Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19. Bölüm

@gizemyenikler

SUÇ ÖYKÜLERİ.

 

Bu ara suç dizilerine merak sarmıştım. İzlemesi heyecanlı oluyordu. Birde katil kim? o araştırma süreci, hem de neden öldürdüğü? sorusu izlerken insanın merakını artırıyordu. Suça bulaşmış insanlar çok kötüydüler, ama, onları bu yola getiren kişilerde, en az suç işleyen katiller kadar kötüydü. Hem izliyor, hemde arada kısa- kısa polisiye öyküler yazıyordum. Bunu seviyordum. Son yazdığım öykü oğlunu öldüren kişiyi bulup, onu öldüren acılı bir babayla ilgiliydi. Adam evlat acısı çekiyordu. Ve sonunda dayanamayıp, oğlunun canını alan kişiyi öldürerek bir katile dönüşmüştü. Tutuklanmıştı. Cazasını çekecekti. Fakat adamın içindeki öfke, acı o denli kötüydü ki, onu adeta bir canavara dönüştürmüştü. Tutuklanırkende son sözleri “ katil olmayı ben seçmedim, isteyerek öldürmedim. Sadece kendime engel olamadım. Kimsenin evlat acısı çekmesini istemem. Oğlumu öldüren o pisliği öldürdüğüm için pişmanım. Fakat inanın ki, hiç üzülmüyorum. Ben zaten yaşayan bir ölüyüm. Tek üzüldüğüm oğlumun öldürülmesi. Ve bir daha onu göremeyecek olmam. Cezamı çekmeye razıyım. Çünkü suçlu olduğumu biliyorum”. Adam gözyaşlarıyla birlikte hapishanaye tıkılmıştı. Bu esnada eşide ağlıyordu. Yazımı bitirmiştim. Tamamladım. Buda beni rahatlattı. Yazınca rahatlıyordum. Bir diğer öyküm ise genel hayata dairdi.

 

Şöyle başlıyordu; “ Şehir, gece karanlığında ürkütücü bir canavara dönüşmüştü. Neon ışıklar, binaların gri duvarlarını aydınlatırken, sokaklarda dolaşan insanlar birbirlerine yabancı gözlerle bakıyorlardı. Kimse kimseye güvenmiyordu. Herkes kendi derdine düşmüş, yalnızlığa mahkum olmuştu. Bir zamanlar komşuluk ilişkilerinin sıcak olduğu bu şehirde, şimdi sadece soğukluk ve duygusuzluk hakimdi”. Bu tarz betimlemeler yapmayı seviyordum. Betimleme öykülere bence renk, güzellik katıyordu. Okuyucuya okurken güzel geliyordu. Bir yazarın verdiği röportajı youtobeda dinlemiştim. “Asla pes etme ve hep yaz” demişti. Ünlü yazarlar bana gelecek için daima ilham verirlerdi.

 

BULUŞMA.

 

O gün yakın arkadaşlarımdan birisi olan, Nurcan ile Bornova'da buluştuk. Nurcan benim taa Üniversite'den arkadaşımdı. Aynı yaştaydık. Karslıydı. Beş sene önce beni memleketi Karsa götürmüş, orayı gezdirmişti. Kars güzel şehirdi. Beğenmiştim.

 

Tren penceresinden dışarı baktığımda, bembeyaz bir örtüyle kaplanmış sonsuz ovalar karşıladı, beni. Kars'a ilk gelişimdi, ve bu manzara beni büyülemişti. Tren yavaşça ,Kars Garı'na yaklaşırken, dışarıdaki soğuk hava içimi titretti. İndikten sonra, tarihi taş binalar ve duman tüten bacalarla dolu bir şehirle karşılaştım. Kars, beni kollarını açarak karşılıyordu.

 

Kars, Türkiye'nin en doğu illerinden biri olup, eşsiz doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve zengin kültürüyle öne çıkan bir şehirdi. Ani Harabeleri, Kars kalesi oldukça güzeldi. Çok beğenmiş, bol- bol gezerken fotoğraflarını çekmiştim. Doğal güzellikleride şehrin oldukça fazlaydı. Çıldır gölü, Kars platosu, AllahuekberDağları görülmeye değerdi. Özelliklede kış aylarında karla kaplanan şehir, kartpostallık manzaralar sunuyordu. Kış aylarında şehir çok soğuk olduğundan dolayı şehirde kar kalınlığı fazla olurdu. Bu durum, kış sporlarına ilgi duyanlar için önemli bir avantaj sağlıyordu. Kars kaşarını beğenmiştim Tadı lezzetliydi. Aynı şekilde çörek, keşkek gibi yöresel tatlarıda gayet iyiydi.

 

KAR.

 

O gün Kars'da pencereden dışarı baktığımda, şehir bembeyaz bir örtüyle kaplanmıştı. Her bir kar tanesi, gökyüzünden indiği anda farklı bir şekle bürünüyor, yere düştüğünde ise diğerleriyle birleşerek bembeyaz bir halı oluşturuyordu. Şehir, kar yağışı altında bambaşka bir görünüme bürünmüştü. Çocuklar, kartopu savaşı yaparken kahkahaları havaya karışıyordu. Kar, herkesin içinde farklı duygular uyandırıyordu.

 

Birden Karsı özlediğimi fark ettim. En kısa zamanda tekrar o şehri gezmeye gidecektim. Gezmek gibisi yoktu. Gezmeyi çok seviyordum.

 

BORNOVA'NIN RENKLİ GÜNLERİ.

 

Güneş, Bornova'nın sokaklarını altın sarısıyla boyarken, biz ise yıllardır süren arkadaşlığımızın tadını çıkarmak üzere cafede buluştuk. Bol- bol sohbet ettik. Elimizde sıcak birer kahveyle, ve çikolatalı kekle oturduğumuz yerden sohbet etmeye başladık. Daha sonra cafeden ayrılıp, Bornova'nın, sokaklarında kalabalığa karışarak sohbet ede- ede yürümeye başladık. Cafe, Bornova'nın kalbinde yer alan şirin bir mekandı. Cafe, sıcak ve davetkar atmosferi ve lezzetli yiyecekleri ile tanınıyordu. Yakın arkadaşımla keyifli vakit geçirmiştik.

 

“İyi oldu buluştuk”.

 

“Kesinlikle arada görüşelim. Haberleşelim. Hava almak banada çok iyi geldi” dedim.

Loading...
0%