Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@gkcxkr

Biz içeri girdiğimizde herkes yerini almıştı. Masalardan evin arka kısmına en yakın olanına geçmiş Tolga' dan işaret gelmesini bekliyorduk. Uzun süre konuşmamış olmak garip gelse de ondan tarafa bakmamaya çalışıyordum. Tolga görüş açımıza girdiğinde kızla konuşmayı ilerletmiş gözüküyordu. O sırada Ali'nin sesini duyduk kulaklıklarımızdan " Tolga, Tahsin içeri girdi, sana göre saat 4 yönünde az önce sana doğru hamle yapmaya çalıştı, yanındaki adam tuttu. Şimdi tam sırası lavaboya gidersen arkanadan gelecektir. Şampiyon,Araf sizde yerinizi alın. Eylül elektirikle ilgili hazırda bulun eğer bir sorun olursa karanlık işimize gelir."

Biz hızla evin arka kısmına ilerlerken elinde silah olan iki kişinin bizden tarafa geldiğini gördüm. Şampiyon' u hızla çekerek ikimizi de kolonun arkasına almıştım eve çok yakın olan kolonun ve duvarın arasına sıkışmıştık. Bir insan nasıl bu kadar sıcak olabilir ki. Her operasyonda olduğu gibi bu operasyonda da heyacandan üşüyen ellerim onun göğsünde sıcacık oldu. Saçımın üstünde de sıcak nefesini hissederken ona bakma içgüdüsü ile olan savaşımı kaybettim. Kafamı kaldırdığımda göz göze geldik. Sığınaktan çıktıktan sonra ilk defa operasyon dışı da bir şey söyledi. " Neden ?" Ne neden diyerek konuyu uzatmak adetim değildir hiç. Söyleyecek bir şeyim olmadığı için gözlerine bakmaya devam ettim. Ben daha kendime bile bu sorunun nedenini açıklayamazken ona ne diyebilirdim ki.
Biz orda beklerken adamlar evin arka tarafında volta atmaya başlamışlardı. Hem Tolga' dan hem de Ali' den haber gelmesini beklerken gözlerimi çekemiyordum gözlerinden. " Burada işimiz uzun galiba kirpiklerini sayabilir miyim " dediğinde başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Yüzümü hemen ondan saklamış kirpiklerimi bırak saymayı göremeyeceği duruma getirmiştim. O sırada aklımda yankılanan cümle ile baş başa kalmıştım" Kirpiklerinin sayısını biliyorum kadın benden başka bu kadar seven olmayacak seni "

Birden olduğumuz yerden fırladığımda adamlarla karşı karşıya gelmiştim. Kim olduğumu bilmedikleri için işim daha kolay olacaktı. Onlar dikkatle beni izlerken " Ya kusura bakmayın ben biraz ama azıcık sarhoş olmuşum sanki ama olmamışda olabilirim " diye hafif yalpalar gibi yaparak onlara yaklaştım. Birisinin silahı bana doğrultması ile iki kaşının ortası da bir mermi deliği açılması aynı anda olmuştu. Bacağımdan çıkardığım bıçakla diğer adamın nefes borusunu keserken ses çıkarmamak için uğraşıyordum. İşim bittiğinde kurşunun sahibini aradım ve arkama baktığımda Aslan' ın elinde silahla bana doğru geldiğini gördüm.Susturucu işimizi sessiz halletmemizi sağlamıştı .İki adamda öldüğünde onları ilerideki çalılığa taşımak yine bize kalmıştı. Adamlardan birini Aslan taşırken diğerini ben ayağından sürüyerek getirmiştim. Bu Aslan' ın bana garip garip bakmasına neden olurken " Bu elbiseyi alabilmek için kaç kadının saçını başını yoldum haberin var mı senin ?" diye açıklama gereği hissetmiştim. Tabi ki adamı taşımak için daha kolay yöntemler vardı ama ben ne elbisemi kirletebilirdim ne de elime yüzüme kan bulaştırabilirdim. Biz o iki adamı hallederken içeride de Tahsin paket konumuna gelmişti. Hemen tuvaletin penceresinin önüne geldiğimizde önce kolları sonra gövdesi olacak şekilde bize doğru sarkıtmıştı adamı Tolga. Ben almak için hareketlendiğim sırada Aslan beni tutarak yavaşça geriye çekti ve " Sen o elbiseyi almak için kaç kadının saçını başını yoldun. Ben hallederim " diyerek hem bana laf çarpmış hemde adamı sırtına almıştı. Bizim için açılan yoldan diğer sokağa çıktığımızda sokağın aşağısında minibüsün beklediğini gördük. Hızlıca minibüse bindiğimizde kulaklıktan" Operasyon tamam kademeli olarak çıkın, sığınakta görüşürüz" dediğimizde önce Melek ve Eylül çıkmıştı. Onlar bizim olduğumuz minibüse doğru gelirken sonrası da diğer çocuklar çıkarak bizim geldiğimiz araba ile uzaklaştılar.

Artık kaybedecek zamanımız yoktu. Sığınağa gelir gelmez Tahsin' i sorgu odasına alıp bilgi almamız gerekiyordu. Sorguya ben girdim. İçeri girer girmez bakışları bana dönmüştü. Elleri masaya kelepçeli olduğu için hareket kabiliyeti kısıtlıydı. Karşısındaki sandalyeye oturup ona bakmaya başladım. Bir süre sonra gülmeye başladı ve " Bana verdiğiniz değeri sevmedim bir önceki sorguma en azından tecrübeli elemanlar girmişti. Kimse kalmadı mı da senin gibi çömezi yolladılar bana " dedi.

Ben gülümsemeye başladığımda suratı asılmıştı. " Tabi ya senin diğer sorgunu Araf yönetmiş öyle duymuştum" dedim. " Haftanın dört günü diyalize girmek nasıldı? '
Benim sorumdan sonra ayağa kalkmaya çalıştı ama elleri kelepçeli olduğu için yapamadı. " Bak bu soru en sinir olduğum sorudur aslında ama yeri gelince de başka bir şey de sorulmuyor ki. Sen benim kim olduğumu biliyor musun. " dedim. O sırada içeri giren Selim " Araf çabuk olsun diyorlar cenaze işlemleri için ikindi ezanına yetişecekmiş. "
Gözleri fal taşı gibi açıldığında bir bana bir de Selim'e bakıyordu. Beni Araf olduğuma inanmak istemiyor gibiydi. " Kaldıracak cenaze bulurlarsa alırlar Selim, ki ben kalmayacağını düşünüyorum. Bilirsin altıncı hissim kuvvetlidir. "
Selim çıktıktan sonra " Ne istiyorsunuz benden . Bütün suçlamalardan aklandım ben " . " O nasıl oldu onu da bulacağım, ben seni suç üstü yakaladım şerefsiz. Seni çıkarana da gelecek sıra. Onu da alacağım onun üstünü de alacağım ta ki en büyüğünüzün başını ezene kadar durmayacağım. " İçeri giren Şampiyon ile ikimiz de o tarafa bakmıştık. Bı sandalye alıp en köşeye geçip oturmuştu. "Müsade eder misin bende izleyeyim. Hep merak etmişimdir senin sorgularını" dedi.
" Hadi başlayalım o zaman. Bakalım ne zaman konuşacak ki bence konuşmasa da olur işime gelir yani ben illa ki bulurum bunun üstünü. En azından bu ölürse bir pislik daha temizlemiş olur bu dünyadan. " Benim için hazırlanan özel sorgu odası ses geçirmezdi ve kapının arkasındaki duvarda 8 kapaklı bir dolap vardı. O tarafa baktığımı gördüğünde eski sorgusunu hatırlamış olmalı ki gerilmeye başlamıştı. Oraya doğru yürüyüp" Bu sefer geri dönüşü olmayacak Tahsin, nakille falan da kurtulamayacaksın. Bak şimdi ben bir keresinde birinin 3 parmağını kesip birini sağ burun deliğine birini sol burun deliğine soktum. Üçüncüyü nereye sokabilirim diye düşünürken konuşmaya başlamıştı. Bak bu çok etkili sende de deneyelim mi bunu"diyerek dolaba doğru ilerledim ve kocaman olan bahçe makası ile ona doğru yaklaştım.
"Şimdi ben sana soru soracağım ve sen yanlış verdiğin her cevap için bir parmağından olacaksın hadi bakalım. "
" Öldürecekler beni " dedi. " Bak bu da benim en sinir olduğum şey onlardan korkacağına benden korkman lazım şu anda. Sen şu an ölüm kalım savaşı vermiyorsun Tahsin kolay ölüm ve zor ölüm arasındaki seçimi yapıyorsun. Modern Haçlılar duydun mu hiç bu ismi " diyerek etrafında dönmeye başladım. " Hayır " dediğinde sağ elinin serçe parmağını makasın arasına almıştım tam kesmek üzereyken" DUUUR .Dur tamam duydum. Onlar kurtardı beni hapishaneden. Anlatacağım hepsini dur." demişti.
Elimdeki makası yere atıp " Ama bu haksızlık ya oynamıyorum ben hemen niye konuşuyorsun adam ya ağız tadıyla sorgu bile yaptırmıyorsunuz ya " dedigimde yan taraftan gelen gülme sesi ile o tarafa döndüm. Benim ona baktığımı gördüğünde hemen duvarları izlemeye başlamıştı.

" Kim olduklarını bilmiyorum" dediğinde elimi makasa atmıştım. " Dur dur öyle değil. Yani kimse bir üstündeki kişiyi bilmiyor. Biz sadece kendi sıramızdaki kişileri biliriz. Sıradan sadece bir kişi üstlerle irtibat halinde ama kim olduğunu bile bilmiyoruz. Toplantı yapılacağı sırada üstlerden gelen emirler toplantı masasının üzerinde olur zarfın içerisinde olur. Bize sadece yapacaklarımız söylenir. Sorgulama hakkımız yoktur. " diye sürdürdü konuşmasını. "Bu zamana kadar sen neler yaptın hadi birazda ondan bahsedelim " dedim. "Ben bizim sıraya silah temin etmekle yükümlüydüm. Sadece geçen hafta bizim sıra dışında bir gruba silah temin etme durumum olmuştu. Kim olduklarını bilmiyorum bana sadece silahları hazırlamamı söylediler ve kendileri gelip aldı. " " Nerden aldılar " dediğimde başını aşağıya eğip bir süre sessiz kaldı. Ben ayağa kalktığımda bir anda konuşmaya başlamıştı. " Mersin'de limanda teslim ettim silahları." " Peki silahların limanda ne işi vardı Tahsin?" diye sorduğumda " Yurt dışından gelen yollardan biri. Orası çok büyük o yüzden daha kolay oluyor konteynırları denetimden geçirmek. " dedi.
Sonrasında ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. " Buraya bı bakın aslan parçası" dediğimde ensemde hissettiğim sıcak nefes ile donakalmıştım.
Gelen görevliye bir süre baktıktan sonra konuşma yetimi geri kazanınca " Bağlantıların isimlerini al ,bunu da" diyerek arkama döndüm. Aslan bir adım geri çekildiğinde Tahsin' le göz göze geldim " Sen isimleri alırken sorguya Selim devam etsin , Ceyhun' u içeri almayın.Ölmesin ama yaşaması da çok umrumda değil anlatabildim mi " dediğimde görevli çocuk kafasını sallamıştı.

Yukarı çıktığımda herkesin burda olduğunu gördüm. Yemek yemek için bizi beklemişlerdi. Sofraya oturduğumuz da yemek istemediğimi farketmiştim. Biraz çorba içip kalktığımda " Elinize sağlık" dedim ve odama doğru yürüdüm. Kapıyı açacağım sırada peşimden gelen kişiye seslendim " Odama kadar girecek misin" arkama bakmadan konuşurken gelenin Şampiyon olduğunu kendinden önce gelen kokusundan anlayabiliyordum.
Bana yaklaştı ve kulağıma eğilerek " Kirpiklerinin hepsini tek tek sevdireceğim sana. Önce sen kendini sevmeyi öğreneceksin. Sonra da nasıl güzel sevilir insan onu göreceksin. Sana beni sev diyemem ama 3 yıl önce bir gülüşünle aldığın kalbimi bana geri verir misin Araf?"

Loading...
0%