Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6.bölüm

@gizli1ruh

 

✨6.Bölüm✨

 

 

 

 

~Şart~


 

...

 

Duyduklarım iliklerime kadar titrememe sebep olurken kaşlarımı çatarak "Nasıl? Nasıl ölmüşler?" Diye sordum.

 

Bizim Ceza evinin baş gardiyanı, o nefret ettiğim kadındı ve Onun öldürülmüş olması içimde bir şok etkisi yarattı.

 

Genç adam bakışlarını bana çevirip "Bıçakla! İkisi de 10 yerinden bıçaklanarak öldürülmüş. Dahası var." Dedi. Vural ona devam et der gibi baktı.

"Suç aletleri ortalıkta yok."

 

Adam'ın kurduğu cümle'nin ardından Hücre kapısı bir hışımla açıldı.

Otuzlu yaşlarda kirli sakallı bir adam hücreye daldı ve direk Vural'a baktı.

 

"Onu..." dedi bakışlarını bana çevirerek. "Onu arıyorlar. Hemen mahkum kabul kapısına gitmesi gerekiyor." Dedi.

Vural adama bakmayı kesip bana başıyla işaret verdi ve dediğini yaparak hücreden, koridora çıktım. İsyan'ı henüz bastıramamışlardı ve koridorlarda müthiş bir kalabalık hakimdi.

 

"İsyanı durdur."

 

Vural'ın dudaklarının arasından çıkan iki kelime ile az önce ki adamlar "Tamamdır abi." Dedikten sonra sırtlarını bize dönüp gittiler.

Ardından Vural kolumu tuttu ve beni mahkum kabul kapısına ilerletmeye başladı.

 

"Bugün için teşekkür ederim." Dedim sesimi kalabalıktan dolayı yükseltip duymasını umarak.

 

"Teşekkür etme!" Dedi beni tersleyerek.

"Bir karşılığı olacak sonuçta."

 

Söylediği şeyle başımı ona çevirip yüzüne bakmaya çalıştım fakat o, bana bakmadan yürümeye devam etti.

 

Dakikalar sonra erkek mahkumların sesleri yavaş yavaş kesilmeye başladı. O sırada mahkum kabul kapısına ulaşmış, Vural beni teslim etmişti.

 

Beni buraya getiren gardiyan "Seni bıraktığım yerde yoktun!" Diye sert bir şekilde çıkıştı.

Ne diyeceğimi bilemedim. Beynim durmuştu sanki.

Çalıştır kafanı Feyza. Hadi!

 

"Hücreye dalıp beni çıkardılar." Dedim pat diye. "Zorla çıkardılar mahkumların arasında kayboldum."

 

Gardiyan tek kaşını havaya kaldırıp kolumu sıkıca kavradı ve beni kaldığım yere götürdü.

Bizim Ceza evinde de isyan çıkmıştı ve şu anda koğuşta oturmuş bütün kızların gözlerinin içine bakıyordum.

 

"Ben onu öyle görünce çok korktum." Dedi Esma kısık sesiyle. "Tamam onu sevmiyordum ama bu şekilde öldürülmesi, ne bileyim tuhaf oldum. Kim? Niye yapar ki?"

 

Ne düşüneceğimi bilmiyordum. Avucumda tuttuğum su bardağını Esma'ya uzatıp sırtımı ranzanın duvar kısmına yasladım.

 

"Bilmiyorum. Burada neden isyan çıktı?"

 

"Koridorun sonunda ki koğuş var ya, orada ki kızlar başlattı. İçlerinden birini sıkıştırdım biraz, erkek mahkumların içlerinde tanıdıkları varmış ve onlar söylemiş isyan çıkarmaları gerektiğini."

Kaşlarımı kaldırıp yerimde doğrulurken bu söylenenler aklıma tek bir kişinin ismini getiriyordu.

 

Biz kızlarla isyan üzerinde konuşurken koğuşun kapısı alışık olduğumuz şekilde sertçe açıldı.

Henüz ne olduğunu anlayamadan koğuşun dört bir yanına dağılan gardiyanlar "Hemen herkes sayım sırasına!" Diye bağırdılar.

İrkildim fakat korkacak bir şeyim olmadığından hızlıca ayağa kalkıp sıraya geçtim. Telefonu bulmamalarını umuyordum.

 

"Herkes sayım sırasına! Arama yapılacak!"

 

"İsyandan sonra bunu bekliyordum." Diye fısıldadı Esma. Bakışlarımı ondan çekip koğuşun içinde gezdirdim. Gardiyanlar tüm yatakları dağıtarak arama yaparken iki tanesi de üzerimizi arıyordu. Bu gergin bekleyişin tahminen onuncu dakikasında koğuşun başında ki gardiyan'ın "Suç aletleri burda!" Diye bağırışıyla bütün herkesin bakışları tezgahın önünde duran gardiyanın elinde ki poşete sarılmış kanlı bıçaklara çevrildi.

 

Şoka girmiştim.

"Bu nasıl olur?" Diye bir bağırış duydum. Bu Zeliha ablanın bağırışıydı. "Bunlar bizim koğuşa nasıl girdi?"

Koğuşta ki fısıltılar artarken gardiyanlardan biri "Kesin sesinizi!" Diye bağırdı. Gözlerimi o kanlı bıçaklardan alamıyordum. Yaren kolumu tutup "Bizim koğuştan kimse böyle birşeye cesaret edemez, Biliyorsun." Diye fısıldadı kulağıma doğru. Biliyordum elbette. Hepsi bu delikten çıkacağı günü iple çekiyordu ve böyle bir saçmalığa bulaşacaklarını sanmıyordum.

 

"Müdüre haber ver! Hemen!"

 

Gardiyan müdürü buraya çağırmak için koğuşu terk ederken biz aynı sırada hareket etmeden bekletiliyorduk. Bir yanım korkuyordu elbette. Ben burda değildim ve hakkımda soruşturma açılmayacağını tahmin edebiliyordum fakat diğerleri...

Onlar için endişeleniyordum.

 

Dakikalar sonra müdür bulunduğumuz koğuşa geldi. Hepimize teker teker sorular soruldu. Sonrasında savcıya ve müfettişlere haber verildi. Ben dışında koğuşta ki tüm mahkumlar hakkında soruşturma başlatıldı. Şimdi ise hepimiz avluda oturmuş kara kara düşünüyorduk.

 

"Bu hiç iyi olmadı." Dedi sevgi abla.

"Hemde hiç." Diye onayladı onu Yaren.

 

Esma tırnaklarını yemeyi bırakıp "Ya kafayı yiyeceğim. İsyan sırasında koğuşa kimse girmedi ki. Ben vardım." Diye yakınarak şakaklarını ovdu. O sırada Zeliha abla "Bir dakika!" Diye sesli bir şekilde araya girdi. Tüm bakışlar üzerine çevrilince "Girdi!" Diye kaşlarını çatıp heyecanlı bir şekilde öne doğru eğildi.

 

"Esma hatırla, koridorun sonunda ki koğuştan Buket gelmişti."

 

Esma zihnini zorlarken "Evet." Diye atıldı.

"Hatırladım. Gelip saçma sapan şeyler söyledi. Feyza'yı sordu. Erkek mahkumların öğretmeni mi olmuş dedi. Tersledim onu. Gram sevgi kırıntısı taşımıyorum ona karşı. Ben tersleyince arkasından bir kaç kız geldi. Koridor kalabalıktı zaten gürültüden pek bir şey anlamadım.Bir şeyler zırvaladılar o sırada biri kolumdan tutup beni yere düşürdü. Bakındım fakat kim olduğunu göremedim. İnsanlar neredeyse üzerimden geçecekti bu arada. Hızla kalkıp kalabalığa baktım sonra koğuşa. Tam o an Buket diğer kızlarla koğuşun önünü terk etti."

 

"Onlar..." dedi Yaren hızla. "Kesin onlar yaptı. Bıçakları onlar bıraktı oraya."

 

Anlatılanlara göre Apaçık ortadaydı herşey.

"Bize kanıt lazım." Dedim düşünürken. " Kamera kayıtları ne bileyim bir kanıt lazım. Aksi takdirde kanıtlamamız çok zor."

 

Normalde bugün isyandan dolayı koğuştan çıkmamız bile yasaktı. Fakat bu seferlik görmezden gelip bizi bırakmışlardı.

 

Bir saat içerisinde Yemekhanede yemek yedikten sonra koğuşa geçtik.

 

"Şimdi şöyle yapacağız. Erkek mahkumlardan yardım isteyeceğiz."

 

"Nasıl?"diye sordu Zeliha abla. Koğuşun ortasında ki masa'nın etrafında toplanıp onlara Vural'dan bahsettim. Eli kolu uzun olduğundan bize bir şekilde yardım edebileceğini düşünüyordum.

 

Sevgi abla tereddütle "Ben o adama pek güvenmiyorum. Bir sorun çıkartabilir. Veyahut karşılığında birşey de isteyebilir."

 

Haklıydı. Beni Anneme götürürken karşılığı olacak demişti.

 

"Olsun şansımızı deneriz."

 

Koğuştaki tüm kızların gözü üzerimdeydi, ben ise Sevgi ablanın ağzından çıkacak o kelimeyi bekliyordum.

 

"İyi tamam, yine de çok güvenmeyin o adama."

 

Gelen onay ile birlikte koğuşun kapısına Yareni dikip gelen giden olur diye kontrol etmesini söyledik. Sonrasında ben sakladığım telefonu yerinden çıkarıp tuvalete giderek tuşlu telefonun ekranını açıp rehberde ki tek ismin üzerine bastım.

Tedirgindim, aynı zamanda Vural dan ve vereceği cevaptan korkuyordum.

 

Bir kaç saniyenin ardından telefon açıldı. Vuralın sert sesini duyunca içimde oluşan o korku gözlerimi kapatmama neden oldu. Ondan neden bu denli korktuğumu bilmiyordum fakat buna engel de olamıyordum.

 

"Feyza?"

 

İsmimi ondan duymak biraz farklı hissettirse de "Yardımına ihtiyacımız var." Dedim tek nefeste.

 

"Nasıl bir yardım?" Diye sordu aynı ses tonuyla.

 

Ona olanları teker teker seri bir şekilde anlattım.

 

"Bu suç koğuşta ki kızların üzerine kalırsa hepsi teker teker ceza alır. Burdan çıkışımız varsa bile imkansız hale gelir."

 

Göğsüm hızla inip kalkarken bu düşünce bile nefesimi kesmeme yetiyordu adeta.

 

"Lütfen..." dedim fısıldayarak.

 

"Ne istersen yaparım." Onlar için yapardım.

 

Bu cümleyi kurmama gerektiğini sonradan fark ettiysem de artık çok geçti.

 

"Korkma. Size yardım edeceğim. Ama..." dedi cümlesini yarıda keserken. Derin bir nefes aldığını işittim.

 

"Tek bir şartla."

 

İçimden zaten bir şey isteyeceğini biliyorum. Karışılıksız yapsan maazallah başına bir iş gelir diye geçirdim.

 

"Ne şartı?" Diye sordum tedirgin bir halde.

 

Bu soruyu sormamalıydım veyahut ne istersen yaparım dememliydim. Bunu onun dudaklarının arasından çıkan o iki kelime sayesinde anlamıştım...

 

"Benimle evleneceksin!"

 

 

 

 

...

 

 

Lütfen oy vermeyi unutmayalım:))

Loading...
0%