@gokcekaracao
|
İyi okumalar dilerim...
Kitapları yakmışsın , duvarları yıkmışsın. Kapıları kırmışsın ama hala aynı yerdesin , cehennemindesin. Koşuyorsun ama kaçamadığının farkındasın. Şimdi kendine gel , isimleri unut , yüzleri , sesleri , kokuları. Korkularını bir odaya kilitle , kaçababilmek için buna ihtiyacın olacak. Unutma her şey yoluna girmeden önce en kötüsü olmak zorundadır.
Gözlerimi vücudumun titremesiyle araladığımda bir sedyenin üzerinde ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde yatıyordum. Ne kadar zamandır baygın olduğumu bilmiyordum. Oda , bizi tuttukları odaya nazaran gayet düzgündü. Odanın içerisinde cam kapaklı dolaplar ve ilaç kutularıyla dolu olan raflar vardı. Etrafta sessizlik hakimdi. Gözlerim odanın içerisinde tedirginlikle dolaşıyor ve kaçacak bir yol arıyordu. Fakat yoktu , kaçacak bir yol olsa dahi bu sedyeden başka bir kişinin yardımı olmadan kalkmam neredeyse imkansızdı.
Korku tüm vücudumda kol geziniyordu. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor , bu soğuk odaya rağmen terliyordum. Bulunduğum durum beni panik atak krizine sürüklüyordu ve bu şuan olması gereken son şeydi. Şimdi zamanı değildi! Antidepresanlarımı kullanmayı bırakalı yaklaşık 3 ay olmuştu ve ben zararlarını bu durumda görüyordum.
"Şimdi olmaz , lütfen! Sakin olacağız ve buradan kurtulacağız." Kendi kendime söylediğim cümle beni sakinleştirmek bir yana , daha da korkutuyordu. Buradan tek başıma kurtulamayacağımın farkındaydım. Ege ve diğerleri olmadan buradan kaçmam imkansızdı . Fakat yanımda şuan ne Ege ne de diğerleri vardı.
Odanın köşesindeki beyaz kapı gıcırdayarak hafifçe aralandı. Görebildiğim kadarıyla bir doktor ve yanında da asistanları vardı. Kendi aralarında fısıldayarak konuşuyorlardı ve bu mesafeden onları duymak neredeyse imkansızdı. Doktor'un yüzünde gergin bir ifade vardı.
Odanın kapısını tamamen açıp içeri girdiklerinde gözleri bir müddet benim üzerimde oyalandı. Doktor siyah saçlı otuzlu yaşlarında bir adamdı. Az önceye rağmen yüzündeki gergin ifade silinmiş aksine yüzüne bir tebessüm yerleşmişti.
"Demek uyandın. Hoş geldin Lal." Doktorun neşeli sesi odanın içinde yankılandı. Neden bu kadar mutluydu? Tedirgin gözlerim doktorun üzerinde dolaşıyordu. Yutkunarak , kalbim göğsümü döverken ellerimin titreyişine hakim olmaya çalıştım. Doktor bir kaç adımda yanıma ulaştığında , eldivenli elleri saçlarımın üzerinde gezindi. Tiksintiyle kafamı oynatmaya çalıştım. Bana dokunmasını istemiyordum. Yüzündeki tebessüm büyüdü ve histerik bir gülüşe dönüştü.
"Ben buraya kendi isteğimle gelmedim. Beni bırakın!" Doktor'un ağzından minik bir kıkırtı kaçtı. Eğleniyor gibiydi. Bu tavırları daha da paniklememe yol açıyordu. Bu adamın akıl sağlının yerinde olmadığına emindim. Yoksa kim neden böyle bir şey yapardı ki!?
"Ben Doktor Can , bunlar da asistanlarım Helin , Pamir ve Uygar. Bilime katkıda bulunacağın için teşekkür ederiz Lal. Sizler olmasaydınız bilim asla ilerlemezdi." Buradan kaçmam gerekiyordu! Bu insanlar hepsi , hepsi delirmişti! Beni zorla burada tutmuş ve bilime katkım olacağını söylüyorlardı! Bunların hepsi kafayı yemişti!
Kaşlarım düşüncelerim doğrusunda çatılırken gözlerimi odanın tavanında gezdirdim. Buradan asla kaçamayacaktım değil mi? Ruhumdaki acı , bütün bedenimi sızlattı. Gözlerimdeki yanma hissi birazdan ağlayacağımın garantisi gibiydi.
"Bana ne yapacaksınız? Bırakın gideyim lütfen." Sessiz yalvarışım Doktor Can'ı daha da eğlendirmişe benziyordu. Yanındaki asistanları onun aksine bu durumdan pek de hoşnut değil gibilerdi. Doktor Can bir eliyle asistanlarına işaret verdi. Asistanlardan Pamir ve Uygar başımın hizasına doğru geldi. Diğer asistan Helin görüş alanımda değildi.
"Lütfen , bırakın gideyim. Kimseye bir şey söylemem." Başımın hizasında bekleyen Pamir ve Uygar'ın arasında kısa bir bakışma geçti. Ne olduğunu anlayamamıştım . Asistan Helin görüş alanıma girdiğinde elinde küçük bir şırınga tutuyordu. Doktor Can neşeyle bir köşeden seyrediyordu. Tedirgin gözlerim odanın içerisinde dolandı. Helin şırınganın içerisindeki sıvıyı bir miktar havaya sıktı. Bana doğru yaklaştı ve boynumda enjekte etmek istediği noktayı muhtemelen alkol olduğunu düşündüğüm bir pamukla sildi.
"Lütfen kafanı oynatma , biraz yakabilir ama hemen geçecek. Söz veriyorum." diye mırıldandı Helin. Uygar kafamı sabitlemek için kafamın iki yanından tuttu. Çırpınmaya çabalayışlarım nafileydi.
"Pamir geç ve not almaya başla. Hareketlerini gözlemleyeceğiz , her anını kayıt altına alacağız. Helin başlayabilirsin." Helin elindeki iğneyi yavaşça boynuma batırdı ve içindeki sıvıyı enjekte etti. Boynumdaki sıvı geçen her saniye değdiği yerleri yakıyordu. Derin nefesler çekmeye çalıştım içime. Burada böyle ölemezdim. Bütün vücudum kaskatı kesilmişti. Her bir zerrem acıyla kıvranıyordu.
"Çok acıyor!"Her an ölebilecekmiş gibi hissediyordum. Nefes almakta zorluk çekiyordum , gözlerimden yaşlar dökülüyordu. Oda dönüyor , midem bulanıyordu. Burnumdan akan kan dudaklarıma ulaşmıştı. Uygar bir elini ensesinden saçlarına ardından da alnına kaydırarak yüzünü sıvazladı. Bu durumdan hoşlanmıyor gibi gözüküyordu.
Yaklaşık bir dakika sonra acı nihayet geçtiğinde kendimi bitik hissediyordum. Nefes almak bile artık zor hale geliyordu. Asistan Helin , üzerimde bazı kontroller yapıyordu. Koluma bir serum takmışlardı , bedenimin çoğu yerinde kablolar bağlıydı. Bir başımda Uygar duruyor iyi olup olmadığımı gözlemlemek istercesine gözlerini yüzümde gezdiriyordu.
"Ateş?" Pamir keskin bir sesle sordu.
"Ateşi 39.4" dedi Helin. Doktor Can memnun bir gülümsemeyle yüzüme bakıyordu. Bana enjekte ettikleri her ne ise işe yaramış olmalıydı.
" Bana ne yaptınız?" diye sordum tedirgince. Bana ne vermişlerdi , deftere alınan notlar neydi bilmiyordum. Tek isteğim bir an önce buradan gitmekti. Gitmek ve arkadaşlarımın iyi olup olmadığını görmek istiyordum.
"Bekleyeceğiz , biraz daha gözlemleyeceğiz!" dedi doktor. "İlacın tamamen işe yaradığına emin olmak istiyorum." Konuşmalarını duyuyordum fakat onlara cevap verecek halim yoktu. Bana enjekte ettikleri her neyse , bütün enerjimi sömürmüştü.
Dakikalar geçip giderken ben hala iyi hissedemiyor aksine gittikçe kötüleşiyordum. Pamir ellerimdeki ve ayaklarımdaki ipleri çözüp beni bir tekerlekli sandalyeye oturttuğunda kafamı bile kaldıramıyordum. Bedenimin kontrolü benim elimde değil gibiydi. Uygar bileğimi yavaşça tuttu ve sıcak mührü yavaşça bileğime bastı. Yanma hissi , çektiğim acının yanında bir hiç olarak kalıyordu. Bileğimde artık kırmızı bir damga vardı. Bu damga hayatım boyunca benimle kalacak , verdiğim mücadeleyi ve çektiğim acıyı bana her zerresiyle hatırlatacaktı.
Beni tutulduğum odaya tekrar getirdiklerinde Ege , His ve Onur yanıma geldi. His ağlamış olsa gerek gözleri şişmişti. Ege ve Onur'da çok iyi gözükmüyordu. Gözlerimi yüzlerinde gezdirdim. 'İyiyim bakın buradayım' demek istedim. Endişelerini silmek ve güçlü olduğumuzu hissettirmek istedim ama yapamadım. Dudaklarım bir zincirle kilitlenmiş. Bedenim ise bu ızdırap karşısında kendini adeta kilitlemişti.
"Canım yanıyor." Zorlukla söylediğim kelimeler dudaklarımdan bir bıçak gibi çıkıp herkesin canını yakmıştı. Ege beni kolları arasına aldığında , gözlerim gözleriyle buluştu. Dolu gözleriyle yüzümün her santimini ezberlemek istercesine izliyordu.
"Yukarı bak ve sakinleş, daha yolumuz var Lal."
Yukarı bak ve sakinleş.
Yukarı bak ve sakinleş.
Yukarı bak ve sakinleş.
Verdiğim en büyük savaş kendimleydi. Gözümden bir damla yaş süzüldü yanağıma. Geceler bitecek sabahlar olacak ama bu acı hep vüducumda kalacaktı.
"Uyu Lal. Uyu ki acın dinsin , dinmeyen her acını ben iyileştireceğim. İyileşmeyen yaralarına ise çiçekler ekeceğim." Ege'nin şefkatle dolu sesi yüzümde bir tebessüm oluşturmuştu. Gözlerimi gözlerinden çektim ve usulca kapattım. Kafamın içi düşüncelerle doluydu. Kafatasımdaki öfkeli kalabalık , yardım çığlıkları atıyor ve buradan kurtulmamı onlara güvenmememi söylüyordu. Fakat Ege'nin sesi tüm haykırışlarımı silmiş , karanlık sokakta yolumu aydınlatmıştı...
*******
Yeni bir bölümle öncelikle merhaba!. Bölümle ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizin düşünceleriniz benim için çok önemli . Yorumlarda bol bol bu konu hakkında sohbet edelim. Vote vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın yol arkadaşlarım.. |
0% |