@gizli1ruh
|
Bölüm 2
•İlk görüşte Aşk•
"Kendimi bildim bileli, bütün günlerimi, haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden, bir insanı aramakla geçirmiş ve bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmıştım!"
~Sabahattin Ali~ •kürk Mantolu Madonna•
~Can Ozan - Öyle kolay Aşık olmam~
✨
Yüzümde bir şeyin gezindiğini hissediyordum. Gözlerim kapalıyken elimi kaldırıp yanağımı kaşındıran şeyi hafifçe iteledim. Fakat aynı bölgenin tekrar kaşınması gözlerimi sıkıca yummama sebep oldu. Yavaş bir şekilde yüzümü kaşındıran şeyi elimle tuttum. Küçük yumuşak bir eldi bu.
Gözlerim hızla aralandı. Hemen yanı başımda bana ağzında ki emzikle beraber bakan bir çift ela gözle karşılaştım. Yumuşacık oldum o an. Küçük eli saçlarımın arasına girdi ve bir tutamını parmaklarının arasından geçirdi.
"Teyzeciğim." Dedim elini tutup öpücük kondururken. "Tek başına mı geldin.." Bakışlarımı arkasına doğru çevirdim ama görünürde kimse yoktu. Üstelik kapı da kapalıydı. Onu kucağıma çekip boynuna sulu bir öpücük bıraktım. Sonrasında yataktan çıkıp onunla beraber banyoya girdim. Mira'yı banyoda ki havlu dolabının önüne oturttum. O kadar uslu bir bebekti ki hareket etmeden beni izliyordu.
Bileğimde ki tokayla saçlarımı toplayıp yüzümü yıkadım. Bu sırada ona şarkı söylüyor etrafa gülücükler saçmasını izliyordum. Dişlerimi de fırçaladıktan sonra onu kucağıma aldım. Tam arkamı dönmüştüm ki Eda'nın kapı pervazına yaslı bedeni ile bizi izlediğini gördüm.
"Kızımın bir teyzesinin olması o kadar güzel ki. Ah.." dedi bana doğru adımlayıp. "İyi ki varsın Betül." Yanağımı öptükten sonra geri çekildi.
"Sende iyi ki varsın güzel arkadaşım. Böyle bir güzelliği bize hediye ettiğin için biz teşekkür ederiz." Dedim ve Mira'nın yanağını tekrar öptüm. Onu öpmelere doyamıyordum.
"Yalnız..." dedim aklıma düşen Sena ile. "Sena bir teyze olarak bana hitaben söylediğini duysaydı kıyameti koparırdı. Mira için ölüyor."
"Haklısın, bir an dalgınlığıma geldi. Kızımın iki teyzesi var. Bu harikaa!"
Gülümseyerek odadan çıktık ve merdivenleri inip Salona geçtik.
Kahvaltı masası hazırdı ve ben mahcup bakışlarımı direkt edaya çevirdim. "Neden beni uyandırmadın. Beraber hazırlardık."
"Olur mu öyle şey." dedi mutfağa doğru ilerlerken. "Otur hadi."
Kucağımda ki Mira ile sandalyeyi çekip oturdum. Onu sağ tarafıma doğru çektim. Eda elinde çaydanlıkla salona girdi ve masanın diğer ucuna bıraktı. Bardaklara çayları doldururken "Gıcık kocan nerde?" Diye sordum. Söylediğime kahkaha atıp "Alperen'e uğramıştı. Gelir şimdi. Her sabah istisnasız Alperen'in evine gider onu rahatsız etmek için elinden geleni yapar." dedi.
Bakışlarımı gözlerine diktim. "Neden rahatsız ediyor adamı?"
Karşımdaki sandalyeye oturdu. "Saruhan Alpereni çok sever. Haftanın üç dört günü işte falan hep onunla geçer."
"Anladım."
Eda'nın mira için hazırladığı küçük tabağı kendi tabağımın yanına çektim.
"İstersen bana ver sen rahat rahat kahvaltını yap." Dedi Eda bana bakarken.
Başımı iki yana sallayıp "Hayır, kalsın. Böyle bir güzelliği bırakmak istemiyorum." Dedim.
Ardından Saruhan geldi. Kahvaltıyı da hep beraber yaptıktan sonra Mira öğlen uykusuna yattı.
Ben ise eda ile birlikte odada Elbisemi yatağın üzerine bırakmış ona uygun topuklu ayakkabı seçmeye çalışıyordum.
"Bu nasıl?" Dedi kendi odasından getirdiği gümüş, parlak ipleri olan bir topuklu ayakkabıyı bana doğru uzatırken.
"Harika!"
Elbisenin yanına bırakıp "Teşekkür ederim canım." Dedim. Gerçekten çok güzel bir ayakkabıydı.
Kendisi akşam için hazırlanmak üzere odasına gitti. Saruhan ufak bir işi olduğunu söyleyerek ayrılmıştı yanımızdan.
Odamda biraz oyalandıktan sonra nikah saatine yakın banyoya geçerek duş aldım. Sonrasında elbiseyi üzerime giydim. Makyajımı da yaptıktan sonra saçlarımı kurutup maşayla dalgalandırdım. Topuklu ayakkabımı da giydikten sonra aynanın karşısına geçtim.
Oldukça iyi görünüyordum bence. Küçük çantamı da yanıma alarak dolaptan siyah tençkotumu almayı da ihmal etmemiştim.
Nikah'a 1 saat kala hazırdım. Aynadaki görüntüme son kez bakıp parfümümü de sıktım. Odadan çıktım ve merdivenlere doğru ilerledim.
Yavaş adımlarla iniyordum ve salondan Saruhan'ın sesi geliyordu.
Son basamağı da indiğimde önce ayakta dikilen Saruhan'ın bakışları buldu beni. Akabinde Eda'da bedenini saran siyah askılı elbisesiyle bana döndü.
"Oha!"
Eda'nın yüksek sesle söylediği kelimeye kıkırdadım.
"Bencede oha!" Diye devam ettirdi onu Saruhan. "Bu ne güzellik Betül hanım." Diyerek yanıma geldi. Havalanan elini gördüğümde bir kaç adım geriye kaçarak ondan uzaklaştım.
"Sakın! Saçlarıma dokunma artık ya."
Bana burnunu kıvırıp "Gıcıksın." Diyerek kızını kucağına aldı. "Anlaşılan o ki bugün 3 hanım efendinin koruması olacağız."
Ona gözlerimi devirip Eda'nın yanına gittim. Beğeni dolu bakışları tüm bedenimde gezerken "Keşke bende senin gibi beyaz tenli olsaydım. Keşke benim de göz rengim kehribar olsaydı." Dedi ağlamaklı bir sesle.
Kolumu ona dolayıp " Sende bulunan özellikler daha güzel." Dedim. Esmer teni kahverengi gözleri ve kumral saçlarıyla oldukça güzel bir kadındı.
Kolunu belime dolayıp ağzının içinden bir şeyler geveledi.
"Bir şey mi dedin?" Diye sordum ona bakarken.
"Hayır. Hadi çıkalım."
Onu onaylayıp koluma koltuğun koluna bıraktığım trençkotu aldım ve üzerime giydim. Dizlerimin biraz üzerinde biten trençkot bacaklarımın büyük bir kısmını açıkta bırakıyordu.
İnşallah donmazdım.
Evden çıktığımda Eda "Ayy Mira'nın mamasını ve biberonunu unuttum. Sen arabaya geç ben hemen geliyorum." Diyerek içeri koştu.
Adımlarım dış demir kapıya doğru ilerlemeye başladı. Saruhan'ın arabasından müzik sesi yükseliyordu. Demir kapıdan geçip kaldırımda durdum.
Saruhan kucağında ki kızını bebek koltuğuna yerleştirip doğruldu.
Sonrasında başını sağ tarafına çevirdi. O sırada birini görmüş olacak ki gülümsedi.
"Alperen!"
Saruhan'ın dudaklarının arasından dökülen ismin sahibine bakmak için başımı usulca sağa çevirdim.
Ve onu gördüm.
Arabanın içerisinden yükselen şarkının nakaratıyla beraber dilim tutuldu.
Öyle kolay aşık olmam
Ama senin ayrı bi' havan var.
Seni gördüğümde beynim oyunlar oynar
Kabanının içerisinden gözüken takım elbisesi, kömür karası saçları, dudaklarının arasında tuttuğu sigarayla bedenini bize dönüşünü ve beni görüşünü...
Aşırı derecede etkileyiciydi.
Ne yaşıyordum şu an? Neden göğsüm hızla inip kalkıyordu.
Neydi şimdi bu?
Bu şarkı neden bitmiyordu?
Ben neden ayaklarımın bağı çözülmüş gibi hissediyordum.
Koluma dokunan parmaklar ile irkilerek hızla bakışlarımı ondan çekip Eda'ya baktım.
Benim baktığım yöne başını çevirdi ve bakışları farklı bir hal aldı. Sonra hızla tekrar bana döndü.
"Bende neden seslendiğim halde cevap alamıyorum diyorum. Şimdi anlaşıldı."
İmalı laflarıyla koluna bir cimcik attım. Bana ağız dolusu gülümseyerek aracın arka koltuğuna bebek çantasını bıraktı ve kapıyı açık bıraktı.
Saruhan Alperen'in yanına doğru giderken ben hala az önceki an'ın etkisindeydim.
Hafiften esen rüzgar üzerimdeki trençkotu havalandırıp bedenimi açığa çıkardı. Gözlerim o sıra ona tekrar bakma arzusuyla yanıp tutuşurken usulca çevirdim başımı. Göz göze geldik ikinci kez. O da bana bakıyordu.
Bakışları beni incelerken Alperen omzuna kolunu attı ve dikkatini kendisine çekti.
"Kardeşim! Görüşmeyeli uzun zaman oldu." Dedi gülerken.
Alperen sigarasını duvarın dibine atıp ayağıyla ezdikten sonra Saruhan'a döndü.
"Yaklaşık 4 saat falan..."
Sesi...
Kalın sesi öylesine hoştu ki...
Ses'e zaafı olan ben kesinlikle şuracıkta düşüp bayılacaktım.
Saruhan ona gözlerini devirirken bakışları beni buldu ve Alperen'e dönerek "Bak seni Betül'le tanıştırayım." dedi. Damarlarımda akan kan kaynamaya başladı adeta. Heyecandan ne yapacağımı şaşırdım o an ve bedenini bana doğru dönüp yanımıza yaklaşan adama bakmamaya çalıştım.
Adımları aramızda ki kısa mesafeyi kapatırken Eda dibime girdi.
"Alperen her zamanki gibi çok şıksın."
Ona teşekkür edercesine başını eğerken kahve gözleri bana döndü. Kalbim adeta yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum.
Sağ elini bana doğru uzattı ve "Memnun oldum Betül." Dedi o güzel sesiyle. Elimi kaldırıp sıcacık avucuna doğru bıraktım. Bir şok dalgası ele geçirdi bedenimi. Bakışları öylesine güzeldi ki ben resmen ilk görüşte aşk falan yaşıyordum şu an.
"Bende memnun oldum."
Neydi şimdi bu cidden?
Bir kaç saniye sonra elimi yavaşça çektim sıcacık elinden. Sonrasında Saruhan onunla bir kaç şey konuştu ve "Hadi hanımlar, arabaya." Dedi.
Onun dediğini yaparken göz ucuyla Alperen'e baktım ve arabasına doğru ilerlediğini gördüm.
Ne heybetli bir bedeni vardı...
Eda öne oturduğunda kapısını kapattı ve başını bana doğru çevirdi. Göz kırptığımda neye uğradığımı şaşırdım. Zaten heyecandan zar zor ayakta durmuştum. Onun böyle imalar yapması beni daha da heyecanlandırıyor ve geriyordu.
İlk görüşte aşk var mıydı?
Bence kesinlikle vardı...
🍁
Araç güzel ve büyük olan salonun önünde durduğunda Eda ön koltuktan inip Mira'yı almak için arka kapıyı açtı. Ben diğer taraftan indiğimde Saruhan da beraberimde araçtan inmişti.
Araba'nın arkasından dolanıp Mira'nın elini tuttum. O sırada Bizim aracın arkasına henüz yarım saat önce gördüğüm Alperenin arabası geçti. Mira ile birlikte bir kaç adım attım davetlilerin bulunduğu giriş kapısına doğru. Eda peşisıra ardımdan geldi. Saruhan da Alperen ile bize doğru gelince onlara bakmayı kesip Mira'nın elini sıkıca kavradım ve onun adımlarına ayak uydurarak ilerlemeye başladım.
Hemen arkamdaydı, sesi öylesine yakındı ki aniden dursam bedenime çarpacak kadar...
Kapıda ki görevliye üzerimde ki trençkotu çıkarıp verdim ve tekrar Mira'nın elini tuttum.
Kırmızı bir elbise giymişti ve onu ısırasım geliyordu.
Salona doğru ilerlerken bakışlarım etrafta gezindi. Neredeyse çoğu davetli gelmişti. Bize ayrılan masaya geçtiğimizde mira elimi tutmayı bıraktı ve Bir kaç adım ötemizde duran Alperen'e doğru paytak adımlarla ilerlemeye başladı.
Alperen onu görünce yüzünde bi gülümseme oluştu.
Bana ne oluyordu böyle? Neden değişik hissediyordum? Bu adamın gülümsemesi neden bu kadar güzeldi?
Mirayı tek hamlede kucağına aldı ve yanağından öptü. Parmaklarının tersiyle yanağını sevdi.
Ne kadar da çok yakışmıştı kucağına...
Sonrasında gözleri onları izleyen gözlerimle buluştu. Bu ani yakalanma karşısında hızla ona sırtımı döndüm ve sandalyeyi çekerek oturdum.
"Kızın sattı beni." Dedim Edaya doğru eğilip. Önce Alperen'e sonra bana baktı ve "Alperen kesin sana aşık oldu. Kaç yıldır tanıyorum ilk kez birine böyle baktığını gördüm. Ay ay ay... sende az değilsin." Diyerek güldü.
"Susar mısın lütfen!" Dedim utanarak. Cidden aşırı derecede farklı hissediyordum.
Çantamı yuvarlak masa'nın üzerine bırakıp ellerimle saçlarımı geriye doğru attım.
Erkekler sağ tarafımızda, biraz ileride bulunan masanın etrafında birbirleriyle konuşup sohbet ediyorlardı.
Alperen, Mira'nın eteğini eliyle düzeltti ve boynuna doğru eğilip orayı kokladı. Mira bu durum karşısında gülümseyerek küçük ellerini Alperen'in sakallı yanağına uzattı ve dişlerini gösterecek bir şekilde gülüşünü büyüttü.
Büyüleniyordum.
Giriş kapısında oluşan hareketlenme dikkatimi oraya vermemi sağladı. Kafamı çevirip kapıya baktığımda Cüneyt ve eşinin salona girdiğini gördüm. Davetliler hep bir elden alkışlarken Eda ile birlikte ayağa kalktım.
Hemen sonrasında Saruhan kucağında kızıyla yanımıza geldi ve onu Eda'ya verdi.
Gelin ve damadın girişiyle slow bir şarkı etrafı sardığında kapıda tekrar bir hareketlilik oldu. Bakışlarım oraya kayarken 5 kişilik bir erkek grubunun salona giriş yaptığını gördüm. En öndeki kişinin yüzü o kadar tanıdık geliyordu ki bir kaç saniye zihnimde onun kim olduğunu yokladım.
Yanımda ayakta dikilen Eda'nın kulağına doğru eğilip "Şu en öndeki kimdi? Çok tanıdık siması. Ama çıkaramadım?" dedim sesimi hafif yükselterek. Eda başımla gösterdiğim yere baktığında gözleri tanıdığı birini görmenin sevinciyle parladı.
"Saruhan'ın arkadaşları. Bizim düğüne gelmişti hatırla. Düğün bitişi kendi restoranında yemek organize etmişti."
Aklımda canlanan görüntüler ile "Yaa şimdi hatırladım!" Dedim. O an çıplak omzumda hissettiğim soğuk el ürpermeme sebep oldu ve hızla arkamı döndüm. Elin sahibi Eda'nın annesi Candan teyzeydi ve güler yüzüyle bana bakıyordu.
"Güzel kızım. Ne zamandır görmüyorum seni. Maşallah çok güzelsin."
Mahçup bir tavırla elini ellerimin arasına aldım ve öperek alnıma değdirdim.
"Teşekkür ederim Candan teyze, çok özlemişim seni."
Kollarımı bedenine sardım ve bir kaç saniye hasret giderdik. Ondan ayrıldığımda Eda Annesine sarılıp Mira'yı ona verdi ve elimden tutup bizi tanımadığım bir kaç kızın yanına götürdü.
Bu masada 3 kız vardı. Üçü de bizi görünce ayağa kalktılar ve bir tanesi "Eda abla çok güzelsin." Diyerek sarıldı. Sonra bana dönüp tek tek kendilerini tanıttıklarında onların gelinin kardeşleri olduğunu anladım.
"Şarkı bitmeden kocamla dans etmem gerekiyor. Kaçıyoruz biz kızlar! Geliri yine yanınıza."
Eda cümlesi biter bitmez beni elimden tutup Saruhanların yanına doğru tabiri caizse sürükledi.
Düşmemek için resmen seke seke yürüyordum ve bu dışarıdan oldukça komik görünebilirdi.
Saruhanların yanına varmamıza bir kaç adım kalmıştı ki tanımadığım bir adam tam önümde durdu. Onun önümde durmasıyla beni çekiştiren Eda da durmak zorunda kaldı ve bakışlarını önümde ki adama çevirdi.
"Merhaba." Dedi mavi gözleri yüzümü incelerken. Ona tek kaşımı kaldırıp "Tanışıyor muyuz?" Diye sordum. Başını sağa sola sallayıp "Hayır maalesef henüz tanışmıyoruz ama tanışmayı çok isterim." dedi. Beklemediğim bu cümle karşısında bedenimi dikleştirdin ve elimi Eda'nın elinden çektim. Gözlerim çaktırmadan adamın arkasında azıcık ileride duran Saruhanlara kaydı, e tabi ki Alperen'e...
Onların buraya baktığını hatta Saruhan'ın kaşlarını çattığını gördüğümde tekrar önümde duran adama baktım ve "Üzgünüm, sevgilim var ve kendisi oldukça vahşi biridir." Dedim.
Tamamen yalan.
Bakışları üzgün bir hâl aldığında soluna doğru bir adım atmıştım ki koluma dokunan parmaklarıyla bedenimi hızla geriye çektim.
Derdi neydi sahiden?
Zorla mı tanıtacaktı kendini?
"Pardon." Dedi. "Dokunmak istememiştim."
"Hayırdır birader."
Kulaklarıma dolan sesle kafamı adamın arkasından çıkıp yanımıza gelen Saruhan'a çevirdim. O hâlâ adını bilmediğim bu adama bakarken arkasından Alperen gelip tam yanımda durmuştu.
"Sorun mu var?" Diye sordu Alperen çatık kaşlarıyla adama bakarken. İkisi de her an kavgaya hazır gibi duruyorlardı.
Adam bakışlarını Alperen ve Saruhan ikilisi arasında götürüp getirdi ve en son bana bakıp "Kusura bakmayın. İyi eğlenceler." Diyerek arkasına dönüp hızla uzaklaştı.
"Ne diyordu sana bu lavuk?"
Saruhan'ın sorusuyla ona bakıp "Tanışmak istiyormuş." diye yanıtladım onu.
Yanımda duran Alperen'in parfüm'ü aklımı yitirmeme sebep olacaktı neredeyse ama yine de bozuntuya vermeden durmaya devam ettim.
Saruhan "Tanışalım bakalım!" Derken Adama doğru bir adım atacaktı ki Eda Onun kolunu tutup "Saçmalama istersen! Korkuttunuz zaten." Diyerek gitmesini engelledi.
Gözlerim sürekli olarak Alperen'e kayıyordu ve tekrar ona göz ucuyla baktığımda tepkisini ölçmeye çalıştım.
Bakışları kızgın bir hâl almış az önce ki adama öfkeyle bakıyordu.
Kıskanmış mıydı?
Ay yoksa sende ilk görüşte aşık mı oldun Alperen?
Salonda yankılanan müzik yerini başka bir melodiye bırakırken Eda kocasının kolunu çekiştirip "Hadi dans edelimmm." diyerek onu kendiye beraber götürdü.
Bende öyle yalı kazığı gibi duruyordum. Fakat sonra bir şeyler oldu, Yanımda ki Alperen'in bedeni hareketlendi, ne yapmaya çalıştığını anlamak için bedenimi ona çevirecektim ki bir anda kolunu belime doladı ve beni bedenine yasladı.
Şok olmuştum!
Şimdi sıcak nefesi yüzümün her bir kıvrımında dolanıyorken "Dans edelim mi?" Diye sordu.
Dilim tutuldu tekrardan.
Elimi kaldırıp sakallarına dokunmamak için zor tutuyordum kendimi.
Fakat bu da neydi?
Neden birden beni kendine çekmişti öyle?
Ve en önemlisi kalbim neden göğüs kafesimi delip çıkacakmış gibi hissediyordum.
Sanırım ben gerçekten bu adama aşık olmuştum!
...
Bitti!
Keşke bende ilk görüşte birine aşık olsam ama ot gibi yaşıyorum 😂 |
0% |