Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm

@gkcxkr

" Ece, Alp 8 yıldır seni arıyor. Bırakıldığın yurdu bulduk ama sen yoktun. 12 yaşında vermişler seni evlatlık olarak. İzini bile bulamadık. Biz senin varlığını" diyerek susmuştu. Devam etsin mi yoksa sussun mu bende şaşırdım. Konuşmak için konağın üst katındaki büyük terasa çıkmıştık. Yemek hazırlamaya başlamışlardı ama ben daha fazla beklemek istemediğim için konuşmak istediğimi söyledim. Herkes bir anda etrafımızdan yok olunca Kahraman' ın onları biz daha rahat konuşalım diye gönderdiğini anladım.

" Ece biz senin varlığını Mehmet amca ve Merve teyzeyi kaybettiğimiz gün öğrendik" dedi. Nasıl anladım,nasıl farkettim bilmiyorum ama söylediği isimlerin annem ve babamdı. Yanlış anlamış olmak şu an en büyük dileğimdi. " Yani anne ve babanı " dediğinde ise benden bağımsız iki göz yaşı düşmüştü gözlerimden . Neye ağlayacağını bilememek daha çok yoruyor insanı. Ben zaten ömrüm boyunca onların yokluğuna ağlamışken şimdi tekrar kaybettiğimi öğrenmek nasıl hissettirmeli ki bana. "Alp kaç yaşında " diye sorduğumda "28" dedi. " Ona ne oldu peki yani o senin amcan ve yengenle mi büyüdü?" diye sordum. Annem ve babam diyemem ki. " Tamam ya her neyse bunları sonra konuşuruz bizim daha önemli bir şey öğrenmemiz gerekiyor şimdi" diyerek önceliğimi işime verirsem belki kafam dağılır diye düşündüm. " Bu senin boynundaki dövme, o dövmenin olduğu birini arıyoruz biz" dediğimde "Nasıl yani sende mi Alp'i arıyorsun?" dediğinde şaşırdım. "Nasıl yani" dediğimde "Ece bu dövme şu an iki kişide var. Biri benim diğeri Alp. Senin boynundaki kolyeden de şu anda sadece iki kişide var. Biri sen biri de benim eşim Leyla. Bizim başka kimsemiz kalmadı Ece. "
dedi.
" Önceki sorduğum soruya gelirsek evet Alp annen ve babanla büyüdü ama bu ona pahalıya patladı. Uğradığı suikast yüzünden 4 ay komada kaldı. Sonrasında 1 yıla yakın tedavi görmek zorundaydı. Ece, amcam ve yengem bu yüzden seden ayrılmak zorunda kalmışlar. Yani Alp' ibütün herkes tanıdığı için onu ortadan kaybetmeye güçleri yetmemiş ama annen sana hamile olduğunu öğrendiğinde bunu herkesten saklamışlar. Merve teyze doğum yaklaştığında etrafındakilere uzun bir tatile çıkacağını söyleyip göz önünde olmayan bir yere geçmiş. Doğumdan sonra seni korumanın çok zor olacağını bildikleri için seni yurda bırakmışlar. Alp çok küçük olduğu için hatırlamıyor seni. Sonrasında her hafta gelmişler seni görmeye hatta bir keresinde ayağını alçılı gördüklerinde amcam seni almak istemiş ama başlarındaki beladan kurtulmadan seni alırlarsa seninde hayatın teklikeye girer diye korkmuşlar. Haklılarmış Ece eğer sende onların yanında olsaydın seni de kaybederdik. Biz senin varlığını onların kaybından sonra kasadan çıkan belgelerle öğrendik. Alp hemen seni aramaya başladı ama sen çoktan yurttan çıkmıştın. Sonrası da Alp'in tek yaşama amacı seni bulmak oldu."
Nasıl yani ben abimi mi öldürmeye çalışmıştım. " Serdar,Alp' i en son ne zaman gördün yada ne zaman iletişime geçti seninle ?" diye sordum.

" Biz en son 2 yıl önce görüştük. Seni bulmaya yaklaşmıştık aslında ama sonrasında birden dünya üzerinden silinmişsin gibi kayboldun". Çünkü o sıralarda işim gereği yok olmam gerekiyordu. " Ondan sonra onu bir daha göremedim. Bı de geçen yıl yani benim evleneceğimi duyduğunda aramıştı. Ne yapıyorsun diye sorduğumda, kardeşimi bulana kadar durmayacağım sonucunun nereye gittiğinin bir önemi yok , ama hissediyorum yaklaştım amcaoğlu bulacağım minik prensesimi" dedi.

Beni bulmak için mi yer altına inmişti. " Beni nerede arıyor Alp, haberin var mı?" diye sorduğumda gözlerini kaçırdı. " Biz senin izini yani daha doğrusu kolyenin izini hiç olmayacak bir yerde bulduk Ece. Yer altında bir adamın yanındaki kadında görmüşler senin kolyeni .Biz çok denedik adama ulaşmayı ama tabi ki yapamadık. Sonra da o adam kayboldu ortadan. "

Düşündüğümde iki yıl önce yaptığımız operasyon ile aldığımız kişi geldi aklıma. Aralarına sızmış onun en güvendiği adamlarından olmuştum. Tabi ki bunun için 7 ay onun yanında çalışmış ve bizimkilerin düzenlediği kurmaca bir suikastten kurtarmıştım onu. Güvenini kazandığımda ise yapılacak sevkiyatın ve daha sonraki adımların hepsini öğrenmiş ve komple çeteyi almıştım.

" Ece biraz kendine izin versen. Duydukların ağır şeyler. " dedi Aslan. " Biraz dinlen, bir şeyler ye olmaz mı sabahtan beri hiçbir yemedin. " dediğinde Leyla hemen koşarak çıktı. Aslan bana dönerek, topladığım saçımdan firar edip ,gözümün önüne düşen bir tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Yüzüme baktığında ne gördü bilmiyorum ama iyi olmadığımı anlamış gibiydi. Önce gözlerime baktı " Sarılayım mı sana " der gibi. Ben kafamı salladığımda sımsıkı sarılmıştı. Bu nasıl olabilir hala düşünüyorum bu arada yani bir insan sana sarıldığında nasıl bu kadar güvende hissedersin. Tam bu sırada bir öksürük sesi böldü sarılmamızı.

" Ece bu arkadaş Kahraman' ın arkadaşı diye biliyorduk biz. Yani İstanbul' da şirkete gittiğimizde bir kaç kez karşılaşmıştık. Parmağınızda da yüzük göremedim ama bu adam sana çok yakın" dediğinde kapıdaki Leyla' nın sesini duyduk. " Serdar yemek hazır hadi gelin" derken uyaran gözlerle ona bakıyordu. Demek ki Kahraman' ın ne iş yaptığını bilmiyorlardı.Ben ne demeye çalıştığını anlamaya çalışırken Leyla yanıma geldi " Biz Serdarla çok uzun süredir tanışıyoruz Ece. Alp' i de tanıyorum. Bu ikisi biraz fazla sahiplenici yani nasıl anlatsam biraz kıskançlar. Hatta bir keresinde konuşurken ya Ece' yi bulduğunuz da evli olursa demiştim ve bunu bir daha sormama kararı almıştım çünkü ikisi de kıpkırmızı olmuştu." diyerek büyük bir kahkaha atmıştı. Bende kıskanç bir insanım. Ona benzemiştim yani.

" Aslan abi sabahtan beri gözünün içine bakıyor senin bu da Serdar' ın abilik damarına basıyor" dedi. "Merak etme zararsız aynısını Mercan' a da yapıyor" diye ekledi. Ben Mercan kim diye düşünürken " Benim kız kardeşim Mercan. O da nişanlı ama nişanlısı çok korkuyor Serdar' dan Kahraman abim burda olmayınca damadın burnundan getirme işi Serdar' a kaldı. Şimdi Alp ' de burda olmayınca sanırım bu damat adayinin da burnundan getirme işi Serdar' a kaldı " derken hem sesini alçaltmış hemde gülmeye devam etmişti. Damat adayı dedi Aslan' a. Sevdim bunu aslında, olur mu gerçekten acaba.

Masaya geçtiğimizde hiç bir şey yiyemeyeceğimi bildiğim için tabağıma hiç bir şey almamıştım. Herkes yemeye başladığında tabağıma bir tane içli köfte konulduğunu gördüm. Aslan bana kaş göz yaparak ye hadi derken o köfte tabağımdan alınmış ve yerine başka bir köfte koyulmuştu. " Bak bu daha güzel abicim, bunu ye sen " dedi Serdar. " Aslan ne olduğunu anladığı için çok ses etmese de bunun böyle sürmeyeceğini fark etmiştim. Etrafıma baktığımda Kahraman bıyık altından gülüyordu. Aslan ona bakarak " Hayırdır bilader " dediğinde " Hiiiiiç abi ya " demişti. O gülmeye devam ederken ben izin isteyip kalkmıştım sofradan. Aslan tam kalkacağı sırada omzuna elimi koyup tekrar oturmasını sağladım. " Birazcık yalnız kalsam iyi olur" dedim.

İlk geldiğimizde çıktığımız terasa doğru yürüdüm. Şehrin ışıkları o kadar güzeldi ki insan saatlerce izleyebilirdi. Acaba Alp ne yapıyordu. O benim abim ama nasıl abi denir bilmiyorum ben. Yani onu gördüğümde nasil hitap ederim bilmiyorum. Çok aramış beni ,Alp desem bana kızar mı ki.
Ben bunları düşünürken, terasın aşağısında sigara içen Ceyhun'u gördüm. Elinde yine bir kağıt vardı. Bu sefer kaçırmayacaktım. Sessizce telefonumu çıkarıp kameraya girdim. Kamera ile elindeki kağıdı yaklastırdığımda bunun bir fotoğraf olduğunu, biraz daha yaklaştırınca bunun Ceyda'nın fotoğrafı olduğunu gördüm. Ceyda, bizim de yaralanmalar dolayısı ile sık sık gitmek zorunda kaldığımız bir hastanede hemşire olarak görev yapıyor. Demek ki derdi buymuş beyimizin diye düşünürken telefonum çaldı.

" Efendim Bili " diyerek cevap verdim. " Araf buraya dönmeniz lazım acil" dediğinde hızlıca ayağa kalkmıştım. Gözünün biri zaten bende ilan Aslan hızla yanıma geldiğinde ben Bili' yi dinliyordum. " Araf aradığımız adam burda " dedi. " Kim orda Bili " diye sorduğumda aldığım cevapla telefon elimden düşecekti " Alp , Alp Demir ".

    

  

Loading...
0%