Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm

@gizemyenikler

GECENİN SESSİZLİĞİNDE.

 

Gökyüzünde, bir ay vardı.Çok güzel parlıyordu. Sanki bana gülüp, yukarıdan gülümsüyordu. Gökyüzünü seyretmek bana oldukça keyif veriyordu. İlham veriyordu. Mesela, gecenin sessizliğinde gökyüzündeki yıldızları, ayları izleyerek şiir yazmanın bana göre keyfi bambaşkaydı.

 

GÜZEL BİR GÜN.

 

Kordon'un ışıkları, denizin koyu mavisine ayna gibi yansıyordu. Hafif esen meltem, yüzleri okşarken, dalgaların ritmik sesi, şehrin gürültüsünü bastırıyordu. İzmir, bir kez daha gece hayatının büyülü atmosferine bürünmüştü.

 

Sahildeki yürüyüş yolu, birbirinden farklı insanlarla doluydu. Gençler, ellerinde dondurmalar, kahkahalarla sohbet ediyor; aşıklar denize karşı yürüyüş yaparken fısıldaşıyorlardı. Çocuklar, kumdan kaleler yapıyor, martılara simir parçaları atıyordu. Yaşlılar, ise banklarda oturmuş, denizi seyrederek geçmiş günlere dalıyorlardı.

 

Sahildeki kafeler, canlı müzük sesleriyle adeta bir cazibe merkeziydi. İnsanlar, masalarında oturmuş, bir yandan sohbet ediyor, bir yandan da müziğin ritmine kendilerini bırakıyorlardı. Bazıları, dans pistinde birbirlerine sarılarak dans ediyor, bazıları ise sadece müzik dinleyerek keyif alıyordu.

Deniz, bu gece özellikle güzel görünüyordu. Ayın yumuşak ışığı altında, parıldayan sular, insanları büyülemeye devam ediyordu. Bir gurup genç, sahilde ateş yakmış, etrafında oturmuş sohbet ediyorlardı. Ateşin sıcaklığı, gece serinliğine karşı onları ısıtırken, alevlerin dansı, gözlerini büyütüyordu.

 

Bu gece, İzmir'de herkes kendi mutluluğunu yaşıyordu. Kimi yalnızlığına rağmen mutluydu, kimi sevdikleriyle birlikte, kimi de yeni insanlarla tanışmanın heyecanını yaşıyordu. Önemli olan, anın tadını çıkarmak ve bu güzel şehrin sunduğu imkanlardan yararlanmaktı.

 

Herkesin bir şehri vardı. Benim şehrim İzmirdi. Doğma, büyüme İzmirli bir kadın olarak ben bu şehri seviyordum.

 

Herkesin sahiden de yok muydu kendisini ait hissettiği bir şehir?.

 

Bence vardı, dedim içimden.

 

Özgür bir şehirdi, İzmir. Ben kendimi öyle hissediyordum. Ve içimdeki bu özgürlük tutkusununda asla bitmeyeceğini düşünüyordum.

 

90LI YILLARI ÖZLEMEK VE 90LAR RUHU.

 

90lar, bir dönemin ruhunu yansıtan bir dekaddı. Bu dönem, grunge müziği, pop kültürü, moda ve teknolojiyle doluydu.90lar, aynı zamanda bir değişim ve dönüşüm dönemiydi. Bu dönemde, dünya birçok önemli olay yaşadı.

 

90ların en önemli müzik akımlarından biri grunge müziğiydi. Nirvana, Pearl Jam ve soundgarden gibi gruplar, bu dönemin en popüler grupları arasındaydı. 90Lar, aynı zamanda pop müzik içinde önemli bir dönemdi. Britney Spears, christina Aguilera, ve Backstreet Boys gibi sanatçılar, bu dönemin en popüler pop sanatçıları arasındaydı. 90Lar, pop kültürünün de altın çağıydı. Bu dönemde, birçok popüler film, tv programı ve video oyunu yayınlandı. Jurassic Park, The Matrix ve Titanic gibi filmler, bu dönemin en popüler filimleri arasındaydı.

 

Ben 90lar müziğine ve filmlerine hala hastayım. 90Ların şarkılarını sürekli dinliyordum. Yıllar geçsede, içimdeki 90lar aşkı asla bitmeyecekti. O dönemin şarkıları benim ruhumu yansıtıyordu.

 

The simpsons, Friends, ve Seinfeld gibi tv programları, bu dönemin en popüler tv porogramları arasındaydı. Hepsini severek seyretmiştim. Yıllar sonra tekrar izlemiştim. İngilizcemi geliştirmek istediğimden dolayı bu dizileri sonradan ingilizce orijinal seyretmiştim. Birden o yılları çocukluğumu özlediğimi fark ettim. Güzel yıllardı.

 

Super Mario 64, Sonic the Hedgehog ve Pokemon gibi video oyunları, bu dönemin en popüler video oyunları arasındaydı. Bende mario oynayarak büyümüştüm. Severdim. Pokemon ve Şeker kız candy ise en sevdiğim çizgi filmlerdendi.

 

90lar, modanın da önemli bir dönemiydi. Bu dönemde, grunge moda, hip hop moda ve spor moda gibi farklı moda akımları ortaya çıktı. Oversize tişörtler, kot pantolonlar ve spor ayakkabılar, bu dönemin en popüler moda trendleri arasındaydı. 90lar, teknolojinin de hızla geliştiği bir dönemdi. Bu dönemde, internet, cep telefonları ve bilgisayarlar gibi teknolojik yenilikler hayatımıza girmeye başladı. Ayrıca 90lar, birçok önemli olayın yaşandığı bir dönemdi.Bu dönemde Berlin Duvarı yıkıldı, Güney Afrika'da apartheid sona erdi, ve sovyetler birliği dağıldı. 90lar, birçok açıdan önemli bir dönemdi. Bu dönem, müzik, pop kültür, moda ve teknoloji alanında birçok önemli gelişme yaşandı.Aynı zamanda, dünya birçok önemli olay yaşadı. 90lar, birçok insanın hayatında unutulmaz bir dönem olarak kalacak. Ayrıca 90lar dinleyen kişide derin bi nostalji ve özlem duygusu oluşur. 90ların müziğini dinlemek, birçok insan için çocukluk ve gençlik yıllarına bir yolculuk anlamına gelir. Bu müzikler, o dönemin yaşanmışlıklarını, arkadaşlıkları, aşkı ve hayalleri canlandırır. Dinleyenler, geçmişe özlem duyar ve o günlerin saflığını, heyecanını ararlar. Tıpkı benim gibi diye düşündüm. Ey gidi güzel mazi, diye düşündüm, gözümü tekrar uzaklara dikerek. Mutluluk ve enerji 90ların müziğinde yeterince vardı. İnsana enerji verir, ve dans etmeye teşvik ederdi. Ben ne zaman hareketli doksanlardan oluşan şarkıları dinlesem yüzümde kocaman bir gülümseme olurdu.

 

BODRUM ANILARIM.

 

Bodruma, her yaz giderim. Orada arkadaşlarımla buluşur, eğlenir, keyifli vakit geçiririm. Oradada epey bir anı biriktirmiştim. Bunlar güzel anılardı. Güzel olan anılarsa, daima hatırlanmaya değerdi. Özellikle Bodrum kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesini gezmeye bayılıyordum. Orayı gezip, görmüştüm. Beni epey bir etkilemişti. Beğenmiştim. Oraya henüz gitmemiş olan, yurt dışında yaşayan akrabalarım, arkadaşlarım vardı. Türkiye'ye geldiklerinde, mutlaka görmeleri gerektiğinden bahsettim. Önermiştim. Onlarda tamam demişlerdi. Umarım bir gün gezeriz dediler. Bodrum kalesi Bodrum'un simgesi haline gelmişti. 15. Yüzyılda St. Jean şövalyeleri tarafından inşa edilen bu kale, aynı zamanda içinde Sualtı Arkeoloji Müzesi'ni barındırıyordu. Aynı şekilde Halikarnas Mozolesi, Barlar Sokağı, Gümbet Plajı, Bitez koyu, Yalıkavak Marina, Gümüşlük, Kara Ada, Zeki Müren Sanat Müzesi, ve Bodrum'un pazarları görülmeye değer yerlerdendi. Ben hepsini gezmiştim. Gitmeyen tanıdığım olduğunda onlara tavsiye ediyordum.

 

Biraz dışarıya çıkmış, hava alarak yürüyüş yapmıştım. Hareket şarttı. Bu bana iyi gelmişti. Spor sadece bedeni değil, ruhu da eğitiyordu. Sağlıklı yaşam için gerekliydi. Ve gerçektende insana kendisini iyi hissettiriyordu. Bana göre sporun bir diğer faydasıda buydu. Spor yapınca kış aylarında, daha az hasta oluyordum. Tabi bunun yanında, dengeli beslenmekte önem taşıyordu.

 

Bembeyaz evlerin, mavi suların ve sıcak güneşin buluştuğu bir cennet... Bodrum, aklıma geldiğinde içimi kaplayan huzur ve heyecan tarifsiz. Masmavi denizin serin sularında yüzmek, güneşin tenimi ısıtması, rüzgarın saçlarımda dalgalanması... düşünüyordum, ayaklarımı denize sokup, uzaklara dalmayı...

 

Bodrum'un tarihi sokaklarında kaybolmak, eski taş evlerin arasında dolaşmak, her köşede farklı bir hikaye keşfetmek... nede güzel diye düşündüm, içimden. Antik tiyatroda unutulmaz bir gösteri izlemek, kalede gün batımına karşı romantik bir yürüyüş yapmak... ah hepsini nasılda özlemişim. Bodrum, benim için sadece bir tatil beldesi değil, aynı zamanda yaşayan bir tarih idi.

 

Birden kendimi gülümserken buldum. Gülmek güzeldi. Ne demişti Charlie Chaplin “Gülmek hayatın en güzel eylemidir. Ve her ne varsa sizi bundan alıkoyan, onları yok edin”. Haklı diye düşündüm.

Loading...
0%