Yeni Üyelik
8.
Bölüm

7. Bölüm

@gizemmgurbuzz

1 Hafta Sonra

 

Evelyn kocasının yokluğunda kendisini daha dirayetli olmaya hazırladığını düşünüyordu. Kale içinde de çok çalışmış Temizlik ve düzen için ayrı bir çaba göstermişti hoş Ne kadar temiz ve düzenli olsa da genç kız Her bir odada kasvet hissediyordu lakin eşyalar hakkında düşüncelerinde öteye bir yeniliğe gidememişti. Ona kalsa yeni moda çiçek desenli beyaz kumaşlar lambrilerin üzerine açık mavi boyalar aynı maviden perdeler tercih ederdi lakin Edwarda göre bunlar fazla dünyevi isteklerdi. Evelyn renkler ile dünyevi istekleri bağdaştıramıyordu. Madem renklerden uzak kalacaklardı öyleyse tanrı neden dünyayı rengarenk yaratmıştı? Dört mevsim vardı ki bu kaleyi sonbahara benzetse dahi sonbaharda bile turuncular kırmızılar o kahve tonları ile uyum içindeydi. Evelyn fazla düşünmeme konusunda kararlıydı çünkü düşündüğü zaman içinden çıkamıyordu. Sakin adımlarla yemek odasına inerken dün gelen kocasının daha sakinleşmiş olduğunu varsaydı. Evelyn ise kendisini cezalandırmaktansa birlikte oldukları andaki ağrının daha katlanılabilir olduğunu düşündüğünden canı ne denli yansa da ses çıkartmamış Edwardın onu bu kez yüz üstü yatırması çok daha işine gelmişti. Böylece yüz ifadesindeki acıyı görmemişti. Kocası da durumdan hoşnuttu ki sonraki seferde kollarını korkuluğa bağlarsa çok daha verimli olabileceğini söylemişti. Üstelik o şekilde yaptığında onu öpebilecektide. Evelyn bir an evvel gebe kalarak bu işten kurtulmak için gizli dualar ediyordu. Gerçektende çocuk için değilse bir arada olmak anlamsızdı. Genç kız önemsemedi bu yaşına kadar asla bilmediği bir konunun bu yaştan sonra da önemsiz olmasının bir sakıncası yoktu.

 

Genç kız kaşlarını kaldırarak yemek odasına girip masanın baş köşesinde elinde gazetesi ile oturan Edwarda reverans yapıp karşısındaki uca oturdu. Edward ise gazeteyi gözleri aşağısına indirip doğrularak avuç içini ona doğru uzattı.

 

"Gel Evelyn. Bu gün yakınımda oturabilirsin sana daha yakından bakayım."

 

Genç kız kafa sallayarak kalkıp kocasının sağ yanındaki sandalyeye oturarak servisinin taşınmasını bekledi. "Umarım işlerin yolunda gitmiştir."

 

"Evet kesinlikle... Güzel bir işbirliği yaptım. Bu konuyu detaylandıracağız ve ilk gemimi suya indireceğim. Elbet bir başıma değil. Baron Moutherbetten ile bu işteyiz" Edward kadehini yudumlarken kaşlarını kaldırdı.

 

Evelyn ilk defa kocasının sakin ve başka bir konu hakkında konuşuyor olmasından duyduğu memnuniyet ile gülümseyip kafa sallayarak konan çorbadan içmeye koyuldu. "Ne gibi bir ticaret bu sevgilim?"

 

"Afrikaya açılacağız... Sİyahilerin ülkemize katkısı büyük üstelik güçlüler. Ayrıca rızıksızlar... Onlara giyinme ve barınma sunacağız."

 

"İnsan alım satımı" Evelyn yutkunarak dudaklarını ıslattı.

 

"İnsan değil köle Evelyn. " Edward karısına bakarak işaret parmağını kaldırdı. "Daha öncede söylediğim gibi biz tanrının mükafatlandırdıklarındanız. Rızık sahibiyiz. Onlar ise tembellik ile meşguller. İnsani değil hayvani bir yaşam sürüyorlar ve her şeyi doğadan bekliyorlar. Burada olması gerektiği gibi çalışabilecek ve giyinebilecekler. Üstelik karınları da çalıştıkları oranda doyacak. Bir çeşit paylaşım olarak düşün."

 

Evelyn konuyu değiştirmek adına hızlı hızlı konuştu. Bu işin bir asır önce başladığını Bernarddan duymuştu. Maliyetli lakin getirisi fazla bir işti. Evelyn sesli bir yorumda bulunmayacaktı. Yalnızca "Ben beyaz çalışan tercih ederim" diyebildi. Bernard kendi rızalarıyla gelenler dışında avlanılarak getirilenlerden de bahsetmişti.

 

"Bu konuda hemfikiriz." Edward kafa salladı.

 

"Neden İskoç ticareti yapmıyoruz sevgilim?" Evelyn dişlerini sıkarak gülümsedi kesinlikle siyah insanların avlanılmasındansa Tüm Britanyayı sallayan dengeleri alt üst eden Jhon Calvinin ırkının ticaretinden daha çok hoşlanırdı. Eğer o ve onun gibiler olmasaydı püritenler kalvinizm davalıları çıkmayacaktı ortaya.

 

Edward karısının söylemi karşısında gülmeden edemedi. Başını ondan yana çevirerek elini sıvazladı. "Beni keyiflendirdin Evelyn... Merak etme karım... Seslerinin kesilmesine az kaldı." genç adam bir müddet daha gülmesi üzerine "ve bir şey daha..." diye ekledi.

 

"Evet sevgili kocam..." Evelyn kibar bir şekilde sorusunu yöneltti.

 

"Yarın Lord Mouthern betten ve leydi Mouthernbetten buraya gelecekler. Bu senin içinde büyük bir değişiiklik olur iki misafir odası hazır etmeni istiyorum. Leydi için kalacağı odayı kendi zevklerine göre ayarlanmanda bir sakınca yok lakin Lord Thomas için sadeliği ön planda tutabilirsin. Ayrıca önümüzdeki iki güne mahsus olarak bir parça şekerlemeden de çok ziyan geleceğini sanmıyorum."

 

"Yani bünyene zarar verecek kadar misafirperversin?"

 

"Kutlama sevmiyorum derken yerinde olandan haz etmediğimi söylemedim sevgilim. Çalışkanlığımızın bir parçası olarak yeni işimizden önce birkaç kadeh kalkacak biraz müzik ve hoş sohbet. " Edward Evelyni baştan ayağa süzdü. "Sana da iyi gelecek..."

 

Evelyn dudak büzerek gülümsemesi ve kafa sallaması ardından yemeğine devam etti. Genç kız kocasını memnun ve oldukça normal bir adam kılmanın kendi davranışlarından geçtiğini idrak edebildiği için oldukça rahatlamıştı.

 

---

 

Ertesi Gün...

 

Evelyn ilk şahsi misafirleri olacak olan Mouthernbettenleri olabildiğince güzel ağırlayabilmek adına dünden beri her tür detay ile ilgilenmek için fazlasıyla çaba sarfetmişti. Sonundamisafir odaları ayarlanmış gençkız alışık olduğu türden güzel yemekler için listeleri vermiş, kocasının seçtiği kıyafetleri bir müddet buharlı kazanın üzerine astırarak kırışıklıklarının açılmasını sağladıktan sonra aynı düzende bahçeye de astırmıştı. Kendisi içinde seçtiği açık yeşil sade lakin zevkli olan elbiseyi de keyifle karşılamıştı Evelyn koyu renklerden fazlasıyla sıkılmıştı. Evelyn giyinirken hafifçe aynaya dönerek sararan çürüklere göz ucu ile bakması ardından silkelendi artık onların yinelenmeyeceğini, çünkü ne yapıp ne yapmaması gerektiğini bildiğini var sayıyordu. Genç kız saçlarını iki yanından örgületerek başı üzerinde taç yapıp incilerden oluşan tacını kolyesini ve yüzüklerini taktı akabinde aynada yansıyan görüntüsüne gülümseyerek baktıktan sonra son olarak bilek fistolarını da elbisenin kolları içinden bağlatıp odadan çıktı. Hole indiğinde Edward toprak ve altın rengi karışık tuniği altında krem rengi diz üzerinde biten pantolonu koyu renk çizmeleri ile göz dolduruyordu. Evelyn iç geçirerek kocasına yaklaşıp kibar bir reverans yapması ardından adama tatlı bir işve ile elini kaldırdı o da kendisini kırmayarak parmaklarına minik bir buse kondurduğunda genç kız sırıttı. "Çok yakışıklı bir adam olmuşsunuz lordum... "

 

"Öyle mi düşünüyorsun? "

 

"Sanırım herkes böyle düşünürdü... "

 

"Teşekkür ederim Evelyn... Gel... " Edward kafını beklemek üzere oturma odasına doğru ilerletip bahçivana getirttiği zambakların sehpa üzerindeki duruşlarını görmesini sağladı. Ardından göz ucuyla yanakları kızaran kadından yana baktı.

 

"Lordum bunlar çok güzel... " Evelyn gidip çiçekleri kokladıktan sonra kocasına minnetle baktı.

 

"Beğenmene sevindim... " Edward gidip kanepeye oturarak bacak bacak üzerine attı. Uşağa beklerken içecek birşeyler istediğimi söyle Evelyn... "

 

"Peki" Genç kız odadan çıkıp hala düzenlemeler ile uğraşan uşakları en yakında bulabileceği yemek odasında gördüğünde oradadaki masayada güzel canlı güllerin yerleştirilmiş olması üzerine kıkırdayışını gizleyebilmek adına parmaklarını dudakları üzerine hafifçe siper etti. Edward bugün çokça cömertti ve Evelyn uygun bir kadın olduğu takdirde hayatının bu şekilde devam edeceğini gördüğü için geçen karanlık günleri geride bırakıvermişti...

 

---

 

Bir saat sonra

 

Ufak bekleyişleri ardından uşak misafirlerinin geldiğini haber verdiğinde kocası ellerini ovalayarak yerinden kalktı. Evelynde eteklerini düzeltip yanaklarını çimdikleyerek onu girişe doğru takip etmeye koyuldu. Brandaları geriye çekilmiş at arabası kapı önünde durup Lord ve leydi aşağı indiklerinde Evelyn kadının giydiği parlak dore kumaştan bol fırfırlı ve dantelli elbisesine elindeki keseye başının tepesinde yaptığı topuzunnaltından sallanan kalın çubuk çubuk kumral buklelerine bir müddet baktı. Barones fazlasıyla zevkli bir tarza sahipti. Genç kız ikili yaklaştığında en iyi reveransını yaparak onları selamladı.

 

"Leydim bu saygıdeğer lord Thomas Mouthternbetten ve eşi Leydi Lettice Mouthernbetten... " Edward gidip Lettice'in uzattığı eldivenli eline yeşil gözlerine bakarak kondurduğu öpücük ardından eldiveni üzerine damlattığı gül kokusunu içine çekerek doğruldu. Aralarındaki ufak bir mesajlaşmaydı birbirlerini özlediklerini gösteren.

 

"Leydim... " Evelyn kocasının ağır hareketlerini izlerken ona doğru eğilip elini yüzüğü üzerinden öpen adama gülümseyerek yeniden reverans yaptı. "Işıldıyorsunuz. Barones. Şanslı bir adamsın Edward... "

 

"Kesinlikle" Edward Letticein gözlerine bakarak kurduğu cümle ardından adamı eliyle oturma odasına doğru yönlendirdi.

 

"Hoşgeldiniz leydim"

 

"Hoşbuldum Leydi Evelyn. Sanırım birkaç tablo daha eklenmiş... " Lettice etrafa bakması ardından gençlığının verdiği güzellik ile giydiği elbise içinde dahi parıldayan kıza gözlerini kıstı. Böyle bir kadının bu ev içinde olması tahammül edilmezdi.

 

"Gelin lütfen" Evelyn misafirini odaya almak üzere yolu gösterdi "bu taraf misafir oturma odamız"

 

"Biliyorum... "

 

---

"Yemekler fazlasıyla güzeldi Barones sofra için ve ilginize teşekkürler be eve bir kadın eli değdiği belli oluyor"

 

"Bugün sağlığımız konusunda biraz fire vermekte sakınca görmedik" Evelyn gülümsedi. "Daha tatlılar var"

 

"En sevdiklerim" Lettice kafa sallayıp gözü önünde duran güllere ardından karşısındaki kıza baktı.

 

"Kadınlar yedikçe tatlanır... " Thomas karısının elini tutarak sırıttı.

 

"Hadi ama Thomas... " Edward öfkeyle başını kaldırdı.

 

"Yanılıyor muyum? "

 

"Yanılıyorsun dostum... Bazıları için şerbete gerek olduğunu düşünmüyorum" Genç adam elini masanın üzerinde uzatarak Evelyninkini aradı ikinci denemesinde yakalamış ve sıkıca kavramış olma nedeni ise şüphesiz gözünün başka yerde oluşuydu.

 

Evelyn kocasının sözleri karşısında kızarırken ne dese bilemedi.

 

"Leydilerim neden tatlılarınızı odanızda dedikodu eşliğinde yemiyorsunuz... Bizde bu sırada biraz iş konuşuruz... "

 

Edward kendisine bakan Evelyne baş onayı verdi.

 

"Sanırım kovulduk... " Lettice dudak bükerek ayağa kalktı.

 

"Herşey sizin için leydim. Tüm çabalarımız" Edward önce kadına ardından karısından yana baktı.

 

"Önden buyurun leydim" Evelyn Lord Mouthernbetten ve kocasına selam verip kapıya ilerledi.

 

"Lordlara bol miktarda rom götürün lütfen ihtiyaçları olacak" Lettice kıkırdayarak kapıdan çıktı.

 

Evelyn kadının herşeye hakim olan sohbeti karşısında fazlaca tükenmişti. Lettice ondan yedi yaş kadar büyük, yirmibeşinde olmalıydı ve dadıya bıraktığı üç adet çocuğu da vardı. Evelynde bu mutluluğa yakın zamanda ulaşabileceğini düşünüyordu. Anladığı kadarıyla Edwardın Baron ile dostluğu beş altı yıla dayanıyordu. Aynı görüşte olmaları cabasıydı buna rağmen Lord Thomas daha gevşek görünmüştü gözüne hoş Edwarddan neredeyse onbeş yaş kadar büyüktü. Buna rağmen oldukça düzgün görünümlü ve gülümsemeyi bilen bir adamdı. Aile dostlukları ise Edwardın babasına dayanıyordu. Evelyn kadından bilmediği pek çok şey öğrenmişti. Genç kız korsenin zedelediği koltuk altlarını ovalayarak gerindi. Kapısı yavaşça açıldığında ise irkilerek kapıdan yöne baktı. Evelyn gelenin kocası olduğunu gördüğünde gülümsedi.

 

"Evelyn... " Edward kadının yatağı üzerine oturarak alnından öpüp onu yastığa yatırdı. "Nasılda yoruldun bugün hala uyumadın mı? "

 

"Şimdi uyuyacağım ve evet çokça yoruldum ama bu oldukça keyifliydi"

 

"Hadi karım gözlerini kapat ve sen uyuyana dek yanında olacağımı bil... " Edward kadının dağılan saçları üzerinde elinin tersini gezdirdi. "Sana birkaç ayet okumamı istermisin Evelyn? "

 

"Evet... " Evelyn kocasının belli belirsiz çıkan sesini dinlerken şu dakika ne söylediğini duyup duymadığından emin değildi. Yalnızca yanında oluşuna odaklanmıştı genç kız. Kısa bir süre sonra sesler uğultuya döndü ve Edwardın yanağında hissettiği eli ile kendini uykuya teslim etti.

 

---

Lettice kütük gibi içen kocasını yatırmış onun için hazırlanan odaya geçerek sapa sola yürümeye koyulmuştu Edward içeri uşak kılığında girdiğinde genç kadın çok fazla beklemiş olduğundan kaş çattı. Üstelif fazlaca kıskanmıştıda...

 

"Benim tatlı Lettice'im... " Edward kadının yanına giderek yelek içine soktuğu gül goncalarından birini kadına uzatıp boynundan öptü. "Nasıl özledim"

 

"Ne kadar özlediğini görebiliyorum... " Lettice başını iki yana salladı lakin adam kendisini çekip öptüğünde o da hasretine engel olamayarak karşılık verdi.

 

"Yapma sevgilim... Özleminle yanıp tutuşuyorum ve bunun için çekmeye razı olduğum bedelleri bir bilsen... "

 

"Sana iyi oluyor... Edward artık yalnız değilsin. Ve sanıyorum ki çokça görüşemeyeceğiz. Yakalanıp hayatımın mahfolmasından korkuyorum... "

 

"Yakalanmayacağız! Söz veriyorum..."

 

"Genç ve güzel bir karın var Lord Mosley... "

 

"Yapma Lettice... Hatırlatma ne olur. Bu evlilik zorunluydu görüntüsünün zerrece önemi yok. Ben seni istiyorum"

 

"Öylemi? "

 

"Öyle... ”

 

" Ne kadar? ”

 

"Gel de göstereyim... "

 

"Bu son ama... "

 

"Hep son... "

 

---

 

Ulan Edward. Ben yazar olarak açmayacağım ağzımı yoksa gözleriniz yerinden fırlar... Ama yorum serbest... 🤬🤬🤬🤬

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%