Yeni Üyelik
13.
Bölüm

12. Bölüm

@gizemmgurbuzz

Bir ay Sonra

İngiltere Cheetham Mouthernbetten Kalesi

 

Lettice bir anda yanına sıçrayıp saçlarına elini dolayan kızına olmayacak bir çığlık ile karşılık vererek uyandı. Bu durum dört yaşındaki kızını da onunla odaya giren yardımcısını da korkutmuş lakin Lettice'in yüreği ağzından yatağa düşüvermişti neredeyse. Kadın elini göğsüne bastırarak sağa sola bakıp ağlayıp kucağına tırmanan kızının saçlarını okşayarak kafasından öptü ardından toplayamadığı ruh haliyle yardımcısına baktı. "Jane, lütfen onu alıp kahvaltı için hazırla"

 

"Derhal leydim. Dadıya haber verip sizin için geleceğim"

 

"Hayır. Kendim hazırlanacağım. Rahatsız edilmek istemiyorum." Lettice kadının onaylayarak kızını alıp odadan çıkmasıyla ayağa kalktı ve arkalarından kapıyı kilitleyerek kahvaltı yerine yediği tırnakları ile birlikte yeniden yatağa oturdu. Tanrı biliyor ya Lettice Evelynin gelip saçlarına yapışarak üzerine çullandığını zannetmişti. Her gün her an her dakikayı bunu yapmasını bekleyerek geçmiti bir ay ve olayın akabindeki gün vaftiz töreninde bir hayaletten farksızdı. Evelyn susmuşmuydu yoksa Edward tarafından bastırılmışmıydı kesinlikle bilmiyordu lakin ses seda yoktu. Vaftizde de herşey normal ilerlemiş Barones Mosley hiçbirşey olmamışçasına kocasının oğulları Danielin vaftiz babası olmasına müsaade etmişti. Arada ona attığı donuk ürkütücü bakışlar dışında sorun çıkartmamış ağlayıp sızlanmamıştı ve Edward da habersiz olmalıydı ki oldukça büyük bir keyif ile tören tamamlanmıştı. Lettice o gün yediği tokat ile Edwardla olan herşeyi kafasında geri plana atmaya başlamış olsa da artık tamamen bitirmesi gerektiğinin farkındaydı. Herşeyi açığa çıkarsa bile Evelyn'e hiçbirşey olmazdı lakin Lettice'in hayatı biter kocasından çocuklarından konumundan olur insan içine çıkamaz hale gelirdi. Edwardın ısrarlarından kaçmanın mümkün olmadığını biliyordu genç kadın. Onun peşini asla bırakmayacaktı. Letticede bir noktadan sonra dayanamayacaktı. Birşey yapmak zorundaydı. Kendini bu olayın içinden en kolay yol ile sıyırıp almak... Genç kadın kapısı çalındığında yeniden sıçradı. Tokmak çevrilip açılmadığında yeniden sıçradığında ise yavaşça kapıya gidip kilidi açtı. Thomas her zamanki haliyle karşısına dikildiğinde ise bakışlarını kaçırdı.

 

"İyi misin Lettice? Kızımız az evvel odama gelip senin çok korkunç çığlıklar attığını söyledi. Birşeyin mi var?" Thomas son bir aydır dehşet, panik ve korku içinde etrafta dolaşan neşesini ve ışıltısını kaybeden karısının kireç tutmuş yüzüne bakıp uzanıp yanağını okşadı.

 

"H-hayır... Sorun yok kabus." Lettice gözlerini kaçırarak şifon yere doğru ilerleyip pufa oturdu ve yüzünü ıslatması akabinde saçlarını fırçalamaya koyuldu. "Hazırlanıp geliyorum hayatım"

 

"Ah, çabuk olsan iyi olur Lettice. Mosleyden-" Thomas karısının fırçayı düşürüp hızla dönüp kendisine bakmasıyla bir müddet duraksadı. "Mosleyden bir mektup aldım. Arzu ettiğim yeni tabanca gelmiş hem onu denemek sonrasında da ava gitmek niyetindeyiz. Hulme'a gideceğiz. "

 

"B-ben hastayım. İyi değilim gitmeyeceğim"

 

"Neyin var Lettice? Bir süredir o tabancayı bekliyorum bunu biliyorsun. Üstelik vaftiz oğlumu görüp ona bir iki tavsiye verme niyetindeyim. Sonrasında da onu damat alabilmem için bir kız denemesi yaparız ne dersin" Thomas güldü. "Hadi güzel karım hazırlan"

 

"Thamos lütfen... B-ben oraya gitmek istemiyorum" Lettice kalkıp kocasının koluna tutundu. Hayır... Ne bu evi ne de konumunu kaybetmeyi göze alamazdı. Genç kadın gözlerini düşürerek Kocasına baktı. Kendisine olan zaafından yararlanacak ve bu işi kökten çözecekti.

 

"Ne demek oraya gitmek istemiyorum. Neler oluyor? Bir tuhafsın..."

 

"Lütfen Thomas..." Lettice zaten ağlamaya yer arıyordu bu yüzden göz yaşlarını bırakarak elleriyle yüzünü kapattı ve hıçkırmaya başladı.

 

"Lettice?" Thomas karısının ellerini yüzünden çekerek berbat görünen titreyen halini şöyle bir süzdü. "Bilmem gereken bir şey var."

 

"B-beni öldüreceğini biliyorum..." Lettice ağır ağır konuştu. "Benden nefret edeceksin b-belki bana inanmayacaksın bunu da biliyorum lakin her şeyi göze alarak konuşacağım Thomas... Dayanamıyorum artık. Bu korku ile yaşayamam ben."

 

Thomas şimdi tedirgin olmuştu işte. göz yaşları arasında titreyen sesi ile konuşan karısını yatağa oturtarak kendisi de yanına yerleşti ve elini avcu içine aldı. "Sakin ol karım.S-seni neden öldüreyim ya da nefret edeyim? Nedir seni korkutan. haftalardır perişan haldesin. Hissettirmemeye çalışsanda bunun farkındayım. Çocuklarımız da öyle. "

 

"Thomas?" Lettice nefesini tutarak adamın gözlerine baktı. "Lütfen beni Mosleyin olduğu hiçbir yere götürme!"

 

"Sen ne, neden?" Thomasın kaşları ister istemez çatılırken ayağa kalkarak Letticein önüne geçti.

 

"Thomas..." Genç kadında ayağa kalkıp kocasının kollarına tutundu. "Vaftizden bir gece önceyi hatırlıyor musun?"

 

"Evet. Kendi rahibimizi almak için kasabaya inmiştim."

 

"Sanırım yollanmıştın..." Lettice yutkundu.

 

"Ne demek yollanmıştın!"

 

"Yollanmıştın... B-bilinçli olarak." Genç kadın geri çekilip yeniden yatağa oturup ağlamaya başladı.

 

"Lettice. Öfkelenmeye başlıyorum."

 

"O gece Edward Mosley... Thomas o benim namusumu ayaklar altına aldı." Lettice ayağa kalkıp olduğu yerde donup kalan kocasına yaklaştı ve elini tutarak kendi boğazına götürdü. Tanrı biliyor ya şu dakika onun da sonu olabilirdi lakin her halukarda sonu gelmişti. En azından kurtulmak için çaba sarfedecekti. "Öldür beni Thomas... Yüzüne bakamıyorum. Ölmek istiyorum. Lütfen."

 

Thomas çok büyük bir aşk ile bağlı olduğu karısının akan göz yaşlarına perişan yüzüne ardından odadaki duvarlara baktı. Şu dakika başı dönüyor derin bir şok yaşıyordu. "E-edward sana ne yaptı?" diyebildi sıktığı dişleri arasından.

 

"Beni odamda kıstırarak sahip olmaya çalıştı. Onu ittirdim göndermeye çalıştım ve bunu başardım. Çok korktum Thomas. Bu yüzden tören ardından apar topar dönmek istedim. Sana nasıl söyleyeceğimi bilemedim. Lakin duy... Bil... Bir başkasındansa benden işit olanları... Artık bana dilediğini yapabilirsin Thomas ama lütfen evlatlarım ile vedalaşayım... ve senden bana bunu yapan adamın da canını almanı istiyorum! Yoksa rahat uyuyamam" Genç kadın kocasının suratındaki dehşete kapılmış ifadeyi gördüğünde iyiden iyiye ağlayarak alnını göğsüne dayadı. Az sonra hiçbir söz işitmemiş olsa da saçlarında hissettiği ve başının gerisinden sırtına kayan avcu ile titrek bir nefes çekti. "Ö-özür dilerim Thomas... Bunu daha önce söylemeliydim özür dilerim"

 

Lettice kocasının kendisini bırakıp hiddetle odadan çıkması ile olduğu yere çöktü. Thomas tatlı lakin hiddetli bir adamdı. Şayet ona zarar verecek olsaydı şu an verirdi bunu bilecek kadar uzun yıllardır evliydiler. İç çekişlerini durdurmaya çalışarak bıraktığı aralık kapıya doğru baktı. "Üzgünüm Edward lakin kendimden vazgeçemem..."

 

---

 

Bir Hafta Sonra

 

Hulme Kalesi

 

Ortalık sessizdi. Lord Mouthenbetten bir hafta önceki av planını iptal etmiş Morali bozulan, dahası Lettice'in kaleye gelememesi moralini bozan kocası tüm acısını Evelynden çıkartmıştı. Mary Janeden gelen mektup adamın eline geçtiğinde çıldırmıştı. Onu yırtmış cevap göndermeyi yasaklamıştı. Evelyn ise göz yummadığında karşılığı fazlaca ağır bir dayak ağza alınmayacak hakaretler ile sonuçlanmıştı. Genç kız yeni bir mektup yazabilmek adına adamın çalışma odasına doğru ilerlerken yılmamak için yeminliydi. Belki Baron Thomasa'a da bir mektup gönderip olan biteni anlatmalıydı lakin Evelyn o vakit Letticein ne çeşit bir sonu olacağını kestiremiyor ardında kalacak üç yavrunun hali gözleri önüne geldikçe hareket edemiyordu. İçinden bir ses "Yeter susma Evelyn" diye haykırıyor olsa da vicdanı ona kulak asmıyordu. odaya girip çalışma masasına oturarak Mary Jane'e bir müddet yazamayacağını bildiren bir mektup kaleme almak için sırtını dikleştirdi lakin köşede duran bir yığın zarf dikkatini çektiğinde içlerinde Edwarda Letticeden gelen bir gizli mektup olup olmadığını görebilmek adına açılmış olanlara göz gezdirdi. açılmamış iki zarftan birinin mührünü dikkatle keserek içlerini kontrol ettiğinde ise kaşları havalandı genç kızın. Edward iki güne parlementoya gidecek ve oradaki keskin duruşunu artık netleştirecekti lakin aynı müridden olan lord Hamsword yazısında londra yolunun kral intikamcılarının kurduğu tuzaklar ile dolu olacağını bu yüzden toplantılarını londrada değil Minlrow bölgesinde yapılacağını verdiği detaylı adresle bildiriyordu. Evelyn nefesini tutarak mektuba yeniden mühür mumundan damlatıp önüne yerleştirdi ardından gözlerini kapıya dikti. Zaten açılmamıştı. Bu mektup ortadan kalksaydı ne olurdu... Londra yolunda kocası da ortadan kalkmaz mıydı? Genç kız düşüncelerinin korkunçluğu karşısında silkelense de bu fikir aklına takılıp kalmıştı. Panikle ayağa kalkıp zarfı en üste koyarak hızlı adımlarla odadan çıktı. Nasıl oluyordu da böyle birşey düşünebilmişti...

 

---

 

Ertesi Gün

 

Evelyn eli ayağı titrer bir halde kahvaltı sofrasına oturdu. Başı önünden kalkmıyordu genç kızın. Dün akşam yine eve sarhoş gelmesine tahammül edememiş o hırsla çalışma odasına girip hala masa üzerinde duran zarfı alıp masanın altına atmıştı. Görüp görmemek kesinlikle onun şansıydı. Umursamamaya karar vermişti lakin şu an adam kahvaltı ardından hazırlanacağını söylediğinden beri vicdanı aklını didik didik etmekteydi. Böyle büyük bir vebalin altından kalkabilecek miydi Evelyn? Ömrü boyunca bile isteye kocasını öldürmüş bir kadın olarak çocuğunun yüzüne nasıl bakacaktı. Ellerini ovalayarak gazetesini okuyan Edwardın yüzüne baktı. Bu surata tahammülü yoktu lakin tanrı versindi onun cezasını. "G-gidiyor musun?"

 

"Evet!" Edward sayfayı ters çevirip çayını yudumladı.

 

"Edward?" Evelyn aşağıda bacağına tırnaklarını geçirdi.

 

"Söyle Evelyn?"

 

"Dün uşaklar gelen mektupları çalışma odasına çıkarttılar ve ben oda önünden geçerken b-bir tanesinin masa altına düştüğünü gördüm fakat kızarsın diye ellemek istemedim önemli birşey olabilir."

 

"Ah o..." Edward kafa sallayarak kadına baktı. "Evet farkettim ve evet önemli bir şeydi. Hatta ve hatta hayat memat meselesiydi. Dikkatin için minnettarım Evelyn. Eğer görmemiş olsaydım ve sende söylememeiş olsaydın genç yaşında dul bir kadın olacaktın..."

 

"Ne yazık..." Evelyn başını iki yana sallayarak surat astı ardından gazeteyi kafasına çeken adama göz devirdi.

 

Aptalsın Evelyn! Masa altına mektup atacak koca bir ahmaksın! Yakmalıydın o mektubu!

 

"Evet yazık olurdu sana!" Edward kendince bulunduğu yorum ardından gazeteyi indirip kadının kızaran yüzüne baktı. "Almış olduğum bu haberden ötürü yola bir parça daha erken çıkma kararındayım. Hatta az sonra çıkarak Baron Mouthernbetten'ı ziyaret edeceğim. Aynı mektup ona da gitmiş olmalı ki birlikte gitmeyi teklif etti. Hatta öncesinde geçen hafta iptal olan av yerine bugünü daha makul ve hızlı bir şeyler ile değerlendirebileceğimizi söyledi. Sen-"

 

"Ben gelmeyeceğim havalar serin ve Daniel henüz çok ufak size iyi keyifler. Leydi Lettice'e sevgilerimi ilet lütfen.

 

"Mutlaka..."

 

" B-bu tuzakçılar gideceğiniz yerde olmaz mı peki? "

 

"Hayır... Olsa bile bunun önlemi alınmış durumda" Edward ayağa kalkarak kadının yüzüne baktı. "Az sonra yola çıkacağım Evelyn. Akıllıca hareket edip kocanı düşündüğün için döndüğümde seni mükafatlandıracağım"

 

Evelyn zorla gülümseyerek kafa salladı. İşte elindeki belki tek şansı tepmiş üzerine adamı sevgilisinin yanına keyifle uğurlamaktaydı... Genç kız adamın yemek odasından çıkışını izlerken yüzünü buruşturmadan edemedi. "Cehenneme git Mosley! ”

 

---

 

Loading...
0%