi yerlere gitmeyecekti. Lettice'in sonu olacaktı. Kadın titreyen elindeki mektuba bakıp yüzünü ovalayarak az evvel yaşadığı şeyin üzerine eğilen kabus gibi mavi bakışların sahibinin günahları yüzünden şeytanın bir yansıması mı yoksa Evelyn Mosley mi olup olmadığını kestiremedi lakin oydu... Hiç görmediği kadar ürkütücü aklından atamayacağı bir kabus gibi dikilmişti karşısına. Ne olacağını kadının yarın çıktığında ne yapacağını bilmiyordu Lettice.

 

---

 

O sıra yaşanan olayları kısaca son iki bölüme sığdırmaya çalıştım esasen kralın infazı 1649 ama ben 59 a çektim infaz Cromwellin ölümü arada yaşanan bir takım olaylar falan on yıllık bir süreç ama 3 yıla sığdıracağım hepsini. Uzun tutarsam bazı karakterlerimin yaşları uyum sağlamayacak gibi gibi. Sonraki bölümlerde neler olacağı belli sadece yazmak

 

 

Loading...
0%