Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@gkcxkr

Gerçekten söyledim mi bunu ben bunu yaa. Kendi soyledigime ben bile şaşırırken etrafımdaki ölüm sessizliğini yine Alp bozdu. " Sevgili nerden çıktı fıstığım. Ben henüz seni yeni bulmuşken kaybetmeye hiç niyetim yok" dedi, bu zamana kadar sanki tüm hayatım boyunca yanımda olmuş bi abi edası ile. Ben buna hala alışamadım bu arada. Benim bir abim var ve şu an karşımda.
" Alp, konuşalım mı biraz. Öğrenmek istediğim çok fazla şey var" dediğimde gözlerindeki hayal kırıklığını gördüm. Gerçekten ona abi demeyeceğimi anladığı için kırılmıştı.
Bı kahve yapayım önce diyerek mutfak alanına doğru yürürken belimde hissettiğim ve artık hep orada kalsın istediğim el ile kocaman bir gülümseme oluştu yüzümde. " Bizim de konuşmamız gereken önemli konular var Alp' le konuştuktan sonra bana da biraz zaman ayırabilir misin güzelim " dedi. Güzelim dedi. Bana güzelim dedi. Tamam ben çok güzel oldugumun farkındayım zaten ama O bana GÜZELİM dedi.

Ben nasıl bir duygu durumunda olmam konusunda zerre fikir sahibi değilken kafamı aşağı yukarı sallayabildim sadece. Bak söylüyorum, bana bu aralar bir şeyler oldu. Millet benim adımı duyduğunda kaçacak delik ararken şu son bir ay ben ben olmaktan çıkmıştım. Ay hayır ya aptal aşıklara dönüşmüyorumdur umarım diyerek kahveleri alarak terasa doğru çıktım.
Alp elimdeki kupayı aldığında onu çok daha dikkatli izleme fırsatım oldu. 1.85 civarı boyu, esmere yakın teni ve yemyeşil gözlere sahipti. Yakışıklı denilecek bir yüzü vardı. Ona baktığımı fark ettiğinde " Ben daha çok baba tarafıma benziyormuşum yani babama değil amcama benziyormuşum. Serdar' la da benziyoruz bak, kardeşim sanıyorlardı bizi tanımayanlar" dediğimde pot kırdığını düşünmüş ola gerek " Yani öyle değil tabi ki benim tek kardeşim sensin onu demek istemedim " diyerek kuracağı cümleyi toparlamaya çalışmıştı. Bu çabası beni güldürürken " Biliyorum, yani Serdar' la benziyorsunuz gerçekten" dediğimde şaşırma sırası ona geçmişti. "

" Sen Serdar'la tanıştın mı?" diye sordu. Aklından geçenler pek iyi şeyler değildi. Galiba ihanete uğramış hissediyordu. Çünkü uzun zamandır beni arıyordu ve bunu Serdar' ın daha önce öğrendiği halde ona söylemediğini düşündü bi an.
" Biz Mardin'den geliyoruz Alp. Bugün tanıştım Serdar'la. Sana ulaşmaya çalışıyordu ben ordayken." Hızlı bir şekilde telefonunu çıkardı Alp. Bir kaç tuş sesinden sonra sesli mesaj olduğunu bildiren bildirime tıkladı.
" Alp bana çok acil ulaş. Ece benim yanımda şu an Alp" dediğinde bir kaç tus sesinden sonra tekrar duyuldu sesi " Alp bu kız aynı Merve teyze. Gülüşü, tek gamzesine varana kadar hemde. Bana çok acil ulaş Alp." diyerek bitiyordu mesajlar.
Yüzündeki rahatlamayı gördüm. Birine güvenmek zaten çok zorken bir de onun ihanet etmesi durumu insanın canını yakıyordu.
Gelen mesajdan sonra uzun uzun bana baktı. Sanki gerçekten annesini arıyor gibiydi yüzümde. " Çok benziyorsun gerçekten. Bak sana da göstereyim fotoğraflarını" diyerek telefondan galeriye girdi ve en başlarda bulunan fotoğraflardan birini açtı. Kocaman bir evin, pardon buna pek ev denemez ama başka ne denir bilemedim, bahçesinde çekilen bir aile fotoğrafıydı. Alp babasının omzunda, annesi ise onlara bakarken çekilmiş bir fotoğraftı. Dikkatimi çeken şey ise annesinin elinin karnında olmasıydı.
Çok güzel bir aile olmuşlardı. Bir tek ben eksiktim.
" Ben bilmiyordum, o zaman annemiz sana hamileymiş. Yani o yaştaki bir çocuğa hamilelik nasıl anlatılır ki zaten. Bu fotoğraf annemi gülerken gördüğümüz son fotoğraf Ece. O zamandan sonra annem hayattan kopmuş gibiydi. Hayal meyal hatırladığım şeyler var. Annem uzun bir tatilin ardından eve döndüğünde enkaz gibiydi. Uzun bir süre yemek yemedi şu bile içmedi. Sürekli doktorlar gelip gidiyordu. Bende küçüktüm daha. Neler olup bittiğini anlamadan anneme kendimi göstermeye çalışıyordum. Uzun bir süre sonra, bir gün babam elinde kocaman bir tablo ile geldi eve. O gün annem koşarak gelmişti salona. Ben o sırada yavaş yavaş etrafımda olup bitenleri anlamaya başlamıştım. Tabloyu gördüğünde ağlamaya başladı. Yanıma gidip her noktasını inceledi. Ben yanına gittiğimde tablodaki küçük kızın çok güzel olduğunu söyledim. Annem çok uzun süre sonra beni ilk defa görüyormuş gibi baktı bana Ece. O zaman aklına geldi sanırım evde bir çocuğu daha olduğu" derken yüreğine çöken kasveti gördüm. O da çok acı çekmişti değil mi?

Ben onlar yanımda yok diye acıdan geberirken, Alp onların yanında olduğu için acı çekmişti. Beni kaçırdıkları için yaşamadığım tüm acıları yaşamıştı Alp. Ölümden dönmüştü.
" O günden sonra biraz toparladı kendini. Ama bir daha gülerken göremedim annemi. Ben bilmiyorum tabi o zamanlar o tablodaki kız çocuğu senmişsin. Babamın kasasından senin o zamanlarda olan uzaktan çekilmiş bir fotoğrafın çıktı. Görür görmez salona koşmuştum o gün. Babam seni getiremediği için tablo halinde bir resmini getirmişti eve. Bu sayede kimse bu kim diye sormayacaktı. "

O zamanlardaki beni düşündüm. Kim bilir ne zaman çekilmişti o fotoğraf? Yada eve götürdükleri tablo nasıldı mesela? Ben bunları düşünürken Alp devam etti.

" Ben çok istedim bir kardeşim olsun diye ama o zamanlarda anneme çöken hüznü gördükten sonra bir süre sonra vaz geçmiştim. Sana yemin ederim Ece eğer bilseydim asla tek başına büyümene izin vermezdim. Ama onlar da haklıydı. Başımızdaki bela çok büyüktü. Şimdi düşündüğüm zaman yapacak başka bir şeyleri yoktu. Senden kimsenin haberinin olmaması gerekiyordu."
" Kimdi peki hepimizi yakıp yıkan bu bela?" diye sorarken buldum kendimi.

" Büyük babam. . . Yani dedemiz " dedi. Boynundaki dövmeyi göstererek devam etti " Bu dövmeyi yaptırmamak için çok uğraştım ama bana bunu yaptıracak tek güçle karşılaştım. Seni bulmak için yer altına inerken yaptırmak zorunda kaldık Serdar' la. Bizim kim olduğumuzu bilmeleri gerekiyordu. Yer altında hatırı sayılır bir yere sahipti dedem ama babam bunu devam ettirmek istemedi. Annemle sakin bir hayat yaşamak istiyordu, yani öyle yazmış bıraktığı mektupta. Önceleri kaçmayı başarmışlar ama ben doğduğumda kendileri için değil ama benim için dönmek zorunda kalmışlar. Çünkü dedemin peşinde olanlar bizim de peşimize düşmüş " dediğimde sanki bu dönüş için kendini suçluyor gibiydi. Aramızdaki iki adımı da kapatıp elini tuttum.
" Senin suçun değildi. Bizim suçumuz değildi hiç bir şey. Biz sadece çocuktuk Alp. Yapma bunu kendine. Bak insanı en çok yaralayan şey elinden hiç bir şey gelmeyeceğini bilerek kendine acaba böyle yapsam her şey daha iyi olur muydu diye düşünmek. Bunu yapma" dediğimde gözleri dolmuştu. Buydu değil mi sorun. Hayatı boyunca kendini suçlamıştı bunun için.

" Keşke sende bizimle büyüseydin demek isterdim Ece ama iyi ki bizim yanımızda değildin. Ailen olmadan yaşamak zor olmuştur tabi ki ama eğer bizim yanımızda olsaydın dedemin kurbanlarından biri de sen olacaktın. Babam bizi dışarıdaki tehlikelere karşı korumaya çalışırken asıl tehlikenin içeriden geleceğini bilememiş. En güvendiği adamının dedeme çalıştığı göremediği gibi. Babam ,dedemi bitirme planları yaparken dedem de boş durmamış. Babama planlarını öğrendiğini eğer ona bir şey olursa tüm ailesini yok edeceğini söylemiş. Annem o sıralarda öğrenmiş sana hamile olduğunu. Dedemin söylediğini duyduğunda seni onlardan saklamanın bir yolunu aramaya başlamışlar. İçeride kimin dedeme çalıştığını bilmedikleri için bunu kimseye söylemeden seni bizden uzakta büyütecek bir yol aramışlar ve seni yetimhaneye bırakmışlar. Ama hep gelmişler seni görmeye Ece her hafta hemde. Keşke bende bilseydim Ece." dediğinde söylediklerinde samimiydi.

"Nasıl oldu peki? Yani annen ve baban. . . " dedim ve durdum. Sahiplik eki koyamadım. Benim annem ve babam diyemedim. " Nasıl kaybettin onları?"

" Babam dedemin o sözlerinden sonra durmak istemiş ama ondan sonrası onunda kontrolü dışında gelişmiş. İşe başladığı kişiler durmamışlar. Babam çekilse bile onun verdiği bilgiler yüzünden dedeme vurdukları darbe ağır bir olmuş. Dedem de bunun faturasını bize kesti. Kazada kaybettik ikisini de. Yani herkes kaza olarak biliyor. Arabada ben de vardım. Sonrasında çok uzun zaman konuşamadım. Kendime gelmem de çok uzun zaman aldı ama kendime gelir gelmez neler olduğunu araştırmaya başladım. Buna da babam yardım etti aslında. Ben büyürken olacakları az çok kestirebiliyor gibiydi. O yüzden dedemi bitirecek tüm delilleri topladığı yerin anahtarının nerde olduğunu söylemişti. Onun vasiyetini yerine getirdigim sırada seni öğrendim. Sonrasını biliyorsun zaten" diye anlatmaya son vermişti.
" Alp ben bu aralar çok büyük şeyler öğrendim ve o kadar karmaşık bir durumdayım ki kafam allak bullak. Bana bunları sindirmem için biraz zan verir misin" dedim.

Loading...
0%