Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm

@gkcxkr

Tüm hayatımın bir bunak tarafından zehir edildiğini duyduğumdan beri kendime gelemedim ama toparlayacağım. Sen Araf' sın kendine gel aptallık etme. Bu gazı da kendimize verdikten sonra geçmişi arkamızda bırakıp geleceğe olan adımlarımızı hızlandıralım biraz diyerek ceylan gibi sekerek Aslan' ı bulmaya çalışıyorum şu an. Dün Alp' le konuştuktan sonra tüm gece uyumadım. Henüz başlamaya bile fırsatım olmayan kitabı sabah gün ağarmasına yakın bitirdim ve baş roldeki adama küfürler yağdırmayı da ihmal etmedim. Neymiş de kıza aslında annesinin ölmediğini söyleyecekmiş. Yani aslında kız annesini kendi öldürdü sanıyor ama öyle değilmiş annesi yaşıyormuş. Adamda kızın annesini bulmuş ama bunu kıza soyleyebilmesi için karısını boşaması gerekiyormuş falan filan. Hayır benim anlamadığım o kadar olaydan sonra nasıl hala bu kız o adam üzüldü diye acı çekiyor. Kimse de demiyor ki yav bu kız gitmekte haklıydı. Zaten herkes bir olup kızın anasını ağlattı, demiyor. (Sonuna kadar Saka haklı.)
Hayatta da hep böyle mi oluyor? Yani seven insan her şeyi affeder kafası mı var herkeste? Peki karşıdaki insan da seni seviyorsa eğer seni üzmek ten korkması gerekmez mi? Yani niye tek taraflı sevgi varmış gibi düşünülür. Ben seviyorum ya her şeyi affederim derken karşındaki insanın seni ne kadar sevdiğini tartmak gerekmez mi?

Bunları düşünürken dinlenme alanınaki tekli koltuğa oturmuş ve kafasını koltuğun arka tarafına yaslamış, gözleri kapalı bir adet Şampiyon ile karşılaşıyorum. Yandan profilden de bu kadar yakışıklı olmanızı hiç etik bulmuyorum Aslan bey.

Ona doğru yaklaşırken benim geldiğimi anlayıp dudaklarının kenarının kulaklarına doğru yol aldığını gördüm. Bak bu kadar güzel gülmenizi de hiç etik bulmuyorum Aslan bey. Özellikle adem elmanız bu kadar göz önüne serilmişken.

Tam tepesine gelip durduğumda gözlerine açtı. " Biraz konuşalım mı Şampiyon" dediğimde kafasını yasladığı yerden kaldırdı ve eliyle yanına vurduğunda koltuğun etrafından dolanıp yanına oturdum. Ona doğru döndüğümde dizlerim dizlerine çarptı. Ben tam bir şeyin var mı diye soracakken ilk soran o oldu.
" Canın yandı mı?"
" Yok yok merak etme ben çarptım zaten " dediğimde ise ayaklarımı tutup yukarı kaldırdı ve kendi ayaklarının üzerine koydu. Ona çarptığım dizimi ovmaya başladı. Ben şaşkın gözlerle ona bakarken o sanki bunu hep yapıyormuş gibiydi.
" Bak bu iki oluyor Şampiyon " dediğimde ne dediğimi anlamaya çalışıyordu. " Saçlarımı da çok nazik çok dikkatli taramıştın şimdi de sanki hep yaptığın bir şeymiş gibi dizlerime masaj yapıyorsun. Ben kıskanç bir insanım." dediğimde attığı kahkaha bu güne kadar gördüğüm hiç bir şeye benzemiyordu. Büyü gibi bir şeydi.

" Sen o gün o yüzden mi sinirlendin?" diye sordu. Ben konuşmama hakkımı kullanırken sadece gözlerine baktım. Bu sırada küsen çocuklar gibi kollarımı göğsünün altından bağladım ve dudaklarımı büzerek somurtmaya başladım.

" Ben daha önce bir çok kızın saçlarını taradım" dediğinde ayağa kalkmak için hamle yaptım. Beni hemen tutup aynı şekilde ayaklarımı kendi ayaklarının üstüne koyduğunda " Eski sevgililerini dinlemek istemiyorum Şampiyon. Ben gideyim en iyisi şu sinir ile bir kaç kişiden alacak olduğum intikam planlarımı uygulayayım. Sonra sıra sana da gelecek merak etme. " desem de kalkmak için başka bir çabaya girmedim.

" Ama dinlemiyorsun ki güzelim " dediğinde " yaaaa güzelin miyim gerçekten" demedim tabi ki. Elit bir insanım ben. Tamam içimden geçmiş olabilir öyle bir şey ama sonuçta söylemedim.

" Ben teşkilata seçilmeden önce her hafta büyüdüğüm yurda gidip çocuklarla vakit geçirirdim. O sırada bir çok kız çocuğunun saçlarını taramışlığım var. Aslında bir kez yapmak zorunda kalmıştım ama sonrasında o kadar çok istediler ki kıyamadım onlara. Her gittiğimde hepsinin tek tek saçlarını tarardım. " derken gözümden düşen yaşı farketti. Hemen onu sildiğinde " Keşke daha önce karşılaşsaydık Ece, çocukken mesela. Hiç yara alma diye uğraşırdım yemin ederim" dediğinde gözümdeki yaşa rağmen kahkaha attım. Birinin sizi gerçekten düşündüğünü bilmek çok güzel bir şeydi. Sonrasında onun da benim gibi yurtta büyüdüğü gerçeği ile yüzleştim. O nasıl acılardan geçti acaba. Benim yaşadığım şeylerin çoğunu o da yaşamıştı. Keşke birlikte büyüseydik. O zaman da bana böyle bakar mıydı acaba.
" Beni küçükken görsen kaçardın ki benden" diyerek gülmeye başladım. " Ben çok hırçın bir çocuktum. Bütün çocuklar kaçardı benden. Bir tek Tuğrul kaçmadı" dediğimde bana bakarken nasılsa güzel bakıyordu vicdansızın oğlu.
Tam bu sırada ortak alanın kapısı açıldı. Mutlu hızla içeriye dalarak etrafa bakmaya başladı. Beni gördüğünde ise hızla bana doğru gelip karşımda durdu. Ben o sırada ayaklarımı yere indirdip ayağa kalktım ama Mutlu'nun arkasından içeri giren Çakır , kalkmadan önceki halimi gördü. Onun gözünde çakan şimşekleri umursamadan Mutlu ile göz teması kurdum" Şefim istediğiniz dosyaları buldum. Son alınan sorguların da raporları sansürsüz mevcut. Bir de bu var " diyerek ayrı bir dosya daha uzattı. "Bu dosya Alp Demir'in tuttuğu raporlarmış."

Niye bu kadar kalın bir dosya diye bakarken etraf kalabalık olmaya başladı . Ekibin hepsi toplandığında Çakır bana bakarak " Alp' in dosyası gelmiş sanırım " dedi.

Elimdeki dosyayı kaldırıp isim kısmını ona gösterdiğimde onunla hiç konuşmak istemediğimi farkettim. O da beni anlamış ve konuşmasına devam etmişti. " Alp bundan sonra sizinle çalışacak"
Bu bizim zaten beklediğimiz bir hamleydi. Aynı kişilerin peşindeydik. Biz ipin başka bir ucunu tutmuştuk. Asıl olay şimdi başlıyordu. Bizden daha önde durumdaydı Alp. Onların içindeydi. Bu da bize büyük bir üstünlük sağlıyordu. Çakır köprüyü kullanarak onu bizim ekibe almıştı.

Herkes gelmişti oturma alanına. Mutlu' nun hazırladığı dosyaları tek tek dağıtarak " 10 dakikanız var beyler" dediğimde kızları gördüm. "Alışkanlık kızlar" dedim." Çok oturduk bu aralar, paslanmayalım"

Dosyaları karıştırmaya başlayan Aslan bana bir sayfayı uzattı. " Bunu ayıralım bitmemiş olay yazıyor Araf" dediğinde uzattığı sayfayı alıp baktım. Alp'in tuttuğu raporlar olduğu için o da yanıma geldi. Raporlara göz gezdirirken aslında Alp' le ilgili, kardeşim oluşu dışında hiç bir şey bilmedigim gerçeği ile yüz yüze kaldım. Kafamı çevirip onunla göz göze geldiğimde baktığım sayfayı anlamadım zannetti. " Bu benim sonlandıramadığım tek davam. Bulamamıştım bunu yapanı" dediğinde, onunla en kısa zamanda etraflıca konuşmayı aklıma yazdım.
" Ona da bakarız bı ara yapabilecek bir şey var mı diye"
Çakır hepimize tek tek bakarken gözleri benim üstümde gereğinden fazla oyalanmıştı. Bunu ona bakmadan bile hissedebiliyorum. Benimle birlikte Aslan' da gerilmişti bu durumdan. Yavaş yavaş ona doğru adımladı. " Eğer bir daha ona gözlerin değdiğinde onun tedirgin olduğunu hissederdem gözlerinin yerinde iki tane çukur olur"

Ona söylediklerini duymak için uzak kalıyordum ama dudaklarını okuduğumda kendimi güvende hissettim. Sanki artık bütün bu hayat karmaşası ile tek başıma uğraşmak zorunda değilmişim gibi.

    

   
   

  
   

Loading...
0%