@gogirll
|
Pandalarımmm, uzun bir aradan sonra hepinize merhabaaa. Müsait olamadığımdan bölümler geç geliyorr. Vee bi 20 bin oldukkk.Çok mutluyumm. Alaz Kendimi ezilmiş hissediyordum. Çökmüş gibi, fakat bu çöküş daha çok ruhsal gibiydi. Dünya güzeli kardeşim Ömer abi ile sarılıyordu. Öyle içtenlikle sarılıyorduki gözlerim dolmuştu. Ben de ona sarılmak istiyordum, böyle sıkıca her şeyden korumak ister gibi... * Ela'nın odasına gitmeye karar verdim. Kapısını tıklatarak bekledim. Herhangi bir ses yoktu. 'eve mi gelmedi acaba' diye düşündüm. Büyük bir kararsızlıkla elimi kapı kolunda gezdiriyordum. Ela'nın yeniden bir kriz geçirebileceği ihtimali aklıma gelince odaya girdim. Yatak ötüsü düzenliydi, hiç bir şeye dokunulmamış gibiydi. Uraz'ın yanına ilerledim. Kapısını çalmadan içeri girdim, "Abi, Ela eve geldimi? " Tedirgin bir şekil de söylediklerim onda merak uyandırmıştı. "Geldi. Geldi de nol-" Devam etmesine izin vermeden Ömer abisinin odasına koştum. Ela evden gitmiş olamazdı değil mi? Kapıyı tekmelercesine açtım. " Abi, Ela yo-" Gördüğüm manzara karşısın da gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Ardından bakışlarıma hayal kırıklığı eklendi. İkisi birbirine yaşlı gözlerle sarılmışlardı. Pozisyonlarını bozmadan bana bakıyorlardı şaşkın şaşkın. Gözlerim dolmuştu balık burcu olmanın eksileriydi bu. Aklıma gelen ilk şeyi söyleyerek odadan çıktım. "Siz abi-kardeş sarılması yapıyorsunuz ben çıkayım" Bir şey demelerine izin vermeden kapıyı kapattım. Dolu gözlerim de ki yaşları geri gönderdim. Bu kadar saçma bir şey için ağlamayacaktım. "Sorun ne ikiz" Dedi Uraz kendisini belli etmek için. "Yok bir şey ikiz, onlar abi-kardeş saılması yapıyorlar sadece" Dedim, daha çok kendimi teselli eder gibiydim. "ne, ne diyosun ikiz ? " Diye sordu Uraz kaşlarını çatarken. Ona anlatma çabasın da bulunmayıp odama çıktım. * Uygar Kafam allak bullaktı. Ne yapacaktım? Elaya karşı nasıl bir izlenim sürmeliydim? Ben de Eymen'e uyup Ela'ya karşı ön yargılı olmuştum. Demediğim laf kalmamıştı, kendi kendime 'iyi ki, daha fazla üzerine gitmemişim yoksa ben de Eymen gibi dönüşü olmayan bir hata yapacaktım' diyordum. Anlamıştım Eymen çok pişmandı, herkes pişmandı. Ne olursa olsun ben Ela ile iyi geçinmeye çalışacağım. Ona şimdiye kadar yeteri kadar kötü davranmıştık zaten. Ela Sarılmamızı son bulduran şey Ömer abinin " Siz karanla ne iş, anlat bakayım! " Demesi oldu. Masum masum bakışlar atarken bedenimi geri çektim. "Şeyy, yok ki aramız da bişi abi" Dedim gözlerimi kedi gibi büyütmüş tatlı bir ifadeye bürünmeye çalıştım. "Hmm, ben bir şeyler duydum sizin hakkınız da" Dedi gözlerini kısıp beni göz hapsine alırken. "Yoo, yalan haber o" Dedim omuz silkerek. "Hm, öyle mi? " Dedi, aklına ne geldiyse bakışları yumuşamıştı. Ben Karan ile aklıma gelen mesafemiz yüzünden utançla yüzüme yere eğerken Ömer abinin dediği şeyle bocaladım. "Karan ile yakınlığınızı kıskanmıyorum Ela, sadece... Zoruma giden şey bende psikoloğum... Neden benimle paylaşmıyorsun neden onunla konuşuyorsun" Dedi derin bir iç çekerken. Böyle düşünmesi beni bozguna uğrarmıştı, çok ince biriydi... Her anlam da. Ben cevap veremezken o devam etti, "Sorun aileden biri olmam mı? " Dedi çaresizliği sesinden anlaşılıyordu. Her kelimesin de içim de bir şey burkuluyordu, diyemiyorum ki ' Eğer söylersem kendi sonumu getiririm diye' Şimdi teselli etmezsem onu bir daha asal konuşamazdım. Her saniye biraz daha, onun bana olan güvenini kırıyordu. Ben susuyordum, en büyük cezayı aslın da ona çektiriyordum. Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki, geç kaldım... Ömer abi hiç bir şey dememe izin vermeden ayağa kalktı. Yüzüme bakmadan "Bunun yapan her kim ise cezasını çekecek" Dedi bir yabancıya göre sıcak fakat benim için buzdan oluşan bir betondan farkı yoktu sözcüklerinin. Bir şey dememe izin vermeden odadan çıktı. İşte o kapının kapanmasının ardından gerçekle bir kez daha yüzleştim. Ben susmak zorundaydım, ben konuşamazdım. Yasaktı, her şey yasaktı bana... Gülmek, konuşmak, anlatmak, yemek, şaka yapmak... Haram kılınmıştı her şey bana. Artık kafam patlama noktasına gelmişti, susmuyorlardı. Benim tam tersime içim de ki şey asla susmuyor... Sürekli beni kötüleyip duruyor, sonumun Eray tarafından dövülerek olacağını söylüyordu. Her ne kadar bu eve gelince bu oran benim için azalsada son olanlar, Eray hakkın da söylediklerim... Bu düşünceyi destekliyordu. Burnumu çekerek tüm bunlara bir son verdim, tek elimle destek alarak ayağa kalktım. Altımı silkeledikten sonra kapıya doğru ağırca adımladım. 1 saat öncesin de artık her zaman güleceğine söz veren kız şimdi ağlıyor... Hem de susmak zorunda olduğu için. Kapıyı açarak odama ilerledim. Birazdan Derya ve Şenol bey gelirdi, ruh gibi görünmek istemezdim. Kapımı kapatarak kendimi yatağa attım, irkildim. Camım açık olduğu için oda buz gibi olmuştu... Aynı içim gibi. Aynanın karşısına geçip kendime baktım, göz altlarım morarmış gözlerim ağlamkatan şişmiş ve kızarmıştı. Makyaj masasına oturarak elime kapatıcıyı aldım. Mecburen makyaj yapmak zorundaydım. *** Eray'ın bana attığı ölümcül ve abilerin Eray'a attığı ölümcül bakışları saymazsak sıradan bir akşam yemeği olmuştu. Aklım da bir şey vardı bunun için de konuyu Derya hanım ile konuşmalıydım. Yemekten sonra o da sanki içimi tahmin etmiş gibi benimle konuşmak istedi. Şenol bey ile araların da ki soğukluk gözümden kaçmamıştı. Şenol beyin çalışma odasına geçerek boş bir koltuğa oturduk. Beni çağıran o olduğu için ilk onun konuşmasını bekledim. Gözlerini sonun da halıdan çekip bana yöneltti. "Kızım... Nasıl soracağım bilmiyorum. Ben.. Seni sıkmak da istemiyorum" Ağzının ortasına içinden gevelediği şeyler iyice canımı sıkmıştı. "Lütfen açık olun" Dedim tatlı bir şekil de. Çok geçmeden devam etti, "Mutlu musun? Yani abilerin ile anlaşan biliyor musun? Biz evde olmadığımız için bilmiyoruz" Dedi mahcup bir tonla gözlerini kaçırmıştı. O da çok iyi tanıyordu oğullarını. Her zamankisi gibi yalana başvurdum, "Herhangi bir sıkıntı yok Derya hanım. Endişelenmeyin lütfen" Dedim bir yandan acaba 'hanım' dediğim için doğru mu yaptım diye düşünüyordum. Gözlerini bana çevirdiğin de hayal kırıklığı vardıe. İşte bu benim boğazıma koca bir yumrunu oturmasına neden oldu. Yumruğunu gitmesini istediğim içine bir kaç yutkundum, ardından konuşmaya girdim. "Derya hanım ben İstanbul'a gitmek istiyorum" Hello canlarımm. Yinee hheyecanlı bir sonnn. görüşmeyeli nasılsınızz? ben süperimmm, umarım siz de iyisinizdir. elimden geldiğince cevaplamaya çalışıyorum yorumlarınızııı. Hayalet okur olmayınnn, yorum yazın duygularınızı belirtin kimse sizi yargılayamazzz. öpüyorum sizi iyi gecelerr
|
0% |