Yeni Üyelik
34.
Bölüm

Gerçek Ailem 34💔

@gogirll

Aynaları sevmeyiz çünkü onlar bize inanmak istemediğimiz gerçekleri gösterirler...

Arkadaşlar bölüm emojisini koyamadım çünkü teelfonuun şarjı bitti güncelliyeceğim sonra

hello arkadaşlarr, nasılsınızz. Soranalar için ben iyiyimm iyileştim sayılırr. Bomba gibi bölümler bekliyor bizi arkadaşlar bugün biraz taslak geçeyim dedim de baya karışık ve şok edici bir kitap olacak aynı zaman da şunu söyliyebilirim ki diğer okuduğunuz gerçek ailem kitaplarından farklı olacak. Diğe kişiler kine laf yok yanlış anlamayın ben sadece bu kitabta çok farklı şeyeler yaşanacağını söylemek istiyorumm.

Arkadaşlarr reklam gibi olmasın daa eğer benim kitabım hoşunuza gittiyse Melahat Başal'ın "Üvey abim" Ve Ceyda Bayındır'ın " kocam mafya" Kitaplarına bakarsanız çook mutlu olurumm.

Uzatmadan bölüme geçelimm.

***

Derya

Ela'nın bana " Anne" Demiş olması beni çok mutlu etmişti fakat içime şüphe tohumu eken şey İstanbula gitmek istediğini söylemesi olmuştu. Neden böyle bir şey söylemişti ki şimdi? Eğer evden gitmek gibi bir fikri varsa onu vazgeçirmek için her şeyi yapardım. Zaten yaşı küçük olduğu için gidemezdi fakat yinede içim hiç rahat değildi.

Bir şeylerin döndüğünü anlamıştım fakat henüz çözememişitim. Ela her ne kadar abileri ile sorun yaşamadığını söylese de araların da bir sorun yaşadıklarını anlamıştım. Hem eğer öyle olmasaydı Ela neden İstanbul'a gitmek istesin ki?

Çocuklar odadan çıktıktan sonra Ömer'e kalmasını söyledim. Ela ile en yakın olan oydu bilse bilse o bilirdi. Oturması için önüm de ki koltuğu gösterdim, benim bu ciddi halimi gördüğü için şaşırmış gibiydi. Çatık kaşlarla oturdu "Sorun ne Anne" Dedi elini ensesine atarak. "Ömer, başkasına sormadım çünkü Ela'ya en yakın olan sensin" Dedim sıkıntılı bir nefesle...

Ömer

Annemin dediği ile ensem de gezinen elim durdu. 'Sen Ela'yı daha iyi tanıyorsun' mu? Konunun Ela ile ne ilgisi var ki? Acaba şiddet gördüğünü mü öğrendi? Ben iyice meraklanarak yerim de kıpırdanırken annem ise hala bir açıklama yapmamıştı. Sabrımın tükendiğini belli edercesine "Eee, Ela ile konunun ne ilgisi var anne" Dedim hafif yüksek çıkan sesimle.

" Ela bana 'Anne' demeden önce İstanbula gitmek istediğini söyledi oğlum" Demesi ile bedenim gerildi.

İstanbul'a mı? İyi de neden? Bizim yüzümüzden mi?

"Ne gitmesi anne ne saçmalıyorsun. Olamaz öyle bir şey" Dedim sitamle ayağa kalkarken. "Dur oğlum otur ses yapma duymasınlar" Dedi endişeyle gözleri benim ve kapı arasında gidip geliyordu. Gözlerimi kapatarak sakinleşmeey çalıştım, eski yerime oturarak annemden gelecek olan açıklamayı dinlemeyi bekledim. Anneme 'hadi' dercesien bakış atıyordum fakat o ise gözleriin kaçırıyor gıkıbı dahi çıkarmıyordu. "Neden anne söyler misin?" Dedim sakin kalmaya çalışırken. Bir anda gözlerin deki çaresizliğin yerine suçlama bakışları aldı, sanki benim suçummuş gibi. "Bilmiyorum ÖMER tamam mı? Laf arasında kaynadı. Kıza ne yaptınız doğruyu söyleyin! NE DEDİNİZ DE SİZ KIZ GİTMEK İSTİYOR" Dedi bağırırcasına. Tam itiraz etmek için ağzımı açmıştım ki aklıma gelen ihitimalle geri kapandı.

Eymen'in yaptığı için mi?

Sadece o mu Ömer o kadar laf ettiniz(iç ses)

"NE OLDU SUSTUN, SİZ YAPTINIZ DİMİ! EĞER SİZİN YÜZÜNÜZDEN BEN KIZIMDAN AYRI KALIRSAM EVLATLIKTAN RED EDERİM ANLADIN MI! NAPTINIZ KIZIMAAAAA" Ayağa kalkmış deli gibi bağırıyor etrafı kırıyor, saçıyordu. Benim yaptığım tek şey ise öylece durup halının desenini izlemek.

64 kare, 34 yuvarlak, 65 kare, 35 yuvar-

Odaya bodaslama giren kardeşler ile yer eğik olan başımı kaldırdım. Her yer her yerdeydi, kardeşler bize uzaylı görmüş gibi bakıyor annem ise bir köşeye geçmiş sinirden ağlıyordu. Bir kaç kişi annemin yanına gitti Alaz ve Uraz'ın yanıma gelmesi ile başımı yine eğdim.

"Abi, ne oldu annem neye sinirlendi?" Diye sordu merakla Alaz. Cevapsız bıraktım sorusunu,kulağım annemin hala sayıkladıklarındaydı "Sizin yüzünüzden... Sizin yüzünüzden...Sizin yüzünüzden... Sizin yüzü-" Dinlemek istemediğim için hızla kalkarak Ela'nın odasına doğru adımlamaya başladım.

Ela'nın birden kriz geçirmesi oldukça tuhaftı, hemde tetikleyen bir şey olmadığı halde. Kriz geçirdiği yerin 1 metre ötesin de ki kör nokta aynı zaman da pencere camının aşağısın da bulunan vazonun kırılması benim için yalan söylediğinin bir işaretiydi. Şimdilik tahminlerim Eray üzerindeydi.

Ela'nın kapısını tıklatarak bekledim. Bir kaç dakika sonra şiş ve morarmış gözlerle kapıyı açan Ela biz gittikten sonra ağladığını belli ediyor. Hafifçe kenara çekilmesiyle içeri girdim.

Ela

Çok merak ediyorsunuz değil mi şimdi ne yaptığımı? İnanın ben de çok merak ediyorum...Yatakta boyluca uzanmı boş boş bakarak tavanı seyrediyordum.Tabi kii de olmazasa olmazımız kulaklığım da kualğımdaydı, kısık sesde olduğu için aşağıdan gelen bağırma ve kırılma seslerini duymuştum fakat alıştığımdan mıdır bilmem ama pek umursamadım.

Kapının tıklatılması ile biraz daha uzanıp hefifçe doğrularak kapıya ilerledin. Yine tahminlerimi şaşırmayarak Ömer abi gelmişti, hafifçe kenera çekilerek geçmesini bekledim. Artık yüzümü ne halde gördüyse kaşları çatılmamak için savaş veriyor gibi gözüküyordu. içeriye geçmesi ile kapıyı kapattım, yatağımın orta uç kısmına oturmuştu. Ben de kremsi tonlarda olan odam da gezdirdim gözlerimi nereye geçsem diye düşünürken. Ömer abinin eli ile yatağın yanına iki kere vurması ile hiç bir şey demeden oraya oturdum.

(arklar öff sıkıldım direkt konuşmaya geçsinler ya)

"Ela, annemiz bana bir şeyden bahsetti. Doğru mu güzelim?" Dedi naif bir ses tonu ile. Bu konuya bir açıklık getirmek istediğimden beklemeden açıklamaya koyuldum. "Evet abi doğru, fakat siz yanlış anladınız ben İstanbul'a birinin mezarını ziyaret etmek için gitmek isitiyorum" Dedim emin ve net bir ses tonu ile. Yüzünü aniden bana döndürdü, çatık kaşlarla sanki bir problemi çözmek iste gib. bakıyordu."Nasıl yani sen şimdi bizim yüzümüzden gitmek istemiyor musun" Dedi safça. Her konuda dedektif olureken konu ben olunca mallaşıyor bu çocuk. "Abi ne oluyor sana ya her türlü konuda başımıza Sherlock Holmes kesilen sen konu ben olunca IQ sıfırlanması yaşıyorsun yahu" Dedim inanamayarak bakarken. Birden masumluk akan gözleri çapkın bakışlara dönüşünce afalladım. "Eee, aklımı kaybediyorum güzelim konu sen olunce Dedi abici bir tavırla.

"Asıl aklının çalışması gereken konu da düşünemiyorsun abi..." Kendi kendime sessizce mırıldandım. "Ne dedin" Dedi kaşlarını çatarken. "Yok bişi abi" Dedim 'sen iflah olmazsın' bakışları altında. "Yani şimdi Eymen yüzünden gitmiyorsun değil mi*" Dedi çocuksu bir heyecan ile. Sanki intihar etmekten son anda vazgeçmişim gibi konuşuyordu...

"Evet" Dedim sıkıldığımı belli etmek istercesine göz deviriken. "Ohh, be rahatladımm desene kızım ya ev savaş alanına döndü" Dedi sırıtırken. "Hı hı öyle hadi git sen şimdi evi topla" Dedim onu odamdan göndermek için, yalnız kalıp Karan ile hayaller kurmam lazımdı...

Sorgulayıcı bir ifade ile bana baktı, "Sen niye beni zorla göndermeye çalışıyorsun bakayım" Dedi kaşları yay gibi esnerken. Yüzüme son derece sahte olan samimi mimikler yerleştirdim. "Yoo, ne alakası var ki abicim. Ben babam eve gelince öyle görmesin diye şey ettim yani" Dedim safça. "Hmm, yemem ben bu numaraları normal de ama söz konusu sen isen onu da yerim" Dedi mehlül mehlül bakışlar atarken. İşime gelmişiti..." Hı hı evet hadi git" Dedim ayağa kalkıp onu kapıya doğru sürüklerken. Sonun da odadan çıktığın da çekmeceye sakladığım bilekliği çıkardım. Direkt gözlerimin önüne Timur abinin derin ve biri o kadar da anlamlı gülüşü geldi aklıma...

Baran

"Sikt*r ya"

Ne olmuştu? Merak ediyorsunuz değil mi?

Adamlar mesajını verdikten sonra arabalarına binerek gitmişlerdi. Ben de zor bela kitlenen bedenimi ççözerek arabayı eve doğru süremeye başlamıştım. Er yada geç Ateş'in benim burada olduğumu öğreneceğini biliyordum fakat bu kadar kısa sürede olacağını tahmin edememiştim. Her ne kadar İstanbul'a gitmek istemesem de özellikle de bu günler de geçmişte yaptığım salakça bir hata yüzünden buna mecburdum. Henüz Ela tam olarak olarak alışamamış olsa da sonun da ölüm vardı. Daha yeni geldiği bir ailede ona abi yası yaşatmka istemezdim bir de öyleki bana o derece bağlanmışken.

Arabayı garaja koyarak indim, kafam karışıktı önceliğim bir şekil de İsatnbul'a gidereken Ela'yı da yanım da götürmekti.

Zili çalarak kapının açılmasını bekledim. Endişeli bir surat ifadesi ile bana kapıyı açan Uraz ile tek kaşım havalandı. Ben daha ne olduğunu soramdan o anlatmaya başladı. Hem onu dinliyor hem de içeri geçiyordum. "Abi, annem Ömer abi ile konuşurekn kriz geçirdi. Ela gitmek istiyormuş sanırım. Sonra annemi sakinleştirdik Ömer abi yine konuşuyor bir şey olu diye çok korkuyoruz" Dedi yarı ağlamaklı bir suratla.

Ben daha olayları kavrayamadan çalışma odasının kapısı açıldı. Annem ve Ömer son derece sakin bir şekil de bizi salona çağırdılar- Ela ve Eray dahil. Uraz'ın söylediklerin de dikkatimi çeken şey 'Ela gitmek istiyormuş' oldu. Böyle bir şey olmaz değil mi?

***

Tüm herkes sonun da salona toplanabilmişti. Bababmın anneme, annemin Ömer'e attığı pişmancıl bakışları beni gittikçe geriyordu.

"Derya, topladın hepimizi buraya ne oluyor" Dedi babam aslın da herkesin aklın da olan o soruyu sorarak. Annem tüm salonu derin sessizliğe bırakacak o sözleri söyledi. "Ela İstanbul'a gitmek istiyor..."

Hello gardajlarr sonn, off gerçekten çok yoruldum göz kapaklarım kapanacak az kaldıı. hEpinize iyi gecelerr hafta sonu müsiat olamam büyük ihitmal bu hafta başka olmaz bölümm.

Loading...
0%