Yeni Üyelik
10.
Bölüm

9. Bölüm

@gizemmgurbuzz

1 Ay Sonra

 

Evelyn akşam yemeği ardından hızla odasına çıkmış eli ağzında bir müddet ne yapacağını bilememişti mide bulantısı onu mahvetmişti sabahta beyni karıncalanmış merdivenlerde oturmuş kalmıştı. Akşam yemeğinde yediği etten, doğrusu o içi kırmızı görüntüden tiksinmişti ve yemekten haz etmeyip mide bulantısı çektiğini düşünürse kocası muhtemelen susmak bilmeyecekti. Genç kız konuşmak yerine içinde yaşamaya alıştırmaya çalışıyordu kendisini aksi takdirde Edward elini yahut kayışlarını kullanmaktan çekinmiyordu. Evelyn lazımlığa gözü takıldığında bu kalede çok önemli bir yeri ve işlevi olan lakin ancak bu kadar kıymetli bir o he olduğunu düşünürken çanağın kullanılış vasfı gözleri önünde canlandığında yeniden tetikleyen öğürme ona doğru koşup içindekini dışarı çıkartmasını sağladı. Genç kız kendini fazla zorladığından gözleri dışarı fırlayacak gibi olmuş yaşlar ve aniden tüm bedeninden boşalan ter onu bitkin düşürmüştü. Olduğu yere oturarak iç cebinden çıkardığı mendil ile ağzını silip çanağın üzerine örttü lakin koku burnuna geldiğinde yeniden aynı şeyi yaşamamak adına yatağın kapitonesine asılıp ayağa kalkarak köşedeki zili çaldı. Gümbürdeyen kalbi ve yorgun bedeni ile yatağın ucuna oturup lazımlığa yüzünü ekşitti. "Evet Evelyn hayatın anlamısın... Çok lazım gerekli onsuz yaşanmazsın lakin... " Genç kız kaşlarını kaldırıp kafa salladı. "Bu kadarsın... Herşey bittiğinde önemin unutulup yüz buruşturulacak kadar... " Evelyn kendi kendine konuşmasına gülerek ellerini eteğine silmeye çabalarken "Sus Evelyn! " diye tekrarlayıp kapı çalındığında gözlerini dikti. Suzy içeri girdiğinde ise rahatlama ile gülümsedi. "Gel Suzy... "

 

"Leydim iyimisini-? " Suzy leydisinin kızaran yorgun gözlerine ardından duyduğu kötü kokunun nedenine baktı.

 

"Midemi bozdum" Genç kız alnını sıvazladı.

 

"Sabahta pek iyi görünmüyordunuz" Suzy kızı süzdü. İlk aklına gelen yeniden tartaklandığı olmuştu lakin sonrasında geçtikleri ay çokça kez Baronun kadının odasını ziyaret ettiğini ve dışarıdan duyulan sesleri hatırladığında gülümsedi.

 

"Gül Suzy... Bende ağlanacak halime gülüyorum işte... "

 

"Aman Leydim ondan değil ne haddime... Aybaşı oldunuz mu? "

 

"Hayır... Olmam gerekir yani sanırı-" Evelyn susup kadının yüzüne baktı. Kendi korkuları düşünceleri içinde o kadar kıvranmıştı ki böyle bir detay aklına gelmemişti. "Olabilir mi? "

 

"Ah leydim derhal Ebeyi çağırtacağım lütfen uzanın rahatınıza bakın size ılık su yollatacağım ve birkaç hizmetli üzerinize rahat bir şeyler getirsin"

 

Evelyn şaşkın bir ifade ile sevinip telaş yapan kadının lazımlığı alıp çıkışını izledi. Tanrım... Ya öyleyse? Ya gebe kalabilmişse o vakit hem içinde güzel bir bebeği olacak hem de ona sahip olabilmek için çektiği tüm ağrı ve sancıdan kurtulacaktı. Üstelik Edward kim bilir ne kadar sevinecekti... "Sevinir mi? " Evelyn gözlerini kırpıştırarak yerinde kıpırdandı... "Sus Evelyn elbet sevinecek... "

 

---

Genç kız ebe eteğinin altından kan ter içinde çıktığında sıkıntıyla doğruldu. "Söyle Ruth? Ne var içeride? "

 

"Leydim... " Kadın çanakta ellerini yıkarken başını iki yana salladı. İzin vermiyordu çok zorlanmıştı. Bir Barones olduğundan korkuyordu da. Lakin cevap verememekten de korktuğundan o da inat etmişti. Kızcağızın suratındaki kızıllığa ve döktüğü tere bakarak gülümsedi. "Bir varis geliyor leydim"

 

"Ya... " Evelyn elini kalbine götürerek Suzy'e baktı. "Duydun değil mi Suzy? "

 

"Duydum hanımım! " Suzy mutlulukla elini çırptı.

 

"Çabuk çabuk beni giydir" Evelyn yataktan aşağı indi ardından ebeye döndü. "Şimdi Ruth bana bu çocuğu nasıl erkek yapacağımı anlatman gerekiyor"

 

"B-bunu bilemeyiz leydim"

 

"Nasıl bilemezsin! " Evelyn panik içinde kaş çattı "Ebesin sen bilmelisin" dedi belki biraz huysuzlanarak çünkü erkek yapamazsa Edward huysuzlaşır belki bebeğini sevmezdi.

 

Ruth Baronesin aksileşmesinden ve baron Mosley'in de ne denli korkutucu olduğunu bildiğinden ellerini ovalayıp kekeleyerek geçiştirmeye çalıştı. "T-tatlı severseniz erkek olabilir "

 

"Tatlı... " Evelyn dudaklarını kemirdi. O tip sağlıksız şeyler yenmiyordu bu evde

 

"İyi beslenin leydim. Artık bedeninizin güzelliğine değil bebeğinize bakmak zorundasınız"

 

"E-elbet yapacağım" Evelyn sandığı açıp acele ile günlük tek parça bir elbiseyi giymeye çalıştı. Başardığındaysa odadan çıktı.

 

Suzy leydisi odadan çıktığında Ruth'u yakasından tutup kapıya dayayarak kaş çattı. "Leydimin ağrı ve sancılarından bir kişiye bahsedersen canını alırım Ruth! " Suzy kızcağızın ne denli iyi niyetli tatlı olduğunu kendisiyle ilgili her şeyi anlattığını bildiğinden onu koruması gerektiğini düşündü. Lord Mosley duyarsa gebe haliyle yapmadığını bırakmazdı.

 

"E-elbette... "

 

Evelyn biraz hızlı biraz dikkatli olmaya çabalayarak merdivenleri inip kocasının oturma odasında genelde oturduğu tekli koltuğa doğru ilerleyerek önüne geçti ve bir müddet eli çenesinde camı gözleyen adamın ona dikkat kesilmesi için bekledi. Epeyce bekledi...

 

"Öylece dikilecek misin? " Edward gözlerini kadına kaldırdı. "Dikkatimi dağıtıyorsun"

 

"Ah... Fark ettin mi? " Evelyn silkelenip ellerini karnına götürdü. "Edward, sevgilim... Şimdi söyleyeceğim şeyi çok iyi dinle... "

 

"Önemli değilse lütfen Sus Evelyn... Başım çatlıyor ve sen bir kadının kurması gerekenden çok daha fazla cümle sarf ediyorsun... "

 

"Çok önemli" Evelyn gülümsedi. "Çok güzel... Çok heyecanlı... "

 

"E? "

 

"Ebe gebe olduğumu söyledi Edward!" Evelyn yersiz akan birkaç damlayı silip kıkırdadı. "Bebeğimiz olacak"

 

"Sonunda... " Edward kadına baktı. "İlk seferki başarısızlığından sonra içinde durabilmesi içimi rahatlattı. " Adam duraksayan ve yüzü düşen kadına göz devirip ayaklandı lakin Evelyn sindiğinde dilini şaklattı. "Sen çok tuhaf bir kadınsın... Güzel bir haber veriyorsun bunu kutlamak istediğimde sanki sana başka bir şey yapacakmışım gibi davranıyorsun. Amacın beni suçlu duruma düşürmek mi Eveyln? Sanki hepsinin karşılığını ödememişim gibi... Tanrı senin gibi davranmıyorken sen... "

 

"Edward ben üzgünüm ben"

 

"Sus Evelyn... Odana çık ve varisime iyi bakmak için özenli ol! "

 

"Pe-ki... " Evelyn yutkunarak eteğini sıkıp adamın karşısından ayrıldı. Belki ilk hayal kırıklığı değildi lakin ilk kez tanrının kocasını ondan önce almasını dilediği andı. Genç kız dudaklarını dişleyerek birazda düşünceleri içinde zalimleştiğinden duyduğu suçluluk ve pişmanlık ile dua etmek üzere yönünü sunak odasına çevirdi.

 

---

 

4 Ay Sonra

 

"Neredeydin!" Evelyn kaş çatarak indi merdivenlerden kocası son iki gündür evde yoktu ve daha öncesinde de... Geceleri ortadan yok oluyor bazen fazlaca alkol ile geri dönüyordu Evelyn eve gelen faturalardan onun yine oyuna gittiğini biliyordu. Yüklü faturalar. Adam kumar oynuyordu. Hiç gelmiyor olması bir yana Evelynin babasını ziyarete dahi gitmesine izin vermiyor olması artık sinirlerini iyiden iyiye bozmaya başlamıştı. Ruh hali normal değildi ve anlamsız bir kızgınlık her daim üzerindeydi. Zaten bulantıları ve başka pek çok zorlukları vardı. Leydi Lettice ve Baron Thomasın geçen haftaki ziyaretlerinde evdeydi. Pek de ayrılası yoktu onlar gittiği anda Edward da çıkıp gitmişti.

 

"Ne demek neredeydin!" Edward kendisine öfke ile yaklaşan kadına gözlerini irice açarak baktı.

 

"Yine neredeydin Edward! Ben gebeyim sana ihtiyacım var bunu göremiyor musun? Hiç yoksun... Önceden de yoktun lakin en azından evdeydin şimdi ise oyun masalarında durmaksızın içiyorsun!"

 

"Evelyn!" Edward sesini yükselterek söylenen kadını oturma odasına çekip kapıyı ardından kapattı. "Ne yapmamı bekliyorsun!"

 

"Bu tavırlarından vazgeçebilirsin..." Genç kız bugün fazla cesaretliydi. Lakin susmama kararı da kesindi. İçindekileri atmazsa patlayacaktı. "B-bebeğimizi hiç merak etmiyor musun? Dün onu hissettim. Orada!"

 

"Shhh... Sus artık yeter. İşler güzel sonuçlanıyor ve ben de bunu kutlamakta biraz da çevre edinmekte bir sakınca görmüyorum."

 

"Çevreni gün ışırken neden edinmiyorsun Baron Mosley!"

 

"Şu an sana sabır gösteriyorum!"

 

"Ya... Merak ediyorum ne kadar sürecek!" Evelyn kaş çattı.

 

"Susup odana çık emrediyorum!"

 

"Gitmiyorum!" Evelyn kollarını göğüs hizasında birleştirdi "Bazı şeyleri konuşabilmemiz gerekiyor. Leydi ve Lord Mouthernbetten gibi..."

 

Edward sinir bozukluğu ile güldü. "Bu aklı sana Lettice mi verdi?"

 

"Lettice?"

 

"Barones..."

 

"Evet elbet... Lettice benim arkadaşım ve kocasıyla her tür sorunu konuşarak aştıklarından bahsetti doğru."

 

Edward Lettice ve kocası hakkında tek bir yorum dahi duymak istemiyordu. Bu onu çıldırtıyordu. Genç adam aradan sıyrılmak için hareketlendi lakin Evelyn bulduğu cesaret ile kolunu tutunca durup öfke ile kadına bakarak sertçe kolunu savurdu.

 

Evelyn, Edward'ın ani hareketi ile başını şömine kenarına çarpıp kendini yerde bulduğunda ve canı gerçekten çok yandığında bebeğine bir şey olacak korkusu ile ilk kez gözlerinin karardığını ipleri kopardığını hissetti. Genç kadın doğrulup şömine üzerindeki bibloyu adamın sırtına savurdu belki kafasınaydı. O an düşünmemişti. "Sen bize ne yaptığını sanıyorsun!"

 

"Bana bak!" Edward yerde tuz buz olan bibloya sırtında oluşan ağrıya daha da öfkelenerek kadının kaşından süzülenlere aldırış etmeden ona doğru ilerleyerek gırtlağından tutup silkti onu "Kendine gel!"

 

"Bırak!" Evelyn çırpındı bir elini karnına siper edip diğeri ile kendini korumaya çalışsada başaramadığında adamın bacağına bir tekme savurdu genç kız. Lakin geri dönüşü karnında patlayan bir yumruk olduğunda avazı çıktığı kadar bağırdı.

 

"SUs! Sus deli kadın!" Edward Evelyn'in karnına sarılarak sırtını duvara dayayıp ağladığını gördüğünde yanına gidip kollarından tuttu. "Ona ne yaptığını gördün mü! Beni nasıl böyle bir şeye teşvik edersin! Kocana nasıl saldırırsın!"

 

"B-ben mi yaptım!"

 

"Kim yaptı!" Edward geri çekildi. "Şu haline bak. Susup gitseydin böyle olmayacaktı. Sen iyice yoldan çıktın Evelyn! Gebesin diye sustum bunca vakit. Sonunda bana bunu da yaptırdın! Ben ne yapacağım şimdi ha! Bunun karşılığını dikenli zincirler bile ödeyemez! Tanrım şu halimize bak! Şayet bu gece ölürsem evladımız babasız kalacak ve sen ileride bunun hesabını ona nasıl vereceksin bir düşün. Beni buna zorladığın için senden nefret edecek ve bende edeceğim!" Edward kadının dizlerini kırdığını fark ettiğinde uşaklara seslendi. "Çabuk Baronesi odasına çıkarın ebe bulun!"

 

Evelyn hıçkırarak hizmetli ve uşakların kollarına bıraktı kendini Genç kız merdivenlerden çıkarılırken Edwardın da mahsendeki kefaret odasına doğru yöneldiğini gördüğünde yüzünü öfkeyle çevirdi. Demek ondan nefret edecekti... Hiç sevmişmiydi ki...

 

---

 

Ertesi Gün

 

Bernard Mosleyin malikanesi önünde duran arabasının kapısı açıldığında aşağı inerek beyaz eldivenlerini çekeledi ve pelerinini düzeltip elinde tuttuğu bastonu taş döşeli giriş yoluna bastırup çevirerek önünde yükselen barok yapıya göz gezdirdi. Detaylar... Genç adam özenli işçiliği ile dikkat çeken kaleye kolonları taşıyan çıplak melek detaylarına bakıp kendince sırıttı. İçinde Mosley olmasaydı belki daha da hoşuna gidebilirdi. Bernard yorum yapmayarak kendince omuz silkip girişe doğru ilerlemeye koyuldu. Geçen ay Evelyn'den gebe olduğuna dair bir mektup almıştı ve bu haber kesinlikle kutlanmaya değerdi. Bernard her ne kadar Mosley tarafından davet edilmemiş olsa da duramamıştı ve açıkçası kız kardeşinin evine gelmekte bir sakınca da görmemişti. Keyifle ilerleyip kapıda duran uşaklara baktı. "Lütfen Baronese ağabeyi Bernard Grey'in burada olduğunu söyleyin."

 

"Baron Mosley küçük bir iş için ayrıldılar."

 

"Ah, ne hoş..." Bernard boğazını temizleyerek şapkasını ve sopasını uşağa verdi ardından pelerinini çözdü. "Yani Lord Mosley gelene kadar bende kız kardeşim ile vakit geçiririm..." Genç adam gülümsemeye devam ederek içeri yöneldi. Burada da özenli tablolar kıyı köşedeki oyuntulara ustalıkla işlenmiş desenler dikkatini çekmişti. Edward bir katolik olmasına rağmen sanatın varlığından rahatsız olmuyordu. Ona göre iki görüşten makul olan ve olmayanlar ayrılıp pekala bir dostluk sağlanabilirdi... Genç adam kendisine doğru yaklaşan orta yaşlı zayıf nedimeye dönerek "Lütfen Baronese geldiğimi iletin" dedi.

 

"L-lordum b-barones odasında istirahatte dilerseniz sizi misafir odasına alayım"

 

"Ne demek istirahatte? Söyleyin uyansın. Ağabeyi Lord Grey burada..." Bernard yadırgayarak baktı kadının telaşlı haline.

 

"L-lordum... barones ufak bir kaza geç-" Suzy lafını tamamlayamadan yukarı fırlayan adama yetişmek için eteklerini topladı. Leydi Evelyn yataktan kalkamayacaktı. Ufak ufak kanaması vardı ve ebe kesinlikle kımıldamaması gerektiğini tembihlemişti öyle ki tuvalet için bile kıpırdamasa yeriydi. Suzy çözümü onlarca kat çarşafı onun altına sererek bulmuştu kımıldamasındı... "Lordum orası değil sondaki kapı!" Suzy fazla hızlı koşan adama yetişemedi.

 

Evelyn kapı feryat ederek açıldığında sıçrayarak karnını tuttu ve olduğu yere sindi. "B-bernard?"

 

"Eva?" Bernard yatağın başına koşturup oturarak soluklarını düzene sokmaya çalıştı. Kız kardeşinin kaşındaki bandajı çökmüş göz altlarını gördüğünde dişlerini sıkarak karnında tuttuğu ellerine baktı. "Bu ne hal Eva?"

 

"B-ben bir dikkatsizlik yaptım Bernard takılıp şömineye çarptım ve bu haldeyim. Ufak bir şey... Fakat ebe yerimden kalkmamamı söyledi bebeğe zarar gelebilirmiş..." Evelyn dudaklarını kemirip dolan gözlerini görmesin diye başını çevirdi. Çok düşünmüştü genç kız. Kendinden kurtulmak istemişti bebeği vardı. Edward'dan kurtulmak istemişti lakin o zaman bebeğine ne cevap verecekti. Annesi bu kadar kötü ve acımasız olduğu için ondan nefret ederdi.

 

Bernard kardeşinin boğazındaki parmak izlerini gördüğünde gözlerini irice açtı lakin karnındaki eline baktığında kendini tuttu. Evelyni değil Muhatabını üzecekti genç adam. "P-peki şimdi nasılsın? S-seni alıp bize götürmemi istermisin? Babamın yanında daha mutlu olursun..."

 

"B-ben onu çok özledim lakin kıpırdayamam bu gebeliğe iyi değil..." Genç kız dayanamayarak birkaç damlayı bıraktı gözlerinden ağabeyi yüzünü çevirip mendiliyle yaşları sildiğinde ise omuzlarını düşürdü.

 

"Peki peki tamam... Üzülme... Sen nasıl istersen... Söylerim o gelir tamam mı Evelyn... Gebesin ağlama üzülme kardeşim. "

 

"T-teşekkür ederim."

 

"Yeğenim iyi değil mi?"

 

"İ-iyi..." Evelyn bebeğinin minik tekmesini hissettiğinde iç geçirdi. "Seni duyuyor ve içeride tepki veriyor."

 

"Tanrım bu..." Edward gülümsemeye çalıştı korkunç geliyor kulağa"

 

"Düşününce bana da öyle geliyor. Bende daha geçen gün hissettim. Orada ve kıpırdanıp duruyor..." Evelyn de gülümsemeye çalıştı.

 

"Umarım bana benzer." Bernard güldü. "Kız olursa Betrice'e benzesin çünkü sen pek çirkinsin..."

 

"Ç-çirkin..." Evelyn ağır ağır kafa salladı. Gerçekten de çirkin olduğu için tüm bunları yaşıyor olabilirdi.

 

"Hadi ama Evelyn! Şaka yapıyorum. Şaka... Sana benzemesin çünkü güzelliği ile baş edemeyip düellolarda canımızı vermek zorunda kalabiliriz."

 

"Ah, evet..."

 

"Yorgun görünüyorsun Evelyn. Dinlen. Yat uyu ben buradayım. İyice dinlendiğinde yeniden görüşürüz."

 

"Peki" Genç kızın şu an tek istediği yalnız kalıp ağlamaktı şüphesiz. Aylardır şu samimiyeti unutmuş kendi kocası yanında bir gün olsun Bernard'ın sevgisini hissetmemişti.

 

Bernard kardeşini yarasından öperek kalkıp odadan çıkması ardından merdivenlere yöneldi. Gebertecekti o piç kurusunu. Genç adam holde üzerindekileri soyunan herifi gördüğünde hızlanıp ona doğru giderek yakasına yapıştı. "Sen ne yaptığını sanıyorsun ha!"

 

Edward neye uğradığını şaşırarak Evelyn'in ağabeyine baktı. Lanet olası davetsiz gelmek ile kalmamış birde gırtlağına asılıyordu. Edward belindeki tabancayı çıkarıp gözlerini kıstı. "Sakin olun Lord Grey!"

 

Bernard adamın elindeki tabancaya hızlı bir tekme savurup düşürmesi ardından suratına okkalı bir yumruk savurdu. "Kardeşimi getirdiğin halin bir hesabı olmayacak mı sanıyorsun! Onu alıp götüreceğim!"

 

"Bernard!" Evelyn aşağıda gürleyen sesleri duymuş yerinden fırlayıp alt katı gören tırabzanlara koşturmuştu. "Bernard dur!"

 

"Derhal hazırlan seni götürüyorum buradan!"

 

"Benden karımı ve çocuğumu alamazsın Grey! Talebin Düello ise buyur!"

 

"Bernard! Hayır! Hayır! Ben bir yere gelmiyorum!" Evelyn panik halde merdivenlere yöneldi. Ne yapacaktı genç kız eve gidip kimsesiz bir dul olarak Katherine'in yanında mı yaşayacaktı. O zaman çocuğu sahip olduğu her şeyden onu mahrum ettiği için gerçekten sevmeyecekti onu... Ya onu alırlarsa... Evet... Edward bir baron varisi olacağından çocuğunu şüphesiz alırdı.

 

"Bu adam sana zarar veriyor!"

 

"Ben kimseye zarar vermiyorum söyle ona Evelyn! Ya da beni ve yuvamızı değil Bernard'ı seçiyorsan buyur. Lakin günü geldiğinde hiçbir kuvvet evladımı benden ayıramaz!"

 

Evelyn önce kocasına ardından ağabeyine baktı. "Git buradan Bernard!"

 

Bernard grey gözlerini kırpıştırarak kız kardeşinin gözlerindeki donuk ifadeye bakakaldı. "G-gideyim?"

 

"Git ve bir daha evliliğime burnunu sokma sakın!"

 

"Peki... Peki... Hoşça kalın Barones Mosley... Vermiş olduğum rahatsızlık için üzgünüm. sonsuz mutluluklar!"

 

---

 

Geldim bir yere gitmemiştim ama annem bendeydi yazamazdım..

 

Daha fazla uzatıp canınızı sıkmayacağım. 2-3 bölüme bitiriyoruz. Uzun aylar atlaya atlaya gidecek. Yazacağım her bölüm şiddet ve üzücü olacağından pek çok olay eklemeye gerek yok çünkü güzel bir şey olmayacak. Söylediğim gibi bu bir mini hikaye.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%