@gizli1ruh
|
Ben siyah olsam, sizde benim siyahıma bulaşan gri olmak istemez misiniz?
🔥
Cevabınız evet ise bölüme rahatlıkla başlayabilirsiniz...
Hikayeyi okumaya başladığınız tarih?
Keyifli okumalar✨
🫀Siyah'a Bulaşan Gri🫀
1.Bölüm
~Korku~
Bedenim titreye titreye karanlık sokağın kaldırımlarında ilerlerken Buse'nin koluna dokunarak dikkatini çekmeye çalıştım.
"Bizi neden buraya getirdin. Baksana ne kadar karanlık ve sessiz!"
Buse de en az benim kadar korkuyordu. Bunu, dokunduğum kolunun titremesinden anlamıştım.
"Ben bu kadar korkutucu olacağını düşünmemiştim Cansu! Evimize kısa yoldan gideceğimizi falan sanıyordum. "
Ona gözlerimi devirip sokağa göz atmaya başladım. Az ilerde cızırtı sesinden anlaşıldığı kadarıyla patlamaya hazır sokak lambasının altında bir silüet ilişti gözüme. Elinde sigarasıyla bedenini direğe yaslamış bize doğru bakıyordu.
"Buse bu adam bize mi bakıyor?" Diye fısıldadım titreyen sesimle.
Evet Evet! Resmen bize bakıyordu.
"Bence gel hemen geri çıkalım bu sokaktan."
Buse kolumu çekiştirerek geriye döneceği sırada gür bir ses, boş sokağın duvarlarına çarpa çarpa yankılandı.
"Durun!"
Bedenim eskisinden daha da çok titremeye başlarken içimden buraya geldiğime lanetler ediyordum.
"Sizin ne işiniz var burda!" derken adım sesleri gittikçe yaklaşıyordu.
Buse ile birlikte geriye doğru dönüp bizden cevap bekleyen adama kısa bir bakış atmış direğin bulunduğu yere gözlerimi çevirmiştim.
Demek orada sigarasıyla bize bakan adam şuan karşımızda bulunan kişiyle aynıydı.
"Derken? Burası bir sokak ve insanlar geçebilir."diye konuştum sakin kalmaya çalışarak.
Şuan aklımdan türlü türlü senaryolar geçiyordu.
"Cık cık. Sokağın başında ki tabelayı görmüyor musun?" Diye sordu kuzguni bakışlarını üzerime dikerken.
Bakışlarımı ondan çekerek başımı sokağın başındaki düşmeye yüz tutmuş tabelaya çevirdim.
Üzerinde siyah bir boya ile büyük harflerle yazılmış KASVET! yazısı çarptı gözüme.
"Burası KASVET! Ve buraya yabancıların girmesi yasak."
Korkum yavaş yavaş yerini soru işaretlerine bırakırken "Saçmalık!" Diye fısıldadım.
Buse bana kısa bir bakış atıp elimden tutarak geri adımladı.
"Her neyse. Girdiğimiz gibi geri çıkarız burdan."
Seri adımlarla sokağın çıkışına doğru ilerlemeye başladık. İçimi nedensizce bir huzursuzluk kaplamıştı.
"Salih sokağın başını ve sonunu kapatın!"
Çıkmamıza ramak kala duyduğumuz ses bedenimizide bir şok dalgası yaratmıştı.
"Ne saçmalıyorsun sen!" Diye bağırdım tekrar bize doğru adımlayan adama.
Bir kaç kişi sokağın başını ve sonunu büyük varillerle kapatarak hiç bir çıkış yolu bırakmamıştı.
"Buraya bir defa giren birdaha çıkamaz. Siz benimle geliyorsunuz. " Ben ve Busenin kolunu kavrayarak ilerletmeye başladı.
"Bırak bizi adi herif! Nereye götürüyorsun?"
Buse'nin ağlayarak sarf ettiği cümleler adamın zerre umrunda değildi.
Bizi boş binaların birine doğru götürüp alt kata inmeye başladı.
İşte şimdi bitmiştik. Allah bilir bize burada neler yaparlardı.
Bağırıp çağırmanın hicbir işe yaramadığını anladığımda kolumu tutan adamın eline dişlerimi geçirerek bırakmasını bekledim.
Fakat umduğum gibi olmadı.
Aksine kolumu daha sıkı kavramış çekiştirmeye devam ediyordu.
Dar uzun bir koridora çıktığımızda adam ilerde sandalyede uyuklayan çocuğa seslenerek yanına çağırmıştı.
"Melih abi gelmedi mi?"
Çocuğun bakışları ben ve Buse de takılı kalırken "Hayır Mert abi. Daha gelmedi." diye cevaplamıştı.
Adının Mert olduğunu öğrendiğim adam bizi uzun koridorda çekiştirerek Siyah bir kapının önünde durmuş kapıyı da ayağı ile açarak bizi içeri sokmuştu.
Buseye baktığımda ağlamaktan gözlerinin şiştiğini fark ettim.
Ah bende deli gibi korkuyordum!
Mert bize kısa bir bakış atıp siyah kapıdan çıkarken az önceki çocuğa " Melih Abi geldiğinde söylersin Misafirleri var!" Demiş ardından bize dönmüştü.
"Ha bu arada, Melih'in Kasvetine hoş geldiniz!"
...
İlk bölüm kısa oldu ama merak etmeyin diğer bölümler uzun olacak.
Yerden koparılmış bir çiçekle bile mutlu olan biz kadınları, Sığdıramadılar şu kirli dünyaya... |
0% |