@gogirll
|
Hello canım okurlarım, yeni bölümle hepinize merhabaaa. Sonu biraz değişik bitirdim, yorumlaar da da tahminlerinizi okudumm. Bazı kişiler doğru tahmin ettii. Abilerin anlatımı ile başlayacağız, kısa kısa geçicek fakat. *** Yazar'ın anlatımı ile Abiler hayatların da yaşamadıkları şoku yaşamışlardı. Kız kardeşlerinin hamile olmasını beklemiyorlardı. Babasınn kim olduğunu sordukların da 'terk etti' cevabını aldıktan sonra daha da şaşırmışlardı. Onlar için artık bardaktan damlayı taşıran şey üçüzler olmasıydı... Hepsi ayrı bir hayal kırıklığı ve şok içerisindeydiler. Eymen'in haklı çıkması zorlarına gidiyordu, belki bir umut 'birbirlerini sevmişlerdir' Diye düşünselerde olmuyordu. 17 Yıl sonra buldukları kardeşlerinin o yola düştüğüne inanmak istemiyorlardı. Tahmin ettikleri oldu, Eymen bağırmaya başladı. Ağır konuşuyordu bir kere fakat ona da hak vermek lazımdı... Ela'nın dediği şey ile tüm abiler rahatlayarak derin bir 'oh' çektiler. Dünya onlar için 5 dakika olsa bile durmuştu. Eymen'in haddi hesabı olmayan şeyler dedikten sonra abiler daha da gerildi. Hiç biri bu kavgaya girmek istemiyordu, en sonun da olacaktı zaten. Önlemeye ne gerek vardı ki? Eymen'in son dediği ile Ela bir kaç dakika duraksadı, abiler her ne kadar 'Yapma' dercesine bakış atsalar da dinlemiyordu Eymen onları, düşüncelerinin doğru çıkmasının verdiği özgüven ile konuştukça konuşuyordu. Biliyordu yarım saat sonra çok pişman olacaktı... Ela pişman olacağı hakkın da bir şeyler söyledi, fakat Eymen onu da umursamamıştı. Amacı gerçekleri itiraf ettirmekti, onun da Cemra gibi bir ucube olduğunu kanıtlamaktı fakat işer öyle gelişmiyordu işte... "O gün asla gelmeyecek anlıyor musun? Ayrıca hala sana güvenmiyorum ve inanmıyorum. Hataneye gideceğiz" Dedi Eymen, abiler ona yuh dercesine bakıyorlardı. "Ne saçmalıyorsun sen ya, yetti artık" Dedi Ela bavulunu almak için dolabına yöneldi. Eymen ise asla kendinden ödün vermeyerek konuşmaya devam ediyordu. Tam zamanı diye düşündü son sözlerini söylerken, fakat hiç te onun istediği gibi olmamıştı... Ela ona dönerek istediğini ona vermiyeceğini söylemişti. Eymen onu alaya aldı, karşılığın da duyduğu cümleler karşısın da bedeni kaskasatı kesildi. Ömer her seferin de uyarmaya çalışmıştı Eymen'in çünkü Ela'nın iyi olmadığını anlamıştı, kriz geçireceğinin farkındaydı... Herkesi bocalatacak şeyleri söyledi Ela, dilinin ucun da olan fakat asla söyleyemediği o şeyleri adeta kusarak boşalttı. Eymen daha, Ela cümleye başlamadan pişman hissediyordu, yanlış bir şey yapmış gibi hissediyordu... Hereks tüm ciddiyetini Ela'ya vernmiş dinliyordu, kriz eşliğin deydi. Tüm bedeni tir tir titriyordu, ve bunu tüm suçlusu da Eymendi. Eymen sadece Ela'ya değil diğer tüm abilere karşı düşman kesilmişti aslın da farkın da değildi... Ela'nın bayılacağını tahmin eden Ömer adını haykırarak onu kucağına aldı. Herkese arabaya gitmeleri için emir vermişti, tek hareket etmeyen kişi Eymendi çok pişmandı, şimdi fark ediyordu. Kıskanıyordu Ela'yı, o yüzden böyle davranıyordu... *** Ömer büyük bir şok içerisindeydi, bu kadarını da beklemiyordu. Gerçekten böyle mi davranmışlardı Ela'ya? Kardeşine geç kalmış hissediyordu Ömer, büyük bir pişmanlık içerisindeydi. Neden kardeşini kurtaramadığını düşünüyordu, Eray ile araların da bir şey olduğunu zaten anlamıştı Ömer fakat bu kadar hızlı öğreneceğini düşünmüyordu. İçinden bir ses bununla sınırlı kalmayacağını söylüyordu... *** Alaz duydukları karşısın da bayılamamıştı bile, bedeni bir ağaç gibi dikili kalmıştı. Dışarıdan oldukça güçlü görünün bu kızın yaşadıklarını kim bilebilirdi ki? Kendisini suçlu hissediyordu, neden daha öncesin de öğrenemedim diye. Şimdi anlayabiliyordu kardeşinin korkularını... *** Uraz her ne kadar Ela'ya sıcak bakmasa da duydukları karşısın da gerçekten çok şaşırmıştı. Onu da Cemre gibi para göz birisi sanıyordu. Fakat bu kez tahminleri tutmamıştı. Eymen'in söylediklerinin ağırlığını hissedbiliyordu, her ne kadar o veya çevresinde kiler onu güçlü bulmasa da, tanıdığı en güçlü kız olarak görüyordu Ela'yı...O kadar laf yedikten sonra sakin kalabilmesi gerçekten zordu. Aslında hamileyim şakasını en başından beri biliyordu, her ne kadar Ömer'i gözlemci olarak koysalar da bazı konularda-Değer verdikleri- karşısın da dikkati dağılıyordu. Yüzün de ki mimiklerden ve asla doğal çıkmayan sesinden anlamıştı bunu Uraz. Aklında bir fikir vardı abilerini ikna atmek zor olacak fakat değerdi... *** Uygar ilk başlarda kız için dikkat çekmek istiyor diye düşünüyordu, fakat Baran ve Ömer ile ilişkisinden saklanan bir sır olduğunu anlamıştı. Bilmedikleri daha neler vardı da onlar bilmiyorlardı... *** Eray, her ne kaçırdıysa çok önemli bir şey olduğuu düşünüyordu. Tüm abiler birden ondan tiksiniyormuş gibi bakıyorlardı, Ela her ne dediyde onu bin pişman edeckti Eray... Tüm abiler hastaneye gitmişlerdi, Uraz planından bahsetmişti. Kimse olumlu yaklaşmamıştı, biraz daha yalvardı Uraz sonunda Alaz'ı ikna edebilmişti. Uygar da kabul etmişti, Rüzgar da "Bakalım şaka öyle mi oluyor böyle mi?" Diyerek kabul etmişti. Ömer ve Baran ise bu konuya bulaşmıyacaklarını söylemişlerdi. Eymen ise susmayı tercih etmişti. Kara kara kendisini nasıl affedireceğini düşünüyordu, Ela'nın dedikleri aklına geldikçe canı yanıyordu. Derya ve Şenol bey'e bahsetmemeye tercih etmişlerdi, çünkü eğer kavgayı duyarlarsa Eymen ile araları bozulacaktı. Uraz fikrinin kabul edilemsi mutluluğu ile sahte film çıkarmak için doktorun yanına gitti. Zor bela ikna edip yaptırdıktan sonra hepsi odaya doluştu. Mışıl mışıl uyuyordu Ela, herkes başın da toplanmış uyanmasını bekiyordu. Göstermemeye çalışıyorlardı fakat endişeleri vardı, uyanmaması ihtimali ile mahvoluyorlardı. Özellikle de Eymen her solgun tenini gördükçe boğazın da ki yumru daha da büyüyordu. Yatakta olan kıpırtı ile herkesin bakışları Ela'yı buldu, hafiften gözlerini aralamış abilere bakıyordu. Bir kaç saniye boş boş baktı, boş bakışlarını gören Abiler daha da endişeleniyordu. Birden gözleri büyüyünce Ela'nın bir şey demesine izin vermeden Baran iyi olup olmadığını sordu. Ela'nın su istemesi ile suyu uzatarak içirdi kardeşine Baran. Ela kendine gelerek abilerine döndü tam konuşacakken Uraz'ın dediği bedeni kaskatı kesildi. "Ela test yaptırdık, ikizlerin olacak" Dedi Uraz çaresiz bir sesle... Ela'nın anlatımı ile Sanırım şu an bir kabustu, evet ben kesinlikle komadayım ve bu bir rüya. Cimcikle kendini kız! Kolumu cimcikledim, acıyla küçük bir çığlık attım. "NE" Kükremem ile herkes bana baktı, onları afallatacak şeyi yaparak kahkaha(şüpheli) atmaya başladım... Ah, hayır olmaz değil mi? Nasıl ama... o- o mu yaptı? Yoksa Eray mı? Kahkahalarımın yerini titreme ve kısık mırıldanmalar aldığın da bir şeylerin ters gittiğini anlamış olacaklar ki sol tarafım da bir hareketlenme oldu. Birileri beni sarsıyordu, en sonun da kendimi sımsıcak çift kolun için de bulunca sakinleşmiştim. Kafamı iyice gögsüne gömdüm, kokusundan kim olduğunu tanımaya çalıştım fakat çıkaramıyordum. Sıkıca beline dolanan kollarım gevşedi Kim bu? Başımı hafiften kaldırdığım da şok oldum, şimdi anlamıştım kokunun nereden tanıdık geldiğini. Karan'a ahtopot gibi sarılmış panda gibi olan suratımla masum masum ona bakıyordum. Tatlı bir tebessüm edecek kendisini tuttu, onun yerine göz kırptı. "Sesler geliyordu bakayım dedim, bir de ne göreyim. Ela titriyor dedim sarılıyım geçer" Dedi tatlı tatlı, acaba şuan ne kadar tatlı olduğunu biliyor muydu? Sadece bizim duyabileceğimiz bir ton da konuştuğu için sıkıntı yoktu. Gözlerin de ki maviliklere çeikiyordum... Anlık gelen cesaret ile tam kucağına oturarak kafamı iyice gömdüm, "İyi yapmışsın" Dedim, sesim sweti yüzünden boğuk çıkmıştı. Gözlerimi derin bir huzur ile kapatacak ike birden yeniden Uraz'ın dedikleri geldi. Kollarım belinden çözüldü sanki aydınlanmış gibi hemen geri çekildim, şaşkın şaşkın bakıyordu bana Karan. "Hayır...Ben...Hamile..." Yeniden titremeye başlamışken, Karan yeniden beni kendine çekti. Gözümden bir yaş aktı, kafamı boyun girintisine sokup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. O ise saçlarımı okşuyor "Şşt, geçti şakaydı sadece. Bitti yok tamam mı?" Dedi sanki her şeyden korumak istiyormuş gibi sıkı sıkıya sarılmıştı. Gözlerimi sımsıkı yummuş ona sığınmıştım, yanımdan gelen boğaz temizleme sesi ile bakışlarım oraya kaydı. Bazı abiler kıskanarak bazıları ise pişman gözlerele bakıyorlardı, özellikle de Uraz neredeyse bana yalvarıp 'affet' Diyecek gibi bakıyordu. "Yeterli bence bu kadar sarılma" Dedi Ömer abim, kıskanmıştı fakat şuan umrum da dahi değildi. İnadına daha da sıkı sarıldım Karan'a, Ömer'in kıskanç homurtularını duydum. Sanki o an ben ve Karan varmış gibi hissediyordum, güçlendiğimi hissediyordum. Tam ben ona teşekkür edecekken, o benden ayrıldı. Sanki yanlış bir şey yapmış gibi yataktan kalktı, yüzüne ciddi bir ifade oturtturdu. Ellerim ise boşuktan kayarak kucağıma düştü, hayak kırıklığının ilk lekesiydi bu, önce sağımdan vurdu, "Ben sakinleştirmek için sarıldım, özür dilerim" Dedi solumdan vurarak hayal kırıklığının ikinci lekesi olarak. Malsın kızım, adam sarıldı diye aşık mı yani? Gerçekten salaksın! İçimi büyük bir hırs ve kırıklık kaplamıştı, bir kaç şey daha söylemişti dinlememiştim fakat odadan çıkana dek göz göze dahi gelmemiştim. Umut etmesini sağlamak bu kadar kolyadı işte, tek bir sarılma... Karan Avcı'nın anlatımı ile 420 Numarada ki odadan gelen sesler ile dikkatimi oraya verdim, bir kız kahkaha(şüpheli) atıyordu. Ardından sesler kesildi onun yerien kısık kısık mırıldanmalar başladı, küçük camdan gözüktüğü kadar kriz geçiriyordu. Hızla içeri giridm, gördüğüm yüz karşısın da şoke oldum. Ela buradaydı, kriz geçiriyordu. Bir kaç kez seslenmeye çalıştım fakat cevap vermiyordu, aklıma gelen şey ile kollarımı beline sararak kendime çektim. Az da olsa titremesi geçmişti, bir süre öyle kaldıktan sonra kaşlarını çatarak bana baktı. Öyle masum ve güzel gözüküyordu ki, tebessüm etmemek için kendimi zor tutmuştum. Onu yerine göz kırptım, bir süre bana baktı. Bir şeyler mırıldandık, sonrasın da ise tamamıyla kucağıma oturarak daha da sıkılaştırdı kollarını. Benim gözlerim şaşkınlık ile büyürken o umursamadan yatmaya devam etti. Sonra bir an da ne olduysa geri çekildi. Hamile olduğuna dair bir şeylerden bahsetti, devam etmesine izin vermeden onu kendime çektim. Ağlamaya başlamıştı... Bağlanma Karan, sadece bir anlıktı o. Geri adım at. Her şey anlık oaln bir şeydi, daha fazla umut etmemek için ayağa kalktım. Yüz ifademi oldukça ifazdesiz tutumaya çalıştım, göz ucuyla Ela'ya baktığım da büyük bir hayal kırıklığı içerisin de bana bakıyordu. Doğru mu yapmıştım? Ömer'in anlatımı ile Uraz'ın yaptığı şaka, şakadan çıkmıştı artık. Ela gibi hassas bir kıza nasıl yapardı? Hala kendimi sorguluyordum neden izin verdim diye? İçeri giren adam ile bakışlarım ona döndü, ilk Ela'ya baktı gözlerin de belirli bir şaşkınlık vardı. Sonrasın da seslenmeye çalıştı işe yaramayınca sarıldı. Benim gözlerim dehşetle açılırken, Ela'nın sakinleşmesini görünce bocaladım. Nereden tanışıyorlar ki? Yakasına baktığım da psikolog yazdığını gördüm, çocukların öğrenmesi iyi olmazdı. O an da Baran ile bakıştık, o da görmüştü yaka kartını ne oluyor dercesine kaşlarını kaldırmıştı. 'Sonra' dercesine bir bakış attım. *** Doktorun beni çağırması ile odadan çıkarak koridora geçtim. Endişeli gözüküyordu, dertli bir nefes alarak konuşmaya başladı, "Ömer oğlum, sizi tanıyorum biliyorum fakat yine de ihtimal ben sana söyliyim" Diyince iyice meraklandım kaşlarımı devam etmesi için kaldırdım. "Sırtın da ve bacakların da kemer izleri görmüş bizim çocuklar. Eğer şiddet konusu varsa polise haber vermeliyiz" Dedi babacan bir tavırla. Duyduklarım kulağımı delecek kadar sivriydi. Artık beynim işlevini kaybetmiş gibiydi, hiç bir şey algılayamıyordum. Ela şiddet mi görmüştü? Veee son canım okurlarımm. Bölüm arası yorum yapmayı unutmayınn, yorumlar da düşüncelerinizi benimle paylaşınnn Sizcee Ömer birine söylicek mi??? İyi gecelerr Yazım hatası varsa kusura bakmayınn
|
0% |