@gksylva
|
İYİ Mİ GELİRDİ ? ACILARIMIZI SARACAK,HAFİFLETECEK İNSANLAR. BİZİM GİBİ OLUP ANLAYANLAR.
Saat 03.30 olmuştu. Telefonun kapatıp mutfağa gidip termosumu bıraktım.Bir bardak su içip odama gittim .Telefonumu şarja takıp uyudum. O kadar çok yorulmuştum ki gerçekten saat 13.00'a kadar uyumuşum. Buluşmaya 2 saat vardı ve ben hazırlanmaya başlamamıştım bile. Gidip elimi yüzümü yıkayıp yatağımı topladım. Kahvaltı etmek için mutfağa gitmeden odam havalansın diye camını açıp mutfağa geçtim. Hemen kendime kahve için su koydum. O sırada kendime yapabileceğim en pratik ve doyurucu sandviçten 2 tane yaptım. Bu aralar Serkan'da bende buluşmadan önce ne yaparsak birbirimize götürüyorduk. Genelde pratik ve doyurucu yiyecekler yaptığımız için yanımızda götürmek sorun olmuyordu. Hem kendime hem Serkan'a kahve yapıp termosa koydum. Kahvaltımı yapıyor odama gidip hazırlanmam 20 dakikamı aldı. Eşyalarımı çantama yerleştirirken telefonum çaldı. Arayanın kim olduğunu anlamamak zor değildi. Telefonu elime alıp kimin aradığına baktım. Tahmin ettiğim gibi Serkan arıyordu.
"Efendim Serkan."
"Hazır mısın? Ben birazdan çıkıyorum evden."
"Tamam sen çık ben 5 dakikaya çıkarım. Zaten gideceğimiz yer bizim eve 20 dakika yürüme mesafesinde."
"O zaman mekanda görüşürüz."
"Görüşürüz."
Serkan'la her hafta farklı cafeye gidiyoruz. Yeni bir yer açıldığı zaman oraya gidiyoruz. 5 dakika içinde evden çıkmıştım.20 dakikalık yolu 15 dakikada gitmiştim.
Cafeye oturup Serkan'ı bekledim. Henüz gelmemişti mesaj attığımda 10 dakikalık yolunun kaldığını söyledi ve dediği 10 dakika sonra gelmişti. Bu zaman kadar içimde asla olmaya,asla yaşamadığım bir duygu hissetim. Bu duygu Serkan'ı gördüğüm anda olunca bana ne olduğunu anlamam uzun sürmedi. Aylar önce kendi içimde kapattığım platonik aşk defterinde tekrardan kıvılcım oluşmuştu.
"Selam çok bekletmedim dimi. Trafik vardı ondan geç kaldım.
"Sorun değil bende 10 dakika önce geldim.
"Tamam o zaman. Ben bekletmeyi seven biri değilim çünkü.Daha çok beklemeyi severim."
"Bugün ne getirdin?"
"Anlamadım bişey mi getirmem lazımdı ?"
"Hani o gün ne yaptıysak getiriyorduk ya birbirimize. Ben getirdim sandviç ve kahve yapmıştım bu sabah çünkü geç uyandım."
Masaya çantamdan getirdiğim sandavinçi ve termosumda olan kahveyi koydum. Serkan tepkisiz kalınca bir şeylerin ters gittiğini düşündüm.
"Noldu Serkan? Niye öyle hiç birşeyden haberin yokmuş gibisin?"
"Ya ben nasıl desem bilemedim Burcu.Benim tamamen aklımdan çıkmış.Normalde asla unutmam. Sabah babamla kavga ettim ve hemen evden çıktım. Yoksa unutmam biliyorsun."
"Tamam sorun değil. Bende unutabilirdim yani olabilir böyle.
Ne kadar sorun değil desemde yüzüm biraz düştü. Tam vazgeçmek üzereyken kalkıp hazırlanıp buraya kadar gelmişken unutması zoruma gitmişt. Belli etmemek en iyisi olur bence.
"İyi misin Burcu? Rengin attı gibide."
"He yok iyiyim.Üşüdüm biraz o yüzdendir."
"Emin misin istersen kalkabilirsiz."
Saate baktığımda 1 saattir oturduğumuz fark ettim.Kalksam iyi olacaktı ama kararsızdım.
"Olur kalkalım hasta olacağım galiba o yüzden olabilir."
Kalkıp montlarımızı giyip ikimizde evlerimize dağıldık. O gün eve gidince Serkan'a yazardım ama yazmak içimden gelmedi.
Telefonuma baktığımda onunda bana mesaj atmadığını fark ettim.Odama geçip üstümü değiştirdim. Sabah 2 tane yaptığım kahve ve sandviçi çantamdan çıkardım. Aç olduğum için balkona gidip yemek için salıncağa oturdum. İçimde bilmediğim bir huzursuzluk vardı. Herkes evdeydi birime bişe olsaydı haberim olurdu. İçimde olan bu huzursuzluk oldukça rahatsız ettiğini fark edip odama gidip derslerimi yapmaya başladım. 2 buçuk saat 2 dersi bitirmiştim. Başladığımda saat 16.30'du şimdi iste18.30 olmuştu. Ama içimde olan o huzursuzluk gitmemişti. Tok olduğum için akşam yemeğine gitmedim. Kendime kahve yapıp balkona çıktım hava soğumuştu içeri gidip hırka alıp balkona geri gittim ve farkında olmadan 1 saat balkonda kalmışım.
Odama gidip üstümü değiştirdim. Uykum yoktu ama uymak istiyordum. Saat 20.00'da uyumak için yatağa girdim ve kış uykusuna yatar gibi sabah 07.30'da kalmıştım. Telefonuma 100 mesaj ve 50 cevapsız arama gelmişti. Bu mesajların kimden geldiğine bakmam için telefonun kilidini açtım 50 kere arayan 25'i Serkan'a aitti geri kalan 25 arama ise üvey annesiydi.İyi de numaramı nereden bulmuştu tabi ya Serkan'dan. Mesajlarında aynı şekilde 50 tane Serkan dan ve 50 tane üvey annesinden gelince ne olduğunu anlamadığım bir şekilde telefona baka kaldım. Serkan'ı 10 kere arayıp mesaj attım ama geri dönüş alamayınca dün akşam neden huzursuz olduğumu anlamaya başlamıştım. Hemen annesini aradım.
"Alo Nazan Teyze.nDün Serkan ve sen beni arayıp mesaj atmışsınız.Erkenden uyuduğum için yeni gördüm.
"Burcu evde ailenden biri var mı?"
"Evet teyzem evde ne oldu Nazan Teyze?
"Telefonu teyzen'e verir misin?"
"Serkan'a mı birşey oldu?"
"Burcu hadi sen telefonu teyzen'e ver."
Salona teyzemin yanına gidip telefonda Nazan Teyze'nin olduğunu ve senle konuşmak istediğini söyledim.
"Alo Nazan Hanım ben Burcu'nun teyzesi Meltem bir sorun mu var?"
"Evet Meltem Hanım bir sorun var.Serkan'la ilgili.Bu yüzden ilk size söylemek istedim.
Ne olduğunu hem anlayama çalışıyordum hemde teyzemin telefonundan Serkan'a ulaşmaya çalışıyordum.Ama asla açmıyordu.
Haberi aldığım anda dünyam başıma ikinci defa yıkıldı. Dün Serkan'la evlere gitmek için ayrıldığımız zaman eve giderken araba çarpmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Ameliyata girdikten sonra durumu kritik olduğu için yoğun bakıma almışlar.
"Teyze hastaneyle gidelim hadi ne duruyoruz burada ben burada duramam Serkan orda yatarken ben burada duramam."
Ağladım, gidene kadar ağladım kendimi durduramadım. Dün birazda olsa ters davrandığım için kendimden nefret ediyordum.1 saatlik hastane yolunu yarım saatte gitmiştik. Yolda teyzem babama haber vermişti. Bize evde göremeyip telaşlanmasın diye. Hastaneye gidip Nazan Teyze'nin söylediği kata gelmiştik. Yoğun bakıma alınmıştı, üvey annesi ve babası görmüştü. Ben de görmek için izin istedim. Hemen beni hazırlayıp yanına götürdüler. Serkan'ı bu şekilde görmek beni çok kötü etkilemişti. O beni duymasa bile ben ağlayarak konuştum.
"Dün sana birazda olsa ters davrandığım için çok özür dilerim Serkan. Lütfen uyan beni tek bırakma."
Hıçkırarak ağlamaya devam ettim. Sevdiğim insanları burda görmek, benim hayatımda yaşadığım en kötü zamanları hatırlatıyordu.
"Beni tek anlayan sensin. Sen olmazsan ben ne yaparım tek başıma. Lütfen beni bırakma Serkan."
Elini sıkıca tutup konuşmaya devam ettim.
"Seni çok seviyorum Serkan. Her şeyden herkesten çok seviyorum. Sen bunun farkında olmasan da ben seni sevmeye devam edeceğim."
Kıp kırmızı gözlerimle dışarı çıkıp yere çöküp ağlamaya başladım. Bu dediklerimi duymadığı için bu kadar rahat söyledim. Asla karşısına çıkıp itiraf edemezdim. Bende böyle bir cesaret yoktu. Akşama kadar teyzemle orda kaldık.
"Burcu hadi gidelim artık burada yapabileceğimiz bir şey yok. Beklemekten başka çaremiz yok."
"Teyze ben burada kalsam. Hem ailesi de burada lütfen teyze."
"Olmaz Burcu insanlar zaten perişan halde. Senin burada kalman doğru olmaz. Sana söz veriyorum yarın yine geleceğiz. Hadi şimdi eve gidelim sende çok yoruldun."
İstemeyerek evde gitmek zorunda kaldım. Bana kalsa burada Serkan uyanana kadar beklerim. Teyzemle eve gittik ben odama gidip uyumayı tercih ettim. Hemen yarın olsun istiyordum. Zor olsa da bir şekilde uykuya dalmıştım uyandığımda sabah olmuştu. Babam gelip beni uyandırdı, şaşırdım genelde beni teyzem yada babaannem uyandırdı.
"Günaydın kızım. Nasıl oldun iyi misin?"
"Günaydın baba. Nasıl iyi olabilirim ki (?)Serkan orda o haldeyken ben iyi olamam."
Kendimi tutamayıp babamın yanında ilk defa bu kadar ağlamıştım. Serkan'ı gerçekten çok seviyorum ona bir şey olmasını istemiyorum. Babam ne yapacağını bilemediği için sadece sarıldı. O sarılması bile bana iyi gelmişti ağlamam çoğalsa bile biraz sakinleşmiştim.
"Ağlama Burcu. Emin ol Serkan en kısa zamanda ayağa kalkacak korkma ben hep yanında olacağım. Biliyorum eskiden çok fazla vakit geçirmedik ama şimdi elimden geldiğince yanında olup sana zaman ayıracağım."
Babam odadan çıkıp kapıyı kapıyı kapattı. Babam ben küçükken hep farklı şehirlere , ülkelere çalışmaya gittiği için benimle fazla vakit geçirme imkanı olmamıştı. Beni annem tek başına büyüttü. Hazırlanıp hastaneye gittim. Teyzemin işleri olduğu için arabayla beni bırakıp işi bitince yanıma gelecekti.
Babası Salih amca ve Üvey annesi Nazan Teyze perişan haldeydi. Salih amca Serkan'a ne kadar kötü davransada yüzünde olan pişmanlığı görebiliyordum. Nazan teyze Serkan'ı başkasının çocuğu yerine kendi çocuğu yerine koyduğu için bu kadar kötü olmuştu. Kantine gidip yiyecek ve içecek bir şeyler alıp götürdüm.
"Hoşgeldin Burcu. Ne gerek vardı teşekkür ederiz."
"Olsun Nazan Teyze dünden beri bişe yiyip içmediniz. İçinizden gelmiyor ama ayakta durmanız için bir şeyler yemeniz gerekiyor."
"Sağol Burcu."
"Ne demek Salih amca."
Onlar yerken doktor kontrol için odaya girdi. Hepimizin tek isteği iyi bir gelişme olmasıydı. Biz dışarda beklerken doktor 15 dakika sonra çıktı ama bişe söylemeden gitti. Demek ki gelişme yoktu olsaydı kalıp söylerdi heralde. Doktor'dan sonra çıkan hemşireye seslendim.
"Hemşire hanım bakar mısınız?"
"Buyurun."
"Doktor bir şey söylemedi ama biz burada merak ediyoruz. Durumu nasıl Serkan'ın?"
"Doktor Bey birazdan gelip açıklama yapacak."
"Tamam teşekkürler."
Yarım saat sonra doktor geldi. Tek istediğim güzel bir haber duymaktı. Hepimiz doktorun konuşmasını bekledik.
"Haberler iyi korkulacak bir şey yok. Hayati tehlikesi yok. bugün son kontrolleri yapıp yoğun bakımdan ne zaman çıkar ona bakacağız. Tekrar geçmiş olsun."
Sonunda iyi bir haber gelmişti. Tek yapmamız gereken beklemekti Serkan iyi olsun başka bir şey istemiyorum. Annemden sonra Serkan'nı da kaybetmek istemiyorum. Akşam olmuştu teyzem gelip beni aldı ve eve geçtik. Banyo yapıp uyumam ve yarın okula gitmem gerekiyordu. İçimden okula gitmek gelmese de mecburdum. Yemek yiyip banyoya girdim. Üstümü giyip mutfağa gidip kendime sıcak bir kahve yaptım. Odama gidip 2 gündür yapamadığım derslerimi bitirmeye çalıştım.2 buçuk saat derslerle uğraştım. Gram uykum yoktu kahvem bitmişti yenisini yapıp, odamdan kitap alıp balkona geçtim. Hava soğuk olsa bile balkonda oturmayı seviyorum.
2 saat kahve ve kitap keyfi yapınca uykum gelir sandım. Soğuk olduğu için salona geçip üzerime battaniye aldım ve battaniyenin verdiği sıcaklıkla uyuya kalmışım. Sabah kalktığımda saat 6.30'du vaktim vardı hazırlanıp evden çıktım. İstemeyerek okula gittim ve eve geri geldim.
1 HAFTA SONRA
Serkan iyileşip yoğun bakımdan sonunda çıkmıştı. Bende tabii ki onun yanına gitmiştim. Nazan teyze ve Salih amca kantine gittiler. Bende Serkan'ın yanına girdim.
"Nasıl oldun Serkan?"
"İyiyim Burcu teşekkür ederim."
"Bir şeye ihtiyacın var mı?"
"Hayır yok ama bir şey söylemem lazım."
"Ne konuda ?"
"Babam ve Nazan anne söyledi. Ben yoğun bakımdayken buradan ayrılmamışsın hiç."
"Evet gitmek istemedim çünkü."
"Yanıma gelip dediklerini duydum Burcu. Senin elimi tuttuğunu da hissettim. Sen çıkınca doktorlar girmiş bende kendime gelmeye başlamışım. O yüzden duydum."
"Nasıl duydun mu?"
"Evet duydum."
"A-Ama ben duymazsın diye düşündüm. Hem ben gerçekten demedim ki onları."
"Burcu gerçekten dediğini ikimizde biliyoruz hem benimde sana bu konuda söylemek istediklerim var."
"N-nasıl yani anlamadım?"
"Ben de senden hoşlanıyorum Burcu. Ben de seni çok seviyorum hem de bu yeni olan bir şey değil. Uzun zamandır içimde olan hislerimdi."
"Nasıl yani sen bunca zaman her şeyin farkında mıydın?"
"Evet farkında değil miyim sanıyordun?"
"Şuan konuşursam kalbini kırabilirim o yüzden sen iyileştiğin zaman konuşsak daha iyi olur. Görüşürüz."
"Burcu dur gitme."
"Serkan tekrar diyorum. Şuan daha yeni kendine geliyorsun. Kalbini kırmak , seni incitmek istemiyorum."
"İzin ver sana kendimi açıklayayım. Beni bi dinle ondan sonra istediğine karar ver ama önce beni dinle."
"Hayır. Seni dinlemicem. Keşke... Keşke daha önce söyledeydin bana. Ne kaybederdin ki."
Konuşmasına izin vermeden odadan çıktım. Etrafta kimse yoktu. Ağlayarak dışarı çıktım.
Serkan
Allah kahretsin ya. Ben neden önceden demedim ki Burcu'ya şimdi böyle olmazdı belki. Kız da haklı uzun zamandır platonik aşk yaşadığını düşündü. Kafama tüküreyim ya. Burcu gidince Babamlar içeri girdi.
"Oğlum iyi misin?"
"İyiyim baba."
"Burcu nereye gitti.Giderken yüzü asıktı bir şey mi oldu?"
"Sonra konuşsak olur mu? Benim hiç halim yok çünkü."
"Tamam biz çıkalım sende dinlen. Gel Nazan çıkalım hadi.
Burcu
İlk defa hemen eve gitmek istedim. Serkan'ın bunca zaman her şeyi bilmesine rağmen bu şekilde benden uzak durması ve platonik aşk yaşadığımı bilmesine rağmen bana gelip hiç bir şey söylememesi zoruma gitmişti. İyileştikten sonra gidip konuşursam neler olur bilmiyorum. Evet Serkan'ı seviyorum ama bu şekilde davranmasını hoşuma gitmedi. Yoğun bakımda dediklerimim arkasındaydım ama bu şekilde olması iyi mi oldu bilmiyorum. Eve gidip kendimi odaya kapattım.
Hafta içi olduğu için teyzem ve anneannem yoktu o yüzden rahattım. Babaanneme ve babama aç olmadığımı ders çalışmaya gideceğimi söylediğim için beni rahatsız etmeyeceklerinden emindim .Üstüme rahat bir şeyler giyip 1 saat uyumak için yatağa girdim ve öyle de oldu 1 saat sonra uyandım. İyi hissetmem gerekirken hiç olmadığım kadar kötü hissediyordum.
Telefona baktığımda Serkan hem aramış hem de mesaj atmıştım. Ne geri aramak ne de mesaj atmak istemiyordum. Her şeyi bilmesine rağmen bana bir şey denemesinin şokunu atlatamamıştım. Gidip elimi yüzümü yıkadım mutfağa gidip kendime kahve yaptım. Odama gidip yapmam gereken dersleri yapmaya başladım. Kafamın dağılması için her şeyi yapabilirdim. 2 saat boyunca dersleri yaptıktan sonra telefonu ve kahvemi alıp yatağıma uzandım. Yarım saat telefonda takıldım kahvem bitmişti. Gidip tekrar kahve yaptım, odama gidip kitap alıp yine balkona çıktım. Artık havanın soğuk olması umurumda değildi. Tek istediğim bugün duyduklarımı bir süre bile olsa unutmaktı.
Bu bölümün sonunu biraz merakla bitirmek istedim. Ama son anda vazgeçtim.
|
0% |