Yeni Üyelik
28.
Bölüm

Gerçek Ailem 28💔

@gogirll

Hello canlar, büyük ihtimal bitmez şimdi de zaman kısıtlı çünkü.

Saat 12.30 başlıyom yazmaya ne zaman göndericem Allah bilir. Bazen karakterleri karıştırıyorum ya. Unutuyorum hatta.

başlıyalımm

Ela

Son kez derin bir nefes çektim ciğerlerime. Her ne kadar kendime korkmuyorum desem de yalandı. Korku sanki her hücreme işlemiş gibiydi...

Kapının büyük bir gıcırtıla açılması, korku filmlerin de ki o klişe sahneyi anımsatıyordu.

Karşım da Ömer abiyi görmeyi beklerken Ural'ı görmek içimi rahatlatmıştı.

Kısacık bir zaman acaba kaçsammı diye düşünmüştüm aslın da.

"Ela" Dedi sesin de bariz bir şaşkınlık vardı.

"Uraz a-... " Durdurmuştum kendimi yine kaçıyordum bazı şeylerden.

Gözlerine bariz bir hayal kırıklığı oturmuştu. Benim de nedense içim de bir burukluk olmuştu.

Kapıyı açarak geri çekildi, onun sormasıa izin vermeden ben açıkladım. "Hastanede kalmak zorunda kaldım, psikolog ile görüştüm. " Dedim hayattan bıkmış bir sesle.

'Anladım' dercesine başını sallamak ile yetindi. Salona doğru ilerlemeye başlayınca, tuttuğum nefesi gelen rahatlama ile verdim.

Ömer abinin odasına doğru çıkmaya başladım. Ara da başım da dönüyordu, sanırım yemek yemediğim içindi. Titrememi umursamadan kapıyı tıklattım. Çok geçmeden Ömer abinin donuk sesi ile kapıyı hafifçe araladım.

Telefon da konuştuğumuzun aksine sakın gözüküyordu, boş bir duvara sırtını yaslamış dizlerini kendine çekmişti. Karşı duvara boş bakışlar atıyordu.

Sessizlik daha ürkütücü bence.

Bir kaç dakika öylece bekledim, asla bakışlarını duvardan ayırmadı.

Onu bu denli ruhsuz yapan neydi.

Konunun sadece Karan ve ben olmadığını çoktan anlamıştım. Farklı bir şeyler vardı, içimden bir ses bunun hiç iyi bir şey olmadığını söylüyordu.

"Ö-Ömer abi" Dedim varlığımı belli etmek istercesine, herhangi bir tepki vermemişti. Yaşadığından bile emin değildim... Endişem daha da artarken diğer abileri çağırmak için odadan çıkacakken, içimi sımsıcak eden sesiyle birlikte geri ona döndüm. Bana bakıyordu bu sefer, bir şeyleri anlamaya çalışıyordu sanki. Ağlamaklı bir ifadesi vardı, onu bu denli çaresiz bırakan ne olabilirdi ki?

Gözün de dokunluk yerini korumacı bir tavır aldı, bedenimi süzünce rahatsızca yerim de kıpırdandım. "Yanıma gelmeyi düşünüyor musun?" Diye sordu, yarım yamalak anlamıştım, avuç içlerim terliyordu. Avuçlarımı mavi kotuma sürterek yapışkanlığı sildim. Soruyu sormasının ardından fazla geçmeden oluşan stres yüzünden düşünmeden cevap verdim, "Hayır" Dedim sesim son derece kendimden emin çıkmıştı.

Kaşları sorgulayıcı bir tavırla kıvrıldı "Neden? S-Sana zara mı veririm" Dedi, beynimden vurulmuşa döndüm... Söylerken acı çekiyormuş gibi bir hali vardı. İşler sandığımdan da büyüktü...

"N-Ne alaka" Dedim kendimi ele vermeyerek, sesim itiremişti artık ona engel olamıyordum. Aynı zaman dda küçük adımlarla yanına gidiyordum, ona korkmadığımı kanıtlamak için. Fakat aslın da korku tüm hücrelerime girmişti. Aramız da küçük bir mesefa kaldığın da duraksadım, durduğumu görünce kafasını kaldırıp bana baktı. 'Hadi' dercesine kaşlarını kaldırmıştı.

Hala herhangi bi eylem de bulunmayınca dudaklarını sıcak bir tebessüm kondurup "Sana ala zarar vermem Ela, korkma benden" Cılız ses tonu ile söylediği şeye karşılık dizlerimi bükerek yanına yanaştım. Şimdi dizlerimiz birbirine değiyordu...

"(Derin bir iç çekiş) Bize anlatmak istediğin bir şey var mı Ela? Bilmemiz gereken herhangi bir durum." Konuşurken zorlanıyor gibiydi...

Bu sorusuna ne 'evet' dedim ne de 'hayır'. Yorumusz bırakmıştım, az önce o nasıl duvara bakıyorsa ben de öyle bakıyordum. Fakat tek bir fark o boş bir duvara bakarken." Ben geçmişimin film şeridi gibi geçtiği bir duvara bakıyordum...

"Peki öyleyse, ben uzatmayı sevemem. O yüzden direkt söylüyorum " Dedi kafasını bana çevirip onay almak istercesine bakış attı. Hiç bir şey demedim veya yapmadım. Ne olacaksa olsun artık, bıktım sıkıldım.

"Hastaneye gittiğimiz de, doktor beni özel olarak çağırdı senin hakkın da..." Dedi, keşke demeseydi...Şimdi anlamıştım tavırlarını, biliyordu değil mi artık? Boş boş bakan gözlerime korku geçti,gitti. Endişe geldi, gitti. Fakat öyle ki acı geldi, ve asla gitmedi. Kendime acıyordum, halime, susmak zorun da olduğum zamanlara...

Benim şiddet gördüğümü öğrenmişti değil mi?

Dizlerimi biraz daha kendime çekerek kafamı da arasına gömdüm. Şuan buradan yok olmak istiyorum...

"S-Senin şiddet gördüğüne dair izlerin olduğunu..." Devam edememişti, kapadım gözlerimi sımsıkı açmamak için. Gelen burun çekişleri ile ağladığını anladım, sandığımdan daha duygusal biriymiş... Bir kaç dakika boyunca öylece durduk, ben bu olayı nasıl ErayA bağlamadan anlatacağım diye düşünürken o ise büyük ihtimel 'neden veya 'nasıl' diye düşünüyordu...

Bir anda kendimi Ömer abinin kolların da bulduğum da afalladım, tişörtüme gelen ıslaklık ile ağladığını anlamıştım. Ben ise tek bir göz yaşı bile dökmemiştim, değmizdi o izler için. Benim ağlayışlarım ve haykırışlarım ruhumu deliyordu, parçalıyordu. Kendim de acıdığım nokta buydu aslın da...

"B-Ben özür dilerim. İyi bir abi değilim, sen orada..." Sürekli aynı cümleyi mırıldanıyordı, benim endişe ettiğim nokta bunu diğer aile bireyleri ile paylaşacak mıydı?

"Şt, geçti abi. Bak sen beni kurtardın, artık mutluyum acı çekmiyorum" Dedim teselli edercesine, çok garip değil mi? Teselli edilmesi kişi ben iken, aksine teselli eden olmuştum...

On dakika, yirmi otuz derken sayamadım. Kaç dakika, saat geçti bilemiyordum, kapının çalınması ve Alaz'ın telaşla odaya girmesine kadar sarılı kaldık. İçeriye "ELA YOK" Diye bağırarak girmesi ile şaşkın bakışlarımız onu buldu. Onun ise gözleri dehşetle büyüdü ardından kırgınlık eklendi, bana 'yazıklar olsun' bakışı atıyordu. "Ben Ela'yı bulamayınca..." Diye mırıldandı küskün tavırla. Biz ise hala pozisyonumuzu bozmamıştık. "Siz galiba abi- kardeş sarılması yapıyorsunuz bozdum "Dedi sakince kapıyı kapatıp çıkarken, sanki önün de en büyük hayalini görmüş gibi bir heyecan olmuştu...

Baran 

Eve geldikten sonra odama gidip soğuk bir suyla duş aldım. Zihnimde ki şeyler susmuyordu...

Dış kapının çarpması ile Ela'nın eve geldiğini anladım. Onunla konuşmalıydım, aslın da sâdece bileğine baksam da yeterdi.

Onunla konuşmak için odasına doğru çıkarken, onu Ömer'in odasına doğru giderken görmeyi beklemiyordum. Daha eve yeni gelmişti direkt neden Ömer'in yanına gidiyordu?

Ses çıkarmadan merdivenlerin kör noktası olan yere geçtim. Titriyordu, elleri terlemişti bile. Onu bu kadar tedirgin eden şey neydi?

Bir kaç dakika boyunca durdu kapının önün de, buradan Ömer gözükmüyordu fakat duvar kenarın da olduğunu anlamıştım. İkisi de konuşmuyorsu, tam Ela gidecekken Ömer'in ona seslenmesi ile geri döndü. Dönmeseydi beni görebilirdi.

Haraketli bir konuşmanın ardından küçük adımlarla yanına yürüdüğün de bu anı fırsat bilip yarım açık olan kapının arkasına geçip onları izlemeye başladım. İlk birkaç dakika konuşmadılar, Ömer'i ilk defa bu kadar kırılgan ve hüzünlü görüyordum...

Ömer'in sorduğu soruyla kaşlarım çatıldı. Bizden ne saklayabilirdi ki?

Ela cevap vermedi, dikkatimin tamamını o yöne verdim. Ömer'in dediği şey ile bedenim gerildi sanki o anlığına akan sular durdu, zaman akmayı bıraktı sâdece bu zaman da kaldık...

Ne demek Ela şiddet görmüş?

Helo pandalarımm, nasılsınızz?

umarım iyisinizdir. Beni sorarsanız ben de iyiyim☺❤

bölümler güzel mi sizcee?

Ömer sizce söyleyecek mi aileye??

yorunlarınızı bekliyorum.

yazım hatam varsa şimdiden özür dilerimm

 

Loading...
0%