@gizli1ruh
|
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız!
Keyifli okumalar...
...
Burnuma yavaş yavaş dolan parfüm kokusuyla iyice mayıştım. Bedenim zangır zangır titriyordu. Biliyordum. Bulmuştu işte beni. Melih şuan arkamdaydı fakat ona bakacak cesareti kendimde bulamıyordum.
Ben hâlâ aynı pozisyondayken önce kumaş sürtünme sesi geldi. Ardından bedenime sarılan kollar nefesimi kesmeye yetmişti. İri elini belim dolayarak karnıma sıkı bir şekilde sarıldı. Bu ani hareket ile tuttuğum nefesimi sessiz bir şekilde verdim. Yüzüme düşmüş saçlarımı kulağımın etrafından toplayarak geriye attı.
Dönmüyordum. Hareket edemiyordum.
Nefesini, kulağıma doğru konuşurken hissettim.
"Benden kaçabileceğini mi sanıyordun?"
Kızmıyordu. Aksine fısıldar gibi konuştu.
Verecek cevabım olmadığı için sustum.
Karnımdaki elini sıklaştırarak beni kendine doğru çekti.
Sahi ben neden hareket dahi edemiyordum?
Omzuma baskı uygulayarak sırt üstü dönmemi sağladı.
Bedenini bedenimin üzerine eğerken yüzlerimizin arasında santimler kala duraksadı.
"Oysa bilmen gerekirdi, benden kurtulamayacağını."
Gözlerim karanlıkta dahi parlayan gözlerine kitlenmişti.
Sağ elini kaldırarak saçımı okşadı.
Kuruyan dudaklarımı zar zor aralayarak "Neden bunu yapıyorsun?" Diye sordum.
Sert halinden ödün vermiyordu elbette.
"Sen neden sözümü dinlemiyorsun?"
Sesindeki o güzel tını şuan yakından daha da belli oluyordu.
"Hayatımı yönetemezsin."
Güldü. Yada karanlıktan dolayı ben öyle sanıyordum.
"Yönetmek gibi bir amacım yok. Senin düşmanımın adamı olduğunu ısrarla bana vurguluyor beynim."
Derin bir nefes aldım. Onun bedeni yarı üzerimdeyken mantıklı düşünemiyordum.
"Peki onun adamı olmadığım kanıtlanırsa, beni rahat bırakacak mısın?"
Bedenini üzerimden çekerek ayağa kalktı. Kırışan ceketini eliyle düzelttikten sonra ellerini cebine yerleştirip bedenini bana döndü.
"Sen bana bulaştın. Ve benden asla kurtulamayacaksın!" . . .
Aniden yerimden fırlamamla elimi boğazıma götürüp ovuşturarak nefes almaya çalıştım. Gözlerim hemen sol tarafıma kaymıştı.
Yoktu!
Ne yani hepsi bir rüya mıydı?
Avuçlarımı yüzüme götürürerek biraz ovuşturdum.
Bulamamıştı beni.
Fakat o rüya o kadar gerçekçiydi ki, onun beni bulduğunu bilmek kalbim'in hızlanmasına sebep oluyordu.
Oturduğum yerden kalkarak pencereye yönelip biraz açtım. Tenime değen soğuk rüzgar iliklerime kadar işlenirken bir müddet öyle durdum.
Saat sabahın beşini geçiyordu. Ardından ayaklarımı sürüye sürüye yatağıma geçip zar zor yarım kaldığım uykuma devam etmek için gözlerimi kapattım.
...
"Kapıda adamlar var."
Kulağıma çalınan çığlık sesi ile hızla odamdan çıkarak aşağıya indim.
"Ne adamları. Allahım yoksa buldu mu bizi?"
Korku dolu gözlerle Buseye bakarken onunda benden farkı yoktu.
"Tamam sakin olun. Cansu perdenin arkasından bak bakalım seninki mi geldi."
Mervenin dediği şeye kaşlarımı çatarak "Ne! Benimki mi? Saçmalama. O vahşi benimki olamaz." Diye sitem ettim.
"Hadi Cansu."
Bakışlarımı ondan çekip perdenin ucundan tutarak biraz araladım.
Bu! Bu o!
Kabanının içine giydiği takım elbiseyle ve saçının özenle yapılmış olması o kadar yakışıklı yapmıştı ki onu.
"Bulmuş bizi." Diye bağırdım sadece Buse ve Mervenin duyacağı bir şekilde.
"Ama tam kapının önünde değil. Yani az daha ötede durdurmuşlar arabaları. Bir sürü adam var birde yanında. Mertte dahil. Bizi burdan sağ çıkartmazlar. Kaçmamız lazım. Buraya geliyorlar."
Cümlemi bitirir bitirmez Mervenin kolumdan tutup Buseyle bizi çekiştirmeseni anlamadığımı belirten bir şekilde baktım.
"Soru sormayın sizi saklayacağım. Hatta 3'ümüz saklanacağız!"
Koridorun sonuna geldiğimiz de merdivenlerin arka tarafına geçip yerdeki halıyı kaldırdı. Parke'nin üzerine sabitlenmiş yuvarlak bir çıkıntıyı tutarak havaya kaldırdı.
Şaşkınlığını gizleyemeyen Buse "Oha!" Diye bağırdı.
Koluna sert bir şekilde vurarak "Bağırma duyacaklar." Diye uyardım.
Tam o anda kapı kırılırcasına çalmaya başladı.
Elim ayağım birbirine dolanırken hızla Mervenin gösterdiği yerden aşağıya inmeye başladık.
Üçümüzde indikten sonra kapağı yavaş bir şekilde kapattı Merve.
Gürültü gittikçe artarken geriye dönerek bulunduğumuz yere göz gezdirdim.
"Oha Mekanizmaya bak. Kız Merve burayı nasıl yaptın sen?"
Merve hafif tebessüm ederek "Yaptırdım. Ama sonra anlatırım şimdi zamanı değil." Dedi ellerimizden tutup küçük bir odaya sokarken.
"Sessiz olun. Evi arayıp sonra giderler."
Onu başımla onaylarken odada bulunan küçük koltuğa oturdum.
Korkuyordum elbette.
Beni bulacağından ve yapacaklarından deli gibi korkuyordum.
Bir kaç saniye sonra duyduğumuz ayak sesleri korkumu arttırırken "Of! Bu hale düşecek insanlarmıydık?" Diye fısıldadı Buse.
Ardından Melih'in kızgın ve sert sesi çalındı kulağıma.
"Nerde Lan bunlar? Hani buradaydılar?"
Sorusuna karşılık başka bir erkek sesi "Abi eminim burda olduklarına. Yada kaçmışta olabilirler. Ama bavulları falan burda hep." diye yanıtladı onu.
Bu ses Mert'e aitti.
"Bul onu Mert! Arkadaşı umrumda değil. Bana o kızı bul!"
Son duyduğum şey içinde fırtınalar koparırken hızla oturduğum yerden kalkarak bana endişeli gözlerle bakan kızlara " Ne yapacağım ben?" Diye sordum.
"Sana cidden takmış bu adam Cansu. Nasıl kurtulacaksın bundan." Dedi Merve yanıma gelerek.
"Bilmiyorum. Çok korkuyorum bana zarar vermesinden."Diye cevapladım onu.
Buse korkudan tırnaklarını yerken "Cidden çok sinirli. Ev ayağa kalktı sesinden." Diye fısıldadı.
Kaç dakika orda kaldık bilmiyorum ama sesler uzun bir süredir gelmiyordu.
"Gitmişlerdir. Hadi yukarı çıkalım. Ama önce bi etrafı kontrol etmeliyim. "
Merve önde biz arkada ilerlerken kapağı yavaşça kaldırarak bedenini yukarı çıkardı.
Evin içine bir kaç saniye baktıktan sonra hızla yanımıza gelerek "Gitmişler. Hadi çıkın." Deyip elini uzattı.
Onun yardımıyla yukarı çıkarken gözlerimle etrafı tarayıp salona yavaş adımlarla ilerlemeye başladım.
Sanki her an bir yerden Melih fırlayacakmış gibi geliyordu.
Salon'un canından dışarıya bakıp arabaların orda olup olmadığını konrol ettim.
Şükürler olsun ki görünürde hiçbir şey yoktu.
Kızlarla kapıları sıkı sıkıya kilitleyip perdeleri de çektikten sonra koltuğa oturduk.
"Kurtulduk." Dedi Buse başını geriye yaslarken.
"Bir an yakalanacağız diye çok korktum"
"Bende." Diye yanıtladım onu.
Kalbim o anlar ağzımda atıyordu.
"Her neyse. Yorgun hissediyorum kendimi. Biraz dinleneceğim."
Cevap vermelerini beklemeden yavaş yavaş odama doğru ilerledim.
Kapının kulpunu aşağı indirip içeri girerek ardımdan kapattım.
Arkaya döndüğüm de ise gördüğüm manzarayla adeta başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Çünkü O,
Şuan karşımdaydı!
....
|
0% |