@gogirll
|
Hello canlaarımm, uzun bir aradan sonra hepnize merhabaaa. Hem okul hemde yeni kurguya başlamam yüzünden bölüm gecikti o yüzden hepinizden özür diliyorummmm. Yeni başladığım mafya kurguma da bakarsanız çook mutlu olurumm, bu kitabı final yapıp ona geçiceğimmm. Bölümleri uzatırsam eğerr en yakın zaman da final yapacağımm, artık her şeyin ortaya çıkması gerekiyor değil mi? Haydi başlayalımmmm. *** "Ela İstanbul'a gitmek istiyor..." Dedi Annem. Tüm gözler anın da bana ve Anneme döndü. Böyle bir şeyi beklemedikleri yüz ifadelerinden açıkca belli oluyordu. "N-Ne? Ama neden?" Diye sordu Alaz büyük bir şaşkınlıkla. Tek şaşırmayan Ömer abi gibi görünüyordu, o da zaten bildiği içindi. Babamın bile dili tutulmuş gözüküyordu, tepkisinin ne olacağını kestiremiyordum mimiklerini çok iyi saklıyordu. Annem bilerek mi yapıyordu bilmiyordum ama her ne yapıyorsa izin verecektim. Hala beniim neden İstanbul'a gitmek istediğimi açıklamamıştı. Abilere bir göz gezdirdiğim de Eray'ın kaşlarını çatmış bir şeyleri anlamaya çalışıyormuş gibi bir hali vardı. "Ne demek gitmek istiyor! Neden!" Dedi Uraz bağırarak, yüzü öfekeden kıpkırmızı olmuştu. Gözüm Baran abiye kaydığın da son derece bitmiş gözüküyordu. Bir tarafın da yangınlar varken diğer tarafın da sel olmuş gibiydi. Kararsız duruyordu, ne yapacağını bilemiyormuş gibi bir hali vardı.(Arkadaşlar diyebilirsiniz nasıl bu kadar iyi biliyor. Kızımız ailede söz hakkına sahip olmadığın gözlem yeteneği gelişti o yüzden bu kadar iyi tahmin yapıyor) "NE DEMEK GİTMEK İSİTOR DERYA? BUNA İZİN Mİ VERECEKSİNİZ!" Diye kükredi Babam... Bağırması ile irkilerek gözlerimi kapattım. Ellerim yumruk halini almıştı bile. Eğer bağırmaya devam ederse hiç iyi şeyler olmazdı. Hafiften gözlerimi açarak abilere baktığım da sadece benim değil onların da hoşuna gitmediğini anladım. Çoğu abinin gözü benim üzerimdeydi, artık neredeyse herkes şiddet gördüğümü biliyor denilenebilirdi. "SANA SORUYORUM CEVAP VERSENE!" Diye yeniden kükredi, bu sefer çok farklıydı, iliklerime kadar inmişti bu ses. Titreyerek arkama yaslandım, gözlerim kapalı tırnaklarım avucuma batılı bir şekil de duruyordu. Her ne kadar belli etmemeye çalışsam da abiler çoktan fark etmişti. "YETER ARTIK BABA BAĞIRMA KORKUTUYORSUN BİZİ" Diye bağırdı Ömer. Bir anda elimi başka birinin avucun da bulunca afallayarak gözlerimi açtım. Eymen karşım da dolu gözlerle bana bakıyordu. "Ben buradayım kardeşim..." Diye fısıldadı. Salon da sesler gittikçe artıyorken şuan da onu süründürmek çok istedim fakat ortam pek uygun değildi. Benim için açtığı kolunun altına girerek kafamı gögsüne yasladım. Hemen kolunun altına almıştı beni, bir eli belimi de diğer eli sol kolumu sarıyordu. Kaç dakika öyle geçti sayamadım tek bir şeyi fark ettim ki 'Ben bu eve geldiğim de aile parçalanmaya başlamıştı' Her şey benim yüzümdendi her zaman olduğu gibi. Bir karar verdim...İstanbul'a gideceğim fakat geri dönmeyeceğim... Annemin bağırtısıyla tüm sesler yavaş yavaş durgunlaştı. Şimdi yien tüm dikkatler annemin üzerindeydi. "Neden gitmek istediğini söylemedim! Eğer dinleyeceksiniz açıklayacağım!" Dedi sinirli bir ses tonu ile. Kimseden çıt dahi çıkmadı herkes yerli yerine oturmuştu. "Ela, İstanbul da ki bir yakının mezarını ziyaret etmek için gidecek" Dedi net bir ses tonu ile. Halının desenin de gezinen gözleri anın da bizi buldu. Bu şoku ilk atlatan Alaz oldu. "Ne yani şimdi Ela evi terk etmiyor mu?" Demesi ile annem hemen cevapladı. "Hayır!" Sıkılmıştım herkes her şeyi öğrendiğine göre odama gidebilirdim değil mi? "Bittiyse odama çıkacağım" Dedim herkese boş bakışlar atarken. Ayağa kalmış çıkışa doğru yürürken salondan Baran abinin sesi yükseldi," Gel buraya Ela bitmedi." Baran abinin sesini ilk defa bu kadar soğuk duymuştum. Adımlarım bıçak gibi kesildi, salonun ortasın da kalakalmıştım. Bir kaç dakika öyle durduktan sonra kendime gelip geri yerime geçtim. "Sizinle bir şey konuşmam gerekiyor" Dedi sıkıntıyla bir nefes alırken. "Ne oldu oğlum seni ilk defa böyle görüyorum" Dedi babam. "Ateş..." Diye mırıldandı Baran abi... Ateş... Ateş... Ateş... Hereksin bakışları anın da abimi buldu. "Banan- mesaj göndermiş eğer gitmezsem..." Devam etmedi başını eğdi omuzalrını düşürdü. "Zaten olacaktı oğlum" Dedi annem dolu gözleriyle. Bedenim kitlenmişti resmen, gözlerim dolmuştu. Daha onun adını duyduğum da böyle oluyordu..." A-Ateş mi?" Diye sordum titrek sesle. "Evet abicim ama merak etme sen ben halledicem" Dedi abican bir tavırla keşke halledebilseydi... "Ben odama çıkıyorum" Dedim sol gözümden akan yaşı hızla silerek ayağa kalktım, odama doğru hızlıca yürümeye başladım. Damallar usulca akıyor çenem doğru yol izliyordu. Odama girerek kapıyı kitledim, onu yaparken bile elim titremişti. Derin bir nefes alıp kapıya yaslanarak oturdum, dizlerimi kedime çekmiş kollarımı da kendime dolamıştım. Burasının bir cehennemden farkı yok... Cennet olarak düşündüğüm yerde alevler içerisin de yanıyorum... *** Ömer Annemin dediklerine şaşırmamıştım biliyordum zaten. Babamın bağırmaya başlaması ile Ela'nın korktuğunu gördüm. Eymen benden önce davranıp yanına gitmişti. En sonun da sakinleştiğim de bu sefer baran'ın dedikleri yüzünden yüzüm buruştu. Bir günümüz olaysız geçmiyordu... Ela'nın "A-Ateş mi?" Demesi ile tüm dikkatimi ona verdim. Bedeni kasılmış gözü dolmuştu. Ateşi tanıyor mu* Odasına gideceğini söyleyerek gitmişti. Gitmeden önce gözünden akan yaşı fark etmiştim her ne kadar seslensem de geri dönmemişti. Tam ayaklanmış yanına gidecekken Alaz'ın dedikleri ile duraksadım. "Abi gitme bence, belli ki bir sorunu var şimdi gidersen ters teper" Dedi sakince, maalesef ki hakıydı. Hayatımız bir kör düğüm olmuştu, bir tanesini çözsek yeni bir düğüm oluşuyordu. Ne zaman bitecekti bu? Ne zaman mutlu sona ulaşacaktık... Vee son arkalrr. Belli bir yerde kesmiş ben bölümü yayınladıktan sonra fark ettim taslağa atıp devam ettirdim hemen. Aşırı uykum varr sizin için yazdımmm. bölüm nasıldııı bol bol yorum yapınnn ve kitap tüketinnn iyi gecelerrre |
0% |