Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@gizemyenikler

Kendisiyle yüzleşmesi ancak bilinmeyen diyarlara, çok uzak ülkelere gitmek istemesiyle mümkündür.

 

Acaba bu adam bir gün hayallerine ulaşabilecek midir?. Ve gitmekte olan o gemiyi yakayabilecek midir?. O gemiye yetişmesi mümkünmüydü sizce?. Bu öyküyü yazarsam soruyu okuyuculara bırakacaktım. Yanıt onlarındı.

 

Gemi, Alsancak'tan ayrılırken, adam uzaktan ona el sallayan ailesine veda etti. Gemiye binmişti. Peki bindiği o gemi ona gerçektende mutluluğu sağlayabilecek miydi?. Yoksa kaçmak çözüm değil miydi?.

 

Adam, gemiyle birlikte yeni bir hayata doğru yol almaktaydı. Adam, gemiyle birlikte bir çok ülke dolaşır. Yeni insanlar tanır, yeni kültürler öğrenir. Ancak, adamın kalbi her zaman Alsancaktay'dı. Memleketi, İzmir'deydi.

 

Kalbi İzmir'de kalmıştı. Adamın kalbi her zaman denizdeydi. Ve memleketine döneceği anı iple beklemekteydi.

 

Deniz adam için huzur demekti. Ve Yuvasıydı. Kalbide uzaklara gitse bile, daima yuvası için çarpacaktı.

 

İzmir için atacaktı. İnsan nereye giderse gitsin, memleketini özlüyordu. O başka bir duyguydu. Bu duyguyuda ancak yaşayan bilebilirdi.

 

Yabancılık hissi, gurbet bunları yaşayan tanıdıklarım vardı. İşte ,aklımdan böyle bir öykü yazmak geçti. Konusu hayatın içindendi. Bunlar her insanın gündelik hayatın içinde bence yaşadığı duygulardı.

 

UNUT ONU KALBİM.

 

Ah duygular sen nelere kadirsin. Gözümü tekrardan gökyüzüne, yıldızlara diktim. Çok güzel parlaktılar. Birden o gizemli adamı düşündüm. Yıldızı ona benzettim. Adam yan apartmanımda yaşıyordu. Aslında bana yakındı.

 

Fakat bir o kadarda uzaktı.

 

Ve imkansızdı. Ulaşılamazdı. Onu unutmam gerekiyordu. Bende bunun için çabalıyordum.

 

SEVGİ.

 

Kalbime gömdüm. Unut onu kalbim dedim. Bunu isteyerek diledim. Gene de yıldızları, gökyüzünü seyretmek güzeldi. Huzur vericiydi. Ve beni mutlu ediyorlardı. Onları sabaha kadar izlerdim. Asla da sıkılmazdım. Bıkmazdım. Bunu tıpkı köpeklere, kedilere olan sevgime benzetiyordum. Çünkü onları sevmekde bana aynı şekilde huzur veriyordu. Hayvan sevgim sonsuzdu. Asla bitmeyecekti. Onlar benim daima dostlarım olarak kalacaklardı.

 

Sevgidir ihtiyacımız olan daima...

 

ÖĞRENME ARZUM.

 

Öğrenmeye, araştırmaya olan ilgim hiç bir zaman bitmeyecekti. Benim resmen öğrenmeye zaafım vardı. Çünkü, ben okumadan, öğrenmeden duramıyordum. Zaafım bilgiye ve derinliğe idi. Birlikte olduğum kişilerde de, yeni şeyler keşfetmeyi ve öğrenmeyi severdim. Bu beni heyecanlandırırdı. İlişkiden beklentim ,her zaman derin sohbetlerdi. Bir erkekte zekaya önem verirdim. Ben tam bir sapyoseksüeldim. Ne mutlu bana diye düşündüm, içimden. Gene de ,en önemlisi karakterdi. İyi insan olması ve gerçekten değer verip, sevmesiydi. Gerisi zaten kendiliğinden gelirdi. Ayrıca kütüphane gibi sessiz ve sakin ortamlarda bulunmak beni mutlu ediyordu. Kitapalr canlarımdı. Dostlarımdı. Her şeyimdi. İçimdeki bu tutkunun asla bitmeyeceğini biliyordum. Taki ölene dek.

 

MÜZİĞİN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ.

 

Ben daima müziğin iyileştirici gücü olduğuna inananlardandım. Geçenlerde, kendimi halsiz hissediyordum. Her yerim ağrıyordu. İlaç içtim. Gene geçmedi. Ne zamanki ,müzik açtım işte o zaman kendimi daha rahat hissetmeye başladım. Resmen iyileşmiştim. İnsana gerçektende iyi geliyordu. Bana göre bir müzik, iki sevgi. Bunlar insanı iyileştiriyordu. Karşı komşum sokakta çok hasta bir köpek bulmuştu. Onu eve almıştı. Bakmış, sevmiş, ilgilenmişti. Köpek iyileşmişti. Sevgi onu iyileştirmiş, köpeğin hayata tutunmasını sağlamıştı. Aksi taktirde, köpek şimdiye çoktan ölüydü. Sevgidir, ihtiyacımız olan sözünü seviyordum. Buda benim sözlerimden biriydi. Gönlümde binlerce söz, şiir biriktirmiştm.Bunlar benim gönlümden, kalbimden geçenlerdi.

Loading...
0%