Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@gizemyenikler

Güneş her sabah, kocaman bir gülümsemeyle yüzünü doğuya çevirirdi. Her gün, uyuyan dünyayı okşar, uyandırır ve günün ilk ışıklarını gönderirdi. Güneşi seviyordum. Çünkü bana göre güneş güne güzellik katan en güzel şeydi. Güneş, biliyordum ki, ertesi sabah yeniden doğacak, ve yeni bir güne başlayacaktı. Bazen güneşin batışını izlerdim, ve onu güzelce kordonda otururken fotoğraflardım. Bence güneşin işi hiç bitmeyen bir döngüydü. Yorucu ama bir o kadar da keyifliydi. Çünkü bana göre güneş, dünyadaki tüm canlıların hayatına dokunan, onlara umut veren bir yıldızdı. Güneşi sevmemin nedeni buydu. Ayrıca bana huzur veriyordu. Ayrıca gözüme çok güzel gözüküyordu. Onu saatlerce oturup izleyebilirdim. Güneşi, yıldızları seyretmek beni çok mutlu ediyordu. Mesela pieiades yıldız kümesi, gökyüzünde parıldayan bir tür mücevher kutusu gibiydi. Mavi ve beyaz tonlardaki yıldızlar, birbirine yakın durarak adeta kozmik bir dans sergiliyordu. Gökyüzü, rengarenk çizgilerle dolu bir tuvale dönüşüyordu. Yıldız kayarken dilek dilemek için hiç vakit yokmuş gibi hissediyordum. İçimden sağlığı diledim. Birde dünyayı gezmeyi. Yıldızlara baktığımda kendimi çok küçük ve önemsiz hissederken, aynı zamanda evrenin bir parçası olmaktan da büyük bir mutluluk duyuyordum. Aslında ne kadarda ilginç diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Biz koskoca gezegende sadece birer virus kadar yer kaplıyorduk. Ah biz insaoğlu dedim içimden. Gerçektende bazen düşünüyordum. Bu denli kötülük neden var? İşte bu sorunun yanıtına yanıt veremiyordum. Nedenini bilmiyordum. Her yer şiddet haberleriyle doluydu. Yüzler asıktı, ve artık kimsenin kimseye tahammülü kalmamıştı. İçimden bu durumun düzelmesini diledim, ama, bu oldukça zor görünüyordu. Takmamak en iyisiydi. Ve bu tarz insanlardan uzak durarak mutluluğu yakalayabilirdin. Yoksa aksi taktirde bana göre tehlikelerle karşılaşabilirdin. Her an her daim tetikte olmakta fayda vardı. Korkuyordum. Kadınsan güvende değildin. Bu her yer için geçerliydi. Benim günün en sevdiğim zamanı genelde gecelerdi. Gece, benim için tüm gürültünün dindiği, sadece yıldızların fısıltılarının duyulduğu derin bir sessizlikti. Ve ben bu sessizlikte huzur buluyordum. Kendimide son derece mutlu hissediyordum. Gece olduğunda ,resmen kafamı dinliyordum. Ben o sessizlikte huzur bulanlardandım. Ayrıca geceleri müzik dinleyerek anlamlandırmakta benim için bir başka güzeldi. Birde bana göre gece, karanlığın ardında gizlenen sırları ve bilinmeyenleri keşfetme arzusunu uyandırıyordu. Gece, ayın gümüşüyle aydınlanan gökyüzünün ve parıldayan yıldızların büyülü bir tablosuydu. Bana ilham gelir, o zamanlar yaşadıklarımı günlüğe daha da rahat aktarırdım. Gece, ayrıca bana göre günün yorgunluğundan arınarak kendi iç dünyamıza yolculuk yaptığımız zamandı.Böyle tanımlayabilirdim. Gündüzün hareketliliğinden sonra gece, dinlenme ve yenilenme zamanı olarak gelir, her yeni gün için bir başlangıç sunardı.

 

DİL KURSU.

 

İngilizcem gayet iyiydi. İkinci bir dil daha öğrenmek istiyordum. İspanyolcaya merak salmıştım. Bende öğrenmek için dil kursuna yazıldım. Kurs cumartesi günleri iki saat şeklindeydi. En baştan öğrenmeye başlamıştım. Güzel bir dil diye düşündüm, içimden. Hayat bana şunuda öğretmişti; hayatta hiç bir zaman için asla geç değildir. Öğrenmenin yaşı yoktur. 36 yaşındayım yakında 37 yaşıma gireceğim. Ve böyle düşünüyordum. İsviçre'de yaşayan 39 yaşındaki kuzenimde Almanca öğrenmeye başlamıştı. Oda benim gibi hiç evlenmemişti. Kafa dengi birisi karşısına çıkmamıştı. Fakat mutluydu. Oda benim gibi bol- bol geziyor, yalnızlığının, özgürlüğünün tadını çıkarıyordu. Bazı insanlar yalnız yaşanır mı? diyorlardı. Şunu biliyordum ki, gayette yaşanırdı. Yaşanıyordu.

 

Loading...
0%