Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@gizemyenikler

RÜZGARIN HİSSETTİRDİKLERİ.

 

Bugün arkadaşımla buluştuk. İş çıkışında oturup birer döner yedik.Yanındada soğuk ayran içtik. İyi gelmişti. Lezzetliydi. Dışarısı esiyordu. Güzeldi, ama. Rüzgarıda, oldum olası sevmişimdir. Esmekte, olan rüzgar bana kendimi iyi hissettiriyordu. Hava almak iyi geliyordu. Güzelyalı sahilinde oturmuştuk. Sohbet ediyorduk. Çocukluğumdan beri rüzgarla özel bir bağım olduğunu düşünüyordum. Rüzgarın her soluşu, benim için farklı bir melodi demekti. Bana farklı bir hikaye anlatırdı. Bazen hafifçe eserek saçlarımı okşar, bazen de şiddetli bir fırtınayla denizi köpürterek gücünü gösterirdi. Ben rüzgarı dinlerken saatlerce kaybolurdum. Gözlerimi kapatır, rüzgarın fısıltılarını kulağımla hisseder ve hayal dünyamda uzun yolculuklara çıkardım. Rüzgar, bana geçmişimi hatırlatır, geleceğe dair umutlar verir ve şimdiki anın kıymetini öğretirdi. İçimden bir kez daha anı yaşa dedim.

 

Bazen, pencerenin önünde otururkende rüzgarı izlerim. Tıpkı yağmuruda seyrettiğim, gibi.

 

Gözlerim, bir zamanlar dünyanın tüm renklerini coşkuyla karşılar, her detayı içine çekerdi. Şimdi ise, yaşın ağır yüküyle yorgun düşmüşler, dünyayı bulanık bir perde arkasından seyrediyorlar. Ama rüzgar, o eski günlerin en canlı hatırası gibi içimi titretirdi. Dışarıyı seyretmeyi sürdürürken, rüzgar, yaprakları dans ettiren bir orkestra şefi gibi ağaçları yönetiyordu. Dallardan kopan yapraklar, sanki özgürlüğe kavuşmuş kuşlar gibi havada uçuşuyorlardı. Her bir yaprak, benim de içindeki o uçmak isteyen, özgür ruhu temsil ediyordu. Rüzgarın sesi, bir ninni gibi kulaklarımda yankılanıyor. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken, rüzgarın beni çocukluğumun o masmavi gökyüzüne taşıdığını hissediyorum.Orada, bulutların üzerinde süzülüyor, kuşlarla birlikte özgürce uçuyorum. Rüzgar, benim için sadece bir hava akımı değil, aynı zamanda hayatın anlamını sorgulayan, geçmişi hatırlatan ve geleceğe umutla bakan bir dosttu. Dalmış gidiyordum ki, yanıma beyaz bir köpek geldi. Ona sarıldım. Daha sonra sevgiyle başını okşamaya başladım. Arkadaşımda bana eşlik etti. Ne tatlı dedik hep bir ağızdan. Sonrada eve gitmek üzere dağıldık. Arkadaşımda bana yakın oturuyordu. Göztepe'deydi. Evine yürüyerek gidecekti. Ben direk Güzelyalı köprüsünden karşıya geçerek kendimi eve attım. Biraz odamda müzik dinledim. Yemek yedim. Şaka gibi diye düşündüm. Bir gün daha bitmişti. Vay canına zamanı durduramıyorduk. Ömür dediğimiz ,meğersem ne kadarda kısaymış. Bunu geçen yıllara baktığımda şu anda çok daha iyi anlıyordum. Gençlerede yaşlarının değerini bilin diyordum. Bende yaşlı değildim. Yaşım 37 idi, ama, yirmili yaşların ne denli hızlı geçtiğine şahit olmuştum. Ve otuzlarıda yarılamıştım. Bundan sonraki hayatımıda keyifli şeyler yaparak geçirmek istiyordum. Beni mutlu eden kişilerle, ve sevdiğim işleri yaparak. Ölmeden önce gerçekten yaşamalıydık.

 

90lar dinledim. Gene bana gece- gece iyi gelmişti. O ruhu seviyordum. 90Lı yılların şarkıları çok güzeldi. Benim için bir başkaydı. Arkadaşlarımlada bazen 90lar cluba giderdik. Madem gece eğlenecektik, bu sevdiğimiz, kafa yapımıza uyan müziklerden oluşmalıydı. Herkes zevkine, tarzına uygun dinlesin dedim içimden. Herkesin bir hayatı vardı. Ve özgür olmalıydı. Balkona çıktım. Çayımı demledim. Akşam olmuştu. Gene denizi izlemeye başladım. Karşımdaydı. Balkondan, ne kadarda güzel görünüyordu. Kuşların sesleri, arabalar, köpeklerin havlaması kulağıma geliyordu. Yıldızlarsa, her zamanki gibi çok güzel görünüyorlardı. Nasılda parlıyorlardı öyle, güzelce...

 

İLİŞKİLER.

 

Hayatımda, toksik kısa ilişki yaşadığım her kim varsa çıkarmıştım. Şu anda özgür ve inanılmaz mutluydum. Gerçekten, seni kullanan erkeklere karşı dikkatli olunmalıydı. Bunun bence yaşıda yoktu. Aşka gelirsek; onsuz yapamam, edemem bunlar saçmaydı. Ne kadar seversen sev, hayat onsuzda yaşanıyordu. Biterdi, sonrasında biraz acı çekerdin, daha sonrada unuturdun. Bu işler böyleydi. Birde bazende kafada bitirmek lazımdı. Unutmayı gerçekten istersen unuturdun, ama, yapamam deyip hayallere bağlı yaşarsan, buda tamamen senin tercihin olurdu. Bir şeyi yapmak isterseniz bir yolunu bulursunuz, istemezseniz bir bahane bulursunuz demişti; Jim Rohn. Haklı dedim içimden. Benim ailem ve yakın arkadaşlarım vardı. Bana yetiyorlardı. Sevdiğin insanlarla yaşadığın özel bir hayat, mutlu bir hayatttır.

 

Bazı sarılmalar ise beklemeye değer... o özel kişi belkide bir yerlerde seni bekliyordu. Her ne kadar inanmasamda, halen daha içimde o kişiyi bulacağıma dair azda olsa bir umut vardı. Hiç umudum yok değildi.

 

Hala daha....

Loading...
0%